Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz.

Tam Görünüm: Astrolojiden Faydalanmak
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Siteyi normal görüntülemek için, Buraya Tıklayın
Sayfalar: 1 2
Aşağıda astrolojinin bize sağlayacağı faydalar sıralıdır. Doğum haritası bir insanın gelişime doğru izleyebileceği en mutlu, en doyumlu ve ruhsal olarak en yaratıcı yolun bir plan taslağıdır. Bütün bunları bildikten sonra doğum haritamızın mesajlarını dinleyebilir ya da onu yok sayabiliriz. Bu bizim kendi işimizdir. Ve onu yok saymayı seçsek bile, yaşamın kendisinin, er veya geç, aynı mesajı bize ileteceğini bilmeliyiz.

Peki, öyleyse astrolojiye neden ihtiyacımız var? Bir sebebi yok. Bir çok insan o olmadan da gayet iyi yaşıyor. Doğum haritasında başka bir yerden öğrenemeyeceğiniz hiçbir şey yok. Terapiye gidin, meditasyon yapın, aşık olun, kayıp bir şehri keşfedin, tüm bunlar da aynı işi yapabilir. Astroloji kişinin kendini tanıma yollarından sadece biridir. Ve diğer bütün yollar gibi onun da avantajları ve dezavantajları vardır.

Astrolojinin temel avantajı hızıdır. O olmadan yıllarca sendeleyerek, düşerek, kalkarak kim olduğumuz bilgisini sahte gerçekler ve boş hayaller içinde arayabiliriz. Terapi bu süreci hızlandırabilir. Aynı şekilde dinamik bir evlilik de. Benzer şekilde bütün dayanma limitlerimizi zorlayan, karakterimizin özü dışında her şeyi alıp götüren bir macera da. Ancak bütün bu süreçler zaman alır.

Astrolojinin dezavantajları? Bütün bu değerli bilgiler insanın bir kulağından girip diğerinden çıkabilir. Astroloji insanı terapiden fazla değiştiremez. İnsanlar kendileri değişirler.

Astrolojinin gerçek hedefi, gelişmekte olan benliğimize bir ayna tutarak, zaten en derinlerde bildiklerimizi bize anlatmak, kendimize şahit olmamızı sağlamaktır. Astroloji herhangi bir felsefi veya dini görüşle birleştirildiği zaman zarar görür. Bu sistemde kişinin kendinin farkına varmasına yoğunlaşılması dışında hiçbir şeyin önemi yoktur.

Astrolojinin belirtilen ve sıralanan amaçlar dışında kullanımı veya uygulanması kesinlikle arzulanmamalıdır, çünkü o zaman bu evrensel sistem tam bir falcılık felaketine uğrar.

1. Modern bir yazar “Egonun ölümü geri kalan her şeyin doğumudur” diye yazmıştır. Astrolojiyi kullanarak aklımıza ve ego modellerimize belirli bir perspektiften bakabilir, onlardan uzaklaşabilir, böylece gerçeği algılayabiliriz. Çünkü bu modellerin kurbanı olduğumuz sürece tamamen karanlıkta kalırız. Doğum haritası bu modelleri net bir şekilde açığa çıkartarak alışkanlıklarımızla ve kendimizle etkili tarzda uğraşmamızı sağlar.

2. Astroloji sabrı öğrenmemize yardımcı olur; çünkü insanın varoluşunun temel yapılarında önceden belirlenmiş döngüsel ritim ve zamanlamanın bulunduğunu gördüğümüzde, mevcut durumun kendi gayesini gerçekleştirdikten sonra geçeceğini bilerek ve bugün buradayı sabırla kabullenerek şimdiki zamanın tadını çıkarabilirsiniz.

3. Astroloji diğer psikolojik araçlardan daha üstün bir büyüme ve gelişme modeli sunar. Bir insanın üzerinde uğraşması gerekenleri, belirli bir deneyimin veya yaşam döneminin esas anlamını, insanın hangi içsel düzenlerle karşı karşıya olduğunu, bir deneyimin yaklaşık süresini ve yaşamda önemli değişimlerin zamanlamasını gösterir.

4. Astroloji daha iyi bir varoluş için insanın içsel güçlerini ayarlamasını ve düşünce ve irade gücünü, yaratıcı canlılığını kullanmasını sağlar. Astrolojik döngülere dikkat ederek, yaşama yeni yaklaşım biçimlerini geliştirme fırsatını ne zaman yakalayacağımızı ve mevcut yaklaşımlarımızın ne kadar doyurucu ve yaratıcı bir yönde olduğunun sınavlarından geçeceğimizi görürüz.

5. Astrolojiyle uğraşmak veya bir astroloğa danışmak tüm yaşamda geçerli olan Evrensel Kuralları daha iyi anlamamızı sağlar ve insanın iç dünyasındaki evrensel doğrulara güvenmesine yardımcı olur. Bu evrensel doğrular arasında düzen, karşılık (veya denge), neden ve sonuç (karma), titreşim, döngüler, karşıtlık, “ne düşünürsen o olursun” ve “benzer benzeri yaratır”ı sayabiliriz.

6. Danışmanlık sanatında astroloji bir deneyimin kişinin, temel yaşam yapısını veya yaşam planını oluşturan, büyük düzen modelinin neresinde oturduğunu açıklar.

7. Astroloji bize bir perspektif ve yaşamımızın farkındalığını arttıran bir olanak sağlar, böylece bir deneyime, bir hayal kırıklığına veya bir engele “asılı” kalmayız. Bizi tüm yaşamın dinamizmi ve dairesel yapısı ile temasa geçirir.

8. Astroloji bize ego bilincinden büyük bir inanç sunar, gerçek benliğimize inanmanızı sağlar.

9. Astroloji bize her insanın yaşamındaki başlangıçların (yüzleşme ve büyümenin önemli dönemlerinin) anahtarını sunar.

10. Astroloji kişinin en derin duygularının ve bilinçdışı arzularının açığa çıkartılması ve bir forma sokulması için araç sağlar. Daha önce belirsiz ve sorun yaratan bir kızgınlık genellikle insana yeni bir yön ve anlam duygusu veren özgünleşmiş bir yaratıcı enerjiye dönüşebilir.

11. Astroloji insana yaşam enerjilerinin en kolay ve en başarılı akabileceği aktivite biçimlerini gösterir.

12. Astroloji kişinin ifade etmeye veya güvenmeye çekindiği duyguları, önerileri ve içsel bilgileri onaylayarak kişinin kendisine daha fazla güvenmesinde yardımcı olur. Sık sık duyduğumuz, astrolojinin kişiyi kendi dışındaki güçlerden medet ummaya yönelterek acizleştirdiği eleştirisinin aksine, astrolojinin doğru uygulanması kişinin daha fazla güvenli olmasını sağlar ve kendi ayakları üzerinde durmasını kolaylaştırır.

13. Astroloji bütün dünyanın bir sahne olduğunu ve bizim bu engin dramda bir rolümüz bulunduğunu bilmemize yardım eder. Bu tür farkındalık yaşamı kolaylaştıran bir perspektif ve mizah duygusu geliştirmemizi sağlar. Ayrıca içimizde birbirleriyle iç içe geçmiş dinamiklerin bulunduğunu, maddi dünyadaki varlığımızın birçok gücü, ihtiyacı ve dürtüyü içerdiğini gösterir.


///alıntı/// kaynak..internet
Astroloji öğrenmenin kazandırdıkları 30.Eylül.2007 / 17:56:09
Astroloji öğrenmek ve hayatımıza kattıkları
Astrolojinin en büyük değeri, hayatımızı yönlendirmemizi ve düzenlememizi mümkün kılmasında yatar. Akıllıca kullanıldığında, kendini anlamaya ve seçimler yapmaya yardım eden, hayat üzerine bir kılavuz olacak perspektifler sağlar. Astrolojik bilgiden edinilen perspektif, gündelik hayatımızda karşılaştığımız olaylarda bilinçli kararlar vermemiz noktasında da yardımcı olacaktır. Kendimize yönelik tatminkar bir bakış açısı kazanma ve başkalarını anlama yeteneğimiz, en ideal şekliyle, astroloji üzerine çalışılmasıyla mümkün olur.



Astroloji, doğru bir şekilde öğrenildiğinde, kişisel potansiyellerimizden en iyi şekilde nasıl faydalanacağımızı, hayatımızın genel gidişatını, olası zorluklardan nasıl ve ne dereceye kadar kaçınabileceğimizi görmemize yardımcı olur. Kişisel olgunluğa ulaşmak için hangi yollardan geçmemiz gerektiğini anlamamızı sağlar. Sadece kişisel açıdan değil hayatımızdaki diğer kişiler, çevresel ve bizim dışımızda gelişen faktörler açısından da bilgi verecektir.



Astroloji, bilgi ve deneyim gerektiren bir çalışmadır. Bu bilgileri belli bir eğitim sistemi içerisinde almakta fayda vardır. Ama sadece derslerde ve teorik olarak bilgi edinmek yeterli değildir. Astroloji bilgisini genişletmenin en iyi yolu, öğrenilen teknikleri öncelikle kendi yaşantımızda ve sonra da diğer kişilerin yaşantısında uygulamalı olarak kullanmaktır.



Günlük hayatın akışı içerisinde kişisel ihtiyaçlarımızın, asıl amaç ve hedeflerimizin neler olduğunu keşfetmekte, hayatın bizim için gerçek anlamını idrak etmekte zorlanabiliriz. Pek çok insan bunun için kendisine yeterli zamanı ayıramamaktadır. Hatta bazen bunu yapmaktan bilinçli olarak kaçınırız da. Astroloji öğrenmek ve bireysel haritamız üzerinde bunun analizini yapmak, bize asıl ihtiyaçlarımızın, başarı alanlarımızın, hayatta bizi mutlu edebilecek konuların neler olduğunu keşfetmekte yardımcı olacaktır. Sadece kişisel açıdan değil hayatımızdaki diğer kişiler, çevresel ve bizim dışımızda gelişen faktörler açısından da bilgi verecektir.

Yazan: Öner Döşer
Arkadaşlar size astroloji neler kazandırdı,hayata bakış açınız nasıl değişti,mesela benim gibi,etrafınızdaki insanlara bakarken aklınızdan acaba burcu ne,yada yükseleni kesin şu gibi düşünceler içine girip doğum tarihini öğrenmek ve haritasına bakıp o insanın potansiyellerini merak ettiğiniz oluyormu,buyrun paylaşalım....

sevgiler
sevgili yezda güzel bir başlık olmuş ben de ufak bir ekleme yapmak istiyorum örneğin bana dün faydası oldu şu an transit mars kızımın ve eşimin güneşine zıt bakıyor...dün kızımla parktaydık kendi salladığı salıncak kafasını hafif sıyırdı ve benim jetonum o an düştü demek ki bu aralar kazalara açık bir dönemdi kızım için daha fazla dikkat etmem gerek diye düşündüm ...gökyüzü de marsın kızımın güneşine zıt baktığını söylediğine göre dikkat etmekte fayda var işte küçük bir astroloji faydasıgülücük ..
Bazı yaşanılan zorlukları haritalarımızda okadar net görebiliyoruzki,demekki bu etkidenmiş diyoruz,ve birazda olsun içimize bi rahatlama düşüyor... HAritamda kendimle ilgili bi çok konuyu daha iyi anlabiliyorum,kendi kendimi daha iyi tanıyorum,etrafımdaki insanlarıda bu şekilde daha iyi tanıma fırsatı buluyorum... Kimseye sen şöylesin yada böyle birisin gibi sert düşünceler içine girmiyorum,gökyüzü o anda öyle açılar ve yerleşimler içinde olmasaydı belkide böyle birisi olmazdı diye,olaya iyi tarafından bakıyorum... SAğlığımla ilgili mesela satürnün venüsüme sert etki yapması ve güneş ve yükselenimle kavuşması direk beni etkiliyor,kemik diş ve eklem ağrılarım oluyor,direk açıklaması haritamda...

Astrolojiyi seviyorum arkadaşlargülücük
ASTROLOJİ NİYE İŞE YARAR?

Jackie Slevin, C.A.
Eski NCGR eğitim direktörü


Tarih öncesi zamanlardan beri insan ırkı dünyasal deneyimlerini anlamaya çalışmaktadır. Bu anlamı bulmak için yaptıkları ilk hareket, bir mağara insanının gözlerini merakla gökyüzüne dikmesi ve yakında olacak olaylar üzerinde düşünmesi olabilir. Gökyüzü hikayeler anlatabilirdi, kehanetler onun elindeydi, yolculuk, avcılık ve tarımı etkileyecek hava koşulları hakkında önceden haberler verirdi. Günışığı ve karanlık, iki haşmetli nesne olan Güneş ve Ay'ın doğması ve batmasıyla belirlenirdi. Eski insanlar hareketlerini belirlemekte gökyüzünü referans alıyorlardı. O zamanki bilge kişiler gezegenlerin ve yıldızların gelişimleri üzerinde eksiksiz çalışmalar yapan ve bunların birer işaret levhası olarak nasıl kullanılabileceğini inceleyen insanlardı. Gözlemler, tabiat ananın gökyüzündeki olanları yansıtış şekline göre yapılırdı. İstiridyelerin açılıp kapanmaları ve gel-gitlerin ritmi, ayın fazlarıyla aynı zamanda oluşuyordu. Pusulası olmayan denizciler Kuzey Yıdızı'nı ve diğer yıldız kümelerini yön bulmak için kullanırlardı. Mısırlılar, Sirius yıldızıyla Güneş birlikte yükseldiğinde Nil Nehrinin taşarak sele neden olduğunu defalarca gözlemlediler. Eski insanların gökyüzünde gözlemledikleri düzen yıllık takvimlerini şekillendirip tanımlamalarını sağladı. Sözün özü, eski ve saygın göksel olgu sistemi işe yaradı.

Ama bu olgu nasıl işledi? Dünya ve yeryüzü arasındaki direkt bağıntı neydi? Eğer astronomi gezegenlerin ve yıldızların incelenmesiyse, astroloji, transendantalist (deneyüstücü) filozof Ralph Waldo Emerson'ın yaptığı tanıma göre basitçe 'astronominin insan ilişkilerine uygulanması' idi.

İngiliz astronom Percy Seymour  'Astroloji: Bilimin Kanıtı (Astrology: The Evidence of Science)' isimli şaşırtıcı kitabında, doğum haritalarına dayanılarak yapılan belli tahminlerin mantıksal olarak açıklanabileceğini ve bilimsel olarak sınanabileceğini yazdı. Böyle bir teoriyi kabullenerek profesyonel itibarını riske atmış ve karşılığında da pek çok eleştiri almıştı. Astroloji bilimi, toleranssız eleştiriye yabancı değildir ve çoğunlukla bir gülme malzemesi olarak kabul edilir. Astrolabe. Inc'in kurucularından astrolog ve yazar Rob Hand 'medya, astroloji ile dalga geçer gibi ilgileniyor' demiştir.1

Seymour, astrofizik alanında master ve doktora yapmış Greenwich, İngiltere'deki Kraliyet Rasathanesi'nde kıdemli okutman olarak çalışmıştır. Şu an ise, güneybatı İngiltere'deki Plymouth Politeknik Enstitüsü'nün astronomi bölümünde baş okutman ve planetarium direktörü olarak görev yapmaktadır. Seymour ‘Tabii ki insanların teorime karşı çıkacaklarını bekliyordum’ diye kabul ediyor, ‘ama reaksiyonun bu derece şiddetli ve mantıksız olabileceğini ummamıştım’ diye ekliyor. ‘Burada Politeknik'teki ve Kraliyet Astronomi Topluluğu'ndaki bazı arkadaşlarım, kitabı okumadan veya kanıtlara bile bakmadan kesinlikle fikri reddettiler. Bu arada diğer pek çok bilimadamı, hatta saygıdeğer bilimadamları dinozorların neslinin tükenmesiyle ya da başka herhangi birşeyle ilgili olarak evreni -ilginçlikten yoksun birtakım teorilerle- uyandırdılar. Bunda sorun çıkmıyor. Ama astrolojiyle ilgili bir teori sunun ve insanlar sizi deli kabul etsinler.’

1984 de BBC’den bir ekip astroloji hakkında kısaca fikrini almak için bir röportaj yapana dek Seymour'un kendisi de astrolojiye gözucuyla (kuşkuyla) bakıyordu. Soruya verdiği cevap ise standarttı: ‘Belli yönlerini destekleyecek kanıtlar olduğunu biliyorum, ama şahsen gezegenlerin, güneş ve ayın insan hayatını nasıl etkileyebileceğini anlatabilecek herhangi bir mekanizma olduğunu düşünemiyorum.’3

Daha sonra sürekli sorulan bu soruya verdiği basmakalıp cevabını ciddi olarak tekrar düşündü ve evren ile insanlar arasındaki kayıp bağ olarak işleyebilecek mekanizmayı keşfetti. Şu anki astroloji teorisi düz ve basit: ‘….astroloji mistik veya büyülü değil sadece manyetik. Güneşin düzensiz aktiviteleriyle, gezegen hareketleri ile sürekli çalkalanarak köpürmesiyle, solar rüzgarla dünyaya doğru taşınmasıyla ve bizim tüm bunları anne rahminde büyürken dünyanın manyetik alanı vasıtası ile algılamamız biçiminde açıklanabilir.’4

Seymour'ın astrolojinin geçerliliğini kabul etmesine neden olan esas kanıt ise, Fransız bir psikolog/istatikçi olan Michel Gauguelin'in güneş burcundan ziyade doğum haritasındaki gezegenlerin yerleşiminin daha sonuçsal olduğunu gösteren (çözümleyen-tecrübe eden) titizlikle oluşturulmuş astroloji metoduydu. Başka bir deyişle parçaların kendisi, parçaların toplamından daha önemliydi. 1951'de Gauguelin, Academie de Medicine'e seçilen 576 Fransız doktorun doğum verilerini kuşanarak araştırmasında önemli bir gelişme sağladı. ‘Herbir doktorun doğum saatinde planetlerin pozisyonunu çıkararak yaptığım (sıkıntılı) çalışma sonunda, bulduklarımdan istatistiksel bir derleme yaptım. Birdenbire olağandışı bir gerçekle karşılaştım. Doktorlarım, vasat insanlara ait aynı gökyüzü pozisyonlarında doğmamışlardı. Hemen hepsi, iki gezegenin, Mars ve Jüpiter'in yükseldiği veya en tepede olduğu andan kabaca 2 saat sonra dünyaya gelmeyi seçmişlerdi. Bunun dışında Jüpiter gezegeninin yükseldiği veya en tepede olduğu andan sonra doğmayı reddetmişlerdi. Bu derece uzun ve verimsiz bir araştırmadan sonra olduğum noktada bir değil üç şaşırtıcı gerçekle karşılaştım bunlara ise sadece gezegenlerin günlük hareketlerini izleyerek ulaştım.’5

Gauguelin bu yeni metodu, Academie De Medicine'e seçilmeyen 508 doktorun doğum haritalarını incelemesine konu alarak tekrar sınadı. ‘Mars ve Saturn'ün pozisyonlarını hesapladım. Bir kez daha, doktorlarım dünyaya gelmek için bu gezegenlerin yükseldiği ya da en tepede olduğu anı seçmişlerdi ve bir kez daha Jüpiter gökyüzünün bu kısmında hareket ederken doğmayı reddetmişlerdi.’ 6 (Gauguelin'in bahsettiği bölüm, doğum haritasında 10. Ve 12. Ev arasında yer alan çeyrek daireyi kapsıyor.)

Gauguelin'in buluşu başka araştırmalarla beraber, astrolojinin ‘annelerimizin rahminde büyürken dünyanın manyetik alanı aracılığıyla algıladıklarımız’ olduğu saptamasıyla bir noktada Seymour'ın astroloji teorisine benzerlik doğuran bir başka 'gezegensel kalıtım' teorisi araştırmasının yapılmasına yol açtı. 16 Yıl ve 30.000'in üzerindeki harita sonrasında, Gauguelin ulaştığı sonuçları L'Heredite Planetarie isimli kitabında yayınladı. ‘Eğer aynı gezegen ebeveynlerinin doğumları sırasında gökyüzünde aynı bölgelerde ise çocukların da bu gezegen yükselirken ya da tepe noktasındayken doğma eğilimleri var. Gerçi bu pek dile getirilen bir eğilim değil, yine de çok sayıda doğum inecelendiğinde, bir kuşaktan diğerine geçen bu kadar çok gezegensel benzerliği şansın oluşturmuş olma olasılığının milyonda birden az olduğunu akılda tutmak gerekir.’7

Öte yandan Gauguelin, Kepler'in 1598'de insanları ikna etmeye çalıştığı astral kalıtım teorisini çürüttü: Doğum akrabalıklarını gözlemledi. ‘Sizin Güneş-Merkür çakışık açınız var; oğlunuzun da öyle; her ikinizin de Merkür'ü Güneş'in arkasında. Sizin Satürn ve Ay arasında 120 derecelik açınız var, onun da neredeyse 60 derecelik Ay Satürn açısı. Sizin ve onun Venüs'ü karşıt.’8 Kepler sadece basit önermeleri ortaya koyabilmişti, çünkü Gauguelin'in temin edebileceği binlerce doğum haritasına ulaşma imkanından yoksundu.

Gezegenlerin, Güneş ve Ay'ın insan yaşamını nasıl etkileyebileceğini açıklayan mekanizmasını keşfederken Seymour, Gauguelin'in gezegensel kalıtım sonuçlarından ‘benim teorimi ilgilendiren alanda, yaptığı bütün buluşlar içinde en önemlisi. Çünkü kişilik özellikleri ile karşılaştırıldığında  gezegensel pozisyonlar ve doğum zamanları gibi objektif olarak ölçülebilir niceliklere dayanıyorlar. Aynı zamanda fiziksel bir faaliyetin de konuyla ilgili olduğunu oldukça açık belirtiyorlar. Gauguelin'in, manyetik kargaşanın yoğun olduğu günlerde etkinin daha da arttığını bulduğunu biliyorum ve bu bana çok önemli göründü, bu yüzden de konu üzerinde daha çok durdum.’9 diye bahsediyor.

Algılanabilir hareket yarattığı ve bu yüzden incelenip analiz edilebildiği için manyetik karmaşa, eski ‘yukarıda ne varsa aşağıda da o oluyor’ gerçeğini oluşturan anahtardır. Bununla beraber, Seymour'un astrolojinin nasıl işlediğine dair çalışmaları manyetizmaya dayanıyor. Rahmin manyetik dürtüyü algılaması sinir sistemi aracılığı ile oluyor. Aynı biçimde bir bebeğin fiziksel özellikleri açısından ebeveynlerine benzemesi de manyetik anteninin benzer şekilde çalışması ve anne ve babanınki ile aynı manyetik frekanslara göre yankılanmasıyla oluşuyor. Seymour bize dünyanın kendisinin de bir mıknatıs olduğunu ve ve gezegenin 20-30 kat büyüğü bir manyetik alanla çevrelendiğini hatırlatıyor. Bu nedenle manyetik çekimler veya 'faaliyetler' hemen emiliyor. Bir bebek doğmaya hazır olduğunda , anne rahminde sinir anteniyle gezegenden manyetik bir sinyal alıyor, bu da asıl doğum anını tetikliyor. Astroloji kişiliği tahmin etme gücünü gezegenlere vererek arabayı atın önüne bağlamış oluyor. Seymour, kişinin doğumunu hangi gezegensel sinyalin haber vereceğini belirleyenin ve kişiliğin oluşumunu sağlayanın genler olduğundan emin görünüyor. Astroloji sadece doğanın takdir ettiklerini sınıflandırır, ancak astrolojinin anlattıkları önemsiz değildir ayrıca da yaşamın ilk dakikaları ile de sınırlı değildir. 10

Seymour'ın manyetizma teorisindeki ilginç nokta ise, güneş lekelerini, güneş üzerindeki ateş parçalarını, güneş patlamalarını ve rüzgarlarını tamamen onaylamasına rağmen  John H. Nelson'ın güneş lekeleriyle ilgili önemli araştırmasına hiç değinmemesidir. Çocukluğundan beri amatör bir astronom olan ve RCA İletişim'de radyo operatörü olarak çalışan Nelson, 25 yılın üzerindeki ihtimamlı deneyimleri ile solar araştırma ve tahminlere öncülük etmiştir. 1946'da 'kısa dalga radyo yayma analisti' ünvanını almış ve beklenmedik bir tartışma ile sonuçlanan bilimsel bir gözlem sürecine başlamıştır. ‘Varolan kabul görmüş bilim yasalarının açıklayamadığı şekilde, güneşin gezegenlere ya da gezegenlerin güneşe birşey yaptığını gördük. Her ne kadar güneş lekeleri hiçbir zaman tam olarak anlaşılamasa da, dikkatli bir gözlem sonrasında tahmin edilebilir olduklarını gördüm.Tahminlerin neden doğru olduklarını anlamak ise kolay değil. Geleceğin amatörleri ya da bilim adamları güneş sisteminde, güneşte ve dünyanın iyonosfer tabakasında ne olup bittiğine dair bilimsel bir açıklama getirirlerse, o zaman bu konuyu okültün alanından çıkarıp, bilimsel temelde inceleyebiliriz. Bunun bir gün yapılacağına inancım tam.’ 11

Çinliler eski zamanlardan beri güneş lekelerini kaydetmekteydiler, ancak 16. yüzyıl İtalya'sında bunları evde yapılmış teleskobu ile gözlemleyip bilim adamlarına rapor eden Galileo Galilei'ydi. O zamanlarda bilim adamları keskin dogmaları serbest düşünceye izin vermeyen Katolik Kilisesine bağlıydılar. Kilisenin güneş ve gezegenlerle ilgili doktrini, güneşin mükemmel ve her türlü lekeden arınmış olduğunu söyleyen Aristo'ya dayanıyordu. Güneşin yüzeyinde belirli aralıklarla siyah lekeler göründüğü konusundaki uzun süre dayatmasının ardından Gallileo, kökten dincilerin gazabına maruz kaldı ve kendisine beyanını geri almazsa işkence ile cezalandırılacağı bildirildi. Duyduğu öfke ve acıya rağmen Galileo nihayet beyanını geri aldı, ama hemen ardından ağzının içinde ‘ama onları gördüm’ diye mırıldandı.12


Nelson daha sonra sebatla deney metodunu izledi. RCA Nelson'ın aynı Galileo'nun yaptığı gibi teleskopla gözlemleyerek kaydedebildiği güneş lekelerine dayanarak solar bir harita oluşturdu. Bu harita sayesinde güneş lekelerinin çizimlerini yapıp, güneş üzerinde doğru yere yerleştirdi. Başlangıçta, bu haritalarla yapılan araştırmalar, radyo frekans ihtiyaçlarının leke sayısına göre haftadan haftaya hatta bazı durumlarda günden güne değişebileceğini onayladı. Bu bilgi Nelson'ın günlük bazda frekans değişim zamanlarını tahmin etmesine yarayacak bir sistem geliştirmesini sağladı. ‘Bu, mesajları halletmede etkili olmamıza katkı sağladı, çünkü 'frekans geçiş devresi' olarak bilinen işlem sırasında daha az zaman kaybedilir oldu.’ Normal durumlarda, yaklaşık iki saat önce olurdu, normal durumların dışında ise iki saat kadar sonra olabilirdi. Değerin ne zaman değiştirileceğini önceden bilmek hem zaman hem de güç tasarrufu sağladı.



‘Güneş lekelerinin iyi ve kötü sinyallerle bağlantısını anlamak daha zor oldu. Lekelerin sinyallere yapacağı etkiyi tahmin etmeden önce bir yıl boyunca bunları saptayıp analiz ettim. Gelişme sağlandı, 1947-48 kışında solar bir haritayı bir çizim tahtasına tutturup, sinyallerin sorunlu olduğu her günde güneş lekelerinin pozisyonlarını kaydettim. Birkaç ay sonra bu haritanın her yeri güneş lekeleriyle kaplandı, ama güneşin özellikle bir yüzünde lekelerin yoğunlaştığı ortaya çıktı. Buradan bizim sorunlarımıza yol açanın bu bölgedeki lekeler olduğunu anladım.’13

İspatlananın ilginç olma sebebi ise her lekenin kendi 'kişiliğinin' olmasıydı. Bazı lekeler radyo dalgalarının kalitesini olumsuz etkilerken diğerleri 'iyi huyluydular'. Nelson bunun için mantıklı bir açıklama bulamadı. Yıllar boyunca süren bu araştırmadan sonra Nelson'ın kesin olarak saptadıkları, güneş lekelerinin 11 yıllık döngülerle işlediği ve bu tip olayların Güneş'in, Jüpiter, Venüs, Merkür ve dünya ile çakışık veya karşıt açı yaptığı zamanlarla bağlantılı olduğuydu.

Bu anıtsal araştırmanın açıklanmasından yıllar sonra Nelson, gizemli astroloji hakkında daha fazla şey öğrenmeye karar verdi. New York'ta astroloji toplantılarına katıldı ve daha sonra da bu konudan uzak durmaya karar verdi gerekçesi şuydu: ‘Kitaplarında gördüğüm astrolojinin çok zor bir konu olduğuydu ve dürüst olmak gerekirse kendi uzmanlık alanımda yapacak yeteri kadar işim vardı’ 14 Bir toplantıdan sonra iki astrolog yanına yaklaştılar ve kendisi hakkında tahminler yapmak istediklerini belirterek doğum verilerini istediler. 'Benim de işimde manyetik fırtınalar konusunda tahminlerim olduğu için geçmiş ve ileri zamanlar için tahminler yapabileceğimi biliyordum. Örneğin eğer, birisi benden 4 Eylül 1918’deki manyetik koşulları anlatmamı isterse, o gündeki gezegensel pozisyonları inceleyerek, durum hakkında oldukça güvenilir bilgi verebiliridim. Astrologların ellerindeki bilgilerle aynı şeyi yapabilecekleri sonucunu vardım.’15  Nelson geriye dönük bir çalışma yapılmasına karar verdi ve her iki astrologdan da iki yıl önce belli bir günde saat 12:30 PM EST’de ne yaptığını bulmalarını istedi. Üç ay sonra her iki astrologdan da bu günün detaylı bir analizi geldi. ‘Her ikisi de doğruydular, aslında insanı utandıracak kadar doğruydular. Bunu basitçe, doğduğum gündeki gezegen pozisyonuyla, analiz ettikleri gündeki gezegen pozisyonlarını karşılaştırarak yapabilmeleri ise idrakımın çok ötesinde. Astrologların da bunun için mantıklı bir açıklamaları yok. Bu onları, güneş lekelerinin neden her döngüde kutup değiştirdiğini ve her döngü değişikliğinde neden enlem değiştirdiklerini anlamayan astronomlarla aynı yere koyuyor. Ve ben kendimi de benzer bir durumda buluyorum çünkü yıllardır gördüğüm gezegenlerin pozisyonları ve kısa dalga radyo sinyallerinin davranışları arasındaki karşılıklı ilişkiyi açıklayacak bir nedenim yok.’16

Artık medyanın astroloji konusuyla dalga geçmeyi bırakmasının zamanı geldi. 'Ulusal Bilim Kurumu'nun 1988 de yaptığı araştırmaya göre (insanların) %38'i astrolojinin 'çok bilimsel' veya 'bir şekilde bilimsel' olduğuna inanıyor. %6'sı ise planlarını astrolojik yorumlara göre değiştirdiklerini itiraf ediyor.'17

John H. Nelson'ın öncü çalışması ve Percy Seymour'ın son teorisi, modern bilim adamlarının evrenin göksel mekanizmasına yönelik tüm algılayışlarını değiştirerek dengelemelerini sağladı. Şu sözde gizli 'yukarıda ne varsa aşağıda da o oluyor' söylemi mantıklı ve ispatlanmış bilimsel bir teori olarak formüle edilebilir, o zaman çağlara dayanan astroloji uzmanlığı prensiplerinin hakkını korur ve küresel nüfus, 13. yüzyıl filozofu St. Thomas Aquinas'ın sözlerini anlamak için birleşebilir: ‘Bu dünyada olan tüm olayların nedeni göksel varlıklardır.’

Çeviren: Hande Güler



ALINTILAR
1-Patricia King, Newsweek, 15 Ocak 1990
2-Sobel, Dava, 'Dr. Zodiac', Omni, Aralık 1989 sayfa:63-64
3-İbid, S:64
4-Ibid
5-Michel Gauguelin, Doğumzamaları, Hill and Wang, New York, 1983, s:21
6-İbid, s:26
7-İbid, s:43
8-İbid, s:39
9-Sobel, Dava, 'Dr. Zodiac', Omni, Aralık 1989, s:66
10-Ibid, s:68
11-John H. Nelson, Propaganda Büyücüsünün El Kitabı, 73 Inc, Peterborough, NH 1978, s. vii
12-İbid, p 7
13-İbid, pp.20-21
14-İbid, p.84
15-İbid, p.85
16-İbid, pp.86-87
17-Patricia King, Newsweek, 15 Ocak 1990
Yukarıdaki yazıyı okuduktan sonra, çeşitli araştırmalara devam ediyordum ki Öner Döşerin bir yazısını okudum Astrolojiye dair çok güzel bir yazı ve sizinde okumanızı istiyorum. Bu başlığa uygun olduğunu düşündüğüm bir yazı.


Astroloji Aşkı 20.Mart.2008 / 07:51:49
Güneş’in 0 derece Koç burcuna girdi. Dünya Astroloji Günü kutlu olsun!



Dünyada olduğu gibi, Türkiye’mizde de astrolojinin hak ettiği değeri kazanacağına gönülden inanıyorum. Zira ülkemizde de pek çok değerli astrolog bulunmakta, bunlardan bazıları uluslar arası platformda ülkemizi temsil etmekte, bazıları çeşitli eğitimler ve seminerler düzenleyerek, ülkemizde astrolojiye olan ilginin artmasını sağlamaktalar. Astrolog Hakan Kırkoğlu ve Barış İlhan 15-20 Mayıs tarihleri arasında Denver-Colorado'da düzenlenecek olan astroloji konferansında konuşmacı olarak yer alacaklar. http://www.uacastrology.com/ Bu tür konferanslara Türkiye'den katılımın ilerleyen dönemlerde daha da artması en büyük dileğimiz. Astrolojiyi bulunduğu noktadan daha da saygın bir noktaya taşımaya yönelik tüm bu çabalar, bir gün mutlaka hedefine ulaşacaktır.

Astroloji, kişisel gelişimimizi sağlayan, ruhsal anlamda bizi besleyen, hayatı anlamamıza yardımcı olan çok güzel bir uğraş kuşkusuz. Eski alimlerin pek çoğu bu ilimle yakın uğraş içerisinde olmuşlar, astrolojiye aşkla çalışmışlardır. 1. yüzyılda yaşamış coğrafya bilgini ve astrolog Ptolemy kitabı Tetrabiblos’un 3. bölümünde astroloji hakkında şöyle diyor: “Ruha nelerin iyi geldiğine bakacak olursak, saadet, keyif ve genel olarak tatmin sağlamakta insani ve ilahi şeyleri bütünlüklü olarak kavratan bu öngörüden daha öte bir şey olabilir mi?”

Astroloji bilgilerini kabul etmeyenler, eleştirenler, hatta yanlışlığını ispat etmeye ve çürütmeye yönelik çalışmalara başlayanlardan pek çokları, sonradan bu harika ilme hayran kalmışlar, uygulamışlar, hatta astrolojiyi savunan görüşler ortaya koymuşlardır.

“Siz, Astroloji ve Hayatınız” kitabının yazarı Joseph F. Goodavage, astrolojiyi kesin olarak çürütmek üzere yola çıkmış, bu amaçla yaptığı araştırmalar neticesinde, astrolojiyi en sıkı savunanlardan biri olmuş, hatta astrolojiyi “Tüm bilimlerin anası” olarak nitelendirmiştir.

Eğitimli bir gökbilimci ve fizikçi olarak, ilk başlarda astrolojinin geçerliliğinin kanıtlanmasına ihtimal vermeyen ve astrolojiye yönelik birtakım kanıtlar bulunduğunu bilmesine rağmen, gezegenlerin insan yaşamını ne şekilde etkilediğini açıklayabilecek bir mekanizmayı hayal bile edemeyeceğini söyleyen Playmouth Üniversitesi öğretim ve araştırma görevlisi Dr. Percy Seymour, astroloji üzerine araştırma yapmaya başladıktan sonra şöyle diyor: “Astrolojiyi çürütmek adına bu basit yöntemleri kullananlar aslında bilim felsefesinin prensiplerini ihlal etmektedir. Bilim felsefesi açıdan bakıldığında astroloji teorilerinin tamamının işe yaramaz olduğunu söylemek doğru değildir. Bu bilimsel yöntemleri göz ardı etmektir. Astrolojiyi inkar eden argümanları incelediğimde bunların tamamen bilimsellikten uzak, akademik dil kullanımı ile yapılan bir tür bağnazlık olduğunu gördüm.” (Bu röportaj “The Mountain Astrologer” dergisinin 1998 Ağustos/Eylül aylarındaki 80. sayısında yayımlanmıştır.)

Astrolojiyle ilgili bazı görüşleri aynen aktarıyorum:

Muhaliflerine rağmen astroloji “en güçlü silahları olan gerçekler sayesinde kolay bir zafer ve görkemli bir galibiyet kazanacaktır.” (Alfred John Pearce, yaklaşık 50 yıl boyunca Zadkiel’in bilge editörü, Astroloji Prensiplerinin Savunması ve Yorumu, 1863.)

" Güneş sistemindeki cisimlerin 1. Zekamız. 2. Duygularımız 3. Fiziksel bedenimiz. 4. Dünya ile ilişkilerimiz üzerinde değişimlere yol açtığına en şüpheci kişiler bile er yada geç uygulamalı örnekler sayesinde ikna olacaktır.” (zamanının önde gelen İngiliz astrologlarından Charles Carter, Astrolojinin Prensipleri, 1925.)

" Resmi bilimler eski insanların yanılmadığını fark edecek ve yeni araştırma yöntemleri sayesinde astroloji eski prestijine yeniden kavuşacaktır. " (Deneysel testlere dayanarak yargılarda bulunan bir Fransız astrolog, Les Objections contre L'Astrologie: Reponses aux critiques anciennes et modernes 1929.)

"Şimdiye dek astroloji üzerine ciddi bir çalışma yapıp da astrolojiyi reddeden kimse olmamıştır.” (Amerikalı astrolog ve Astroloji Araştırma Derneği başkanı Nicholas de Vore, Astroloji Ansiklopedisi, 1947.)

"Diğer bilimler tarafından dışlanan astroloji, aslında bilimsel düşüncede neredeyse merkezi bir role sahiptir." (Zamanının önde gelen bir İngiliz astrologu John Addey, Astrolojinin Yeniden Doğuşu, 1971.)

"Astroloji yaşamın her alanına ışık tutar; Seksten kariyere, karaktere ve gelecekteki olasılıklara ve daha fazlasına... " (300 gazetede astroloji köşesi ulunan Amerikalı astrolog Sydney Omarr, Astrolojinin Sizinle İlgili Açıklamaları, 1973.)

"Astrolojinin insan yaşamında uygulanamayacağı hiçbir alan yoktur.” (10 dilde bir milyondan fazla baskı yapan Gerçek Astrolog 1975, kitabının yazarları Julia ve Derek Parker. (Julia Parker aynı zamanda İngiliz Astroloji Fakültesi’nin de başkanıydı.)

"Astroloji ile ciddi ve açık fikirli bir şekilde ilgilenenler bu konuda pek dalga geçemezler. Astrolojinin gerçekleri tartışma götürmez.” (Avustralyalı psikolog ve astrolog Mary Coleman, Astroloji Işığında Doğru Partneri Seçmek, 1986.)

“Bilimsel doğruların küçümseyen kahkahalarına rağmen astroloji birtakım önde gelen çağdaş düşünürleri büyülemeye halen devam etmektedir.” (İngiliz Astroloji Derneğinin eski başkanı ve derneğin gazetesinin editörü Charles Harvey ve Suzi Harvey, Astrolojinin Prensipleri, 1999.)

"Astrolojinin kullandığı semboller yaşamın ruh dilidir. Bu semboller sadece evrenin gizemlerini değil yaşamlarımızın gizemlerini de ortaya koyar. " (Amerikalı danışman psikolog ve astrolog Gina Lake, Ruhun Sembolleri: Astroloji 2000 ile Karmanızın Keşfi, 2000.)

Astroloji, yeni ve yekpare dünya görüşünün ortaya çıkmasına yardımda bulunarak insan ve evreni biraraya getirip bu ikisinin aşkın anlamlarını tesis eder.” (Amerikalı filozof ve astrolog Profesör Richard, Kozmos ve Psişe,2006.)
Steven Forrest in Astroloji ile ilgili söylemiş olduğu 7 teml ilkeyi paylaşmak istiyorum.

1. Astrolojik semboller nötr, yani tarafsızdır. İyi semboller ve kötü semboller yoktur.

2. Kişiler doğum haritalarını fade etmelerinden kendileri sorumludurlar.

3. Hiç bir astrolog doğum haritasına bakarak bir insanın bu haritaya vereceği tepkiyi tahmin edemez.

4. Doğum haritası bir insanın gelişime doğru izleyebileceği en mutlu, en doyumlu ve ruhsal olarak en yaratıcı yolun bir plan taslağıdır.

5. Doğum haritası tarafından sembolize edilen ideal büyüme modelinden her türlü sapma değişken, düzensiz bir durumdur. Ve genellikle boşluk endişe, kuruntu ve gayesizlik duygusu içerir.

6. Astroloji için kesin olan iki şey vardır: Yaşamın azımsanamaz gizemi ve her insanın bu gizeme bakış açısının kendine özgülüğü.

7. Astroloji herhengi bir felsefi ya da dini görüşle birleştirildiği zaman zarar görür. Bu sistemde kişini kendinin farkına varmasına yoğunlaşılması dışında hiç birşeyin önemi yoktur.
Neden Astroloji Eğitimi Almalı? 03.Aralık.2008 / 07:10:32

Burada olduğunuza göre Astroloji ile ilgileniyorsunuzdur. Ya da bir merakla geldiniz. Belki de siz Astrolojinin ilim dışı ya da inançlarınıza aykırı olduğunu düşünüyorsunuz. Ben öyle düşünmüyorum.



Astroloji, Psikoloji, ruh tekamülü, kader ve hayat yürüyüşümüz hakkında konuşmaktan korkmayalım istiyorum. Bunun için bilgilenmeye ihtiyaç vardır.



Pek çoğunuz Modern Astroloji kitaplarından bazılarını okumuşsunuzdur. Ki birçoğu çeviri eserlerdir. Yabancı kültürlere ait terimler ve yazılar bulursunuz ister istemez. Bu yüzden bu eserlerde örnek olarak verilen yıldız haritaları (horoskop) da uçuk kaçık ve inanç itibarı ile bizlerden çok farklı insanlara ait olacaktır.



Halbuki bizden biri olan Öner Döşer Bey Astroloji Kursları'nda bizim insanlarımızdan örnekler veriyor. Dolayısı ile anlaması ve kavraması daha kolay hale gelmektedir...



Bir insanın Astroloji algısı, kainat algısına bağlı olarak gelişebilecek bir konudur. İslam tasavvufuna göre Allah'ı bilmek nefsi bilmekten geçiyor. Esasen Astroloji nefsi bilmenin bir aracı olarak kullanılabilir. Ancak bunun içinde bir öğretici ve doğru bilgiler gereklidir. Rehbersiz menzile erişilmeyeceğini hepimiz biliyoruz.



Astrolojinin dilini çözen kimse kendini tanır, kusurlarını bilir ve kendini düzeltmeye çalışır. Yaşadığı olayların hikmetinin çözer, ruhsal gelişiminde onlardan azami derecede yararlanır. Hayatı tepkiyle ve duygusal çalkantılarla değil, bilgelikle ve uyumla yaşar.



Bazı materyalistlerin dediği gibi, Astrolojinin amacı insanları belli sınıflara ayırmak, onları kalıplar içinde tarif etmek değildir. Her şeyden önce Astroloji; insanın neden bu kadar eşsiz olduğunu, insan mucizesinin kainatı yaratan yüce varlığın en büyük harikası olduğunu gözler önüne serer. Öyle ki etten kemikten bir bedene sahip basit bir canlı gibi görünen bu varlığın ne kadar zengin bir mana hazinesine sahip olduğunu, bu manaları şuur sahibi olanlara işaret edip anlatmak için uzayda koskoca gökcisimlerinin emre amade kılındıklarını; hikmet anlayışı ile incelenen Astrolojiyle idrak eder ve hayranlığa dalarız.



Gerçekten Astrolojinin anlatabileceği en açık ve şüphe götürmez gerçek, kainatın ve insanın hiçte materyalistlerin iddia ettiği gibi basit ve metafizikten nasipsiz olmadığıdır. Aksine kainat manalar ve sırlarla dolu bir kitaptır. Bu kitabın sırlarından bir kısmı, uygun bir lisan ve sembollerle ifade edilen Astroloji ile çözülür.



Kendinizi; yeteneklerinizi, kabiliyetlerinizi, korkularınızı ve hayattaki misyonunuzu, nerden gelip nereye gideceğinizi öğrenmek için Astroloji eğitimi (veya en azından danışmanlığı) almalısınız...



Yazan: Zeynel Eroğlu
ben astroloji hakkında fazla bilği donanımına sahip olamasamda şimdilik artık insanlara bakarken özellikle güneş burclarını bildiğim insanların ay burcu ve ykselini tahmin etmeye calısıyorum herkez mercek altında suan birde sunu sizle paylaşmak istdim mesela sokaktaki insanların uranusü acaba hangi evinde diye garip bir düşünce geçiyor saçmalık mı bilemiycem ama giyinişine bakıyorum aykırı farklımı acaba uranusle bagıntılımı diye bu sizdede oldumu bu merak ettim.harita okumayı ögrenmeyi çok istiyorum...mesela astrolojiyle ilğili yorum yapanları dinlediğimde bende onlara yakın tahminlerde bulundugumu farkettimözellikle burclar gezegenler ilişkiler üzerine ama bu çok ayrıntılı seyler değil eksikleri tamamlama kolay kolay unutmayan biri oldugum için hemen hatırlıyorum su söyleydi diye ama bir bütün olusturacak kadar donanımlı deilim bu yüzden kendime cok kızıyorum biran önce ögrenmek istiyorum..çabuk sıkılan yapım oldugu için kendimi cok kasıyorum sıkılmadan ögrenmeliyim diye hayatıma katmalıyım öyle işte astrolojinin bana faydaları dil çýkarma
Sayfalar: 1 2
Referans Adresler