Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz.

Tam Görünüm: Hayat Oyun Alanı
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Siteyi normal görüntülemek için, Buraya Tıklayın
Özgür bir iradeye sahip olduğumuz ve kişisel seçimlerimize göre yaşadığımız düşüncesi ile hayatımızda belirli bir yazgının, kimilerine göre zorunlu bir planın varolduğu inancı, zaman zaman hepimizin kafasını kurcalar. Çoğumuz yazgı denen şey varsa, özgür olamayacağımızı düşünür ya da tam tersi. Kuşkusuz konu Astroloji olduğu zaman bu tartışmaların çok daha belirgin hale geldiğini görürüz. Nitekim, sahip olduğumuz astrolojik harita, belirli bir kişiliğe, eğilimlere ve çok daha önemlisi, doğum anından itibaren belirlenebilen, geleceğe yönelik bir dizayna da işaret eder. Bu felsefi sorun, sadece düşünürlerin değil, astrologların arasında da tartışma konusudur. Kişisel olana, kişiliğe ve psikolojiye odaklanan türde bir astroloji eğer kendi zayıflıklarımızı tanırsak, bu alanlarda bilinçlenirsek, kendimiz için daha uygun seçimler yapabileceğimizi söyler ki, bu astrolojinin iyileştirici yanını ortaya koyar. Ancak diğer cepheden baktığımızda da, seçimlerimizin de bir sınırı olduğudur ve bu sınır yine kendi kişiliğimizdir. Bir bakıma, ancak kendimizin sınırları içerisinde özgür olabileceğimizi de farkedebilmeliyiz. Kendi kendimizi hiçleyen bir özgürlük söz konusu olamayacaktır.

Bana kalırsa, astrolojik haritamız bize oyun alanımızı sunmakta ancak hangi oyunu seçeceğimiz konusunda kendi eğilimlerimize göre hareket ediyoruz. İlk bakışta, bu birbirine zıt gibi görünen kavramlar, özgür irade ve yazgı, aslında aynı madalyonun iki yüzü gibidir. Seçim yaptığımız anda diğer özgürlüklerimizi kaybediyoruz ve doğal olarak belirli bir kalıbın içinde hareket etmeye başlıyoruz. Herşeyin önceden belirlenmiş, yazılmış olduğu düşüncesi ise, özgür bir seçim yapamama kavramı olmaksızın anlamını yitiriyor. Nasıl beyaz olmadan siyahı tanımlayamazsak, bu insanlık bilincimizle yazgı olmadan özgür iradeyi, özgür irade olmadan yazgıyı tanımlayamıyoruz.

Eğer astrolojik haritamızı bir oyun alanı gibi görürsek, bu alanda kendi seçimlerimize göre oynayabiliriz ancak oyunun kalitesi hiç kuşkusuz verilen oyun alanına da bağlı olur. Eğer bize verilen oyun alanında bize mutluluk getiren bir oyunu oynuyorsak, oynamak istiyorsak, o zaman problem yok. Ancak diğer permütasyonlar çok farklı sonuçlar getirecektir. Bu basketbol alanında futbol ya da voleybol oynamaya benzer. Belki yine bundan da hoşnut olacağız ama hayattan kimi şikayetlerimiz de olacak. Kimi kişiler, eğer hayatlarını yeteri kadar bilinçli ve yukarıdan göremezler ise, ki bu hepimizin başına gelmiştir, oyunu hayata karşı direnerek ve körce ısrar ederek oynarlar. Hatta bu ısrar çok yaratıcı ve özgün hayatlar ortaya çıkarır. Aslında işin aslı, hem hayatın bize sunduğu yetenekleri kendi içsel özgürlüğümüzle birleştirerek bu oyunu oynamalı, hem de bunu içten geldiği gibi, zorlamadan, akış içerisinde yapabilmeliyiz. Bilinçli ya da bilinçsiz özgür iradeleri ile kendi oyun alanlarını en iyi değerlendirenlerimiz hayatlarını dolu dolu yaşamış olurlar. İşin ilginci, kendi irademiz sandığımız şeyin daha büyük bir plana ait olup olmadığıdır. Yine de bunun da bir kişisel seçim olduğunu unutmamalıyız.



Hakan Kırkoğlu
Referans Adresler