Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz.

Tam Görünüm: Edebiyat ve Felsefede Yengeçler
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Siteyi normal görüntülemek için, Buraya Tıklayın
İnsan psikolojisinin derinlemesine yaklaşan, duyarlılıklarını anılar ve geniş bir hayalgücü ile destekleyen Yengeç’ler adeta geçmişi yazarak yeniden yaşatırlar.

Ay’ın çocukları hassas ve hayalcidir. Yengeç burcunun insanları eğer kendilerini yaratıcı bir süreçle ortaya koyacak olurlarsa engin hayalgüçlerinin yanında olduğunu bilirler. Ancak bu hayal dünyası aynı zamanda onları korkutan, endişelendiren her türlü içerikle de doludur. Yengeç sentimental ve evhamlıdır. Duygularının yönü tıpkı Ay’ın sürekli değişen görünümü gibi şekilden şekle girebilir. O’nda bulutun renginden esinlenen, havadan nem kapan bir yön vardır. Sıklıkla nostaljiktirler zira Yengeç geçmişle, anılarla, tarihle ilişkilidir.

1900’lerin dikkat çeken Fransız romancı ve eleştirmeni Marcel Proust sanki “Kayıp Zamanın Peşinde” başlığını taşıyan romanı ile Yengeç’in müzmin nostaljisini teyit eder gibidir. Proust’un astrolojik haritasında Yengeç burcunda ve yuvayı anlatan 4. Evde güçlü bir gezegen birikimi görülüyor. Ancak haritada Koç yükseliyor. 9 yaşında astıma yakalanmış ve zayıf sağlığı hayatı boyunca dikkat çekici olmuştur. Astımı yüzünden çocukluğunun yaz aylarını Illiers köyünde geçirmiş, bu zamandan kalan anılarını romanında kullanmıştır. Bilinçaltının gücünü, politik ve sosyal konuları, ölümü ve cinselliği romanlarında konu alan İrlanda doğumlu Iris Murdoch tıpkı Proust gibi Yengeç burcunda güçlü bir birikime sahiptir. Ancak haritasında Aslan yükselmekte, Ay Kova burcunda yer almaktadır. Antik tarih ve Felsefe okuyan Murdoch eserlerinde İyi’nin ve moral değerlerin insanı ilüzyondan kurtarabileceğini vurgulamıştır. Ernest Hemingway Amerikan edebiyatının klasikleri arasında yer alır. Yazmaya kısa öykülerle başlayan Hemingway kelimeleri kullanmakta güçlü bir anlatım ustalığı sergiler. Kadın ve ölüm temalarına fazlasıyla yer vermiştir.

Ölüm temasının Yengeç’leri neden bu kadar çektiği üzerinde durmaya değer. Zira Yengeç su elementinden bir burç olarak, derinlerde yaşayan bir canlı ile sembolize edilir. Su elementinde (diğerleri Akrep ve Balık) yoğun bir duygusallık, subjektiflik ve karanlıkta, gizli kalan çok şey vardır. İnsan psişesinde açığa çıkarılması gereken hazinelerle doludur. Ölüm teması bu derinde kalan temalardan birisidir. İsviçreli psikiyatrist, ölüm ve ölmek üzerine yoğun biçimde çalışmış olan Elisabeth Kubler-Ross da bu burç altında doğmuştur. Hayatı boyunca kişilerin ölüm süreçlerinde yardımcı olan bilimkadının daha doğum anında, üçüz olarak doğması ve yaşam ve ölüm arasında kalması dikkat çekicidir. Okült konularla da yakından ilgilenen Kubler-Ross’un haritasında yine su elementinden Balık burcunun yükseldiği görülüyor. Küçük Prens kitabının yazarı Antoine de Saint-Exupery 29 Haziran 1900’de Lyon’da doğdu. Aynı zamanda bir pilot olan yazarın ölümü gizemli bir şekilde gerçekleşmiş, Alpler üzerinde uçarken kaybolmuş, kendine ulaşılamamıştır. Gençlik çağlarında Jules Verne’den etkilenen yazarın haritasında havacılıkla yakından ilgili olan Uranüs, Yay burcunda Jüpiter’le birleşmektedir.

Yengeç’ler güçlü duyarlılıkları, derinlikleri ve geniş hayalgüçleri ile insan psikolojisinin konu edildiği alanlarda özellikle dikkat çekerler. Yengeç bir şekilde ortaya çıkarılmayı bekleyen, pasif bir burç olsa da, hayalgüçlerini ustaca ortaya koyduklarında özellikle yazın alanında sivrilebilirler.

Yusuf Atılgan, Franz Kafka, Jean Anouilh, Richard Bach, Ingeborg Bachmann, Tom Berger, Ingmar Bergman, Pearl Buck, Barbara Cartland, Jean Cocteau, Oriana Fallaci Yengeç burcunda doğmuş yazarlardır.




Hakan Kırkoğlu
Referans Adresler