07-22-2010, 02:32 AM
Burçlar Hakkında
Kainatta her şey birbiriyle irtibatlıdır
Genel manada kainat bir sistem olarak yaratılmıştır ve bu sistem içerisinde her şey birbiriyle doğrudan ya da dolaylı olarak irtibat halindedir. Bir kelebeğin kanat çırpışı, başka bir yerde atmosfer hadiselerine yön verebilir. Özellikle, bedeniyle dünyanın her şeyine ihtiyaç duyan, ruhuyla zamanları ve mekanları aşan insanoğlunun, kainatın her tarafıyla ilişkisi vardır. Şimdiki zamanı yaşarken geçmiş ve gelecek zamandan da etkilendiği gibi, güneşin hareketlerinden, ayın dünyayı takibinden, dünyanın dönüşünden, yıldızların yer değiştirmesinden etkilenmesi de söz konusudur. Hatta yıldızlar kümesi olan burçların, insan karakteri üzerinde bir kısım izleri söz konusu olabilir. Fakat bütün bunlar, güneşin, yıldızın ve ayın kendisinden değil, onları yoktan var eden ve baş döndüren bir ahenk ve nizam içinde döndüren Allah'tandır. Ne güneşin, ne ayın, ne de yıldızların, kendilerinden kaynaklanan bir kudret ve tesirleri yoktur. Hepsi de Allah'ın emrine âmâde olarak belli bir sistem içerisinde hareket edip durmakta ve böylece Allah'ın varlığına, birliğine ve sonsuz kudret sahibi olduğuna işaret etmektedirler. Halbuki bugünkü haliyle astroloji, yıldızların Allah'la irtibatını keserek, onları başı boş birer varlık olarak göstermekte, bunların -hâşâ- tesadüfen bir araya gelip dağılarak insanın kaderini belirlediğini iddia etmektedir.(daha evvelden bu forumda değindiğimiz gibi ölçüsüzce yapılan yorumların ve astrolojiye yanlış yaklaşımın , astroloji denildiğinde akla nelerin gelmesine neden olabileceğini görüyoruz)
Evet, dinimiz astronomiye ayrı bir ehemmiyet verip onu öğrenmeyi teşvik etse de, bugün tamamen gelecekten haber verme şeklinde yaygınlaşan, yıldızlara olağanüstü güçler verip onların Allah'la irtibatını kesen astrolojinin dinimizde yeri yoktur. Zira yer gök Allah tarafından yaratılmıştır, yegâne güç O'na aittir ve gaybı da ancak O bilir. Aksini iddia etmek şirk olur. Bir hadis-i şeriflerinde Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, "Yıldızlardan bir ilim alan kimse sihirden bir bölüm almış olur. Yıldızlardan aldığı bilgiler arttıkça sihirle olan ilgisi de artmış olur." buyurur (5) ve astroloji adı altında yıldızlarla meşgul olup, gelecekten haber verme iddiasına girerek sihirle eş değer bir günaha saplanılacağını bildirir. Başka bir hadislerinde ise şöyle beyan ederler: "Şu veya bu yıldızın hareketi sayesinde bize yağmur yağdı" diyenler beni inkâr etmiş, yıldızlara inanmıştır." (6) Evet, dikkat edilecek husus, yıldızlarla meşgul olurken, onlara ilahlık vermemek, Allah'ın icraatlarını onlara isnad etmemektir.
Ehl-i kalp bazı İslam alimleri meşgul olmuşlar
Vakıa, İslam alimlerinden de astroloji ile uğraşanlar olmuştur. Ancak İbrahim Hakkı hazretlerinin de dediği gibi, bu zatların yıldızlarla meşgul olmaktan gayesi, insanların kendi nefislerini tanımalarına yardımcı olmak ve Allah'ın gökteki eserlerine hayranlık duymalarına yol açmaktır.
Hanefi fıkıh üstadlarından Merginanî, yıldızlarla ilgilenmede iki neticenin hasıl olacağını söyleyerek, küfre girmemeye dikkat çeker: Bilmiş ol ki yıldızlar ilmi, haddizatında kötü değildir. Çünkü o iki çeşittir:
Birincisi: Hesap yolu iledir ve haktır. Kur'an'da zikredilmiştir. Allah Teâlâ; "Güneş ve ay hesab iledir." buyurmuştur. Bundan murad güneşle ayın belli bir düzende gitmeleri yani seyretmeleridir.
İkincisi: İstidlal yolu iledir. Yıldızların seyri ve feleklerin (gezegenlerin) hareketi vasıtasıyla bazı küçük hadiselerin, Allah'ın kaza ve kaderi ile vuku bulacağına deliller çıkarılır; bu caizdir. Doktorun hasta kimsenin nabzına bakarak hastalığa ve sıhhate dair işaretler çıkarması gibi.
Ama hadiselerin Allah'ın kazası ile olduğuna inanmaz, yahut kendisinin gaybı bildiğini iddia ederse kâfir olur. (9)
Netice:
Netice olarak diyebiliriz ki, astrolojinin bir hakikati olsa da bugünkü şekliyle onunla meşgul olmak çok dikkat edilmesi gereken bir husustur.Alimlerimizin olabilir dedikleri meşguliyet, yıldızların şekillerine bakarak ve her şeyi Allah'ın ilmine bağlayarak bir kısım yorumlarda bulunma ve Allah'ın kudretine deliller gösterme şeklinde olsa da, insanları bir kalıbın içine sokup kaderin hükmünü iptal etmek ve gelecekten haber vermek asla değildir.
Evet, aynı burçta doğan insanların karakterleri birbirine benzese de, o burçta doğan bütün insanları bir kalıba sokmak ve hepsi aynıymış gibi düşünmek, herkesin kaderin ayrı ayrı yazıldığı hakikatine terstir ve bugünkü astroloji yorumlarının pek çoğu böyle bir tersliği içinde barındırmaktadır. Halbuki burçların genel yapısını ve insana tesirini bilmek, insanın kendini tanımasına yardımcı olsa da kesinlikle kaderin hükmüne tesir edemez insana bu böyledir deme salahiyetini vermez. Dolayısıyla insan, burçları kendini tanımak için birer vesile olarak kullansa da esas olan, Kur'an ve Sünnet çerçevesinde yaşayarak iradesinin hakkını vermesidir.
http://www.hikmet.net/*****/view/55899/2/
Kainatta her şey birbiriyle irtibatlıdır
Genel manada kainat bir sistem olarak yaratılmıştır ve bu sistem içerisinde her şey birbiriyle doğrudan ya da dolaylı olarak irtibat halindedir. Bir kelebeğin kanat çırpışı, başka bir yerde atmosfer hadiselerine yön verebilir. Özellikle, bedeniyle dünyanın her şeyine ihtiyaç duyan, ruhuyla zamanları ve mekanları aşan insanoğlunun, kainatın her tarafıyla ilişkisi vardır. Şimdiki zamanı yaşarken geçmiş ve gelecek zamandan da etkilendiği gibi, güneşin hareketlerinden, ayın dünyayı takibinden, dünyanın dönüşünden, yıldızların yer değiştirmesinden etkilenmesi de söz konusudur. Hatta yıldızlar kümesi olan burçların, insan karakteri üzerinde bir kısım izleri söz konusu olabilir. Fakat bütün bunlar, güneşin, yıldızın ve ayın kendisinden değil, onları yoktan var eden ve baş döndüren bir ahenk ve nizam içinde döndüren Allah'tandır. Ne güneşin, ne ayın, ne de yıldızların, kendilerinden kaynaklanan bir kudret ve tesirleri yoktur. Hepsi de Allah'ın emrine âmâde olarak belli bir sistem içerisinde hareket edip durmakta ve böylece Allah'ın varlığına, birliğine ve sonsuz kudret sahibi olduğuna işaret etmektedirler. Halbuki bugünkü haliyle astroloji, yıldızların Allah'la irtibatını keserek, onları başı boş birer varlık olarak göstermekte, bunların -hâşâ- tesadüfen bir araya gelip dağılarak insanın kaderini belirlediğini iddia etmektedir.(daha evvelden bu forumda değindiğimiz gibi ölçüsüzce yapılan yorumların ve astrolojiye yanlış yaklaşımın , astroloji denildiğinde akla nelerin gelmesine neden olabileceğini görüyoruz)
Evet, dinimiz astronomiye ayrı bir ehemmiyet verip onu öğrenmeyi teşvik etse de, bugün tamamen gelecekten haber verme şeklinde yaygınlaşan, yıldızlara olağanüstü güçler verip onların Allah'la irtibatını kesen astrolojinin dinimizde yeri yoktur. Zira yer gök Allah tarafından yaratılmıştır, yegâne güç O'na aittir ve gaybı da ancak O bilir. Aksini iddia etmek şirk olur. Bir hadis-i şeriflerinde Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, "Yıldızlardan bir ilim alan kimse sihirden bir bölüm almış olur. Yıldızlardan aldığı bilgiler arttıkça sihirle olan ilgisi de artmış olur." buyurur (5) ve astroloji adı altında yıldızlarla meşgul olup, gelecekten haber verme iddiasına girerek sihirle eş değer bir günaha saplanılacağını bildirir. Başka bir hadislerinde ise şöyle beyan ederler: "Şu veya bu yıldızın hareketi sayesinde bize yağmur yağdı" diyenler beni inkâr etmiş, yıldızlara inanmıştır." (6) Evet, dikkat edilecek husus, yıldızlarla meşgul olurken, onlara ilahlık vermemek, Allah'ın icraatlarını onlara isnad etmemektir.
Ehl-i kalp bazı İslam alimleri meşgul olmuşlar
Vakıa, İslam alimlerinden de astroloji ile uğraşanlar olmuştur. Ancak İbrahim Hakkı hazretlerinin de dediği gibi, bu zatların yıldızlarla meşgul olmaktan gayesi, insanların kendi nefislerini tanımalarına yardımcı olmak ve Allah'ın gökteki eserlerine hayranlık duymalarına yol açmaktır.
Hanefi fıkıh üstadlarından Merginanî, yıldızlarla ilgilenmede iki neticenin hasıl olacağını söyleyerek, küfre girmemeye dikkat çeker: Bilmiş ol ki yıldızlar ilmi, haddizatında kötü değildir. Çünkü o iki çeşittir:
Birincisi: Hesap yolu iledir ve haktır. Kur'an'da zikredilmiştir. Allah Teâlâ; "Güneş ve ay hesab iledir." buyurmuştur. Bundan murad güneşle ayın belli bir düzende gitmeleri yani seyretmeleridir.
İkincisi: İstidlal yolu iledir. Yıldızların seyri ve feleklerin (gezegenlerin) hareketi vasıtasıyla bazı küçük hadiselerin, Allah'ın kaza ve kaderi ile vuku bulacağına deliller çıkarılır; bu caizdir. Doktorun hasta kimsenin nabzına bakarak hastalığa ve sıhhate dair işaretler çıkarması gibi.
Ama hadiselerin Allah'ın kazası ile olduğuna inanmaz, yahut kendisinin gaybı bildiğini iddia ederse kâfir olur. (9)
Netice:
Netice olarak diyebiliriz ki, astrolojinin bir hakikati olsa da bugünkü şekliyle onunla meşgul olmak çok dikkat edilmesi gereken bir husustur.Alimlerimizin olabilir dedikleri meşguliyet, yıldızların şekillerine bakarak ve her şeyi Allah'ın ilmine bağlayarak bir kısım yorumlarda bulunma ve Allah'ın kudretine deliller gösterme şeklinde olsa da, insanları bir kalıbın içine sokup kaderin hükmünü iptal etmek ve gelecekten haber vermek asla değildir.
Evet, aynı burçta doğan insanların karakterleri birbirine benzese de, o burçta doğan bütün insanları bir kalıba sokmak ve hepsi aynıymış gibi düşünmek, herkesin kaderin ayrı ayrı yazıldığı hakikatine terstir ve bugünkü astroloji yorumlarının pek çoğu böyle bir tersliği içinde barındırmaktadır. Halbuki burçların genel yapısını ve insana tesirini bilmek, insanın kendini tanımasına yardımcı olsa da kesinlikle kaderin hükmüne tesir edemez insana bu böyledir deme salahiyetini vermez. Dolayısıyla insan, burçları kendini tanımak için birer vesile olarak kullansa da esas olan, Kur'an ve Sünnet çerçevesinde yaşayarak iradesinin hakkını vermesidir.
http://www.hikmet.net/*****/view/55899/2/