Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz.

Tam Görünüm: İslam ve Astroloji
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Siteyi normal görüntülemek için, Buraya Tıklayın
Burçlar Hakkında

Kainatta her şey birbiriyle irtibatlıdır

Genel manada kainat bir sistem olarak yaratılmıştır ve bu sistem içerisinde her şey birbiriyle doğrudan ya da dolaylı olarak irtibat halindedir. Bir kelebeğin kanat çırpışı, başka bir yerde atmosfer hadiselerine yön verebilir. Özellikle, bedeniyle dünyanın her şeyine ihtiyaç duyan, ruhuyla zamanları ve mekanları aşan insanoğlunun, kainatın her tarafıyla ilişkisi vardır. Şimdiki zamanı yaşarken geçmiş ve gelecek zamandan da etkilendiği gibi, güneşin hareketlerinden, ayın dünyayı takibinden, dünyanın dönüşünden, yıldızların yer değiştirmesinden etkilenmesi de söz konusudur. Hatta yıldızlar kümesi olan burçların, insan karakteri üzerinde bir kısım izleri söz konusu olabilir. Fakat bütün bunlar, güneşin, yıldızın ve ayın kendisinden değil, onları yoktan var eden ve baş döndüren bir ahenk ve nizam içinde döndüren Allah'tandır. Ne güneşin, ne ayın, ne de yıldızların, kendilerinden kaynaklanan bir kudret ve tesirleri yoktur. Hepsi de Allah'ın emrine âmâde olarak belli bir sistem içerisinde hareket edip durmakta ve böylece Allah'ın varlığına, birliğine ve sonsuz kudret sahibi olduğuna işaret etmektedirler. Halbuki bugünkü haliyle astroloji, yıldızların Allah'la irtibatını keserek, onları başı boş birer varlık olarak göstermekte, bunların -hâşâ- tesadüfen bir araya gelip dağılarak insanın kaderini belirlediğini iddia etmektedir.(daha evvelden bu forumda değindiğimiz gibi ölçüsüzce yapılan yorumların ve astrolojiye yanlış yaklaşımın , astroloji denildiğinde akla nelerin gelmesine neden olabileceğini görüyoruz)

Evet, dinimiz astronomiye ayrı bir ehemmiyet verip onu öğrenmeyi teşvik etse de, bugün tamamen gelecekten haber verme şeklinde yaygınlaşan, yıldızlara olağanüstü güçler verip onların Allah'la irtibatını kesen astrolojinin dinimizde yeri yoktur. Zira yer gök Allah tarafından yaratılmıştır, yegâne güç O'na aittir ve gaybı da ancak O bilir. Aksini iddia etmek şirk olur. Bir hadis-i şeriflerinde Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, "Yıldızlardan bir ilim alan kimse sihirden bir bölüm almış olur. Yıldızlardan aldığı bilgiler arttıkça sihirle olan ilgisi de artmış olur." buyurur (5) ve astroloji adı altında yıldızlarla meşgul olup, gelecekten haber verme iddiasına girerek sihirle eş değer bir günaha saplanılacağını bildirir. Başka bir hadislerinde ise şöyle beyan ederler: "Şu veya bu yıldızın hareketi sayesinde bize yağmur yağdı" diyenler beni inkâr etmiş, yıldızlara inanmıştır." (6) Evet, dikkat edilecek husus, yıldızlarla meşgul olurken, onlara ilahlık vermemek, Allah'ın icraatlarını onlara isnad etmemektir.

Ehl-i kalp bazı İslam alimleri meşgul olmuşlar

Vakıa, İslam alimlerinden de astroloji ile uğraşanlar olmuştur. Ancak İbrahim Hakkı hazretlerinin de dediği gibi, bu zatların yıldızlarla meşgul olmaktan gayesi, insanların kendi nefislerini tanımalarına yardımcı olmak ve Allah'ın gökteki eserlerine hayranlık duymalarına yol açmaktır.


Hanefi fıkıh üstadlarından Merginanî, yıldızlarla ilgilenmede iki neticenin hasıl olacağını söyleyerek, küfre girmemeye dikkat çeker: Bilmiş ol ki yıldızlar ilmi, haddizatında kötü değildir. Çünkü o iki çeşittir:

Birincisi: Hesap yolu iledir ve haktır. Kur'an'da zikredilmiştir. Allah Teâlâ; "Güneş ve ay hesab iledir." buyurmuştur. Bundan murad güneşle ayın belli bir düzende gitmeleri yani seyretmeleridir.

İkincisi: İstidlal yolu iledir. Yıldızların seyri ve feleklerin (gezegenlerin) hareketi vasıtasıyla bazı küçük hadiselerin, Allah'ın kaza ve kaderi ile vuku bulacağına deliller çıkarılır; bu caizdir. Doktorun hasta kimsenin nabzına bakarak hastalığa ve sıhhate dair işaretler çıkarması gibi.

Ama hadiselerin Allah'ın kazası ile olduğuna inanmaz, yahut kendisinin gaybı bildiğini iddia ederse kâfir olur. (9)

Netice:

Netice olarak diyebiliriz ki, astrolojinin bir hakikati olsa da bugünkü şekliyle onunla meşgul olmak çok dikkat edilmesi gereken bir husustur.Alimlerimizin olabilir dedikleri meşguliyet, yıldızların şekillerine bakarak ve her şeyi Allah'ın ilmine bağlayarak bir kısım yorumlarda bulunma ve Allah'ın kudretine deliller gösterme şeklinde olsa da, insanları bir kalıbın içine sokup kaderin hükmünü iptal etmek ve gelecekten haber vermek asla değildir.
Evet, aynı burçta doğan insanların karakterleri birbirine benzese de, o burçta doğan bütün insanları bir kalıba sokmak ve hepsi aynıymış gibi düşünmek, herkesin kaderin ayrı ayrı yazıldığı hakikatine terstir ve bugünkü astroloji yorumlarının pek çoğu böyle bir tersliği içinde barındırmaktadır. Halbuki burçların genel yapısını ve insana tesirini bilmek, insanın kendini tanımasına yardımcı olsa da kesinlikle kaderin hükmüne tesir edemez insana bu böyledir deme salahiyetini vermez. Dolayısıyla insan, burçları kendini tanımak için birer vesile olarak kullansa da esas olan, Kur'an ve Sünnet çerçevesinde yaşayarak iradesinin hakkını vermesidir.

http://www.hikmet.net/*****/view/55899/2/
Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetnâme adlı eserinde gökcisimlerinden bahsettikten sonra şunları söylüyor: “Biz bütün bunları nefsi bilmeye ve Allah’ın ayetlerine hayranlık duymaya bir vesile olsun diye yazdık.”

Günümüzde nefsini bilmek, kendini tanımak herkesin gündemini meşgul eden bir konu. Ancak insanın kendini tanımasının gerçek amacı unutulmuş gibi görünüyor. Herhangi bir burç kitabında kendisine ait kısmı okuyanlar; genellikle kendini beğenmelerini artıracak kelimelere rastlamaya çalışıyor. Burç kitapları da buna göre yazılıyor. Böyle bir bakış açısıyla astroloji kitaplarını inceleyenler, kendilerini tanısalar bile maalesef düzeltemiyorlar. Çünkü astroloji soğuk ve incitici bir dille kusurları haykırıyor; ama doğru yolu ve üstün ahlâkın nasıl kazanılacağını gösteremiyor.

“Astroloji nefsi bilmenin bir aracı”

İslam’ın astrolojiye bakış açısını incelemek üzere araştırmalar yapan ve “İslam’da Astroloji” adlı bir kitap hazırlayan Hatice Kübra Ergin’e göre, İslamî açıdan astrolojinin birinci amacı kişiye özel kusurları inceleyerek ve bunları dengelemenin yollarını göstererek kişiyi şuurlandırmak olmalı. İslam tasavvufunda, Allah’ı bilmek nefsi bilmekten geçiyor ve astroloji nefsi bilmenin bir aracı olarak değerlendiriliyor.

Kitapta, İslam dininin mensuplarına vaat ettiği insan-ı kâmile ulaşmak için olgunlaşmak, bunun için güzel ahlâk ve sakinliğe kavuşmak üzere burçlardaki kusur ve aşırılıkların düzeltilmesinden söz ediyor yazar. İslam dininin rehberliğinde burçları tanıtan bir yol izliyor. Burçları sadece kusurları ve aşırılıkları ile değil, özellikleri ve faziletleri ile tanıtırken burçlar arası ilişkilere de ışık tutuyor. Örneğin, Koç burcunun kusurları ve imtihanları nelerdir, hangi faziletlere ve hikmetlere sahiptir, ders alması gereken durumlar var mıdır gibi konuları İslamî bakış açısıyla irdeliyor.

Hatice Kübra Ergin, astrolojinin yeryüzündeki hiçbir yaratılış, oluş ve yok oluşun tesâdüfî ve anlamsız olmadığını gösterdiğini, kaderi ispatladığını, oluşların başıboş, rastgele ve sadece sebep-sonuç ilişkisine bağlı olarak gelişmediğini belirterek, bu yönden bakıldığında astrolojinin inançsız yorumlanmasının imkansız derecede zor olduğunu söylüyor.

“İslam’da astroloji var mı, yok mu?” sorusunu ise Kübra Ergin, “Dinde tıp olmadığı gibi astroloji de yoktur. Ancak dinde her şeye bir bakış açısı verilir. Astrolojiyi de dinin bakış açısıyla görebilirsiniz. Din zaten Allah’ın ilmidir ve herkese paylaştırılmıştır. Kuran’da burçlar kelimesi geçiyor; ama bu, İslam’da astroloji vardır anlamına gelmiyor” şeklinde cevaplıyor.

“Gökcisimleri birer süstür, kudrete sahip değildir”

Bu anlamda astrolojinin, insanların geleceğine dair haberler veren bir alan olarak değerlendirilmemesi gerekiyor. Ergin, astroloji konusunda en büyük hatanın, gökcisimlerinin ve onların sembolize ettiği meleklerin kendi kendilerine hareket ettikleri yanılgısına düşülmesi olduğunu söylüyor. Oysa ne melekler kendi başlarına bir iş yapıyor ne de gökcisimlerinin gerçek bir tesiri var. Aslında gökcisimlerinin görevi, yeryüzünden bakan şuur sahipleri için okunacak manalara işaret etmekten ibaret.

Bunun için günümüzde astrolojiyi bilimselleştirme çabasında olanlar, henüz ispatlanamamış bir iddiada bulunuyor. Gökcisimleri, evrenin kozmik manyetizması içinde yaydıkları radyasyonlarla insan beynini etkiliyor, böylece yeryüzündeki hadiselere sebep oluyorlar. Bu düşünce hem ispatlanamıyor hem de astrolojinin birçok olayını açıklamakta yetersiz kalıyor. Bilimsel olarak bunların açıklamasını yapmak çok güç.

Herkesin özel haritasının olması, lunar döngüsü, Arap noktaları hesaplamaları gibi konular astrolojinin izahını daha da imkansızlaştırıyor. Yazar işin gerçeğini şöyle açıklıyor: “Gökcisimleri tıpkı Kuran’da haber verildiği gibi birer süstür. Yani kudrete sahip değillerdir; fiilî olarak işlevsizdirler. Sadece dış görünüme ve böylece yorumlanacak manaya işaret etme görevindedirler.”

Kuran’da gökle ilgili şu ayetler yer alıyor:

“Göğü yükseltti ve onu mizana koydu.” (Rahman 7-8) “O, biri diğeriyle tam uyum içinde yedi gök yaratmış olandır.” (Mülk 2-3)

Göklerin mizanı yani terazisi nedir? Birbirleriyle uyum içindeki gök katları nelerdir? Ayetlerin zahiri görünüşü göklerin fizikî sükûnetini ve dengesini gösterdiği gibi Batınî yani gizemli manası; metafizik göklerin manaca dengeli ve uyumlu olduğuna işaret ediyor.

“Astrolojinin dilini çözen kendini iyi tanır”

Ergin’e göre, astrolojinin dilini çözen kimse, kendini tanır ve kusurlarını düzeltmeye çalışır. Yaşadığı hadiselerin hikmetini çözer, ruhsal gelişiminde onlardan azamî derecede yararlanır. Hayatı tepkiyle ve duygusal çalkantılarla değil, bilgelikle ve uyumla yaşar.

Astrolojinin nasıl başladığına dair kesin bilgiler olmamakla birlikte, eski milletlerin bugün için bile elde edilmesi zor bazı bilgilere sahip olduklarını görmek şaşırtıcı. Ancak astrolojinin evrenle insan arasındaki manevi ilgi ile açıklanabilen bir yapısının olması, bu öğretinin dinlerin ezoterizminden kaynaklandığını düşündürüyor. Zamanla ezoterizmin gizli ilimlere dönüşmesi ve inanç saflığının bozulması, astrolojiyi de falcılığa alet etmiş. H. Kübra Ergin, yaptığı işin ve astrolojinin falcılığa alet edilmesinden hoşlanmadığını, böyle bir uğraşı içinde olmadığını özellikle vurguluyor. (aynen ben gibi..)

Ergin, hikmet anlayışıyla incelenen astroloji ile etten kemikten bir bedene sahip basit bir canlı gibi görünen insanın, ne kadar zengin bir mana hazinesine sahip olduğunu, bu manaları şuur sahibi olanlara işaret edip anlatmak için uzayda koskoca gökcisimlerinin emre âmâde kılındığının idrak edilebileceğinin altını çiziyor.

İslam tasavvufuna göre astrolojinin tek amacı, insanın manevi yapısını çözmesine yardımcı olan bir araç olması. Astroloji eğer doğru değerlendirilirse; “mesajları doğru değerlendirmek, dünya hayatını sonsuz bir kazanca ve Yaratan’a doğru bir yürüyüşe çevirmek, kendimizi tanımak, kendimize karşı dürüst olmak, kusurlarımızla yüzleşmek” gibi hikmetlere yol açabiliyor.

Nefisteki bir takım eğrilikler

Hatice Ergin 1973 doğumlu, iki çocuk annesi bir ev hanımı. Elbette durup dururken böyle bir kitap yazmamış. İslam tasavvufu üzerine araştırmalar yapmaya başlaması insanları okumak ve anlamakla ilgili sezgilerinin olduğunu keşfetmesini sağlamış. Doğrudan doğruya astroloji ile ilgilenmenin insanı sakat düşüncelere yönelteceğini belirten Kübra Ergin, “İnsana bir mizaç verilmiştir. Nefs diyoruz biz buna. Onda birtakım eğrilikler vardır. Bir de onu terbiye eden, yönelten ruh ve ikisinin arasında dönüp duran kalp vardır. Yani kalp bazen nefse bazen ruha döner. Bunlarla ilgilendikten sonra astroloji ilminin dinde nasıl bir yere sahip olduğu kafamda şekillendi. Taşlar yerine oturduktan sonra astrolojiyi yakından araştırmaya başladım. Bu çalışmayı yaparken insanların takdir etmesi ya da kınaması için yola çıkmadım. Bunların yazılması gerekiyormuş. Sonu hayır olur inşallah” diyor. “İslam’da Astroloji” Akis Kitap tarafından yakında okura sunulacak.

NEFSİ TANIMA AÇISINDAN BURÇLAR

Koç burcu: Benlik bilincini Allah’ın kulluğunda eritmek, emir ve yasaklara itaat edip davranışlarını terbiye etmek konusunda sıkıntı çeker. Esasen dünya hayatının geçiciliği ve insanın bedensel varlığının kısıtlılığı konusunda bir şuura sahip olan Koç, dünyevî varlığını Allah’ı aramak için bir serüven olarak görme konusunda doğuştan yeteneklidir. Koçun hayatta öğrenmesi gereken temel ders, aslında hepimizin rahmet ve cömertliğe muhtaç, zayıf ve aciz kullar olduğumuzdur.

Akrep burcu: Akrep burcunda beklentilerini ölüm ötesine erteleyebilme kabiliyeti doğuştan gelmedir. Ayrıca yoğun bir şekilde yaşadığı bağlılık ve bütünleşme duygusunu Allah’a vasıl olma ihtiyacına çevirebilir. Akrebe zor gelen, hadiseleri teslimiyetle karşılayıp kin tutmamak, intikam almamak ve mükâfatı yalnız Allah’tan bekleyerek affetmektir.

İkizler burcu: İkizler burcu sürekli çalışan düşünce biçimiyle devamlı okuyacak bir şeyler arar. Kainatı okur, insanı okur, bu ikisinde okuduğu kelimelerden Allah’ı okur. İnsanlar arası ilişkilerden yana imtihanlar yaşayan, kurnazlık ve iyi iletişimle içinden çıkamadığı çok denklemli problemlerle karşılaşan ikizler, eğer fıtratındaki meyle tabi olur, her durumu ustaca manevralarla geçmeye çalışırsa, sorunların her seferinde yeni şekillere bürünerek karşısına çıktığını görür.

Balık burcu: Balık bilinci, dünya hayatının insan zihnine sunduğu açıklamalardan aradığını bulamamış, dışardan, başka âlemlerden medet bekleyen bir bilinçtir. Balık aradığını gerçek dünyada bulamayacağını sezmiş, başkalarının çocukluk yıllarında bıraktığı hayal dünyasından kopmamaya karar vermiştir. Bu dünyadan biraz kopuk, biraz hülyalı olması bu yüzdendir. Balık burcu insan maneviyatının çok derin ve gizemli taraflarını temsil eder. Kuvvetle inanma ve inandığı bir şeye kendini adama kabiliyeti vardır, hem de bu konuda ihlaslı olabilme kabiliyeti.

http://astrolojiburclar.mevsimlergibi.co...ergin.html
Sufi astroloji ...


Benimde oldukça ilgimi çeken bir konu....

mantık ve inanç sistemi odaklı...


Bu ara bir şey okuyacak zamanım yok emme yakında olabilir

gülücük)
son zamanlarda bu bişey + astroloji olayına çok rastlıyorum,

mitoloji ve astroloji

islam ve astroloji,

reenkarnasyon ve astroloji,

quantum ve astroloji,

sufizm ve astroloji,

korkuyorum yakında şöyle olacak,

modada bu hafta ve astroloji,

tatil rehberi ve astroloji

vizyondaki filmler ve astroloji :D

Félicé

(07-23-2010 10:54 PM)Garavu Yazılan: [ -> ]son zamanlarda bu bişey + astroloji olayına çok rastlıyorum,

mitoloji ve astroloji

islam ve astroloji,

reenkarnasyon ve astroloji,

quantum ve astroloji,

sufizm ve astroloji,

korkuyorum yakında şöyle olacak,

modada bu hafta ve astroloji,

tatil rehberi ve astroloji

vizyondaki filmler ve astroloji :D

Astroloji 2000'den sonra ülkemizde elit kesim tarafından daha yoğun takip edilmeye başlandı..Bu birşey ve astroloji, astrolojiye aşina olmayanları, kabul etmeyenleri, incelemeyenleri, astroloji ile tanıtma amacı güdüyormuş gibi geliyor bana da. Yada artık gerçekten bu ilimin fal dışında, büyük bi nimet olduğu idrak edilmeye başlandı..Ve diğer ilimlerde bağlantılanabiliyor..
astroloji hayatın her noktasına dokunan bir ilim, dolayısıyla astroloji+ bişeylerin çoğaldığını görmek sevindirici aslında.. tasavvufla da ilgilenilse, psikolojiyle, sağlıkla ve hatta modayla da ilgilenilse astroloji tüm bunlara katkı sağlayabilecek bir ilim çünkü, katkı sağlamak bir yana astroloji tüm bunlar demek zaten, öylesine geniş ki..

her insanın parmak izi gibi, doğum anındaki gökyüzü resmi de nasıl ki eşsiz ise, her insanı astrolojiye ulaştıran yol da özneldir, kimisi modadan, kimisi sufizmden kimisi de çöpçatanlıktan yola çıkmışken bulur ve kendi konusuna yardımcı olsun diye astrolojiye merak salar.

desteklenmeli bence ,
biz de astrolojiyi jüpiterden gelen özel davet ile keşfetmedik sonuçta...
(07-24-2010 03:52 AM)intrinsic Yazılan: [ -> ]astroloji hayatın her noktasına dokunan bir ilim, dolayısıyla astroloji+ bişeylerin çoğaldığını görmek sevindirici aslında.. tasavvufla da ilgilenilse, psikolojiyle, sağlıkla ve hatta modayla da ilgilenilse astroloji tüm bunlara katkı sağlayabilecek bir ilim çünkü, katkı sağlamak bir yana astroloji tüm bunlar demek zaten, öylesine geniş ki..

her insanın parmak izi gibi, doğum anındaki gökyüzü resmi de nasıl ki eşsiz ise, her insanı astrolojiye ulaştıran yol da özneldir, kimisi modadan, kimisi sufizmden kimisi de çöpçatanlıktan yola çıkmışken bulur ve kendi konusuna yardımcı olsun diye astrolojiye merak salar.

desteklenmeli bence ,
biz de astrolojiyi jüpiterden gelen özel davet ile keşfetmedik sonuçta...

bana davet jüpiterliden geldi, birde baktımki jupide basmaya yer yok, düştüm içine debeleniyorum :D
gülücük jüpi nin gönlü zengin ne yapsın gülücük
Referans Adresler