Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz.

Tam Görünüm: Edebiyatta Başak
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Siteyi normal görüntülemek için, Buraya Tıklayın
Son derece çalışkan ve zeki olan Başak, yazın alanında da sık sık karşımıza çıkar. Astrolojik haritasında bu burcu güçlü olanlar ya da yükselen Başak’lar olan biteni zekice anlatmakta ve zihnin koridorları arasında dolaşmakta son derece ustadırlar. Burcun yönetici gezegeni Merkür, ne de olsa tanrıların habercisidir. Ancak Merkür bu burçta, İkizler’in uçarılığını değil, Başak’ın ılımlı ve daha ahlakçı tonunu kazanır. Başak’lar bir işe yaramak isterler, bu burcun sürekli vaaz veren, başkalarına vecizelerle konuşan bir havası vardır. Edebiyat’ta Başak burcundan söz ederken, 28 Ağustos 1749 doğumlu bir dahiden, Goethe’den başlamak haksızlık olmaz. Sadece bir edebiyatçı değil aynı zamanda doğa bilimcisi, yazın hayatının her alanında, sanat ve edebiyat teorisinde, estetikte etkin birisi olmuştur. Genç Werther’in Acıları, Fırtına ve Coşku adlı eserleri döneminin öncüsü ve temsilcisidir. Goethe’nin haritasına baktığımızda yükselen burcun Akrep olduğunu, Ay’ın Balık burcunda olduğunu görürüz. Haritasında yoğun bir su elementi var. Su derinliğin, anlayışın ve ruhu çalkalayan duygusal iniş ve çıkışların göstergesidir.

Başak ince detaylar üzerinde durmayı, çeşitli zehirlerle, kriminal ortamlar hazırlamayı da çok sever. Bu burcu her zaman kuyruğu olmayan bir akrebe benzetirim. Sembolü de bunu çağrıştırır. Başak’ta ustaca planlanmış örgüler ve duygulardan azade bir yön vardır. Popüler edebiyatın en ünlü romancılarından Agatha Christie kuşkusuz bu burç mensubudur. Dedektif Hercule Poirot karakterinin yaratıcısı ve pek çok ünlü West End oyunlarının yazarıdır. Başak aynı zamanda üretkenliğin, işçiliğin ve emeğin de burcudur. Gençliğinde çalışkan ve zeki bir öğrenci profili çizen ünlü Rus romancı Tolstoy eserlerinde insanoğlunun zayıflıklarını, toplumsal ve siyasal çalkantıları ustaca anlatmış, ezilenlerin yanında olmayı tercih etmiştir. Savaş ve Barış, Anna Karenina, Diriliş en dikkat çekici eserlerinden bazılarıdır. Başak burcu, karşısındaki Balık burcu ile birlikte, görev ve sorumluluk üstlenen, eleştiren, fedakar, ruhsal ve kendini kurban eden ahlakçı eğilimler yansıtır.

Sözünü ettiğimiz ruhsallık arayışı Paulo Coelho’nun romanlarında da dikkat çeker. Gençliğinde bir hippi olan Coelho 1988 yılında yayınlanan Simyacı romanı ile uluslar arası bir üne kavuştu. Coelho’nun haritasında, yine Başak-Balık ekseni dikkat çeker. Türk edebiyatında eleştirmen, denemeci Nurullah Ataç yine dikkat çeken bir Başak figürüdür. Ataç Türkçe’nin sadeleşmesi ve özleştirilmesinin önemli savunucularından birisi olmuştur. Bu burçta doğmuş edebiyatçılarından bazıları şöyledir: Orhan Kemal, Theodor Adorno, Guillaume Appollinaire, Antonin Artaud, Jorge Luis Borges, Taylor Caldwell, Theophile Gautier, Christopher Isherwood, Stephen King, Arthur Koestler, D. H. Lawrence, Kate Millett, Cesare Pavese, Upton Sinclair, Antonio Tabuchhi.




R. Hakan Kırkoğlu
teşekürler aprillios.. çiçek
gün başak, ay balık olarak kendime pay çıkardım birden.. bazen içimden bi ses bana şunu der; yazı yazacaksın ve bununla para kazanacaksın.. acaba derim neptünüm benle oynuyor mu ;) yukardaki başak-balık yazarlarını görünce neden olmasın dedim, tekrardan..
Agatha Christie ve Stephan king'i de anmamak olmaz. İkiside alanlarında gerçekten baş yapıtlar veren şahıslar.
(09-05-2010 10:09 AM)intrinsic Yazılan: [ -> ]
(09-05-2010 01:02 AM)sessizgidiş Yazılan: [ -> ]venüs gerileyecek hem de akrepte..yandık :D
venüs'un sevmediği konumda gerilemesnin etkileri açısından dikkatli olmak gerek.
bir de marsın gazı varsa (tetik görevi)
daha da fena olabilir

üstelik venusun gerileme süresi daha uzun, mars da var işin içinde,
umarım nasıl geçtiğini anlamadığım bir dönem olur gülücük venus akrep fobim ciddi şekilde tetikleniyor gülücük

tolstoyu da unutmamak lazım messa

Tolstoy zaten burcumuzun medar-ı iftiharıgülücük) Yazıda olmayanlardan sandım Stephan Kingî varmış. Agatha Cristhie yok yazıda polisye-macera romanlarında harika bir yazar. Tam bir başak bayanı olarak görüyorum asıl mesleği hemşire yani bir başaktan beklenebilecek türden bir hizmet sektöründe. Ve içindeki o potansiyeli görüp yazarlığa başlıyor.
Makaleyi okurken; (yazar adayı bir başak olarak ) bir catering mutfağında dev fırınlar ve tencereleri gördüğümde gözümde canlanan insan manzaraları aklıma geldi. piskopat bir ahçının insan etiyle hazırladığı yemeklerinin ünlendiği bir restoran hikayesi (=
İmgelemeye yetecek kadar detaylardan hoşnut kalıyorum...


Lakin daha fazla detay içeren ,metin yazı, roman vs yazı türlerinin tamamına ...


Yazarın uzunluktan göz doldurma çabası olarak bakıyorum...


Detayda bir yere kadar ...


Algıda seçicilik , fiziyolojik özellikler, bunlar dahi bir yazı biiçimlendirmede çok çok önemli...

İnsanların seviyeleri ve hayal güçlerinin göz ardı edildiği ...

Tüm metinler...

2. SINIF hayat bilgisi kitabı hükmünde kalıyor..


Başak ,ikizler vs merkürü olsada bu böyle verygood

Venüs

Edebiyat bu elbette ki süslü bir yazım tarzı ile anlatılan konu uzayacak, yoksa romanın anlamı nerde kalır, her uzun yazıya, bu ne yaa roman gibi yazmışsın denir, yani roman, anlatımı uzun ve süslenmiş bir yazım türüdür.
Kaldı ki yarıda kalan hiç bir yazılan tam bir anlam ifade etmez schatzcım, sadece kafa karışıklığına sebep olur, acaba bunu mu dedi, yoksa şöyle mi demek istedi diye anlama güçlüğü oluşturur.
Eğer bir fikir yazısı ise yazılan, orda da aynı durum geçerlidir, yalnış anlamalar okuyanı da, yazanı da zor duruma düşürür.
Yalnız söylediğim konu anlatımla değil ...Uslüpla ilgili .....


Bir bardak suyun anlatımı yerine göre...Geldiği pınara kadar uzar ama...

Bardakta ki su , bardaktaki su bardaktaki su hükmüne benzer cümleler....anlatıldğında...


Lezzeti nahoş olabilir..


Bunun ayırdımına varmak için yazarı beyenmenin tenkit etmenin hatta kişisel yaklaşımlardan arınmak gerekir...


Roman gibi koptum.w


Roman kültürü bize ait değil... Ama kullanıyoruz ...

roman gibi derken dahi nükte var hiç düşünüldü mü ???


Az ve öz cümle denir...


Boşa denemez...

Çok laf yalansız çok mal haramsız olmaz diye...


Beyit niteliği taşıyan nitelikli cümleler...


Yada söylenindiği anlam karşıklılığı ile suçlanan yazı türleri ..


Okuyan kişinin veri tabanının yada kişisel birikimin azlığınada denk gelebilir..


Bazen anlatılan şeyler anlayanın tamamı anlaması için değil...


Çaba gösterip çözebilmesi ...


Omuzlarının üzerinde bulunan 2-3 kiloluk nöron grubunu çalıştırması için yazılır..


Edebiyat yaparken dahi edebiyatta düşmemek....


Konun aslı özü budur....
Referans Adresler