(04-27-2012 04:03 PM)feynmann_m Yazılan: [ -> ] (04-27-2012 03:49 PM)Neptunian Yazılan: [ -> ] (04-27-2012 02:35 PM)feynmann_m Yazılan: [ -> ]Sanırım tüm enerjimi alan bi mars şiron karşıtlığım var
Enerjini bazen detayları ( küçük şeyleri ) didik didik ederken kullandığını söyleyebilir misin ?
Hem de nasıl!! o kadar detaylara takılıyorum ki kendimden sıkılıyorum bi yerden sonra..
Jan Spillar'ın Ruhsal Astroloji adlı kitabından Başak-Chiron gölgelerini aşmak için bir kaç öneri
''o her şeyi analiz etme eğilimiyle doğmuştur. O, sürekli olarak, nasıl işlediğini görmek için her şeyi analiz eder ve bunu anlayana dek tatmin olmaz. Zihni her zaman hızlı çalışır, çoğunlukla kendi haline bırakılması gereken şeyleri analiz eder. Bir soğanı soyar gibi, o bir şeyi geride bir şey kalmayana dek kat kat soyar ve sonra kendisini boş ve endişeli hisseder.
Bu insan sorunları olası her yönden yoğun bir biçimde analiz eder, bu da diğer düğümsel gruplardaki insanları çıldırtır! O ters gidebilecek her şeyi kendisinin kontrol edemediği şeyleri düşünür. Bir kez o kaygılanacak bir şey olduğuna karar verdiğinde, bu onu gergin, çılgın bir hale sokar ve o bu halden kurtulmakta çok zorlanır. Şimdiki zamanda ne olacağından çok, gelecekte ne olabileceği onu kaygılandırır.
O, geleceğe uyumlanıp onu "hissetmek" için düşünmeyi durdurmalıdır.
bu insan her zaman yanıtlara sahip olması gerektiği duygusuyla doğmuştur. Bu yüzden, o sürekli olarak hem kendisi hem de başkaları için şifa yaratmanın ve düzeni sağlamanın yollarını arar. Bir sorunla karşılaştığında gerilmeye başlar.
İroni şu ki, bu insan yanıtlara erişebilir haldedir, ama bunu ancak önce kendi başına yanıtlara sahip olmadığını kabul ettiğinde yapabilir. O sorunu Yüce bir Güce teslim etmeli ve analitik süreciyle değil sezgisel süreciyle gelen içgörülere açık olmalıdır. O zaman "doğru" yanıtlar ya bir içgörü biçiminde ya da o durumda genel bir esenlik duygusu olarak gelir.
Örneğin, Avrupa'da yıllarca eğitim görüp, insanlara şarkı söylemeyi öğretmeye yönelik geleneksel teknikleri çok iyi öğrenmiş olan Balık Kuzey Düğümlü bir müşterim vardı. Ama bu hanım bu teknikleri öğrencilerine uyguladığında, sonuçlar düş kırıklığı yaratıcı ve zaman tüketici olmuştu. Ancak o gevşemeye ve öğrencilerinin bireysel vokal bozukluklarının varlığına nüfuz etmesine izin vermeye başladığında ve "sorunu" Yüce bir Güce teslim ettiğinde, her bir kişinin sesini açmak için gereksindiği perspektifi ona nasıl ileteceğini sezgisel olarak görebildi. İronik bir biçimde, "yanıtı" hemen bilmek zorunda olduğunu hissetmeyerek, o bilinçaltının yanıtı bildiğini ve kendisinin öğrencilerinin seslerini geliştirme konusunda gerçekten yetenekli olduğunu anladı.
Bu insan gerçekten plânlama meraklısıdır. O gitmek istediği yere odaklanır ve oraya nasıl ulaşacağını tam olarak plânlar. Sonra, geçmiş yaşamlarda gözlerini ayrıntılardan ayırmamaya alışmış olduğundan, plâna aşırı bağlılık gösterir ve vizyonu gözden kaybeder! Plânında en küçük bir değişiklik onu "altüst" edebilir, çünkü bu durumda istediği şeyi elde edemeyeceğini düşünür.
O, her şeyi "tam doğru olarak" yaparsa, dünyasını kontrol altında tutabileceğini düşünür. Ayrıntıya dikkat etmesine rağmen, dünyası yıkılmaya başladığında (karısı onu terk eder, işi batar, çocuk sorunlar yaratır, vb.) şok geçirir. Tam o plânlarını tümüyle oluşturduğunda, yaşam onun karşısına her şeyi sarsacak beklenmedik bir şey çıkarır. Bu, evrenin ona onun hedeflerine erişme yöntemine katı bir biçimde bağlanmasının iyi sonuç vermeyeceğini bildirme biçimidir çünkü o kendisini yol boyunca vuku bulan beklenmedik şeylerin eğlence ve serüveninin dışında bırakmaktadır. O aklını tam olarak ne istediğine taktığında, vuku bulabilecek en iyi şey onun önyargılı fikirleri tarafından sınırlanır ''