Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz.

Tam Görünüm: Mars - Chiron Açıları
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Siteyi normal görüntülemek için, Buraya Tıklayın
Sayfalar: 1 2
(04-27-2012 02:35 PM)feynmann_m Yazılan: [ -> ]Sanırım tüm enerjimi alan bi mars şiron karşıtlığım var :(

Enerjini bazen detayları ( küçük şeyleri ) didik didik ederken kullandığını söyleyebilir misin ?
(04-27-2012 03:49 PM)Neptunian Yazılan: [ -> ]
(04-27-2012 02:35 PM)feynmann_m Yazılan: [ -> ]Sanırım tüm enerjimi alan bi mars şiron karşıtlığım var :(

Enerjini bazen detayları ( küçük şeyleri ) didik didik ederken kullandığını söyleyebilir misin ?


Hem de nasıl!! o kadar detaylara takılıyorum ki kendimden sıkılıyorum bi yerden sonra..
(04-27-2012 04:03 PM)feynmann_m Yazılan: [ -> ]
(04-27-2012 03:49 PM)Neptunian Yazılan: [ -> ]
(04-27-2012 02:35 PM)feynmann_m Yazılan: [ -> ]Sanırım tüm enerjimi alan bi mars şiron karşıtlığım var :(

Enerjini bazen detayları ( küçük şeyleri ) didik didik ederken kullandığını söyleyebilir misin ?


Hem de nasıl!! o kadar detaylara takılıyorum ki kendimden sıkılıyorum bi yerden sonra..

Jan Spillar'ın Ruhsal Astroloji adlı kitabından Başak-Chiron gölgelerini aşmak için bir kaç öneri

''o her şeyi analiz etme eğilimiyle doğmuştur. O, sürekli olarak, nasıl işlediğini görmek için her şeyi analiz eder ve bunu anlayana dek tat­min olmaz. Zihni her zaman hızlı çalışır, çoğunlukla kendi hali­ne bırakılması gereken şeyleri analiz eder. Bir soğanı soyar gibi, o bir şeyi geride bir şey kalmayana dek kat kat soyar ve sonra kendisini boş ve endişeli hisseder.

Bu insan sorunları olası her yönden yoğun bir biçimde ana­liz eder, bu da diğer düğümsel gruplardaki insanları çıldırtır! O ters gidebilecek her şeyi kendisinin kontrol edemediği şeyleri dü­şünür. Bir kez o kaygılanacak bir şey olduğuna karar verdiğinde, bu onu gergin, çılgın bir hale sokar ve o bu halden kurtulmakta çok zorlanır. Şimdiki zamanda ne olacağından çok, gelecekte ne olabileceği onu kaygılandırır.

O, geleceğe uyumlanıp onu "hissetmek" için düşünme­yi durdurmalıdır.

bu insan her zaman yanıtlara sahip olması gerektiği duygusuyla doğmuştur. Bu yüzden, o sürekli olarak hem kendi­si hem de başkaları için şifa yaratmanın ve düzeni sağlamanın yollarını arar. Bir sorunla karşılaştığında gerilmeye başlar.

İroni şu ki, bu insan yanıtlara erişebilir haldedir, ama bunu ancak önce kendi başına yanıtlara sahip olmadığını kabul etti­ğinde yapabilir. O sorunu Yüce bir Güce teslim etmeli ve anali­tik süreciyle değil sezgisel süreciyle gelen içgörülere açık olmalıdır. O zaman "doğru" yanıtlar ya bir içgörü biçiminde ya da o du­rumda genel bir esenlik duygusu olarak gelir.
Örneğin, Avrupa'da yıllarca eğitim görüp, insanlara şarkı söylemeyi öğretmeye yönelik geleneksel teknikleri çok iyi öğren­miş olan Balık Kuzey Düğümlü bir müşterim vardı. Ama bu ha­nım bu teknikleri öğrencilerine uyguladığında, sonuçlar düş kı­rıklığı yaratıcı ve zaman tüketici olmuştu. Ancak o gevşemeye ve öğrencilerinin bireysel vokal bozukluklarının varlığına nüfuz et­mesine izin vermeye başladığında ve "sorunu" Yüce bir Güce tes­lim ettiğinde, her bir kişinin sesini açmak için gereksindiği pers­pektifi ona nasıl ileteceğini sezgisel olarak görebildi. İronik bir biçimde, "yanıtı" hemen bilmek zorunda olduğunu hissetmeye­rek, o bilinçaltının yanıtı bildiğini ve kendisinin öğrencilerinin seslerini geliştirme konusunda gerçekten yetenekli olduğunu an­ladı.

Bu insan gerçekten plânlama meraklısıdır. O gitmek istediği ye­re odaklanır ve oraya nasıl ulaşacağını tam olarak plânlar. Son­ra, geçmiş yaşamlarda gözlerini ayrıntılardan ayırmamaya alış­mış olduğundan, plâna aşırı bağlılık gösterir ve vizyonu gözden kaybeder! Plânında en küçük bir değişiklik onu "altüst" edebilir, çünkü bu durumda istediği şeyi elde edemeyeceğini düşünür.
O, her şeyi "tam doğru olarak" yaparsa, dünyasını kontrol altında tutabileceğini düşünür. Ayrıntıya dikkat etmesine rağmen, dünyası yıkılmaya başladığında (karısı onu terk eder, işi batar, çocuk sorunlar yaratır, vb.) şok geçirir. Tam o plânlarını tümüyle oluşturduğunda, yaşam onun karşısına her şeyi sarsa­cak beklenmedik bir şey çıkarır. Bu, evrenin ona onun hedefleri­ne erişme yöntemine katı bir biçimde bağlanmasının iyi sonuç vermeyeceğini bildirme biçimidir çünkü o kendisini yol boyunca vuku bulan beklenmedik şeylerin eğlence ve serüveninin dışında bırakmaktadır. O aklını tam olarak ne istediğine taktığında, vu­ku bulabilecek en iyi şey onun önyargılı fikirleri tarafından sınır­lanır ''
Sanki birisi bana beni anlatıyor gibi hissettim..Soğan gibi kat kat soyma olayı kesinlikle benim gülücük
Sayfalar: 1 2
Referans Adresler