07-17-2012, 03:18 AM
Astrolojinin istatiksel bir yani olduğu su götürmez, hal böyle olunca astrolojik olarak tekrarlayan bir durum gitgide kendini doğrulamış olarak kaynaklardaki yerini almıştır.
İşin sadece bu boyutuyla ilgilenen ve kendini astrolog olarak lanse edenleri en azından ben öyle kabul etmiyorum. Benim nazarımda bu kişiler 'Mekanik Astrolog' tur. Yani sadece işin maddi dünyada olan somut yanıyla ilgilenirler.
Burada genel anlamda da uyarlayabileceğimiz bir kitapta okuduğum şu söz çok anlamlı:
' Hiç bir astrolog (veya kişi) bir yaşamı ve kaderi kendisinin bulunduğu seviyeden daha yüksek bir seviyede yorumlayamaz'
İşin sırrı burada işte.
Dolayısıyla sadece astrolojinin mekanik bilgilerini ezberleyip harmanlayarak uygulayanlar gerçek astrolog olamaz. Gerçek astrolog her alanda kendini ve dolayısıyla insanı, yaşamı anlamaya çalışan bir düşünür olmalı aynı zamanda. Bu ise sonu gelmeyecek bir yol olduğuna göre (çünkü Allah'ın ilmi sonsuz ve öğrenmekle bitmez) astrologda ben oldum diyemez ve hatta astroloğum dahi diyemez, dememelidir. Bir iki kursa gidilip alınan srtifikaların ise daha yüksek bir yerden olaya bakınca hiç hükmü yoktur; anca yamaklık, çıraklık seviyesine giriştir,
Otuzlu yaşlardan sonra insanın yükseleninin daha ağır basması ile ilgili bir yazı yazmaktı amacım ama geçen gün okuduğum bu konuyu red eden bir yazı üzerine baştaki bölümü yazma gereği hissettim. (yazıyı yazan arkadaş otuzlara gelmeyi bırakın daha satürn döngüsü bile geçirmemişti üstelik)
[b]Evet geleyim asıl konuya ben, eşim ve yakın tanıdığım bir kaç kişi- ki hepimiz otuzların ortalarındayız- yükselen burcumuza doğru bir kayış yaşıyoruz.
Bunun neden böyle olduğunu araştırdım ama bulamadım.En azından türkçe kaynaklarda yok, ama bir üstadın da söylediği üzere böyle bir olgu var.
Araştırmaya devam edelim bakalım[/b]
İşin sadece bu boyutuyla ilgilenen ve kendini astrolog olarak lanse edenleri en azından ben öyle kabul etmiyorum. Benim nazarımda bu kişiler 'Mekanik Astrolog' tur. Yani sadece işin maddi dünyada olan somut yanıyla ilgilenirler.
Burada genel anlamda da uyarlayabileceğimiz bir kitapta okuduğum şu söz çok anlamlı:
' Hiç bir astrolog (veya kişi) bir yaşamı ve kaderi kendisinin bulunduğu seviyeden daha yüksek bir seviyede yorumlayamaz'
İşin sırrı burada işte.
Dolayısıyla sadece astrolojinin mekanik bilgilerini ezberleyip harmanlayarak uygulayanlar gerçek astrolog olamaz. Gerçek astrolog her alanda kendini ve dolayısıyla insanı, yaşamı anlamaya çalışan bir düşünür olmalı aynı zamanda. Bu ise sonu gelmeyecek bir yol olduğuna göre (çünkü Allah'ın ilmi sonsuz ve öğrenmekle bitmez) astrologda ben oldum diyemez ve hatta astroloğum dahi diyemez, dememelidir. Bir iki kursa gidilip alınan srtifikaların ise daha yüksek bir yerden olaya bakınca hiç hükmü yoktur; anca yamaklık, çıraklık seviyesine giriştir,
Otuzlu yaşlardan sonra insanın yükseleninin daha ağır basması ile ilgili bir yazı yazmaktı amacım ama geçen gün okuduğum bu konuyu red eden bir yazı üzerine baştaki bölümü yazma gereği hissettim. (yazıyı yazan arkadaş otuzlara gelmeyi bırakın daha satürn döngüsü bile geçirmemişti üstelik)
[b]Evet geleyim asıl konuya ben, eşim ve yakın tanıdığım bir kaç kişi- ki hepimiz otuzların ortalarındayız- yükselen burcumuza doğru bir kayış yaşıyoruz.
Bunun neden böyle olduğunu araştırdım ama bulamadım.En azından türkçe kaynaklarda yok, ama bir üstadın da söylediği üzere böyle bir olgu var.
Araştırmaya devam edelim bakalım[/b]