Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz.

Tam Görünüm: Otuzlu Yaşlarda Yükselen Etkisi
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Siteyi normal görüntülemek için, Buraya Tıklayın
Sayfalar: 1 2
Astrolojinin istatiksel bir yani olduğu su götürmez, hal böyle olunca astrolojik olarak tekrarlayan bir durum gitgide kendini doğrulamış olarak kaynaklardaki yerini almıştır.

İşin sadece bu boyutuyla ilgilenen ve kendini astrolog olarak lanse edenleri en azından ben öyle kabul etmiyorum. Benim nazarımda bu kişiler 'Mekanik Astrolog' tur. Yani sadece işin maddi dünyada olan somut yanıyla ilgilenirler.


Burada genel anlamda da uyarlayabileceğimiz bir kitapta okuduğum şu söz çok anlamlı:

' Hiç bir astrolog (veya kişi) bir yaşamı ve kaderi kendisinin bulunduğu seviyeden daha yüksek bir seviyede yorumlayamaz'

İşin sırrı burada işte.

Dolayısıyla sadece astrolojinin mekanik bilgilerini ezberleyip harmanlayarak uygulayanlar gerçek astrolog olamaz. Gerçek astrolog her alanda kendini ve dolayısıyla insanı, yaşamı anlamaya çalışan bir düşünür olmalı aynı zamanda. Bu ise sonu gelmeyecek bir yol olduğuna göre (çünkü Allah'ın ilmi sonsuz ve öğrenmekle bitmez) astrologda ben oldum diyemez ve hatta astroloğum dahi diyemez, dememelidir. Bir iki kursa gidilip alınan srtifikaların ise daha yüksek bir yerden olaya bakınca hiç hükmü yoktur; anca yamaklık, çıraklık seviyesine giriştir,


Otuzlu yaşlardan sonra insanın yükseleninin daha ağır basması ile ilgili bir yazı yazmaktı amacım ama geçen gün okuduğum bu konuyu red eden bir yazı üzerine baştaki bölümü yazma gereği hissettim. (yazıyı yazan arkadaş otuzlara gelmeyi bırakın daha satürn döngüsü bile geçirmemişti üstelik)



[b]Evet geleyim asıl konuya ben, eşim ve yakın tanıdığım bir kaç kişi- ki hepimiz otuzların ortalarındayız- yükselen burcumuza doğru bir kayış yaşıyoruz.


Bunun neden böyle olduğunu araştırdım ama bulamadım.En azından türkçe kaynaklarda yok, ama bir üstadın da söylediği üzere böyle bir olgu var.

Araştırmaya devam edelim bakalım
[/b]verygood
Alıntı:Dolayısıyla sadece astrolojinin mekanik bilgilerini ezberleyip harmanlayarak uygulayanlar gerçek astrolog olamaz. Gerçek astrolog her alanda kendini ve dolayısıyla insanı, yaşamı anlamaya çalışan bir düşünür olmalı aynı zamanda. Bu ise sonu gelmeyecek bir yol olduğuna göre (çünkü Allah'ın ilmi sonsuz ve öğrenmekle bitmez) astrologda ben oldum diyemez ve hatta astroloğum dahi diyemez, dememelidir. Bir iki kursa gidilip alınan srtifikaların ise daha yüksek bir yerden olaya bakınca hiç hükmü yoktur; anca yamaklık, çıraklık seviyesine giriştir

güzel gülücük

Alıntı:Otuzlu yaşlardan sonra insanın yükseleninin daha ağır basması ile ilgili bir yazı yazmaktı amacım ama geçen gün okuduğum bu konuyu red eden bir yazı üzerine baştaki bölümü yazma gereği hissettim. (yazıyı yazan arkadaş otuzlara gelmeyi bırakın daha satürn döngüsü bile geçirmemişti üstelik)

hmm konuyu red eden kişilerden biri de ben olabilirim çünkü 30'lu yaşlardan sonra Yükseleni daha çok hissetmek ve ortaya koymak üzerine ne bir kaynak okudum , ne de öyle bir gözlemim olmadı.

Dolayısıyla astroloji üzerine ortaya atılmış geyiklerden biri olduğunu düşündüğümü söyleyim.

Tabii sen öyle bir olgu var diye duyduğun o üstadın sözüne güveniyorsan + bu yönde kaynak bulabilirsek ve de gözlemlerimiz artmaya başlarsa elbette sabit kafalık yapacak değilim, konuyla ilgilenirim.
(07-17-2012 03:52 AM)Neptunian Yazılan: [ -> ]
Alıntı:Dolayısıyla sadece astrolojinin mekanik bilgilerini ezberleyip harmanlayarak uygulayanlar gerçek astrolog olamaz. Gerçek astrolog her alanda kendini ve dolayısıyla insanı, yaşamı anlamaya çalışan bir düşünür olmalı aynı zamanda. Bu ise sonu gelmeyecek bir yol olduğuna göre (çünkü Allah'ın ilmi sonsuz ve öğrenmekle bitmez) astrologda ben oldum diyemez ve hatta astroloğum dahi diyemez, dememelidir. Bir iki kursa gidilip alınan srtifikaların ise daha yüksek bir yerden olaya bakınca hiç hükmü yoktur; anca yamaklık, çıraklık seviyesine giriştir

güzel gülücük

Alıntı:Otuzlu yaşlardan sonra insanın yükseleninin daha ağır basması ile ilgili bir yazı yazmaktı amacım ama geçen gün okuduğum bu konuyu red eden bir yazı üzerine baştaki bölümü yazma gereği hissettim. (yazıyı yazan arkadaş otuzlara gelmeyi bırakın daha satürn döngüsü bile geçirmemişti üstelik)

hmm konuyu red eden kişilerden biri de ben olabilirim çünkü 30'lu yaşlardan sonra Yükseleni daha çok hissetmek ve ortaya koymak üzerine ne bir kaynak okudum , ne de öyle bir gözlemim olmadı.

Dolayısıyla astroloji üzerine ortaya atılmış geyiklerden biri olduğunu düşündüğümü söyleyim.

Tabii sen öyle bir olgu var diye duyduğun o üstadın sözüne güveniyorsan + bu yönde kaynak bulabilirsek ve de gözlemlerimiz artmaya başlarsa elbette sabit kafalık yapacak değilim, konuyla ilgilenirim.

Benim gözlemim bu yönde.
Yükselenim terazi. Eskiden anlam veremezken, şimdi kendimde daha fazla hava unsuru olan yanlar buluyorum daha da artıp insan ilişkilerinde terazi yanımın ağır basacağını düşünüyorum ilerleyen yıllarda.
Eşim ise iyiden iyiye bir yengece dönüşüyor gözlerimin önündekoptum.w

Yükseleni balık olan bir yıllardır tanıdığım bir arkadaşım asıl burcu olan boğayı balıkla değişti resmensuna-bak Adam bir hayaller aleminde yaşıyor artık, iyice neptünyen oldu.
30 dan sonra yükselen etkili olabilir.. ben hiçde mevki-makam düşkünü biri değildim.. ama şimdilerde iş değişti..gülücük
30'dan sonra yükselen etkisine girmek diye birşey yok bence... Önemli olan 30'una kadar neler görmüş geçirmişliğindir. Daha olgun, daha realist, daha hakimsinizdir artık sizin dışınızda gelişen olaylara. Bu da Satürn döngüleriyle daha ilişkili diye düşünüyorum. Nerde eksiklik görüyorsak o alanlara çekiliriz. Bu evlilik olur, iş hayatında yükselme olur, sportif faaliyetler olur, eğitim olur vs vs. Tabi bu yazdıklarım sadece benim düşüncelerim. :D
Bende bir terslik var sanırım :D Davranış ve mizaç olarak Yükselen Aslan-Venüs Akrep karemin hakkını vere vere özellikle çocukluğun son dönemleri ve ergenlikte gayet de sinirli biriydim :D (Dipnot:Mars ve Plüto da Akrep,whole signs gibi düşünürsek onlara da kare derim belki ama orb olarak Fizan'da :D )

Şimdi ise genelde bir Terazi anlayışlılığı hakim,yani şöyle karşımdaki düşmanım bile olsa sinirlenip yargılamadan önce tüm ihtimalleri düşünmek-düşündürmek.Olumsuzluklar olmasın,Dünya'daki savaşlar son bulsun kafasını yaşamaya başladım.

Aslan'ın gözünün yükseklerde olma durumuna gelince de çocukken kendi edineceğim mevki-makam umrumda olmazdı,ha asla tepeden bakan biri olmadım ama olabildiğimin en iyisini de olmak istiyorum,sevmediğim bir mevkide olmak bana sevmediğim bir adamla olmak gibi geliyor ama bu sanki biraz Terazi'de de var.Bu arada yaş 21,30'a gelince dönüşür müyüm bilmiyorum.Bana tam tersine bu konuda da daha ılımlı olacakmışım gibi geliyor.Belki de sosyal bilinci edinmekle ve Satürn'ün verdiği dersleri alabilmekle alakalı bir konu dönüşmek ya da dönüşmemek.Yani:

Astroloji'yi 1 yıldır inceliyorum,burada çoğunuz benden çok daha iyisiniz ama ben bugüne kadar incelediğim haritalarda çoğu açıda 2 olasılık gördüm.Örnek vermiyorum (çünkü şu an aklıma gelmiyor) çoğunuz bu durumu bilir ama açıların sonucu da iradeye bağlı oluyor sanki.Mesela kuvvetli bir Mars'ın vardır,hayattan ders alıp onu iyi yönde kullanmak,o açının potansiyellerini iyiye çevirmek bir nebze senin elindedir.O açının senin haritanda varlığı kaderdir ama onu kullanmak senin iradendir.Kullanırsın iyi olur,kullanamazsın kötü olur,bu da dediğim 2 olasılık işte.

Kendimle ilgili de demek istediklerim dersimi aldıysam ben şu Satürn'den evet yine mütevazi olurum ama mesela Yükselen Aslan'a dönüşmek namına koruyucu olabilirim,belki kendi işimde en iyisi olmaya yönelik bir hırsım olabilir ama yine de bunu olumluya kullanırım.

Bitireyim; çeneme vurdu :D Ve daha gidip o güçlü Mars'ımı irademe odaklayıp LYS çalışmam lazım :D Yeni hedefler,Satürn'ün erkenden keşfettirdiği yeni bir BEN olarak :D

Tabi bir dipnot daha: Yükselen Aslan'a filan dönüşmeyeyim ben kardeşim :D Gitsin şu kilolar :D Hatta o ASC-Jüpiter üçgeni bu konuda bloke filan olsun :D

Az daha saçmalamadan ben kaçar gülücük
Bu koc yeniayi tam jupiterimin ustunde oldu. Altinci evdeki neptunume partil kare yapti. Kendime gelemiyorum tum enerjim bitti gibi. O yuzden laf atip kacicam.
Libraqua haritanda gad koc yani bu anlattiklarin biraz gas koc iken kad teraziye yonelmen gibi geldi.
Kumsal,dediğin gerçekten çok mantıklı,aklıma gelmedi,o da olabilir.Ama benim anlamadığım KAD'dan GAD'a yönelmiyor muyuz?Mesela bu fevrilik KAD-Teraziler'de de varmış,literatür öyle diyor :D Törpülenmesi gereken özellik olarak öne sürülüyor ki gerçekten öyle,neler çektim ben o dilimden gülücük

KAD Terazi'yi tekrar okudum,gerçekten de eskiden daha yabani ve güven duygusu zayıf bir insandım,törpülendim,sanırım GAD-Koç'a doğru gidiyorum ben.
Libraqua dalginlikla boyle yazmadiysan tam tersi anlamissin. Yani yonelmen gereken kad terazi. Sende zaten var olan ve istemsizce farkinda olmadan yaptigin gad koc. Benim tam tersim yani. Bizim dugumlerimiz ters seninle.Gad terazi olmak zor.
Benim de GAD Terazi , KAD Koç. Bugünlerde son 2-3 gündür bir ağırlık var üzerimde hasta mısın diye soran çok, ben de hayır enerjim yok diyorum. Gerçekten yok bahar yorgunluğu dediğimiz şey bu mu bilmem ama işe bile gidesim gelmiyor, 10 saat de uyusam uykumu alamıyorum.
Sayfalar: 1 2
Referans Adresler