aeon Yazılan:sayın serena kafam takılan bir konu var.galiba bu alanda bilgilisiniz.
ruhumuzun haritayı oluşturduğunu söylüyorsunuz.
ruhumuz nefsinden arınmış bir durumda mı?
yani haritalarda saturn ,şiron gibi zorlayıcı gezegenleri bile belirleyecek denli saf bir ruh.bedenlendikten sonra niçin kötülüğü düşünebiliyor.yani haritasına zorlayan pek çok potansiyeli koyacak denli aşkın bir ruh, nasılk oluyorda aynı zamanda kendi içinde karanlık dehlizler barındırıyor.
not:amacım fanatikçe bir tartışma değil.sadece çok merak ediyorum ve ilgimi çeken bir alan.
sevgili aeon, tabii ki fanatikçe bir tartışma değil. fikir alışverişi kadar güzel bir şey daha olamaz diyorum ve hemen sorunuzu cevaplandırıyorum...
ruhlar, ama özellikle de henüz bilinç seviyesi gelişmemiş ruhlar, yollarını tek başına seçemezler. bunun için bazı hamilere gereksinim vardır. daha aşkın düzeydeki varlıklara.. yol haritası tek başına değil, hamilerin yardımlarıyla beraber hazırlanır.
diyorsunuz ki bu nasıl oluyor ?
peki arı bir çiçekten nasıl bal alıyor ?nasıl oluyor da o petekleri, bilimadamlarını dahi şaşırtan bir matematiksel mükemmeliyet içinde yapabiliyor ? bir milim bozmadan.
güneşin dünyaya olan mesafesindeki o kusursuz ayara ne demeli ? bir nebze daha yakın olsa, kavrulacağız. bir nebze daha uzak olsa, donacağız.
Tanrı'nın yarattığı hiçbir şey sekmiyor. insan eli değmediği müddetçe hiçbir şeyde bir arıza, bir maraza yok. herşey büyüleyen bir kusursuzluk içinde işliyor.
bu yüzden bir ruhun , yardımcılarıyla beraber, bu boyuttaki olağan realitesini hazırlaması bana hiç de tutturulması/ayarlanması zor bir şeymiş gibi gelmiyor.