RE: Kuzey Ay Düğümü Yay Burcunda
GEREKSİNİMLER
YALNIZLIK
Paylaşmaya Karşı Kişisel Bütünleşme
Geçmiş yaşamlarda bu insan kendisini insanlarla kuşatmaya alışmış olmasına karşın, bu yaşamda epey bir zamanı yalnız geçirmesi onun için önemli ve gereklidir. O insanlardan uzaklaştığında netlik kazanır, kendi gerçeğiyle bağlantı kurar ve bir huzur ve esenlik duygusu oluşturur. Bazen, insanlarla iletişim kurmaması ve fikirlerini paylaşmaması onun için daha iyi olur. O bir içgörü alabilir ve geçmiş yaşamlarında öğretmen olduğundan, ilk içgüdüsü bilgisini herkesle cömertçe paylaşmaktır. Ama paylaşırken, içgörüsünün gücü dağılmaya başlar.
Birincisi, eğer insanlar Yay Kuzey Düğümü insanının gerçeğine katılmazlarsa, o hemen onu diğer kişinin bakış açısından görmeye çalışır. O kişi açıkça karşı çıkmasa bile, bu insan başkalarının tepkilerine o denli duyarlıdır ki, herhangi bir itirazı hissedebilir; o zaman güvensiz bir hale gelir ve enerji dağılır. Bunun yerine, o onu özümseyene ve yaşamında onun etkilerini sergilemeye başlayana dek, yeni bir içgörüyü kendine saklamalıdır. Örneğin, eğer bu insan korkuyla direkt olarak yüzleşmenin korkuyu kahkahaya dönüştürdüğünü düşünüyorsa, bu içgörüyü günlük yaşamında uygulama üzerinde çalışmalıdır. Bu yolla o bu gerçeğin kişisel bir sergilenişi haline gelir.
Doğal Yaşama: "Büyük Tablo"
Yay Kuzey Düğümü insanı için toplumdan geri çekilmek çok sağlıklıdır: Açık havada zaman geçirmek ve doğal olanla yeniden temasa geçmek. Bu ona kendisi olmayı hatırlatır ve içtenliğinin, gerçekliğinin gücüne olan güvenini güçlendirir. Doğanın devreleri ona iç huzuru verir ve insanların zihinlerini kendi amacına göre etkilemekten daha büyük bir plânın gelişmekte olduğunu hatırlamasına yardımcı olur. Kafasına taktığı önemsiz ayrıntılar önemini yitirir. Kırlarda zaman geçirmek bu insana genişlemiş bir görüş verir. Bu perspektif olmadan, o kısa devre yapabilir: Zihni o kadar faaldir ki, o insanların çevresinde ve kentte aşırı vakit geçirdiğinde aşırı uyarılmış bir hale gelir.
Hayvanlarla zaman geçirmek de bu insanın gevşemesine ve berraklık kazanmasına yardımcı olur. Çevresinde temel, sade ve gerçek bir canlı varken, o daha sakin bir frekansta merkezlenebilir. O, dünyayı, bir insandan daha az karmaşık olan bir yaratığın gözleriyle görmenin yararını çok görür. Bu insan, algısını sade ve basit şeyler üzerinde odaklanmış tutmalıdır.
Aynı şekilde, yabancı ülkelere yolculuk da ona iyi gelir. Yabancı bir dille ve alışılmadık bir kafa yapısıyla birlikte, o çevresindeki insanları karmaşık olmayan, temel bir biçimde görmeye zorlanır. Hemcinslerinin sadeliğinin ve güzelliğinin farkına varır: Onların adetleri ve gelenekleri, nasıl giyindikleri ve birbirleriyle nasıl etkileşimde bulundukları. Yay Kuzey Düğümü insanı hoşlandığı şeyin daha basit bir kültür olduğunu düşünebilir, ama onun gerçekte hoşlandığı şey, kendisinin insanları ve olayları daha sade bir biçimde görebilme kapasitesidir.
Bu insan sadeliğin açlığını çekmektedir. Ve onun için sadeliğe giden yol insanları göründükleri gibi kabul etmeyi ve kendi sezgisine güvenmeyi içerir. O sadeleşmeyi ve kendisine karşı dürüst kalmayı öğrendiğinde, otomatik olarak, başkalarını da aynı biçimde görmeye başlar. O içtenlikle davranmaya başladığında, başkalarını da aldatmacasız ya da gizli amaçlar barındırmadan davranıyor olarak hayal edebilecektir. Zihni bu şekilde gevşediğinde, yaşamı da daha sevinçli olacaktır.
Tüm düzeylerde, Yay Kuzey Düğümü insanı doğal olanla yeniden temasa geçmelidir. Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve yeni bir yavru köpeği olan bir kadın müşterim vardı. Bir gün ben onu ziyaret ettiğim sırada huzursuzlandı, sürekli olarak saatine baktı, çünkü bu yavru köpeği gezdirme zamanıydı. Ama yavru köpek uyuyordu! Onun "yavru bir köpek nasıl yetiştirilir" kitabına göre, bu gezintiye çıkma zamanıydı ve onun görebildiği tüm şey kurallardı. Bu hanım mevcut durumla temas halinde değildi. Yavru köpek uyuyordu, öyleyse bırakın o uyusun! Bu düğümsel gruptaki insan yaşamın doğal, dingin gelişimiyle yeniden temasa geçmelidir ve insanların, ilişkilerin ve olayların doğal ritimlerine güvenmelidir.
Anlayış ve Kabullenme
Yay Kuzey Düğümü insanının geçici değil, derin ve daimi bir düzeyde anlaşılmasının ve kabul edilmesinin anahtarı onun kendisi olmasında yatar. O, çevresindekilerin nasıl karşılık vereceklerini çoğunlukla tahmin edebilmesine karşın, bazen şaşırabilir. Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve çocukluk yılları ve ailesi hakkında bir oyun yazmış olan bir müşterim vardı. Bu hanım, oyununu ailesinin bazı üyelerinin görmesinden korkuyordu, çünkü oyunun onları incitebileceğini düşünüyordu. Oyunu yazarken, fikir yürütüyor ve onların her satıra verecekleri tepkiyi tahmin etmeye çalışıyordu.
O özellikle annesinin oyuna göstereceği tepkiden kaygı duyuyordu. Sonunda, oyun Broadway dışında oynandı ve annesi dahil, birçok akrabası açılış gecesine katıldı. Onu çok şaşırtan bir biçimde, akrabaları oyunu sevdiler. Annesinin gözleri kızının başarısından ötürü gururla parlıyordu. Müşterim büyük bir rahatlama hissetmişti. Onun gerçeğini gördüğü biçimde iletmesi ilgili herkesin kazançlı çıktığı bir durum yaratmıştı. Ayrıca, oyun dürüst olduğundan (o öyküyü başkalarının değil, kendi bakış açısından anlatmıştı) oyun halk arasında da başarı kazanmıştı.
Açık sözlü iletişimin ardındaki güdü başka birisini incitmek ya da kendi amacına göre etkilemek değil de kendisini ifade etmek olduğunda, bu Yay Kuzey Düğümü insanı için iyi sonuç verir. O başkalarının fikirlerini kabul etmeye onların yaşamlarına uyum sağlamaya, istismar edilmesine izin vermeye çok eğilimlidir. Ama o, "Hey, bana bunu yapamazsın! Ben bu tür bir muameleyi hak etmiyorum!" dediğinde ve kendisini savunduğunda, bu iyi sonuç verir!
KENDİ KENDİNİ TANIMLAMAK
Yay Kuzey Düğümü insanı kendisine iç huzuru verecek bir bakış açısını o denli umarsızca arar ki, sonuçta başka bir kişinin felsefesine bağlanabilir. Bir süre için bu sistem onun işine yarayabilir. Hatta o bu inanç sisteminin parametrelerini "tek gerçek" olarak kabul edebilir ve o sınırların ötesine geçmek istemeyebilir.
Bu anlamlı iletişimde sorunlar yaratabilir, çünkü bu insan başkalarının onunla derin bir düzeyde ilişki kurmaları için önce onun lugatına, düşünce biçimine ve prensiplerine uymalarında ısrar etme eğilimindedir. Ama o Gerçeği bulmak için mantığı kullanmaktadır ve mantık ancak bazı varsayımlar karşılıklı olarak kabul edildiğinde işe yarayabilir. Benimsediği felsefe ona rahatlık vermiştir ve o Gerçeği, oluşturulmuş bir tanımın sınırları ötesinde, kendi başına bulma konusunda kendisine güvenmez. O, kendisini Gerçeğin enerjisine daldırmak yerine, rasyonelliği ve mantığı kullanmaya çalışabilir.
Bu insanın, bir başkasının felsefesini Gerçeğe doğru atlayabileceği bir tramplen olarak ve geçici olarak benimsemesinde bir sakınca yoktur; ama bir kez o Gerçeğin enerjisiyle birleştiğinde, yapacağı en iyi şey onu oraya ulaştıran sözcükleri bırakmaktır. Onun, aradığı gerçeği tam olarak bulmak için, başkalarından öğreneceği çok şey vardır. Ama o, kitaplara ya da dışsal otoritelere bel bağlamak yerine, yaşamı dinlemeli ve yaşamın ona öğretmesine izin vermelidir. Diğer insanlardan gelen görüşler ve tavsiyeler onun kendi düşünüşündeki kusurları görmesine yardımcı olabilir ve ona pratikte başarıya ulaşmasını sağlayacak alternatif algılar sunabilir.
Yay Kuzey Düğümü insanı, oluşturulmuş herhangi bir inanç sisteminin onun Gerçeğin bütünlüğüyle canlı bir bağ kurmasını engellediğini öğreniyor. Gerçek, herhangi bir bakış açısının ötesindedir. O bir kavram değil, bir enerjidir. O son derecede pratiktir işe yarar! Gerçek ayrıca hareketlidir, akışkandır ve bu insan Gerçeğin ona yol göstermesine izin vermeyi öğreniyor.
Kendini Kabullenmek
Yay Kuzey Düğümü insanı geçmiş yaşamlarda öğretmenlik yapmıştır ve şimdi başkalarına öğretmeye çalışmayı sürdürmektedir. Fikirlerinin kendi gerçeğinin başkaları tarafından kabul edilmesi onun için önemlidir. Ancak, bu enkarnasyonda fikirlerinin kabul görmesi onun doğru yolda olup olmadığının bir göstergesi değildir. Bunun yerine, o kendi gerçeğinin bir örneği haline gelmeye odaklanmalı, Gerçeğin aşikâr olması için onu kendi davranışlarıyla sergilemelidir.
Bu insan çok büyük bir ruhsal boşluk hisseder: Kendisine güç ve özgüveni verecek bir şeyden yoksun olduğunu düşünür. Gerçekten de, onun gözden kaçırdığı şey kendi benliğidir. O, o kadar çok enkarnasyonu toplumla iç içe geçirmiştir ki, ruhsal bağlantısının sessizliği ve mevcudiyetiyle teması yitirmiştir. Bu yüzden, ruhsallığına yeniden uyumlanmaya derin bir ihtiyaç duyar. Bu enkarnasyonda ruhsal arayışı başlıca amaç edinmesi onun için bütünüyle uygundur.
Bir düzeyde, bu gereksinim ruhsal kitaplar okuyarak ve kendi başına dua ya da meditasyonla zaman geçirerek duyurulabilir. "Günlük yaşam" düzeyinde, o arzularını kabul ve tasdik ederek ruhsallığıyla bağını güçlendirebilir. Bu insan, arzularının başkaları tarafından kabul edilmeyeceği korkusuyla onları iletmeme eğilimindedir. Oysa arzular içimizden, ruhumuzdan gelen, kendi tamamlanışımızı deneyimleyebilmemiz için bizi belli bir yöne gitmeye zorlayan itilimlerdir. Bu yüzden, o arzularını kabul ettiğinde ve onları başkalarına ilettiğinde, kendisini kabullenmeye doğru bir adım atar.
İroni şu ki, o kendisini kabullenmeye başladığında, başkaları tarafından kabul edilme konusunda daha az umarsızlık hisseder. O, kendisine karşı dürüst ve sadık olmuş ve arzularını açığa vurma cesaretini göstermiştir. Sonuç olarak, o muazzam bir doyum ve huzur içsel bir tamamlanma duygusu hisseder.
AÇIKSÖZLÜ İLETİŞİM
Yay Kuzey Düğümü insanı için önemli bir hedef direkt, açık sözlü iletişim sanatını uygulamaktır. Bu göz korkutucu olabilir, çünkü geçmiş yaşamlarda o insanları kendi amaçlarına göre etkileme ve dolaylı iletişim kurma akışkanlığındaydı. Bu yaşamda o başkalarındaki bu nitelikleri sevmez, ama istemeden kendisi de böyle davranabilir.
Bu insan, sözcükleri kullanma konusunda geçmiş yaşamlardan gelen bir yeteneğe sahiptir. İletişimini başkalarının onunla hemfikir olmalarını sağlayacak biçimde düzenleyebilir ve birbirlerini anlamayan gruplar ya da bireyler arasındaki tartışmalara, yalnızca diplomatik olarak değil, ama her iki tarafı da etkileyip yönlendirerek hakemlik eder. O yüzleşmelerden hoşlanmaz. Eğer o başkalarına kendi bakış açısını kabul ettirebilirse, açık konuşmayı göze almak zorunda kalmayacaktır, çünkü diğer kişi durumu zaten onun gördüğü gibi görecektir. Ama bu süreçte herkes kaybeder, çünkü etkileşim açık sözlülüğe ve gerçeğe dayanmaz. O zaman bu insan kendisini çok kötü hisseder. O hem kendisine hem de gerçeğe ihanet etmiştir ve onun bir yanı bunu bilir.
Yay Kuzey Düğümü insanının, durumun ardındaki gerçeğe bakması ve onun için en yararlı olacak şeyi mantıkla "hesaplamadan," sadece gördüğü şeyi iletmesi, onun için daha iyi olur. Buna güvendiğinde, bizzat Gerçeğin gücü ona başarının yolunu açar. Onun hissedeceği iyi duygu, doğru yolda olduğunun onayıdır. Bu hatırlama ve uygulama gerektirir, ama o olumlu sonuçları deneyimledikçe, buna daha çok güvenmeyi öğrenecektir.
KABULLENİLME GEREKSİNİMİ
Bu insan, önce diğer kişinin onun sözlerini nasıl kabul edeceğini dikkate alarak, söyleyeceklerini yumuşatma eğilimindedir. Bu dolaylı bir iletişimle sonuçlanır; bu da onun, diğer kişinin onun bakış açısını kabul etmesini her ne sağlayacağını düşünüyorsa, sadece onu paylaşması anlamına gelir. O, başkalarının kabulünü ve desteğini kaybetmekten korkar ve sohbeti tasasız, sosyal bir düzeyde tutmaya çalışır.
Oysa Yay Kuzey Düğümü insanı açık konuştuğunda, mesele açıkça iletildikten sonra, mutlu bir zihinsel enerji alışverişi başlayabilir. Eğer o her "engeli" (yani, diğer kişinin farklı bir bakış açısına sahip olmasını) daha büyük bir uyum yaratmada bir sonraki adım olarak görür, evrenin onu başkalarına yakınlaştıracak şeyler sağladığına güvenirse, o zaman her engel onu hedefine ulaştıracak bir sonraki odaklanma alanı haline gelir.
Geçmişteki koşullanmasından ötürü, bu insan eğer düşündüğü şeyi açıkça söylerse başının derde gireceği korkusuyla sakıngan bir biçimde konuşma eğilimindedir. Ama geçmiş yaşamlarda işe yaramış olan alışkanlıkların bu enkarnasyonda başarılı olması programlanmamıştır: O düşündüğü şeyi açıkça söylemediğinde başı derde girer! Eğer o başkalarına ne düşündüğünü ya da ne istediğini söylemezse, dikkate alınmaz ya da umursanmaz ki o bundan hiç hoşlanmaz.
Yay Kuzey Düğümü insanı çok açık sözlü olmalıdır. Eğer o sözlerini sakınır, uzlaşmacı davranırsa, söylemek istediği şeyi unutacak ve enerjisini yitirecektir. Onun için kendisi olmak ürkütücü olabilir, ama eğer o kendisini içindeki gerçeğin bir kanalı olarak görürse, bunu yapabilir.
POZİSYONUNU TANIMLAMAK
Bu insanın, kararını başkalarıyla tartışmadan önce, ne düşündüğüne ve ne istediğine kesin olarak karar vermesi onun için daha iyi olur. Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve aktris olan bir müşterim vardı. Tanınmış bir New Yorklu yapımcı, bir dansçı ve şarkıcı gerektiren bir rol için ona bir deneme gösterisi yapma fırsatı sundu. Müşterim iyi bir şarkıcıydı, ama çok iyi bir dansçı değildi. Onun spontane tepkisi şöyle düşünmekti: "Hayır. Bu bir yere çıkmaz. Bu deneme gösterisini gerçekten yapmak zorunda mıyım?" Sonra, ilk "bilişi" hakkında sonradan "mantıklı" fikir yürütme alışkanlığı kendini gösterdi: "Eğer teklifini reddedersem yapımcı ne diyecek? Belki o buna alınacak ve bir sonraki oyunu için bana bir şans vermeyecektir. Ya bu gerçekten büyük bir şeye götüren bir fırsatsa ve ben onu göremiyorsam?"
Sonunda, müşterim o yapımcıyı aradı ve iyi bir dansçı olmadığı için o role uygun olmadığını düşündüğünü açıkladı. Yapımcı da, durumu yeniden değerlendirdikten sonra, bunun onun için uygun bir rol olmadığını kabul etti. Görüşme olumlu bir havada sona erdi.
Müşterim telefon etmeden önce bu konuda ne düşündüğünü biliyordu. Konuşma onun bakış açısını iletme meselesiydi. O, yapımcıyla konuşmadan önce kararını vermişti, böylece açık sözlü ve nazik bir biçimde iletişim kurabilmişti. Yay Kuzey Düğümü insanı için zorluk bir konuda kesin olarak ne düşündüğünü anlamaktır. Bir kez bunu yaptığında, kararını başkalarının kabul etmelerini sağlayacak biçimde iletebilir.
YANLIŞ ANLAŞILMA KORKUSU
Yay Kuzey Düğümü insanı yanlış anlaşılmaktan çok korkar. Büyük ölçüde, o güvenliğini ve iç huzurunu başkalarıyla uyum duyguları oluşturmuş olmasına dayandırır. Oysa sağlam bir kabullenilme duygusu hissetmesi için, bu uyum onun kendi gerçeğini ortaya koymasına dayanmalıdır. Ona bir şey sunulur sunulmaz, bu insan çoğunlukla, bir "doğru ve yanlış" duygusu hisseder. Ne var ki, o hissettiği şeyi açıkladığında diğerleri onun "zıvanadan çıktığını" düşünebilirler. Zaman genellikle onun ilk izleniminin doğru olduğunu kanıtlar bu yüzden onun düşündüğü şeyi açıkça söylemesi ve diğerlerine geçmişteki sezgilerinin doğru çıktığını hatırlatması uygundur. Kabullenilme arzusundan ötürü, o başkalarının onun "kibirli" olduğunu düşünmelerini istemez, bu yüzden çoğunlukla bu yeteneğini vurgulamaz. Ama aslında, bu algılar onun kendi fikirleri değildir; o sadece onları sezgisel olarak "görür." Buna dikkati çekerek, diğer insanların kendi sezgileriyle bağlantı kurmanın yararını fark etmelerini sağlayabilir.
Yay Kuzey Düğümü insanı ilk içsel hissinin doğruluğuna güvenmeyi ve onun hakkında sonradan fikir yürütmemeyi öğreniyor. Çoğunlukla, o kendisi için önemli olan birisiyle görüştükten sonra "her şeyin yolunda olduğu" hissini duyar. Daha sonra, aklına görüşme sırasında söylemiş olduğu bir şey gelir: "Acaba o bununla ne demek istediğimi anladı mı? Yo, hayır O belki benim... diye düşündüğümü düşünüyor..." ve o bir endişe nöbeti geçirir! Tüm görüşme zihninde yeniden canlanır. Görüşmeyi inceden inceye inceler, yanlış iletişimin vuku bulmuş olabileceği tüm yerleri dikkate alır. Çok geçmeden, kendisiyle diğer kişi arasında büyük bir yanlış anlamanın olduğuna ikna olur.
O, her şeyi açıklamak için diğer kişiyi aramayı düşünebilir. Ama bu genellikle durumu karıştırır ve diğer kişi onun içtenliğinden kuşkulanmaya başlar. Bu insan bunu hisseder, utanır ve kendisini öncekinden de güvensiz hisseder. Etkileşimi sorgulayarak, ilişkiye olumsuz zihinsel enerji katar, bu da onun diğer kişiyle olan bağına zarar verir. Tüm bu süreç onun aleyhine işler.
Yay Kuzey Düğümü insanının, ilk görüşmede ne olduğunu gösteren doğru bir göstergeye ihtiyacı vardır. O kendi içsel bilişine güvenmeyi öğrenmelidir: Görüşmenin hemen ardından görüşme hakkında duyduğu his. Eğer bir şeyin "pek doğru olmadığı" yönünde bir huzursuzluk hissederse, bu sezgisi büyük olasılıkla doğrudur. Ya o kişi ona karşı dürüst değildi, ya da bir yanlış anlama vardı. Eğer onun duyduğu ilk his her şeyin yolunda gitmiş olduğuysa, o bu hisse güvenmeli ve görüşmeyi zihninde tekrarlayıp, mantık kullanarak irdelememelidir. Bu insan için, sezgi mantıktan çok daha doğrudur.
Yay Kuzey Düğümü insanı atmosfer yoluyla sessiz iletişim kurmak gibi olağanüstü bir yeteneğe de sahiptir. Eğer bir ilişkiyle ilgili olarak endişe ve huzursuzluk hissediyorsa, o kendi içine dönmeli ve diğer kişiye sevgi göndermelidir. Yalnızca bu bile bir şifayı başlatmak için yeterli olabilir.
İç Huzuru
Yay Kuzey Düğümü insanının karşı karşıya bulunduğu en büyük zorluklardan biri iç huzuruna kavuşmaktır. Buna yardımcı olabilecek bir bakış açısı şudur: "Bunların hepsi yalnızca bir serüven! Bu bir deney, bir keşif!" "Serüven" sözcüğü onun için sihirli bir sözcüktür: Bu eğlence, genişleme ve öğrenme demektir.
Serüvendeyken, o kendi bildiğinden farklı olan yollar hakkında daha çok şey keşfedecektir. Bu, bilinmeyene doğru bir iman atlayışını gerektirir; ama bunu yaptığında, her şey onun yararına olur ve o kendisini canlanmış hisseder. Başkaları onu çok cesur olarak görürler, ama o durumunu bir serüven olarak gördüğünde, kendisini şansını denemekte ve keşifte bulunmakta özgür hisseder.
O kendi içgüdülerine göre davrandığında, sihir meydana gelir. Ve kendi enerji alanındaki olumlu karşılık onu ilerlemeyi sürdürmek için gereksindiği teşvik ve coşkuyla besleyecektir.
SABIR
Yay Kuzey Düğümü insanı sabrın ne olduğunu öğreniyor. O, çoğunlukla, sonuçları hızlandırmak ister. Zihninde gördüğü şeyin hemen gerçekleşmesini ister. Zihinsel süreciyle o denli özdeşleşmiştir ve zihni o denli hızlı çalışır ki, sonunda kendisini "doğal akış"tan daha hızlı gidiyor bulur. İşler yolunda gitmez ya da düzensiz göründüğünde, bu insan bilerek yavaşlamalı ve sabırlı olmalıdır. Bekleyip, olayların doğal sırasında bundan sonra neyin gelişeceğini görmelidir.
Ama bu insan, çoğunlukla, zamanın kalmadığı hissine kapılır ve sinirli enerjisi bedenini, sinir sistemini ve genel sağlığını çok yıpratabilir. Bazen bir sağlık uyarısı onu sarsıp, yavaşlamasına ve daha gözlemci olmasına neden olabilir. O yaşamı kontrol etmeye çalışmayı değil de yaşama karşı daha açık ve kabullenici olmayı öğreniyor. Yavaşlaması, onun yaşadığı andaki gerçekle temasa geçmesini sağlar.
Yay Kuzey Düğümü insanı kendisine karşı sabırlı olmayı da uygulayabilir. Eğer o bir fırsatla ilgili olarak bir şeyin "uygunsuz" olduğunu, ama onunla ilgili başka bir şeyin epey uygun olduğunu hissediyorsa, belki de zamanlama doğru değildir. Sezgisi ona şunu söylemektedir: "Şu anda harekete geçmek senin için doğru değildir." Daha sonra, dışsal çevre daha olumlu bir hale geldiğinde, içsel mesaj da değişebilir.
Gevşemek
Zihinsel olarak aşırı uyarılmış hale gelme eğiliminden ötürü, gevşemek bu insan için zor olabilir. Onun zihni sürekli olarak çalışır, bu sinir sisteminin çalışmasını hızlandırır ve o zaman zaman uyumakta zorlanabilir. Yapması gereken şeylerden biri gevşemenin yollarını bulmaktır. Birçok şey onun huzur duygusunu artırabilir. Meditasyon çok iyi bir çaredir: Meditasyon sinir sistemini sakinleştirir ve onu tekrar huzurla doldurur. Sıcak banyolar ve yüzme de onu yatıştırır. Aslında, suyla her türlü etkileşimin sakinleştirici bir etkisi vardır hatta bir akvaryumun, bir su manzarasının ya da su sesleri kaydedilmiş bir kasetin bile.
Düzenli egzersiz bu insanın dengelenmesine, zihninin bedeniyle uyum içine girmesine yardımcı olur. Spor ve açık hava faaliyetleri ona çok yararlıdır: Koşu, bisiklete binme, açık arazide uzun yürüyüş, kayalara tırmanma ya da kamp yapma. Zihni içeren daha derin gevşeme için, o felsefeyi ve ruhsal ya da dinsel uygulamaları incelemekten elde edebileceği harika sonuçlara şaşıracaktır.
|