Değerlendir:
  • 13 Oy - 2.69 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Kuzey Ay Düğümü Yay Burcunda
Yazar Mesaj
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #4
RE: Kuzey Ay Düğümü Yay Burcunda
GEREKSİNİMLER

YALNIZLIK

Paylaşmaya Karşı Kişisel Bütünleşme

Geçmiş yaşamlarda bu insan kendisini insanlarla kuşatmaya alışmış olmasına karşın, bu yaşamda epey bir zamanı yalnız ge­çirmesi onun için önemli ve gereklidir. O insanlardan uzaklaştı­ğında netlik kazanır, kendi gerçeğiyle bağlantı kurar ve bir huzur ve esenlik duygusu oluşturur. Bazen, insanlarla iletişim kur­maması ve fikirlerini paylaşmaması onun için daha iyi olur. O bir içgörü alabilir ve geçmiş yaşamlarında öğretmen olduğun­dan, ilk içgüdüsü bilgisini herkesle cömertçe paylaşmaktır. Ama paylaşırken, içgörüsünün gücü dağılmaya başlar.
Birincisi, eğer insanlar Yay Kuzey Düğümü insanının ger­çeğine katılmazlarsa, o hemen onu diğer kişinin bakış açısından görmeye çalışır. O kişi açıkça karşı çıkmasa bile, bu insan başka­larının tepkilerine o denli duyarlıdır ki, herhangi bir itirazı hissedebilir; o zaman güvensiz bir hale gelir ve enerji dağılır. Bunun yerine, o onu özümseyene ve yaşamında onun etkilerini sergile­meye başlayana dek, yeni bir içgörüyü kendine saklamalıdır. Örneğin, eğer bu insan korkuyla direkt olarak yüzleşmenin korkuyu kahkahaya dönüştürdüğünü düşünüyorsa, bu içgörüyü günlük yaşamında uygulama üzerinde çalışmalıdır. Bu yolla o bu gerçeğin kişisel bir sergilenişi haline gelir.

Doğal Yaşama: "Büyük Tablo"

Yay Kuzey Düğümü insanı için toplumdan geri çekilmek çok sağ­lıklıdır: Açık havada zaman geçirmek ve doğal olanla yeniden te­masa geçmek. Bu ona kendisi olmayı hatırlatır ve içtenliğinin, gerçekliğinin gücüne olan güvenini güçlendirir. Doğanın devrele­ri ona iç huzuru verir ve insanların zihinlerini kendi amacına göre etkilemekten daha büyük bir plânın gelişmekte olduğunu hatırlamasına yardımcı olur. Kafasına taktığı önemsiz ayrıntılar önemini yitirir. Kırlarda zaman geçirmek bu insana genişlemiş bir görüş verir. Bu perspektif olmadan, o kısa devre yapabilir: Zihni o kadar faaldir ki, o insanların çevresinde ve kentte aşırı vakit geçirdiğinde aşırı uyarılmış bir hale gelir.
Hayvanlarla zaman geçirmek de bu insanın gevşemesine ve berraklık kazanmasına yardımcı olur. Çevresinde temel, sade ve gerçek bir canlı varken, o daha sakin bir frekansta merkezlene­bilir. O, dünyayı, bir insandan daha az karmaşık olan bir yaratı­ğın gözleriyle görmenin yararını çok görür. Bu insan, algısını sa­de ve basit şeyler üzerinde odaklanmış tutmalıdır.
Aynı şekilde, yabancı ülkelere yolculuk da ona iyi gelir. Ya­bancı bir dille ve alışılmadık bir kafa yapısıyla birlikte, o çevre­sindeki insanları karmaşık olmayan, temel bir biçimde görmeye zorlanır. Hemcinslerinin sadeliğinin ve güzelliğinin farkına va­rır: Onların adetleri ve gelenekleri, nasıl giyindikleri ve birbirle­riyle nasıl etkileşimde bulundukları. Yay Kuzey Düğümü insanı hoşlandığı şeyin daha basit bir kültür olduğunu düşünebilir, ama onun gerçekte hoşlandığı şey, kendisinin insanları ve olayları da­ha sade bir biçimde görebilme kapasitesidir.
Bu insan sadeliğin açlığını çekmektedir. Ve onun için sade­liğe giden yol insanları göründükleri gibi kabul etmeyi ve kendi sezgisine güvenmeyi içerir. O sadeleşmeyi ve kendisine karşı dü­rüst kalmayı öğrendiğinde, otomatik olarak, başkalarını da aynı biçimde görmeye başlar. O içtenlikle davranmaya başladığında, başkalarını da aldatmacasız ya da gizli amaçlar barındırmadan davranıyor olarak hayal edebilecektir. Zihni bu şekilde gevşedi­ğinde, yaşamı da daha sevinçli olacaktır.
Tüm düzeylerde, Yay Kuzey Düğümü insanı doğal olanla yeniden temasa geçmelidir. Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve yeni bir yavru köpeği olan bir kadın müşterim vardı. Bir gün ben onu ziyaret ettiğim sırada huzursuzlandı, sürekli olarak saatine baktı, çünkü bu yavru köpeği gezdirme zamanıy­dı. Ama yavru köpek uyuyordu! Onun "yavru bir köpek nasıl ye­tiştirilir" kitabına göre, bu gezintiye çıkma zamanıydı ve onun görebildiği tüm şey kurallardı. Bu hanım mevcut durumla temas halinde değildi. Yavru köpek uyuyordu, öyleyse bırakın o uyu­sun! Bu düğümsel gruptaki insan yaşamın doğal, dingin gelişi­miyle yeniden temasa geçmelidir ve insanların, ilişkilerin ve olayların doğal ritimlerine güvenmelidir.

Anlayış ve Kabullenme

Yay Kuzey Düğümü insanının geçici değil, derin ve daimi bir düzeyde anlaşılmasının ve kabul edilmesinin anahtarı onun ken­disi olmasında yatar. O, çevresindekilerin nasıl karşılık verecek­lerini çoğunlukla tahmin edebilmesine karşın, bazen şaşırabilir. Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve çocukluk yılları ve ailesi hakkında bir oyun yazmış olan bir müşterim vardı. Bu hanım, oyununu ailesinin bazı üyelerinin görmesinden korku­yordu, çünkü oyunun onları incitebileceğini düşünüyordu. Oyunu yazarken, fikir yürütüyor ve onların her satıra verecekleri tepki­yi tahmin etmeye çalışıyordu.
O özellikle annesinin oyuna göstereceği tepkiden kaygı du­yuyordu. Sonunda, oyun Broadway dışında oynandı ve annesi da­hil, birçok akrabası açılış gecesine katıldı. Onu çok şaşırtan bir biçimde, akrabaları oyunu sevdiler. Annesinin gözleri kızının başarısından ötürü gururla parlıyordu. Müşterim büyük bir rahat­lama hissetmişti. Onun gerçeğini gördüğü biçimde iletmesi ilgili herkesin kazançlı çıktığı bir durum yaratmıştı. Ayrıca, oyun dü­rüst olduğundan (o öyküyü başkalarının değil, kendi bakış açı­sından anlatmıştı) oyun halk arasında da başarı kazanmıştı.
Açık sözlü iletişimin ardındaki güdü başka birisini incit­mek ya da kendi amacına göre etkilemek değil de kendisini ifa­de etmek olduğunda, bu Yay Kuzey Düğümü insanı için iyi so­nuç verir. O başkalarının fikirlerini kabul etmeye onların ya­şamlarına uyum sağlamaya, istismar edilmesine izin vermeye çok eğilimlidir. Ama o, "Hey, bana bunu yapamazsın! Ben bu tür bir muameleyi hak etmiyorum!" dediğinde ve kendisini savun­duğunda, bu iyi sonuç verir!

KENDİ KENDİNİ TANIMLAMAK

Yay Kuzey Düğümü insanı kendisine iç huzuru verecek bir bakış açısını o denli umarsızca arar ki, sonuçta başka bir kişinin felse­fesine bağlanabilir. Bir süre için bu sistem onun işine yarayabi­lir. Hatta o bu inanç sisteminin parametrelerini "tek gerçek" ola­rak kabul edebilir ve o sınırların ötesine geçmek istemeyebilir.
Bu anlamlı iletişimde sorunlar yaratabilir, çünkü bu insan başkalarının onunla derin bir düzeyde ilişki kurmaları için önce onun lugatına, düşünce biçimine ve prensiplerine uymaların­da ısrar etme eğilimindedir. Ama o Gerçeği bulmak için mantığı kullanmaktadır ve mantık ancak bazı varsayımlar karşılıklı ola­rak kabul edildiğinde işe yarayabilir. Benimsediği felsefe ona ra­hatlık vermiştir ve o Gerçeği, oluşturulmuş bir tanımın sınırları ötesinde, kendi başına bulma konusunda kendisine güvenmez. O, kendisini Gerçeğin enerjisine daldırmak yerine, rasyonelliği ve mantığı kullanmaya çalışabilir.
Bu insanın, bir başkasının felsefesini Gerçeğe doğru atlaya­bileceği bir tramplen olarak ve geçici olarak benimsemesinde bir sakınca yoktur; ama bir kez o Gerçeğin enerjisiyle birleştiğin­de, yapacağı en iyi şey onu oraya ulaştıran sözcükleri bırakmaktır. Onun, aradığı gerçeği tam olarak bulmak için, başkaların­dan öğreneceği çok şey vardır. Ama o, kitaplara ya da dışsal oto­ritelere bel bağlamak yerine, yaşamı dinlemeli ve yaşamın ona öğretmesine izin vermelidir. Diğer insanlardan gelen görüşler ve tavsiyeler onun kendi düşünüşündeki kusurları görmesine yar­dımcı olabilir ve ona pratikte başarıya ulaşmasını sağlayacak al­ternatif algılar sunabilir.
Yay Kuzey Düğümü insanı, oluşturulmuş herhangi bir inanç sisteminin onun Gerçeğin bütünlüğüyle canlı bir bağ kurmasını engellediğini öğreniyor. Gerçek, herhangi bir bakış açısının öte­sindedir. O bir kavram değil, bir enerjidir. O son derecede pra­tiktir işe yarar! Gerçek ayrıca hareketlidir, akışkandır ve bu in­san Gerçeğin ona yol göstermesine izin vermeyi öğreniyor.

Kendini Kabullenmek

Yay Kuzey Düğümü insanı geçmiş yaşamlarda öğretmenlik yapmıştır ve şimdi başkalarına öğretmeye çalışmayı sürdürmekte­dir. Fikirlerinin kendi gerçeğinin başkaları tarafından kabul edilmesi onun için önemlidir. Ancak, bu enkarnasyonda fikirle­rinin kabul görmesi onun doğru yolda olup olmadığının bir gös­tergesi değildir. Bunun yerine, o kendi gerçeğinin bir örneği hali­ne gelmeye odaklanmalı, Gerçeğin aşikâr olması için onu kendi davranışlarıyla sergilemelidir.
Bu insan çok büyük bir ruhsal boşluk hisseder: Kendisine güç ve özgüveni verecek bir şeyden yoksun olduğunu düşünür. Gerçekten de, onun gözden kaçırdığı şey kendi benliğidir. O, o kadar çok enkarnasyonu toplumla iç içe geçirmiştir ki, ruhsal bağlantısının sessizliği ve mevcudiyetiyle teması yitirmiştir. Bu yüzden, ruhsallığına yeniden uyumlanmaya derin bir ihtiyaç du­yar. Bu enkarnasyonda ruhsal arayışı başlıca amaç edinmesi onun için bütünüyle uygundur.
Bir düzeyde, bu gereksinim ruhsal kitaplar okuyarak ve kendi başına dua ya da meditasyonla zaman geçirerek duyurula­bilir. "Günlük yaşam" düzeyinde, o arzularını kabul ve tasdik ederek ruhsallığıyla bağını güçlendirebilir. Bu insan, arzularının başkaları tarafından kabul edilmeyeceği korkusuyla onları ilet­meme eğilimindedir. Oysa arzular içimizden, ruhumuzdan gelen, kendi tamamlanışımızı deneyimleyebilmemiz için bizi belli bir yöne gitmeye zorlayan itilimlerdir. Bu yüzden, o arzularını ka­bul ettiğinde ve onları başkalarına ilettiğinde, kendisini kabul­lenmeye doğru bir adım atar.
İroni şu ki, o kendisini kabullenmeye başladığında, başka­ları tarafından kabul edilme konusunda daha az umarsızlık his­seder. O, kendisine karşı dürüst ve sadık olmuş ve arzularını açı­ğa vurma cesaretini göstermiştir. Sonuç olarak, o muazzam bir doyum ve huzur içsel bir tamamlanma duygusu hisseder.

AÇIKSÖZLÜ İLETİŞİM

Yay Kuzey Düğümü insanı için önemli bir hedef direkt, açık sözlü iletişim sanatını uygulamaktır. Bu göz korkutucu olabilir, çün­kü geçmiş yaşamlarda o insanları kendi amaçlarına göre etkile­me ve dolaylı iletişim kurma akışkanlığındaydı. Bu yaşamda o başkalarındaki bu nitelikleri sevmez, ama istemeden kendisi de böyle davranabilir.
Bu insan, sözcükleri kullanma konusunda geçmiş yaşam­lardan gelen bir yeteneğe sahiptir. İletişimini başkalarının onun­la hemfikir olmalarını sağlayacak biçimde düzenleyebilir ve bir­birlerini anlamayan gruplar ya da bireyler arasındaki tartışmalara, yalnızca diplomatik olarak değil, ama her iki tarafı da etki­leyip yönlendirerek hakemlik eder. O yüzleşmelerden hoşlanmaz. Eğer o başkalarına kendi bakış açısını kabul ettirebilirse, açık konuşmayı göze almak zorunda kalmayacaktır, çünkü diğer kişi durumu zaten onun gördüğü gibi görecektir. Ama bu süreçte her­kes kaybeder, çünkü etkileşim açık sözlülüğe ve gerçeğe dayan­maz. O zaman bu insan kendisini çok kötü hisseder. O hem ken­disine hem de gerçeğe ihanet etmiştir ve onun bir yanı bunu bilir.
Yay Kuzey Düğümü insanının, durumun ardındaki gerçeğe bakması ve onun için en yararlı olacak şeyi mantıkla "hesaplamadan," sadece gördüğü şeyi iletmesi, onun için daha iyi olur. Buna güvendiğinde, bizzat Gerçeğin gücü ona başarının yolunu açar. Onun hissedeceği iyi duygu, doğru yolda olduğunun onayı­dır. Bu hatırlama ve uygulama gerektirir, ama o olumlu sonuçla­rı deneyimledikçe, buna daha çok güvenmeyi öğrenecektir.

KABULLENİLME GEREKSİNİMİ

Bu insan, önce diğer kişinin onun sözlerini nasıl kabul edeceğini dikkate alarak, söyleyeceklerini yumuşatma eğilimindedir. Bu dolaylı bir iletişimle sonuçlanır; bu da onun, diğer kişinin onun bakış açısını kabul etmesini her ne sağlayacağını düşünüyor­sa, sadece onu paylaşması anlamına gelir. O, başkalarının kabu­lünü ve desteğini kaybetmekten korkar ve sohbeti tasasız, sos­yal bir düzeyde tutmaya çalışır.
Oysa Yay Kuzey Düğümü insanı açık konuştuğunda, me­sele açıkça iletildikten sonra, mutlu bir zihinsel enerji alışverişi başlayabilir. Eğer o her "engeli" (yani, diğer kişinin farklı bir ba­kış açısına sahip olmasını) daha büyük bir uyum yaratmada bir sonraki adım olarak görür, evrenin onu başkalarına yakınlaştı­racak şeyler sağladığına güvenirse, o zaman her engel onu hede­fine ulaştıracak bir sonraki odaklanma alanı haline gelir.
Geçmişteki koşullanmasından ötürü, bu insan eğer düşün­düğü şeyi açıkça söylerse başının derde gireceği korkusuyla sa­kıngan bir biçimde konuşma eğilimindedir. Ama geçmiş yaşam­larda işe yaramış olan alışkanlıkların bu enkarnasyonda başarılı olması programlanmamıştır: O düşündüğü şeyi açıkça söyleme­diğinde başı derde girer! Eğer o başkalarına ne düşündüğünü ya da ne istediğini söylemezse, dikkate alınmaz ya da umursanmaz ki o bundan hiç hoşlanmaz.
Yay Kuzey Düğümü insanı çok açık sözlü olmalıdır. Eğer o sözlerini sakınır, uzlaşmacı davranırsa, söylemek istediği şeyi unu­tacak ve enerjisini yitirecektir. Onun için kendisi olmak ürkü­tücü olabilir, ama eğer o kendisini içindeki gerçeğin bir kanalı ola­rak görürse, bunu yapabilir.

POZİSYONUNU TANIMLAMAK

Bu insanın, kararını başkalarıyla tartışmadan önce, ne düşün­düğüne ve ne istediğine kesin olarak karar vermesi onun için da­ha iyi olur. Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve aktris olan bir müşterim vardı. Tanınmış bir New Yorklu yapımcı, bir dansçı ve şarkıcı gerektiren bir rol için ona bir deneme gösterisi yapma fırsatı sundu. Müşterim iyi bir şarkıcıydı, ama çok iyi bir dansçı değildi. Onun spontane tepkisi şöyle düşünmekti: "Hayır. Bu bir yere çıkmaz. Bu deneme gösterisini gerçekten yapmak zo­runda mıyım?" Sonra, ilk "bilişi" hakkında sonradan "mantıklı" fikir yürütme alışkanlığı kendini gösterdi: "Eğer teklifini redde­dersem yapımcı ne diyecek? Belki o buna alınacak ve bir sonraki oyunu için bana bir şans vermeyecektir. Ya bu gerçekten büyük bir şeye götüren bir fırsatsa ve ben onu göremiyorsam?"
Sonunda, müşterim o yapımcıyı aradı ve iyi bir dansçı ol­madığı için o role uygun olmadığını düşündüğünü açıkladı. Ya­pımcı da, durumu yeniden değerlendirdikten sonra, bunun onun için uygun bir rol olmadığını kabul etti. Görüşme olumlu bir havada sona erdi.
Müşterim telefon etmeden önce bu konuda ne düşündü­ğünü biliyordu. Konuşma onun bakış açısını iletme meselesiydi. O, yapımcıyla konuşmadan önce kararını vermişti, böylece açık sözlü ve nazik bir biçimde iletişim kurabilmişti. Yay Kuzey Düğümü insanı için zorluk bir konuda kesin olarak ne düşündüğü­nü anlamaktır. Bir kez bunu yaptığında, kararını başkalarının kabul etmelerini sağlayacak biçimde iletebilir.

YANLIŞ ANLAŞILMA KORKUSU

Yay Kuzey Düğümü insanı yanlış anlaşılmaktan çok korkar. Bü­yük ölçüde, o güvenliğini ve iç huzurunu başkalarıyla uyum duy­guları oluşturmuş olmasına dayandırır. Oysa sağlam bir kabul­lenilme duygusu hissetmesi için, bu uyum onun kendi gerçeğini ortaya koymasına dayanmalıdır. Ona bir şey sunulur sunulmaz, bu insan çoğunlukla, bir "doğru ve yanlış" duygusu hisseder. Ne var ki, o hissettiği şeyi açıkladığında diğerleri onun "zıvanadan çıktığını" düşünebilirler. Zaman genellikle onun ilk izleniminin doğru olduğunu kanıtlar bu yüzden onun düşündüğü şeyi açıkça söylemesi ve diğerlerine geçmişteki sezgilerinin doğru çıktığını hatırlatması uygundur. Ka­bullenilme arzusundan ötürü, o başkalarının onun "kibirli" ol­duğunu düşünmelerini istemez, bu yüzden çoğunlukla bu yete­neğini vurgulamaz. Ama aslında, bu algılar onun kendi fikirleri değildir; o sadece onları sezgisel olarak "görür." Buna dikkati çe­kerek, diğer insanların kendi sezgileriyle bağlantı kurmanın ya­rarını fark etmelerini sağlayabilir.
Yay Kuzey Düğümü insanı ilk içsel hissinin doğruluğuna güvenmeyi ve onun hakkında sonradan fikir yürütmemeyi öğre­niyor. Çoğunlukla, o kendisi için önemli olan birisiyle görüştük­ten sonra "her şeyin yolunda olduğu" hissini duyar. Daha sonra, aklına görüşme sırasında söylemiş olduğu bir şey gelir: "Acaba o bununla ne demek istediğimi anladı mı? Yo, hayır O belki benim... diye düşündüğümü düşünüyor..." ve o bir endişe nö­beti geçirir! Tüm görüşme zihninde yeniden canlanır. Görüşme­yi inceden inceye inceler, yanlış iletişimin vuku bulmuş olabile­ceği tüm yerleri dikkate alır. Çok geçmeden, kendisiyle diğer kişi arasında büyük bir yanlış anlamanın olduğuna ikna olur.
O, her şeyi açıklamak için diğer kişiyi aramayı düşünebilir. Ama bu genellikle durumu karıştırır ve diğer kişi onun içtenli­ğinden kuşkulanmaya başlar. Bu insan bunu hisseder, utanır ve kendisini öncekinden de güvensiz hisseder. Etkileşimi sorgulaya­rak, ilişkiye olumsuz zihinsel enerji katar, bu da onun diğer ki­şiyle olan bağına zarar verir. Tüm bu süreç onun aleyhine işler.
Yay Kuzey Düğümü insanının, ilk görüşmede ne olduğunu gösteren doğru bir göstergeye ihtiyacı vardır. O kendi içsel bilişi­ne güvenmeyi öğrenmelidir: Görüşmenin hemen ardından gö­rüşme hakkında duyduğu his. Eğer bir şeyin "pek doğru olmadı­ğı" yönünde bir huzursuzluk hissederse, bu sezgisi büyük olasılıkla doğrudur. Ya o kişi ona karşı dürüst değildi, ya da bir yan­lış anlama vardı. Eğer onun duyduğu ilk his her şeyin yolunda gitmiş olduğuysa, o bu hisse güvenmeli ve görüşmeyi zihninde tekrarlayıp, mantık kullanarak irdelememelidir. Bu insan için, sezgi mantıktan çok daha doğrudur.
Yay Kuzey Düğümü insanı atmosfer yoluyla sessiz iletişim kurmak gibi olağanüstü bir yeteneğe de sahiptir. Eğer bir ilişkiy­le ilgili olarak endişe ve huzursuzluk hissediyorsa, o kendi içine dönmeli ve diğer kişiye sevgi göndermelidir. Yalnızca bu bile bir şifayı başlatmak için yeterli olabilir.

İç Huzuru

Yay Kuzey Düğümü insanının karşı karşıya bulunduğu en bü­yük zorluklardan biri iç huzuruna kavuşmaktır. Buna yardımcı olabilecek bir bakış açısı şudur: "Bunların hepsi yalnızca bir se­rüven! Bu bir deney, bir keşif!" "Serüven" sözcüğü onun için sihirli bir sözcüktür: Bu eğlence, genişleme ve öğrenme demektir.
Serüvendeyken, o kendi bildiğinden farklı olan yollar hak­kında daha çok şey keşfedecektir. Bu, bilinmeyene doğru bir iman atlayışını gerektirir; ama bunu yaptığında, her şey onun yararı­na olur ve o kendisini canlanmış hisseder. Başkaları onu çok ce­sur olarak görürler, ama o durumunu bir serüven olarak gördü­ğünde, kendisini şansını denemekte ve keşifte bulunmakta öz­gür hisseder.
O kendi içgüdülerine göre davrandığında, sihir meydana gelir. Ve kendi enerji alanındaki olumlu karşılık onu ilerlemeyi sürdürmek için gereksindiği teşvik ve coşkuyla besleyecektir.

SABIR

Yay Kuzey Düğümü insanı sabrın ne olduğunu öğreniyor. O, çoğunlukla, sonuçları hızlandırmak ister. Zihninde gördüğü şe­yin hemen gerçekleşmesini ister. Zihinsel süreciyle o denli özdeş­leşmiştir ve zihni o denli hızlı çalışır ki, sonunda kendisini "doğal akış"tan daha hızlı gidiyor bulur. İşler yolunda gitmez ya da düzensiz göründüğünde, bu insan bilerek yavaşlamalı ve sabırlı olmalıdır. Bekleyip, olayların doğal sırasında bundan sonra ne­yin gelişeceğini görmelidir.
Ama bu insan, çoğunlukla, zamanın kalmadığı hissine kapılır ve sinirli enerjisi bedenini, sinir sistemini ve genel sağlığını çok yıpratabilir. Bazen bir sağlık uyarısı onu sarsıp, yavaşlama­sına ve daha gözlemci olmasına neden olabilir. O yaşamı kontrol etmeye çalışmayı değil de yaşama karşı daha açık ve kabullenici olmayı öğreniyor. Yavaşlaması, onun yaşadığı andaki gerçekle temasa geçmesini sağlar.
Yay Kuzey Düğümü insanı kendisine karşı sabırlı olmayı da uygulayabilir. Eğer o bir fırsatla ilgili olarak bir şeyin "uy­gunsuz" olduğunu, ama onunla ilgili başka bir şeyin epey uygun olduğunu hissediyorsa, belki de zamanlama doğru değildir. Sez­gisi ona şunu söylemektedir: "Şu anda harekete geçmek senin için doğru değildir." Daha sonra, dışsal çevre daha olumlu bir hale geldiğinde, içsel mesaj da değişebilir.

Gevşemek

Zihinsel olarak aşırı uyarılmış hale gelme eğiliminden ötürü, gev­şemek bu insan için zor olabilir. Onun zihni sürekli olarak ça­lışır, bu sinir sisteminin çalışmasını hızlandırır ve o zaman za­man uyumakta zorlanabilir. Yapması gereken şeylerden biri gev­şemenin yollarını bulmaktır. Birçok şey onun huzur duygusunu artırabilir. Meditasyon çok iyi bir çaredir: Meditasyon sinir siste­mini sakinleştirir ve onu tekrar huzurla doldurur. Sıcak banyo­lar ve yüzme de onu yatıştırır. Aslında, suyla her türlü etkileşi­min sakinleştirici bir etkisi vardır hatta bir akvaryumun, bir su manzarasının ya da su sesleri kaydedilmiş bir kasetin bile.
Düzenli egzersiz bu insanın dengelenmesine, zihninin be­deniyle uyum içine girmesine yardımcı olur. Spor ve açık hava faaliyetleri ona çok yararlıdır: Koşu, bisiklete binme, açık arazi­de uzun yürüyüş, kayalara tırmanma ya da kamp yapma. Zihni içeren daha derin gevşeme için, o felsefeyi ve ruhsal ya da dinsel uygulamaları incelemekten elde edebileceği harika sonuçlara şa­şıracaktır.

04-30-2012 11:52 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Bu Konudaki Mesajlar
RE: Kuzey Ay Düğümü Yay Burcunda - astrosohbet - 04-30-2012 11:52 PM

Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Ay Düğümü Transitleri Venüs 29 125,878 03-14-2019 04:38 PM
Son Mesaj: yagmurimu
  Kuzey Ay Düğümü açıları Yakamoz 62 230,716 07-03-2018 09:52 PM
Son Mesaj: Libra
  Kuzey Ay Düğümü Oğlak Burcunda astrosohbet 5 15,097 04-24-2018 05:18 AM
Son Mesaj: Feslegen
  Kuzey Ay Düğümü Boğa burcunda astrosohbet 12 17,028 05-18-2014 05:52 PM
Son Mesaj: kalorifer
  Kuzey Ay Düğümü Yengeç Burcunda astrosohbet 7 14,166 05-02-2012 05:11 PM
Son Mesaj: Yakamoz
  Kuzey Ay Düğümü Kova Burcunda astrosohbet 7 13,171 05-01-2012 09:53 PM
Son Mesaj: Mahinur
  Kuzey Ay Düğümü Balık Burcunda astrosohbet 3 10,152 05-01-2012 05:12 PM
Son Mesaj: astrosohbet
  Kuzey Ay Düğümü Akrep Burcunda astrosohbet 4 9,734 05-01-2012 04:53 PM
Son Mesaj: astrosohbet
  Kuzey Ay Düğümü Terazi Burcunda astrosohbet 4 8,552 05-01-2012 04:44 PM
Son Mesaj: astrosohbet
  Kuzey Ay Düğümü Aslan Burcunda astrosohbet 4 17,632 05-01-2012 04:40 PM
Son Mesaj: astrosohbet

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir