Değerlendir:
  • 23 Oy - 2.57 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Neptün
Yazar Mesaj
zsevimLee Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 36
Üyelik Tarihi: Jan 2011

Rep Puanı: 3

Mesaj: #21
RE: Neptün
(05-08-2011 06:42 PM)vatansever Yazılan:  neptün deniz tanrısıysa geniş bi perspektif vermesi lazım olabildiğince uzağa bakıp sezilerle hareket etmek ne biliyim 6.his gibi bişi ,daha neptünüm olsa gene ii satürn ve uranüste var 1.evimde satürn ağır abi uranüs ceyran çarpmış gibi etkileyici neptünde dalgın garip bişi ne la bu ne ayaksın sen diyesim var koptum.w

benim de 1. evimde satürn var da Allahtan uranüs de yokgülücük

[Resim: astro2gw38zsevimleehw58.th.gif]
05-08-2011 07:15 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
vatansever Çevrimdışı
Yasaklanmış

Mesajlar: 382
Üyelik Tarihi: Jan 2011

Mesaj: #22
RE: Neptün
uranüs ii olur diyolar bilmiyorum valla olsaydı keşke takılırdık beraber yorumlamaya çalışırdık gülücük ama 1.evde satürn ne etkisi verio bilionmu hep günah keçisimi olunuyo gülücük
05-08-2011 07:17 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
zsevimLee Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 36
Üyelik Tarihi: Jan 2011

Rep Puanı: 3

Mesaj: #23
RE: Neptün
(05-08-2011 07:17 PM)vatansever Yazılan:  uranüs ii olur diyolar bilmiyorum valla olsaydı keşke takılırdık beraber yorumlamaya çalışırdık gülücük ama 1.evde satürn ne etkisi verio bilionmu hep günah keçisimi olunuyo gülücük

ya neptünüm 12. evdeymişaðla... yanlış bakmışım
ama satürn 1. evde bu doğru :D bi de onu araştırayım heralde yüksek sorumluluk duygusu falan veriyordur gülücük

[Resim: astro2gw38zsevimleehw58.th.gif]
05-08-2011 07:36 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Parlaışık
Kayıtsız

 
Mesaj: #24
RE: Neptün
Aneon çok teşekkür ediyorum , yorumun için Zira o tür badireleri atlatım ve şimdi bu tecrübelerden dolayı realist olmaya daha çok dikkat ediyorum .Zira venüsümle kare açısıda var 2 derecelik orbla .Ortaklıklar konusunda zamanında yaşadım dediğn hususu şimdi tek başıma yönetiyorum , ortaklık teklifi olunca direk reddediyorum 8malum sütten dili yanan misali ) ve elaman çalıştırıyorum yani tedbir .Beyaz atlı bir prensin olamyacağını da anlamış bulunuyorum ve idealize etme hususunda astroloji sayesinde hemen bir uyarı geliyor zihnime .Ben retro olması daha farklı bir şeyleri de ifade eder mi diye merak etmiştim. Mesela bir yerde okumuştum hatırlamıyorum ama 7. evde retro olan neptün boşanma verir veya daha evvel boşanmış bir eş adayı verir diye , çok değişik bir yorumdu :-(
05-09-2011 11:37 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
aeon
Kayıtsız

 
Mesaj: #25
RE: Neptün
Alıntı:Mesela bir yerde okumuştum hatırlamıyorum ama 7. evde retro olan neptün boşanma verir veya daha evvel boşanmış bir eş adayı verir diye , çok değişik bir yorumdu :-(

boşanma konusu çeşitli şekillerde olabilir.
-şiddetli geçimsizlik :D aklıma marsı getiriyor.
-bir tarafın terk etmesi veya cinsel sadakatsizliği sonucu diğerinin harap olması , aciz duruma düşmesi , pluton
neptünün boşanma vermesi karşı tarafı yanlış anlamak üzerine olabilir. sonradan hayalkırıklığı yaratması veya evliliğin kayıplara karışması sislenmesi.

ama şunu söylemek isterim ;
daha evvel boşanmış eş ,boşanmadan dolayı aciz ve neptünyen bir duruma düşmüşse , olabilir.
malum , 7.ev sahibinin kurtarıcı rolünü oynaması veya zayıf tiplerle ortaklık kurması için bu tarz olayların başına gelmesi gerekir.

ama retroyla ilgili bilgilerim yok.
05-10-2011 03:34 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Parlaışık
Kayıtsız

 
Mesaj: #26
RE: Neptün
Evet ; açıklamaların oldukça güzel , fikirlerimizi paylaşıp doğru yolu buluyoruz .alkis


malum , 7.ev sahibinin kurtarıcı rolünü oynaması veya zayıf tiplerle ortaklık kurması için bu tarz olayların başına gelmesi gerekir

Bu kurtarma isteği de ayrı bir dert 7. ev sahibi olarak zaten yaşaya yaşaya öğremiliyor .Neptün 7. evde çok ilginç bir rol veriyor , bazen kaçsan da farketsen de kurtulamayıp bir sis bulutu gözlerini kapatabiliyor bir anda .Tanrı 7. evinde neptün olanları hep uyanık tutsun ve neptünün olumlu yönleriyle karşılaştırsın diyorum ne yapalım .aðla...
05-11-2011 01:20 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Félicé
Kayıtsız

 
Mesaj: #27
RE: Neptün
9 yaşında ki bir neptünyenin duygusal isyanı; Yeter artık, evde, okulda, gezmekte, her yerde her zaman suçlu benim. Hep ben yanlış yapıyorum.. Kimse beni anlamıyor. Bu kadar küçük yaşta neptün ancak bu kadar yaşanır ve anlatılır..
10-10-2011 11:24 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
ELF
Kayıtsız

 
Mesaj: #28
RE: Neptün
(10-10-2011 11:24 PM)Félicé Yazılan:  9 yaşında ki bir neptünyenin duygusal isyanı; Yeter artık, evde, okulda, gezmekte, her yerde her zaman suçlu benim. Hep ben yanlış yapıyorum.. Kimse beni anlamıyor. Bu kadar küçük yaşta neptün ancak bu kadar yaşanır ve anlatılır..
gülücük
10-11-2011 12:28 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
gullusutcu Çevrimdışı
Saturna Vip
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 336
Üyelik Tarihi: Jul 2009

Rep Puanı: 27

Mesaj: #29
RE: Neptün
Neptün Balık burcunda Nisan 2011 – Ağustos 2011 ve Mart 2012- Mart 2025 arası.
Neptün’den uzun uzadıya bahsetmeden önce, diğer ağır hareketteki gezegenlerin şu aralar bize aktardığı etkileri hatırlayalım. Plüton Oğlak, Satürn Terazi ve Uranüs ve Jüpiter Koç burcunda. Uranüs, Neptün ve Plüton gezegenleri, klasik gezegenlerle kıyaslandığında daha az tanınırlar. İstatistiksel olarak kaydedilmiş etkileşim gözlemleri ve bu gözlemlerin kayda geçmiş değerleri yakın tarihe aittir.
Henüz günümüzde Uranüs, Neptün ve Plüton gezegenleri astrolojide bireysel etkiden çok, toplumsal etkilerin göstergeleridir ve bu yüzden daha büyük bir kadersel plana hizmet etmektedirler. Bu gezegenlerin ortaya koyduğu gücün neticesinde, bizler şu an sadece ortaya çıkan kaosu görebiliyoruz. Oysa yaşanan her etki, büyük bir planın dışsal gezegenlerin vasıtasıyla sergilenişinin, ortaya çıkan ve görünen bölümünden başka bir şey değildir. Yaşadıklarımıza sadece 3 boyutlu bir dünyada anlam vermeye çalıştığımızdan, bu gezegenlerin nasıl bir yapılandırmaya, gelişmeye hizmet ettiğini anlamamız da zorlaşıyor doğal olarak.
Bu üç dışsal gezegenin (Satürn sonrası gezegenler)içinde bulunduğumuz bilinç boyutu sebebiyle, felaketleri, sıkıntıları, afetleri, savaşları ve çatışmaları getirdiğini görüyoruz. Bu, sadece şu an içinde bulunduğumuz gelişim süreci ile alakalı bir farkındalıktır ve kısıtlıdır. İnsanlık, eşiğinde olduğu Kova Çağına adım attığında ise, dışsal gezegenlerle ilgili farkındalığımız ve anlayışımız da gelişecek, evrilecek ve dolayısıyla değişecektir. Sonlanmakta olan çağa ait insanın farkındalık boyutu, paratoner misali, bu gezegenlerin olumsuz gibi görünen etkilerini dünyasal boyuta çekerken, Yeni Çağın insanı bu gezegenlerin daha ince ve ruhani etkilerinden faydalanacaktır. İşte bu Yeni Çağ dönemine geçişte, ağır hareket eden ve etkileri çok güçlü olan dışsal gezegenler, gerekli olan değişimleri yapmaktadır. Dışsal gezegenler, geçiş döneminde, dünyamızın ve dünya üzerinde yaşayan biz canlıların Yeni Çağ düzenine uyum sağlaması için çalışmaktadırlar. Kolay bir süreç olmamakla birlikte, gerekli bir değişim ve dönüşüm süreci içindeyiz.
Şimdi bile Uranüs, Neptün ve Plüton’un zorlayıcı, yıkıcı, hatta dönüştürücü etkilerini bireysel olarak daha farklı algılayanlar çıkacaktır muhakkak. Bu gezegenlerin etkilerinin ruhani boyutunu, belki de insanlığın varoluşundan günümüze olan süreç içinde ruhani gelişim aracı olarak kullananlar da çıktı muhakkak. Ancak Satürn ötesi gezegenlerin ruhsal etkilerini algılamak için, çok hassas bir vicdan terazisine sahip olmanın, nötr olmanın, insanlığın gelişmiş ruhsal mertebelerine doğru yol almış olmanın önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Yani, şimdi, sonlanmaya yüz tutmuş çağımızın insanları arasında da, bu gezegenlerin etkilerinin pozitif özelliklerini kullananlar çıkacaktır. Geçiş dönemine yaklaştıkça, Satürn ötesi gezegenlerin etkilerini bu şekilde alanlar ve kullanmayı başarabilenler, artacaktır da.
Bahsettiğim ruhsal olarak gelişmiş olan insan, gelişmişliğinin avantajlarını nasıl kullandığına bağlı olarak, bu gezegenlerin daha üst frekans etkilerini alacaktır. Hangi alana hizmet ediyorsa, etki o alana uygun olacaktır. Yararlı olanlara yararlı, zararlı olanlara zararlı etkinin geleceğini bilmeliyiz. Ancak farkındalık düzeyi henüz yükselmemiş olan insanoğlu, bu gezegenlerin çoğunlukla olumsuz etkilerinden nasiplenmektedirler.
İlla ki değişim! Öncü burçlarda yerleşmiş Uranüs(Koç’ta) ve Plüton (Oğlak’ta)’dan sonra artık Neptün’de Balık burcunda, yani değişken bir burçta yer almaya başladı. Öncü ve değişken burçlar hareketi gösterirler ve bu burçlarda bulunan gezegenlerin durağan, sabitleyici bir etkide olmalarını mümkün değildir. Bu yüzden, illa ki değişim, illa ki hareket dönemindeyiz artık. Uzun ve değişimi içinde barındıran bir yola çıktık hep birlikte ve değişime direnen, ayak uyduramayanların zorlanacağı, belki de yolda kalacağı bir yolculuk bu. Vardığımız noktada ise, derimizi değiştirmişçesine yeni bir döneme başlayacağız. Belki gerçekte derimize ve bedenimize baktığımızda herhangi bir değişim görmeyeceğiz, ancak bedenimizi kullanan ruhsal yanımızın çok daha bilincinde olduğumuz, sadece etten ve kemikten bedenimizle sınırlı olmadığımızı daha net anlayacağımız, vicdani değerlerin çok daha yüce olduğu bir Yeniçağ dönemine geçiş yapacağız. Tıpkı kaportasına bakıldığında bir arabanın benzinle mi, dizelle mi, yoksa elektrikle mi çalıştığını ayırt edemediğimiz gibi, bedenimize bakarak bir fark anlamayacağız belki; buna rağmen değişeceğiz.
Plüton’un Oğlak burcuna(26 Ocak 2008) geçtiğinden bu yana yönetimsel ve ekonomik alanlardaki beklenmedik, fakat yine de bir o kadar istikrarlı ve adım adım gelen değişim etkilerini yaşıyoruz. Bu alanlardaki değişimler ani olduğu kadar, kalıcı oldular, olacaklar da. Bilindiği gibi, 2008’den itibaren dünyanın hatırı sayılır birçok ülkesi ekonomik krizin içine düştüler ve hala bu krizle birlikte hareket ediyorlar. Ne ilginçtir ki, yılların mortgage kredisi Amerika’da darbe yerken, ülkemizde Mortgage kelimesi tanınmaya başladı. Yani Plüton, yatırım alanında, bir ülkede var olanı yerin dibine çekerken, başka bir ülkede var olmayan benzer enerjiyi yeryüzüne fırlatıyor. Bir yandan maden felaketleri ardı ardına yaşanırken (Plüton yer altıyla ilişkilidir), diğer yandan yanardağ patlamaları gerçekleşiyor. Özellikle 2010 yılında Plüton’la gergin açılar içinde olan Satürn ve Uranüs, önümüzdeki uzun yıllar süresince neler yaşayacağımızı bize anlattı (bilindiği gibi 2010 doğal afetlerinin çeşitliliği ile, sıcaktan, depreme, tsunami’den volkan patlamalarına kadar son dönemlerin en afet dolu yılıydı). Unutmayalım 2010 yılı bir trailer(tanıtım filmi) gibiydi. Mart 2011’den itibaren Uranüs’ün artık uzun süreli Koç burcuna girmesiyle birlikte, bizlerde gerçek filmi izlemek için yerlerimizi almış durumdayız.
Bu filmde öncelikle Uranüs’ün bu sene Koç burcuna geçişi ile birlikte hızlı, ani, umulmadık olayların ortaya çıktığını görüyoruz ve görmeye devam edeceğiz. Bu etkiler ise istikrarlı değil, birden ortaya çıkıp şartları değiştiren olaylara sebep olacaktır. Koç’taki Uranüs’ün yarattığı ani değişim etkileri, doğal felaketler, savaşlar, isyanlar, sabırsızlıklar, toplumsal hareketler; Oğlak burcundaki Plüton tarafından ele alınacak, yeni yönetimleri devreye sokacak ve toplumsal yapılandırmanın ihtiyacı olan, sil baştan değişiklikleri getirecektir. Kısa dönemsel etki ile Satürn ve Jüpiter’de bu iki gezegenin etki alanlarında dolaşıyorlar (Satürn Terazi’de 05 Ekim 2012’ye kadar; Jüpiter Koç’ta 04 Haziran 2011’e kadar). Satürn, Uranüs’ün karşısına yerleşmiş pozisyonuyla, asi ve yenilikçi Uranüs’ü eski kalıplarla frenlemeye çalışır bir rol üstleniyor. Alışılmış olandan kopulmaması için çalışıyor. Belki de, geçmişin tekrar gözden geçirilip, geçmişle hesaplaşılmadan, geleceğe yol alınamayacağını söylüyor. Jüpiter ise 2011 Haziranına kadar Uranüs’ün destekçisi olarak onun yanında bulunuyor. Uranüs’ün her asi, ani, başkaldırıcı etkisinin bazen daha büyük sonuçlar vermesine, bazen de küçük etkilerin bile çok ses getirmesine sebep oluyor. Yani Jüpiter, Uranüs’ün her davranışını büyütüyor, ona güçlü bir eko veriyor.
Kısacası, Satürn, Uranüs ve Plüton’un oluşturduğu gergin açı, her halükarda atıl olmaktan uzak, hareketi içinde barındıran, değişimi anlamadan değil de kanlı canlı hissederek önümüze sunan önemli bir oluşumun göstergesi. Tüm bunlar sabırsızlığın da göstergesi aynı zamanda.
Buraya kadar saydığım etkilerin her biri son derece hissedilir, kendini belli eden etkilerdir. Ancak Yeni devreye giren (04 Nisan 2011) Neptün/Balık burcu enerjisi bambaşka özelliklere sahiptir. O gizlice alt yapısını oluşturur, yavaş yavaş bizi hazırlar. Ortaya koyacağı değişimleri hemen hissetmeyiz. Zaman içinde, tam anlamıyla idrak edemeden değişiriz. İdrak, olayların ve değişimlerin ardından gelir. Bu yumuşak geçişler, zaman zaman sinsi, zaman zaman alıştırarak (koruyucu bir hava yastığı gibi) etkileri almamızı sağlar. Neptün ile birlikte ortaya çıkan yeni enerji, yukarıda saydığım diğer gezegenlerin etkilerini anlamamızı bazen zorlaştırır, bazen beklenmedik bir algı ve anlayış biçimiyle kavratır.
Sınırsızlıktır Neptün ve sınırsızlıktır Balık burcu. İkisi birleşince, senin sınırın, benim sınırımla karışır. Dışımıza ördüğümüz duvarların tuğlaları arasındaki harçlar dökülmeye başlar ve ardından o tuğlalar da tek tek yıkılır. Bir süreliğine hala duvar sapasağlam varmışçasına sınırlarımızın içinde oyalansak da, o duvarların çatlakları arasından enerjiler birbirine karışmaya başlamıştır bile.
Suyla alakası vardır hem Neptün’ün, hem de Balık burcunun. Suyun en küçük delikten bile içeriye sızabildiği gibi, Neptün’ün enerjisinin de, hayatımıza sızacak deliği bulması zor olmayacaktır. Teslimiyeti ve inançların ruhsal yanını, yani soyut yanını temsil eden Balık burcu, yüksek ideallerin, yaratıcılığın ve aşkınlığın gezegeni Neptün ile birleşince (Neptün, Balık burcunun yönetici gezegenidir) ruhsal gelişimimize farklı bir bakış açısı getirecektir. Neptün dendiğinde benim gözümün önünde tozpembe, eflatun ve uçuk mavi gaz bulutları uçuşur. Hayal âlemine geçiş kapısıymış hissini uyandırır. Algı kapılarının ortadan kalktığı yer gibidir. Rüya ile gerçeğin iç içe geçtiği anlar gibidir. Zaten Neptün, rüyalarımızla da çok alakalıdır. Mesaj rüyalarının her zaman olduğundan daha yoğun olacağını, kanallık yapanların çok daha yoğun bilgilerle insanların karşısına çıkacağını düşünüyorum.
İnançlar ve ruhsallık bakımından, birliğe doğru hareket edilebilecek bir sürecin başlangıcında bulunuyoruz. Tüm dinlerin temelinde yatan enerjilerin bir olduğunu kavramak artık daha kolay olacaktır.
Ancak, hülyalı bir ortama geçiş yapmamızın sebep olacağı aldanma riskine, dolandırılma tehlikesine ve inanç tacirlerinin artmasına karşı savunmasız kalabiliriz. Sahte peygamberlerin de ekmeğine yağ bal sürecektir Neptün/Balık süreci. Ruhsal olarak kendimizi geliştirdikçe, bu tür bir savunmasızlık yaşamaktan kendimizi koruyabiliriz elbette. Yeter ki birey olarak ruhsal gücümüzü topladıktan sonra, başkalarının sunduğu bilgilere kendimizi açalım ve en doğru olanı seçebilme yetkimizi kullanabilelim.
Suyla bağlantısı olan Neptün etkisi Balık burcuyla birleşince, su ve gazlarla ilgili felaketlerin daha yoğun yaşanacağı, neredeyse 14-15 yıllık bir süreci gösteriyor. Suyun her hali burada devrede olacaktır. Bununla birlikte, suyla daha yakın temas içinde olmak her birimiz için çok önemli olacak. Su enerjisini tanımamız gerekecek. Denizler, ırmaklar, göller, yağmurlar arınmamız ve şifalanmamız için önemli olacak.
Balık burcunda bulunan ve gücünü tam anlamıyla ortaya koymaya muktedir Neptün, Oğlak burcundaki Plüton ile Koç burcundaki Uranüs’ün arasında yer almakta ve çok güçlü bir pozisyonda. Göz önünde yaşanan zorlayıcı olaylar, ekonomik koşullar ile bireysel sabırsızlığımız ve isyankâr yanımız arasında yumuşak geçişi sağlayacakmış gibi bir his uyandırıyor bende. Sanki bireyselliğin ortaya koyacağı güç ile toplumsal anlamda yaşananların, birbirinden bağımsız gelişiyormuş hissi oluşacak gibi. Toplumsal olarak başımıza ne gelirse gelsin, insanoğluna ne dikte edilirse edilsin, insanoğlu kendi değişimiyle, isyanıyla, başkaldırısıyla uğraşacak. Buna rağmen, bu iki birbirinden Neptün aracılığı ile kopuk gibi görünen etki, neticelere varıldığında, aslında aynı yolda ilerlediğimizi ortaya koyacaktır.
Bireysel Değişim=Toplumsal Değişim Eğer bugüne kadar ruhsal anlamda herhangi bir gelişim girişiminde bulunmadıysanız, bir an evvel bu konuda bir şeyler yapmaya başlamanız ve Mart 2012’den sonra, uzun süreli ortaya çıkacak olan etkilere hazırlanmanız çok doğru olacaktır.
Neptün’ün getirdiği etki sayesinde yaşanan ve yaşanacak olan zorluklarla birlikte ruhsal yanımızı geliştirme fırsatını yakalayacağız. Bir’lik duygusu her zaman olduğundan daha belirgin bir hal alacak. Biz artık farkına varmadan, Bir olmaya doğru ilerleyen bir bilinç düzeyine yol alıyoruz. Dağılan sınırlar sayesinde bizi birbirimizden ayıran din, dil, ırk gibi kavramların üstüne çıkacağız. Ancak, bu yolda yol almamızı sağlayacak olan, diğer gezegenlerin etkileriyle, önce ayrımcılığın farkına varmak olacaktır. Belki de bir süre, göreceli olarak ayrımcılık, tüm dünya üzerinde her zamankinden daha fazla gözümüze sokulacaktır. Yine de sonuç Bir olmaya doğru hareket etmek olacaktır. Nasıl ki doğal felaketlerin din, dil, ırk ayrımı yoksa, bu değişim sürecinde Bir’liğe doğru ilerlemenin de din, dil ve ırk olarak ayrımı olmayacaktır.
Neptün diğer zorlayıcı gezegenlerin etkilerini, ruhsal boyutta değiştirecek etkiye sahip. Plüton ile Uranüs’ün yıkıp geçtiklerini, Neptün ruhsal bir zemin üzerindeyeniden yapılandıracak. Küllerinden doğacak olan Anka Kuşu’na gerekli olan ruhu Neptün üfleyecektir.
Bize düşen, bu süreç içinde birlik olmayı öğrenmek ve ruhsal yanımızı oldukça hızlı bir şekilde geliştirmektir. Özellikle vicdan terazimizi hassaslaştırmayı, hak kavramını daha iyi anlamayı seçmeliyiz. Her canlının varlığını olduğu gibi kabul edip, kendimizi geliştirmeliyiz. Artık, kendimizi ruhsal olarak geliştirdikçe, çevremize yaydığımız etkiyle birlikte, çevremizin de gelişimine faydalı olduğumuzu görebileceğiz. Bulaşıcı bir etki ile karşı karşıyayız (her anlamda). Ruhsal gelişimimize odaklanmamız, dünyayı daha iyi bir yere taşıyacaktır. Kendimizi geliştirdikçe bulaşan ruhsal enerjimiz, boyutsal algılarımızın değişmesine sebep olacaktır. Eğer bunu başaramazsak, çabucak yayılan salgın hastalıkların, depresif etkilerin ve karamsarlığın pençesinden kurtulamayız. Kısacası, illa ki salgınlar devrede, önemli olan salgının en yararlısını seçip kullanmayı bilmektir.
Yeni sürecimiz hayırlı olsun. Tek yapmamız gereken, bireysel isteklerimizden sıyrılıp, âlemin isteklerine odaklanmamızdır. Bütünlüğe giden yolda birbirimize şifa olmayı seçmeliyiz.
Sevgilerimle
Yurda Hal

http://www.astro.com/cgi/chart.cgi?cid=1...;ast=&lang
02-01-2012 01:33 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #30
RE: Neptün
(03-27-2012 08:09 PM)smoochy Yazılan:  neptün 14 yıl balık burcunda, 6.evde neptün olması zararlı diye biliyoruz. şimdi 6.evde, 12.evde olurken aynı zamanda balıkta olmuş olup güçlenecek, bu 14 yıl boyunca uyuşturucu bağımlılıkları artacak diyebilir miyiz, zaten ciddi bir artış var kullanım yaygınlığında. neptün hangi evde olursa iyi olur bu süreçte ?

Transitler bir evden geçerken eğer doğum haritasındaki başka bir gezegene astroide yada özel bir noktaya açı yapmıyorsa, sırf o evden geçiyor diye yıllarca o eve ait konuları etkileyeceğini düşünmüyorum.

sihirli soru reha muhtar usulü : açı varmı açı =)

03-27-2012 10:17 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Neptün Evlerde Angel 16 37,984 10-17-2017 12:50 AM
Son Mesaj: Serselba
  Hayallerin ve Hayal Kırıklığının Gezegeni Neptün salmakis 11 16,728 06-26-2016 04:19 PM
Son Mesaj: Alejandro
  Neptün Burçlarda Angel 12 19,879 05-02-2016 09:59 PM
Son Mesaj: BayanKararsız
  Astrolojide neptün bluex 46 66,029 12-10-2012 03:37 AM
Son Mesaj: Mavisahram
  Neptün ve uranüs belgeseli zeppi 1 5,601 08-29-2012 06:07 PM
Son Mesaj: zorlamak
  Neptün ve Sanat astrosohbet 35 48,722 11-02-2011 12:03 AM
Son Mesaj: astrosohbet
  NEPTÜN ve BİZ SoL@RÎ$ 8 12,598 11-01-2011 03:29 AM
Son Mesaj: nisan15
  Neptün Yıkıp Geçecek i3erat 9 13,918 11-26-2010 06:23 PM
Son Mesaj: Mavisahram

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir