Değerlendir:
  • 21 Oy - 2.57 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Uranüsten Mesajlar
Yazar Mesaj
vivienleigh
Kayıtsız

 
Mesaj: #1
Uranüsten Mesajlar
ya aslında önemli olan sistemi anlayabimek... ay, yani bilincaltı neyi biliyor, 8. evi, yani korkuları, partnerinin sahip olduklarını, ölum deneyimini, yeraltını (arkeolog olma potansiyeli mesela... ) )
nasıl biliyor bunları yengec tarzında , yani kendisini koruyacaktır bunlardan , korkularından, partnerinin sahip olduklarından, mesela evliysen kayınvalden sana hic bir sey yapamaz , cunku sen kendini korumayı cok iyi bilirsin .. )) bak ciddiyim yani...kayınvalden kudurur da kudurur artık... yaaa kusura bakma ben cok cekmistim de o yuzden yaziyom bunlari ) belki de seker gibi birisiidr canım....
neyse... ne diyoduk...
8. ev... ya burası biraz derin bir sahne, yani bilincaltının da otesi...ay da buradaysa buraya kolay inersin ve ordaki bilgileri suuruna yukselteblirsin ama bu tehlikelidir, cunku bilinçaltının derinliklerinde korkular da vardır ve kimse korkularıyla yuzlesmek istemez.... halbuki korkuları tanısak ... var ya acaip bi gelisim gosteririz.... neyse bu bambaska bir konu... simdi ay da ordaysa o zaman kişi korkularıyla yuzleşmeler yasar bu korkular nasıl korkulardır, tabiiki yengecvari korkular... guvenlik korkuları, korunmayla ilgili ...mesela evsiz kalma korkusu gibi, ya da onu coook koruyan birisini kaybetme korkusu.. kisi bunlarla yuzlesebilir....özellikle transitlerde...ayrıca sezgilerin cok guclu oldugundan partnerinin sahip olduklarını da bilirsin... Ölüm duygusunu da icsel olarak bilirsin... o yuzden mesela olumden pek korkmazsın...olmeyi bilenler yasamayı da bilirler ama, o yuzden yasama herkesten cok daha fazla deger verirsin sen. Plutonun evi orasi ayni zamanda... o yuzden koklu degisiklikler yapma potansiyelin de vardır. cunku bilirsin bunları hep, bilincaltında bu bilgiler var cunku.... medyumik özelliginiz de vardır sizin...
8 . evin yoneticisi pluton, evi de akreptir zaten bilirsin. o yuzden akrep burcu en guclusudur orada, digerleri icin o kadar guclu degildir demek yanlış olmaz...
Pluton atom zamanında bulunmus 1937 yıllarında ve o donemde bulundugu icin de atomu sembolize eder... tabii bunu acmak lazım....atom da bilirsin eksi elektronlar artı protonlabirleserek atomu meydana getiriyorlar dunyanın en kucuk parcası diye nitelendirilir ve iki zıt , iki karsıtın bir araya gelmesiyle olusur... tam ve butun olur...ve enerjisi de muthıstır icinde... bir kere bunu bir yana koyalım....Plutonu mitolojide incelersek su sonuca varırız, Hades, yani yeraltı tanrısını sembolize eder.
Ölulerin ülkesini, karanlıklar ulkesini...
Pluton bir yanardag gibidir astrolojide...icten içe enerjisini biriktirir, biriktirir, sşnyaller vermeye baslar ve bir patlar ki evlere senlik... etrafında hic bir sey kalmaz, hersey yerle bir olur, cok guclu bir enerjisi var cunku, atom bombası gibi.... ama unutmamak lazımdır ki, yanardağın patladığı cevrede her yer yerle bir olur ama sonra da orda yepyeni olusumlar baslar, yeni baslangıclar olur, yani köklü değişiklikler sonucunda yepyeni bir sistem, yepyeni bir doğum ya da yeni bir sey baslar...zaten yanardag eteklerinde yasayanlar bir turlu ordan ayrılmak istemezler, cunku bilirler ki en verimli topraklar oradadır....
8. evin sembolizması da akrep özelliklerini pluton ve Mars özelliklerini birlestirirsen ortaya cikiyor iste...orası 4000 yıldır var olan astroloji sayesinde bilincaltının otesi,yani korkular, ölüm ve otesi (pluton ve akrep) , yeraltı, karanlıklar (pluton özelligi yine...)
butun bu on bilgiler dogrultusunda dusunecek olursan Ay = bilinçaltı burada duruyorsa , kişi korkularıyla yuzlesebilir, hangi korkularıyla yüzleşecegini (yani nasıl ı) ise burcu belirler... zamanını ise transitler belirler.... ama hangi transit oldugu da cok önemli tabii ki...
simdi sen Ay ın orda oldugu icin ölümü bilirsin, korkularını da bilirsin, yani bilincaltın bu bilgileri dogustan, içgudusel olarak bilir. Korunmayı, korumayı da bilirsin (zıttını da yani , pluton, atom tanımı....) aslında her burcun icinde zıttıda vardır kiside... yani mesela Terazi burcu hem dengeyi, uyumu bilir hem de dengesizliği ...gibi her ikisini de yansıtma potansiyeli vardır ve bu her burc icin gecerlidir...neyse konuyu dagıtmim, )
korkularınla nasıl yuzlesirsin, onları nasıl tanırsın... sonucta ne olur....bir kere sana uygunbir meditativ yontem ögrenmen gerekiyor cunku kisi hicbir ögreti almadan kolay kolay bilincaltına inemez, inse bile bilincli inemez...senin medyum özelligin vardır demistim, ama medyumlar nasıl bildigini bilmeden bilen kişilerdir...yani sen soru sordugunda, nerden biliyorsun diye, sana tarif edemezler... ama bilirler, orda baska seyler var cunku.... sana uygun bir yontem sectiginde ki bu yoga, reiki, TM, NLP, ....gibi seyler , hatta namaz bile bir meditasyon seklidir, sonra bilincaltına indiginde sahip oldugun korkunun sebebini ögrenebilirsin, bunları yapamazsan ki cogu kişi yapamaz, cunku bayagi istekli olmak ve zaman ayırmak lazım, o zaman senin ihtiyacın dogrultusunda "hayat" sana korkularınla yuzlestirir, yani olaylar yasarsın, ve bunu astroloji cok iyi tarif eder, ne zaman hangi korkularınla yuzlesecegini ve sonucta yine ögrenirsin, tabii gelişime açık, degişime hazır hissediyorsan kendini, ögrenirsin ve bir daha bu tarz olaylar yasamazsın. Ama ögrenemezsen "hayat" sana tekrar tekrar bu tarz olayları yasatır ...taaa ki ögreninceye kadar...mesela pluton uranus ve neptun gibi transit gezegenlerin aslında astronomi dısında neden uzun sure 2-3 sene transitlerini surdurdugu hatta 3 kere geri gidip tekrar tekrar kişiyi uyardığının altında da bu vardır... yani kişi iyice ögrensin diye....Korkunun sebebini ogrenince ne olur, artık korkun kalmaz, o duygu uzayda dagılır gider, yani frekansı olusmaz bir daha cunku sen daha yuksek bir frekansta titresmeye baslarsın ve o alcak frekansı algılamazsın. bir ust level a cıkmıs gibi olursun.... mesela köpek korkusu olan birisi kopekle karsılasmak istemez ama dusunsene, o kişi sayet bir kopegi kucagına alıp da ona sevgisini verdiginde o kişi o korkusuyla yuzlesir, yani tanır onu ve bir daha kopek korkusu filan kalmaz ... en deger verdigin kisiyi kaybetme korkusu... sayet o kişiye neden bu kadar cok deger verdigini anlarsan , yani içinde senin hangi ihtiyacını karsılıyor da ona bu kadar fazla deger veriyorsun u anlarsan , neden o kişi de baskası degil i anlarsan, ya da icindeki o ihtiyacı neden sen karsılayamıyorsun u anlarsan, o zaman o kişiyi kaybetme korkun da kalmaz artık... neticede surekli gelişimi destekler astroloji, yeterki dogru yorumlayabilelim....

benimUranus adim bana mahsus tabii ki... cunku bir uranus dongusu yasadim her 21 yılda bir olan ...42 yasımdaydım o zamanlar ve muthis bir deneyimdi.....içsel bir deneyim... Uranus dongusu de coook onemlidir bir insanın hayatında ve her 21 senede bir yasarız onu ve sayet ben degismeyecegim, ben hayatımdan memnunum filan gibi direnceler gosterir ve sıkı sıkıya koltuguna baglı oturursan o enerji seni koltugunla beraber alır fırlatır atar... kasırga gibidir, aniden gelir ve yerle bir eder gecer gider ve "ben ne oldum yaaa boyle" olursun.... Uranus dongusu baslamadan önce 9 orblarda filan kendisini hissettirir bilincaltında ve omuriliginde hissedersin adeta onu... sinirlerinde yani.... cok etkileyici ve guzel bir konumdur aslında , ve astroloji sayesinde bunu cok olumlu yasamak bizlerin elindedir... 42 yaslarda ( artı eksi 2 yıl)ihtiyacın dogrultusunda degisemezsen 63 yas dongusunde daha da zorlanırsın ve orda da sana verilmis bu fırsatı bir kere daha aklını özgur bırakamadıgın için elinle itersen o zamanda 84 yaslarında etrafına cok cektiren kaprisli bir ihtiyar oluverirsin.... yani yerinde saydiıkca daha da geriye gidersin aslında.....cunku zaman ve sistemler ilerledikce sen aynı kalamazsın, uyum gostermen lazım ama aynıysan herkes ilerledigi icin sen geri kalmıs olursun...merkur retrosu gibi... ))))
ben uranusu coook severim cok tam benim gezegenim, ucuk kacık, deli dolu, farklı radikal, alısılmısın dısında....tam beni tarif ediyor... bir agac gibi hur ve bir orman gibi kardescesine....
Ataturk un yorumunu okuyunca aklım ister istemez renklerle astrolojinin baglantısına gitti....Renklerle astrolojinin cok baglantısı vardır...
Merkur aklı, dolayısıyla iletişimi sembolize eder... rengi kavuniçidir... kavuniçi rengin insanları konusturduguna , o renkte bir mekanda daha kolay iletişim kurulduguna hiç tanık oldunuz mu, bilmiyorum ama gercektir...
Uranus kovanın yöneticisi rengini parlement mavisinden alır... Merkurun buyumus hali de denir...Yani buyuk akıl... ve Mavi renk aslında buyuk akılı sembolize eder... Buyuk akıl dedigimiz sey, aslında hiçbir seyin olmadıgı, insanların hiçlik duygusunu yaşadıgı ve gercekten de farkında olmamızın cookguc oldugu bir yerdir...aslında ruya halindeyken bizim aklımızın şarj oldugu esas kaynak da denilebilir...neyse derin konu...
yani kovanın rengi mavidir evet...
Saturn ise toprak rengini sembolize eder...ama ben oglak olmama ragmen kahverengiden nefret ederim
Koc, yani Mars ise kırmızıyı...
Pluto siyahtır,o yuzden akrepler içgudusel olarak siyahı tercih ederler...
Yengec insanı, Ay, özellikle kadınlar gece giysilerine cok özen gösterirler, simli bluzlar..neden, cunku ay gece görunuyor...terazi sonbaharın renkleri..pastel renkler... venusun bir rengi yok ama, cunku sevginin resmini hangi renkle cizersin ki....
Neptunun rengi lilla, mor, eflatun... hayalleri sembolize eder...
en sevdiğim renktir benim...cunku yukselen balık işte....
Oyazıda soylenen kahverenk in boğayla bagdaştırılmasına biranlam veremedim, yani toprak grubu oldugu için herhalde ama ben pek emin degilim....
Jupiterin rengi de laciverttir diye biliyorum....
Astrolojiyle alakası olmasa da yeşil renkten de bahsetmek istiyorum biraz... Bilimsel olarak ispatlanmış ki en kısa ışın dalgası yeşil renkte varmış yani insanı en az rahatsız eden renk yeşilmiş... Hakikaten de şehithatları vapurların içleri, banliyo trenlerin iç kısımları hep yesil tonlarında boyanır, cunku insanlar zaten kalabalıkta ve stresteler, bir de kırmızı renkten mesela daha da agresive olmasınlar diye... ve bu dogrudur hakikaten cunku daha önceden de belirtigim zıtllıklar prensibinden...
Kişiyi agresif, heyecanlı ve coskulu yapar kırmızı, ve pozitiftir. Yeşil renk ise negatif anlamındadır. Ve şayet kişi kendisini o gun cok pozitif, yani kızgın, coskulu heyecanlı filan hisediyorsa, cok pozitif enerji doluysa , kendisini dengelemek için bilinçaltı onu yeşile yönlendirir... gider ormanda bi yürüyüş yapar, "ohh be kendime geldim" der, rahatlar...ya da gider yesil tonlarında bir giysi alır, gider salata yer mesela... Negatif insanlar da ister istemez kırmızıya yönelirler,iç dengeleri için... gider kebap yer, canı ceker cunku kırmızı et... vejeteryanların çogu cok pozitif insanlardır, o yuzden yesile yönelirler...ama cogu bunun farkında degildir....

kişilerin giyim tarzını bence yukselenleri de belirler...cunku kendisini yansıtış, gösteriş biçimini belirliyor yukselenler... nasılı tarif ediyor ...dolayısıyla ne giyecegini yukselen burcu tarif eder...mesela yukseleni kovaysa muhakkak bir sıradışılık gösterecektir giyiminde... Abiye bir kıyafete, olur olmaz, o kıyafete uymayan bir takı takıverir mesela yukseleni kova olan birisi... veya absurd bir renkte bir canta tasır yanında gibi....
sevgiyle kalın, uranus....
URANUS (Şubat 2003 ders notlarımdan !!! )

13 Mart 1781 de kesfedildi.Düzensiz dönüş hızı vardır.
İçimizdeki devrimciliği,sürpriz değişimleri,yeniden doğuşu,özgürlüğü simgeler.

Her 21 senede bir döngüsü oluşur.Bundan dolayı da insanlar her 21 senede bir değişim yaşamak isterler.Çünkü bu döngü başladığında hayatımızda da yeni başlangıçlar gerilim.dönemi başlar.
18-21 yaşlarda insanlarda ailesine karşı,kurulmuş olan sistemi değiştirme ihtiyacı oluşur.Bu büyük bir enerjidir.Değişmeyen tek şey “başkaldırma”dır.Yani herkes öyle veya böyle başkaldırır.

40 lı yaşlarda (38-42), ortayaş krizi oluşur.Oluşturduğu enerji ile kişi geçmişiyle hesaplaşır.
Evliyse boşanabilir,işinden memnun değilse işini değiştirebilir.Bu dönemde kendi insiyatifimiz dışındaki terslikleri yaşayabiliriz.Bilinçli veya bilinçsiz bir takım değişiklikler yaşarız.”40 ından sonra azanı teneşir paklar”, sözü bu amaçla çıkmıştır.

Uranus sürpriz değişiklikler yaşatır insana,Pluton ise köklü değişiklikler.Pluton = Yanardağ (içten içe yanar,kişi bunun farkına varmaz ve birden bire patladığında köklü değişiklikler yaratır.)Rüzgar vardır ve bunun kasırgaya dönüşmesidir uranus etkisi.Yani cok büyük bir enerjidir ve kasırga nasıl sürpriz yaratırsa,Uranus de öyledir.Kişi bu değişiklikleri içsel olarak arzular,değişiklik yapmak ister.Eğer Uranus döngüsünü hissedersen,rüzgarı arkana alırsın.
Bu arzularına dur diyebilirsen,alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı kalıp tutunursan,bu sefer tutunduğun yerle beraber savrulursun.> sıkıntılar(”keder,sanssızlık” deriz hep),bunalım yaşarız.
Halbuki 40 lı yaşlarda hepimiz bir değişiklik yaşayabiliriz.Şuurumuzu yükseltip,direnç göstermeden bunu kabul etmek gerekir.İçinden gelen sesi dinle ve yüreğinin götürdüğü yere git.
Şimdiye kadar ne yaptığını ve ne yapacağını Uranüs döngüsüyle beraber yaşarız. Kişi “Ben artık başka bir şey yapacağım”, der.Kendi kendisine baş kaldırır.Böylece kendisine uyguladığı hayat programını değiştirir.
Uranüs direkt sinir sistemini (=elektriğimizi) etkiler.Omuriliğinizde hissedersiniz Uranüs’ü. Elektriğimiz değişir.İşte bu sebebten frekansımızı da değiştirmemizin tam zamanıdır.
>Bambaşka bir ortamda buluruz kendimizi.Değişimini başaramayan olduğu yerde çakılır kalır.Tatmin olmamıştır.İçindeki arzularını yerine getirememiştir.O yüzden bu kişi ilerki yaşlarda bunalım yaşar.Genç insanlara hükmetmeyi bu yüzden sever yaşlı,tatmin olmamış insanlar.

63 yaşında kişi,kendini tekrar tanımlama hissine sahip olur.Kendisini bu yüzden rahatsız,mutsuz hissedebilir.Yeni emekli olmustur,veya olacaktır ve bu kişi için cok önemli bir değişimdir.Bunu olumlu kullanırsa,isteyerek emekli olursa avantajlıdır.

Astroloji burda da kişiye yardımcı olur.Bilinçliyse bu konuda,kendini ona göre yönlendirebilir,bazı olayları kabul edebilir ve bu sekilde mutlu olabilir.

84 yaşında,eğer kişi 42 ve 63 yaşındaki değişiklikleri kendi istediği şekilde gercekleştirmişse,mutlu bir yaşam sürer.Olgun ve tecrübelidir.
Ama eğer geçmiş döngülerde değişimini yapamamışsa,o zaman atrafına,bilhassa yakınlarına kök söktürür.

Uranus Fransiz ihtilali ile bağdaşır. Elektrik o yıllarda bulunmuştur. Elektrikle beraber insanlar güneşe bağımlı kalmaktan kurtulmuşlardır ve geceleri özgür olmaya başlamışlardır...Bu çok büyük bir olaydır ve sonrasında özgürlük ihtiyacları doğmuş ve Fransız ihtilali gercekleşmiştir....1919 da Uranus balığa geçmiştir.Aynı simdiki gibi.

Uranusun keyfini çıkartabilmek için Uranus ü iyi anlamak gerekir.Herseyi yenileme fırsatı verir insana.
Uranus,Neptun ve Pluton; Satürn kadar hayatımızda belirleyici değildir.
Satürn döngüsü 14-15 li yaşlarda başlar,sonra Uranus etkileşimi başlar.Bu muhteşemdir,çünkü kişinin uyanmasına,yenilikler yapmasına yardım eder.

Doğum haritasında, Uranus – Venus etkileşimi varsa bu yaratıcılığı,aşkı,sanatı sembolize eder.Sanat yaratıcılık boyutunda muhteşem güzel ve başarılı olur.Aşk potansiyeli de vardır.
İlişkileriniz,duygularınız,beğenileriniz değişir.Bu dönemde kişi aşka kendini kaptırmamalıdır,çünkü skandalvari aşklar yaşama potansiyeli vardır.Transit bittiğinde o partnerin (kadın veya erkeğin) hiç de istediğin Hasta olursun,psikolojinbirisi olmadığını anlar ve hayal kırıklığı yaşarsın. bozulur.
(Astrolojinin faydası)

Uranus döngüsünde kişi kendi potansiyellerini keşfetme imkanına sahip olur.Ama kendini kaptıracağına bu enerjiyi olumlu kullanmalısın.Olumlu kullandığında sırası gelir Uranus e teşekkür edersin!!!Eğer doğru ve tam bilirsen,nasıl değişiklik yapacağını,zamanını bilirsen çok başarılı olursun.M.Ali Erbil tam o döngüde bir program yaptı ve meşhur oldu.Eskiden onu kim tanıyordu ki? Uranus onu harekete geçirdi,tetikledi.

Uranus döngüsünde ya kendini tekrar yaratırsın (özgürlük duyguları) ya da kendini yok edersin.
Belirli kalıplarda isen özgür değilsindir,yaratıcı olamazsın.Parçası oldugun düzenin,sistemin yenilenmesi için önce kendini yenilemen lazım.Bunun için de zihinsel özgürlük gerekir.

Uranus döngüsü kitleler üzerinde de etkileşim yapar.
Uranusu incelerken, bulunduğu burç pek önemli değildir,çünkü kişisel gezegen değildir. Dönemsel önemi söz konusudur.
Ama kova burcunun yöneticisi olduğundan,kovadaki değişim potansiyeli önemlidir.Şu sıralarda kova dan çıkmak üzeredir.Geçişte balık burcunun özelliklerini yansıtır.Kovadayken müthiş değişimler oldu(1994-1995) daha özgür olma ihtiyacı çıktı insanlarda.Zaten her seferinde böyle değişiklikler,veya kitleleri etkileyecek değişiklikler olur.Şimdi de bu geçiş döneminde bu değişimin gerilimini yaşıyoruz.Uranus 1919 da da kovadan balığa geçmiş ve Türkiye insanı inanılmaz bir enerjiyle bayağı büyük sürpriz bir değişim yaşamıştır.Uranus her burç değiştirdiğinde (7 senede bir) kitleler etkilenir çünkü sistemde değişiklikler olur.1995 de doğanlar bu değişikliğin içine doğdu.Yani değişimin yansımasıyla dünyaya geldi.

Herkes sahip olduğu potansiyel doğrultusunda ve Uranusün bulunduğu burcun etkisinde değişir.Kendinde yapabileceğin en ufak bir değişiklik bir kitlede kıvılcım olabilir.TC nin kuruluşu gibi…Cünkü Uranus Türkiyenin haritasında MC nin üstünde yer almaktadır.

Esas etkileşim geçişe yaklaşırken veya geçişten uzaklaşırken meydana gelir.Tam zirvedeyken etkileleşim olmaz, çünkü değişime uyum sağlamış oluruz.

Şimdi Uranus Kovadan Balık burcuna giriyor.
Kova: Dışardaki özgürleşme.
Balık : İçsel özgürlük.
7 yıllık yeni bir çağ başladığında bu içsel özgürlük bir ihtiyaç olarak açığa çıkar.Dışardaki topluluklar etkilenir bu potansiyelden.Bu çok büyük bir potansiyeldir. İsyanlar,savaşlar,keşifler,yenilenme,rönesans…hep bu döneme (Uranusün Kova burcundaki durumuna) rastlar.Savaşlar bitince içe yönelme başlar(Balık).Ülkeler kendi yapılanmalarını oluşturur.
Ülkeler bütün dünyanın değişiminin bir parçasıdır.(Elektrik ve frekanslardan herkes etkilenir)
Örneğin,geçmişe göre şu anda insanların şuur düzeyi,farkındalığı değişti.

Farkında olmak ile olmamak çok önemlidir.Bazı şeylerin farkındaysanız ama ne oldugunu anlıyamıyorsanız canınız sıkılır.Tam olarak nasıl değişeceğimizi bilmiyorsak ,sıkıntılar başlıyor demektir.Uranus balık burcuna 11 Mart da geçiyor.Bu demektir ki, Uranusün Balık burcundaki deneyimleri yaşanacak yani insanlar onu deneyimleyecek.
Balık burcu maddenin ötesidir. > Bedenimizden daha fazlasını öğrenmek için özgürleşeceğiz. Yeni bir yapılanmadır bu.Büyük sıkıntı verir insanlara bu, ama bu büyük enerji, olumlu kullanılırsa hem kişileri hem de ülkeyi yüceltir.




Kendini kabul edersen,pratik hayatın daha uyumlu ve iyi olur. Kaptıracağına kendini, kabul göster.
Keyif almak için öğrenmek lazım.Karşındaki kişiyi öğrenirsen, ondan keyif alırsın.Sen özelsin ve herkesin de özel olduğunu kabul etmelisin.”Ben özelim,ben güzelim,ben yaparım…” demelisin.Kolay yaşamayı öğrenmek Kusurlarınılazım.Beğenmediğin herşey, aslında kendi içindeki kusurlarındır. öğren ve onları düzeltmeye başla !


24 Şubat 2004

Uranus şu anda balık burcunda ve kişilerde ve ülkelerde içe yönelme başladı.
Amerikan Savunma Bakanlığının (Pentagon) cıkardıgı bir yazıda iklim değişikliklerinin tehlikesinden, küresel ısınmadan bahsediliyor ve 2020 yılında Avrupa kıtasının cogu kuzey bölgelerinin, buzulların erimesiyle sular altında kalacagı konu ediliyor.Simdi ülkeler kendi içlerine yönelerek, ne yapacaklarını tartışmaya basladılar. 23 Şubat aksamı NTV de bu raporla ilgili tartışma baslatıldı ve Türkiyenin bir cevre politikasının eksikliğinden bahsedildi. Bu da gösteriyor ki, Uranus gercekten de Balık burcunda içe yönelmeyi sembolize ediyor.
Son zamanlarda insanlar mistik deneyimlere basladılar.NLP, tarot, yoga gibi insanların içlerine yönelerek kendilerini geliştirmeleri bu dönemde daha da yogunlastı.
Bunlar hep Uranusün etkileridir…..
Bu dönemde dogan insanlar da bu etkileri almis kişiler olacaklar, çünkü dünyanın su anda buna ihtiyacı var….
_________________
04-06-2007 01:38 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
vivienleigh
Kayıtsız

 
Mesaj: #2
uranüsten mesajlar 2
8 . evin yoneticisi pluton, evi de akreptir zaten bilirsin. o yuzden akrep burcu en guclusudur orada, digerleri icin o kadar guclu degildir demek yanlış olmaz...
Pluton atom zamanında bulunmus 1937 yıllarında ve o donemde bulundugu icin de atomu sembolize eder... tabii bunu acmak lazım....atom da bilirsin eksi elektronlar artı protonlabirleserek atomu meydana getiriyorlar dunyanın en kucuk parcası diye nitelendirilir ve iki zıt , iki karsıtın bir araya gelmesiyle olusur... tam ve butun olur...ve enerjisi de muthıstır icinde... bir kere bunu bir yana koyalım....Plutonu mitolojide incelersek su sonuca varırız, Hades, yani yeraltı tanrısını sembolize eder.
Ölulerin ülkesini, karanlıklar ulkesini...
Pluton bir yanardag gibidir astrolojide...icten içe enerjisini biriktirir, biriktirir, sşnyaller vermeye baslar ve bir patlar ki evlere senlik... etrafında hic bir sey kalmaz, hersey yerle bir olur, cok guclu bir enerjisi var cunku, atom bombası gibi.... ama unutmamak lazımdır ki, yanardağın patladığı cevrede her yer yerle bir olur ama sonra da orda yepyeni olusumlar baslar, yeni baslangıclar olur, yani köklü değişiklikler sonucunda yepyeni bir sistem, yepyeni bir doğum ya da yeni bir sey baslar...zaten yanardag eteklerinde yasayanlar bir turlu ordan ayrılmak istemezler, cunku bilirler ki en verimli topraklar oradadır....
8. evin sembolizması da akrep özelliklerini pluton ve Mars özelliklerini birlestirirsen ortaya cikiyor iste...orası 4000 yıldır var olan astroloji sayesinde bilincaltının otesi,yani korkular, ölüm ve otesi (pluton ve akrep) , yeraltı, karanlıklar (pluton özelligi yine...)
butun bu on bilgiler dogrultusunda dusunecek olursan Ay = bilinçaltı burada duruyorsa , kişi korkularıyla yuzlesebilir, hangi korkularıyla yüzleşecegini (yani nasıl ı) ise burcu belirler... zamanını ise transitler belirler.... ama hangi transit oldugu da cok önemli tabii ki...
simdi sen Ay ın orda oldugu icin ölümü bilirsin, korkularını da bilirsin, yani bilincaltın bu bilgileri dogustan, içgudusel olarak bilir. Korunmayı, korumayı da bilirsin (zıttını da yani , pluton, atom tanımı....) aslında her burcun icinde zıttıda vardır kiside... yani mesela Terazi burcu hem dengeyi, uyumu bilir hem de dengesizliği ...gibi her ikisini de yansıtma potansiyeli vardır ve bu her burc icin gecerlidir...neyse konuyu dagıtmim, )
korkularınla nasıl yuzlesirsin, onları nasıl tanırsın... sonucta ne olur....bir kere sana uygunbir meditativ yontem ögrenmen gerekiyor cunku kisi hicbir ögreti almadan kolay kolay bilincaltına inemez, inse bile bilincli inemez...senin medyum özelligin vardır demistim, ama medyumlar nasıl bildigini bilmeden bilen kişilerdir...yani sen soru sordugunda, nerden biliyorsun diye, sana tarif edemezler... ama bilirler, orda baska seyler var cunku.... sana uygun bir yontem sectiginde ki bu yoga, reiki, TM, NLP, ....gibi seyler , hatta namaz bile bir meditasyon seklidir, sonra bilincaltına indiginde sahip oldugun korkunun sebebini ögrenebilirsin, bunları yapamazsan ki cogu kişi yapamaz, cunku bayagi istekli olmak ve zaman ayırmak lazım, o zaman senin ihtiyacın dogrultusunda "hayat" sana korkularınla yuzlestirir, yani olaylar yasarsın, ve bunu astroloji cok iyi tarif eder, ne zaman hangi korkularınla yuzlesecegini ve sonucta yine ögrenirsin, tabii gelişime açık, degişime hazır hissediyorsan kendini, ögrenirsin ve bir daha bu tarz olaylar yasamazsın. Ama ögrenemezsen "hayat" sana tekrar tekrar bu tarz olayları yasatır ...taaa ki ögreninceye kadar...mesela pluton uranus ve neptun gibi transit gezegenlerin aslında astronomi dısında neden uzun sure 2-3 sene transitlerini surdurdugu hatta 3 kere geri gidip tekrar tekrar kişiyi uyardığının altında da bu vardır... yani kişi iyice ögrensin diye....Korkunun sebebini ogrenince ne olur, artık korkun kalmaz, o duygu uzayda dagılır gider, yani frekansı olusmaz bir daha cunku sen daha yuksek bir frekansta titresmeye baslarsın ve o alcak frekansı algılamazsın. bir ust level a cıkmıs gibi olursun.... mesela köpek korkusu olan birisi kopekle karsılasmak istemez ama dusunsene, o kişi sayet bir kopegi kucagına alıp da ona sevgisini verdiginde o kişi o korkusuyla yuzlesir, yani tanır onu ve bir daha kopek korkusu filan kalmaz ... en deger verdigin kisiyi kaybetme korkusu... sayet o kişiye neden bu kadar cok deger verdigini anlarsan , yani içinde senin hangi ihtiyacını karsılıyor da ona bu kadar fazla deger veriyorsun u anlarsan , neden o kişi de baskası degil i anlarsan, ya da icindeki o ihtiyacı neden sen karsılayamıyorsun u anlarsan, o zaman o kişiyi kaybetme korkun da kalmaz artık... neticede surekli gelişimi destekler astroloji, yeterki dogru yorumlayabilelim....

benimUranus adim bana mahsus tabii ki... cunku bir uranus dongusu yasadim her 21 yılda bir olan ...42 yasımdaydım o zamanlar ve muthis bir deneyimdi.....içsel bir deneyim... Uranus dongusu de coook onemlidir bir insanın hayatında ve her 21 senede bir yasarız onu ve sayet ben degismeyecegim, ben hayatımdan memnunum filan gibi direnceler gosterir ve sıkı sıkıya koltuguna baglı oturursan o enerji seni koltugunla beraber alır fırlatır atar... kasırga gibidir, aniden gelir ve yerle bir eder gecer gider ve "ben ne oldum yaaa boyle" olursun.... Uranus dongusu baslamadan önce 9 orblarda filan kendisini hissettirir bilincaltında ve omuriliginde hissedersin adeta onu... sinirlerinde yani.... cok etkileyici ve guzel bir konumdur aslında , ve astroloji sayesinde bunu cok olumlu yasamak bizlerin elindedir... 42 yaslarda ( artı eksi 2 yıl)ihtiyacın dogrultusunda degisemezsen 63 yas dongusunde daha da zorlanırsın ve orda da sana verilmis bu fırsatı bir kere daha aklını özgur bırakamadıgın için elinle itersen o zamanda 84 yaslarında etrafına cok cektiren kaprisli bir ihtiyar oluverirsin.... yani yerinde saydiıkca daha da geriye gidersin aslında.....cunku zaman ve sistemler ilerledikce sen aynı kalamazsın, uyum gostermen lazım ama aynıysan herkes ilerledigi icin sen geri kalmıs olursun...merkur retrosu gibi... ))))
ben uranusu coook severim cok tam benim gezegenim, ucuk kacık, deli dolu, farklı radikal, alısılmısın dısında....tam beni tarif ediyor... bir agac gibi hur ve bir orman gibi kardescesine....

vivi istersen bu bilgileri forumda yayınlayabilirsin meraklısı olabilir...

sevgiyel kal.... uranus
ya aslında önemli olan sistemi anlayabimek... ay, yani bilincaltı neyi biliyor, 8. evi, yani korkuları, partnerinin sahip olduklarını, ölum deneyimini, yeraltını (arkeolog olma potansiyeli mesela... ) )
nasıl biliyor bunları yengec tarzında , yani kendisini koruyacaktır bunlardan , korkularından, partnerinin sahip olduklarından, mesela evliysen kayınvalden sana hic bir sey yapamaz , cunku sen kendini korumayı cok iyi bilirsin .. )) bak ciddiyim yani...kayınvalden kudurur da kudurur artık... yaaa kusura bakma ben cok cekmistim de o yuzden yaziyom bunlari ) belki de seker gibi birisiidr canım....
neyse... ne diyoduk...
8. ev... ya burası biraz derin bir sahne, yani bilincaltının da otesi...ay da buradaysa buraya kolay inersin ve ordaki bilgileri suuruna yukselteblirsin ama bu tehlikelidir, cunku bilinçaltının derinliklerinde korkular da vardır ve kimse korkularıyla yuzlesmek istemez.... halbuki korkuları tanısak ... var ya acaip bi gelisim gosteririz.... neyse bu bambaska bir konu... simdi ay da ordaysa o zaman kişi korkularıyla yuzleşmeler yasar bu korkular nasıl korkulardır, tabiiki yengecvari korkular... guvenlik korkuları, korunmayla ilgili ...mesela evsiz kalma korkusu gibi, ya da onu coook koruyan birisini kaybetme korkusu.. kisi bunlarla yuzlesebilir....özellikle transitlerde...ayrıca sezgilerin cok guclu oldugundan partnerinin sahip olduklarını da bilirsin... Ölüm duygusunu da icsel olarak bilirsin... o yuzden mesela olumden pek korkmazsın...olmeyi bilenler yasamayı da bilirler ama, o yuzden yasama herkesten cok daha fazla deger verirsin sen. Plutonun evi orasi ayni zamanda... o yuzden koklu degisiklikler yapma potansiyelin de vardır. cunku bilirsin bunları hep, bilincaltında bu bilgiler var cunku.... medyumik özelliginiz de vardır sizin...
04-06-2007 01:41 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #3
uranüsten mesajlar 2
Vivi abla bu mesajları foruma eklediği zamandan bu yana kaçıncı kez okuduğumu hatırlamıyorumgülücük) Uranüs, ben bu değerli bigiler için yine çok teşekkür ederim size.

Özellikle korkulardan bahsetmeniz, ben forumda bazı kişiler bilir ki, içimde olan korkuları yenemediğimden bu zamana kadar istediğim birkaç şeyde başarılı olamadım ki kişisel hgelişimle ilgili konularda çoook uzun zamandır ilgiliyim,yani içli dışlıyımgülücük ama astrolojiyle ciddi olarak ilgilenmeye başladığım zamanda bu yana her saniye öğrendikçe birşeyler önceki olumsuzlukları anlayabiliyorum artık, siz başka bir yazınızdada demiştiniz ki astroloji bize hayatımızın bir çok alanında yardımcı olur; evet gerçekten daha çok yeni olmama rağmen kendime olan bazı bakış açılarımda dahi yumuşamalar yaşıyorum, kendimi ve karşımdaki kişileri daha iyi anlayabiliyorum, daha yapıcı olabiliyorum. Bizi bilgilerinizden eksik etmeyingülücük

Yani biraz konuyla alakasız oldu yazdıklarım belki ama,vivi ablam iyiki bu mesajları foruma eklemiş, bana çok yardımcı oluyor.

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
11-02-2007 07:45 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir