[Messa]

Progresim oglak kader gibi, ama 6. evimde ve 6. ev tamamen oğlak olmuş. İş yaşantımda sanırım daha ciddi atılımlar yapma, artık çalışma yaşantımda daha gayretli olma zamanı gelmiş. Duygularımı iş yaşantısında oğlak gibi gösteriyorum bu durumda.

[astrosohbet]

Felice ; progres ay (ikincil progres yani Solar Arc değil) önümüzdeki Aralık ve Ocak aylarında senin natal venüs ile 120 derecelik hoş bir bağlantı yapacak. Biliyorsun bu çok sık olan bir görünüm değil.
Progres adını verdiğiiz sistem çalışıyorsa , gelişen duygusal tarafın içindeki venüs temalarıyla bağlantıya geçecek.
Genel olarak uyumlu , toleranslı , paylaşımcı özelliklerinle temas ettiğin bir-iki ay seni bekliyor olabilir.
Venüsün 5.ev yöneticisi olduğundan , 5.evle alakalı o normalde zorlandığın deneyimler sana daha kolay ve keyifli gelebilir.
Çevrendeki kadınlardan destek görme ihtimalini de ekleyebiliriz.
Mutluluk görünümü olarak tanımlayabileceğimiz kombinasyonlardan biridir , hayrını gör

[eylülmavi]

progres haritamdaki ayım şuan, 8'12' ikizler ve 5. evde.. progres ayım natal venüsümle 120..

açık seçik bir etkisini gördüm diyemem ama son 1 aydır falan, sanki giyim kuşama daha bi özen gösterir gibiyim, belki bu bir venüsyen konudur..

[Félicé]

(11-09-2011 05:47 AM)Yldrm Yazılan:  Felice ; progres ay (ikincil progres yani Solar Arc değil) önümüzdeki Aralık ve Ocak aylarında senin natal venüs ile 120 derecelik hoş bir bağlantı yapacak. Biliyorsun bu çok sık olan bir görünüm değil.
Progres adını verdiğiiz sistem çalışıyorsa , gelişen duygusal tarafın içindeki venüs temalarıyla bağlantıya geçecek.
Genel olarak uyumlu , toleranslı , paylaşımcı özelliklerinle temas ettiğin bir-iki ay seni bekliyor olabilir.
Venüsün 5.ev yöneticisi olduğundan , 5.evle alakalı o normalde zorlandığın deneyimler sana daha kolay ve keyifli gelebilir.
Çevrendeki kadınlardan destek görme ihtimalini de ekleyebiliriz.
Mutluluk görünümü olarak tanımlayabileceğimiz kombinasyonlardan biridir , hayrını gör

Çok naziksin hocam, sağolasın. Güzel dizelerin umut verdi, yoksa bu 5. evi haritadan ben kaldıracaktım yakın zamanda

[astrosohbet]

10 Kasım 1938

Türkiye kuruluş haritasının 10 Kasıma göre progres ay'ı Kova burcunun girişinde ( 0 derece kova ) görünüyor.

whole sign mantığına göre , kova burcunun girişi demek Türkiye haritasının 8.ev girişi demek oluyor.

ve tam da o dönemde gökyüzünde transit plüto Aslan burcunun ilk derecesinde görünüyor dolayısıyla Türkiye'nin progres ay'ına zıt açı yapıyor.

Yani o tarihte progres ay hem 8.evde ( ölüm , krizler , dönüşüm ) hemde Plüto transiti altında görünüyor.

Yine Amy Winehouse

Öldüğü tarihte progres ay'ı oğlak burcunun yaklaşık 5.derecesinde ve natal 8.evde görünüyor.
Transit Plüto da tam olarak oğlak burcunun 5.derecesinde progres ay üzerinde görünüyor (8.evde)

[Messa]

Ay - pluto kavuşumları cidden dibe vurduruyor. Uzun süredir gitmemek için uğraştım ama gidip tekrardan anti depresana başladım bugün itibariyle. Gene ki şükrediyorum hafif bir antidepresan ve düşük doz bile yetiyor hayatımın normale gelebilmesi için. Bu kadarlığına da mecburum artık. Alternatif yollar kesmedi bir türlü.

[Derin]

Geçmiş olsun satürnalar zatendepresyona meyilli bir de pluto transiti yaşayınca iyice karamsarlaşabiliyorlar ne yazık ki

[eylülmavi]

messaya ve tüm hastalara şifalar diliyorum bende..

hayatımın en berbat zamanları, 2005 in ilk 9 ayıydı.. çok zor geçti, allah kimseye vermesin. zor olduğu kadar bi okadrda ayakda durmak için direndim, ilaç kullanmadım, maneviyatımı yüksek tutmaya çalıştım..

o zamanı anlamak için, progres harita çıkarırken, 7 eylül 2004 olarak çıkarıyoruz değil mi? eğer doğru çıakrdıysam, haritaya göre pek de zor gözükmüyor gibi.. o zamanın zorluğu ile ilgili var mı bi fikriniz arkadaşlar, haritasını ekliyorum..
7 eylül 2004
http://www.astro.com/cgi/chart.cgi?cid=b...=&rs=0&ast=

[Félicé]

(11-10-2011 06:14 PM)Messa Yazılan:  Ay - pluto kavuşumları cidden dibe vurduruyor. Uzun süredir gitmemek için uğraştım ama gidip tekrardan anti depresana başladım bugün itibariyle. Gene ki şükrediyorum hafif bir antidepresan ve düşük doz bile yetiyor hayatımın normale gelebilmesi için. Bu kadarlığına da mecburum artık. Alternatif yollar kesmedi bir türlü.

Geçmiş olsun arkadaşım. İçindeki şey dışarı çıkmaya çalışıyor. Değiştirip dönüştürmen gereken ne varsa, hapı alarak onun sesini geçici bir süre bastırmaya çalışıyorsun. Hayatının normale dönmemesi lazım ki değişebilsin. Tuzum kuru değil inan. Yazarken vaaz veriyormuş gibi görünse de, satürn döngüsündeyim, yanı sıra acayip transitlerim var ve çevrem tarafından doktora gitmem, ilaç kullanmam gerektiği salık veriliyor. Çünkü normal denilen herkesin yaşadığı, hiç bir şey yokmuş gibicilik oyununu davranışlarla yapsakta, ruh oyun oynamayı beceremiyor. O zaman da, zihin ve beden entegrasyonu olmuyor ve bu da kim dediğimiz bir ben çıkıyor ortaya. Ucube bi varlıkımsı. Eğer acı çekiyorsak ve bir şeyler yolunda gitmiyorsa, değişmesi gerekenlerin değişmesine direniyoruzdur. Evrensel bilinçle aynı frekansta takılmıyoruzdur. Kendimizi evrenin dışı diye bir yer varsa, orada zannediyoruz. Dışarıda hiç bir şey var, her şey içimizde olup bitiyor ama, oda mı bizim içimizde biz mi odanın içindeyiz, beynimdeki mi gerçek, beynimden olmadığını zannettiğim dışarıdakiler mi bilemiyorum ama, hakikaten artık tek bildiğim bir şey bilmediğim.

Acizane tavsiyem; aynı inancı paylaştığımızı bilerek ortak paydada; Allah esmaları, korunma duaları, fetih, inşirah süresi gibi selamete çıkaran sürelere abana bildiğin kadar aban Umuyorum ileri gitmemişimdir. Ama zamanında ilacın bin türünü kullanmış ve kendini evrene değil, evreni kendine uydurma hatasına düşmüş, daha da delirmiş, ve bunların geçici çözümler sunan kalıcı olmayan düzenin UYUMA tuzaklarından biri olduğuna kesinlikle iman etmiş bir arkadaş tavsiyesi olarak görmeni rica edeceğim. İçindeki ses olarak da nitelendirebilirsin bu dizeleri.

Ayrıca ay'a olan transitleri şöyle değerlendirebiliriz. Ay sanırım Yunanca bir kelime olan Luna'dan geliyor. Ve eski çağlarda deliren kadınlara lunatik denirmiş. Zannedilirmiş ki; kadının rahmi içine kaçtı. Aşırı derecede uyarılmış ay kişilerine de baktığımızda bir parça delilik görürüz. Ayrıca biz evrenin vajinal dişileri biliriz ki, hormonlarımızın insanlığımıza ettiği, adeta rahimimizin beynimize kaçtığı aylık acayip menstrüel döngülerde hakikaten delirdiğimize kendimiz şahit oluruz. Akıl denilen şeyin yerinde yeller eser.
Şimdi senin Ay'la işaret edilen, alışkanlık, bağımlılık, otomatik tepkiler, güven duyduğun şeyler kangren olmuş, plutonun baltasına takılmış Çok acımasız oldu ama, vallaha ben değil pluto acımasız olan. Affetmez anacım, sen bunları değiştireyim derken, yeni bağımlılıklar ve aşırı güven içeren şeyler oluşturursan kendine yine, işler yolunda gitmez.
Topraksı etkini de var sayarak, düzene oturttuğun, rutine bağladığın, güvenlik duygunun ırzına geçirmediğin, bu olmazsa yapamaz dediğim ne varsa, onları sakladığın halı altından bi çıkar, hatta halıyı da at Ya yazana bakar mısınız, terzi kendi söküğünü dikemez hesabı. Valla kendime de terapi gibi oldu, şu an itibarıyla tekrar ve tekrardan anladım ki ben bunları kendime yazmışım

[Messa]

(11-11-2011 03:20 PM)Félicé Yazılan:  

(11-10-2011 06:14 PM)Messa Yazılan:  Ay - pluto kavuşumları cidden dibe vurduruyor. Uzun süredir gitmemek için uğraştım ama gidip tekrardan anti depresana başladım bugün itibariyle. Gene ki şükrediyorum hafif bir antidepresan ve düşük doz bile yetiyor hayatımın normale gelebilmesi için. Bu kadarlığına da mecburum artık. Alternatif yollar kesmedi bir türlü.

Geçmiş olsun arkadaşım. İçindeki şey dışarı çıkmaya çalışıyor. Değiştirip dönüştürmen gereken ne varsa, hapı alarak onun sesini geçici bir süre bastırmaya çalışıyorsun. Hayatının normale dönmemesi lazım ki değişebilsin. Tuzum kuru değil inan. Yazarken vaaz veriyormuş gibi görünse de, satürn döngüsündeyim, yanı sıra acayip transitlerim var ve çevrem tarafından doktora gitmem, ilaç kullanmam gerektiği salık veriliyor. Çünkü normal denilen herkesin yaşadığı, hiç bir şey yokmuş gibicilik oyununu davranışlarla yapsakta, ruh oyun oynamayı beceremiyor. O zaman da, zihin ve beden entegrasyonu olmuyor ve bu da kim dediğimiz bir ben çıkıyor ortaya. Ucube bi varlıkımsı. Eğer acı çekiyorsak ve bir şeyler yolunda gitmiyorsa, değişmesi gerekenlerin değişmesine direniyoruzdur. Evrensel bilinçle aynı frekansta takılmıyoruzdur. Kendimizi evrenin dışı diye bir yer varsa, orada zannediyoruz. Dışarıda hiç bir şey var, her şey içimizde olup bitiyor ama, oda mı bizim içimizde biz mi odanın içindeyiz, beynimdeki mi gerçek, beynimden olmadığını zannettiğim dışarıdakiler mi bilemiyorum ama, hakikaten artık tek bildiğim bir şey bilmediğim.

Acizane tavsiyem; aynı inancı paylaştığımızı bilerek ortak paydada; Allah esmaları, korunma duaları, fetih, inşirah süresi gibi selamete çıkaran sürelere abana bildiğin kadar aban Umuyorum ileri gitmemişimdir. Ama zamanında ilacın bin türünü kullanmış ve kendini evrene değil, evreni kendine uydurma hatasına düşmüş, daha da delirmiş, ve bunların geçici çözümler sunan kalıcı olmayan düzenin UYUMA tuzaklarından biri olduğuna kesinlikle iman etmiş bir arkadaş tavsiyesi olarak görmeni rica edeceğim. İçindeki ses olarak da nitelendirebilirsin bu dizeleri.

Ayrıca ay'a olan transitleri şöyle değerlendirebiliriz. Ay sanırım Yunanca bir kelime olan Luna'dan geliyor. Ve eski çağlarda deliren kadınlara lunatik denirmiş. Zannedilirmiş ki; kadının rahmi içine kaçtı. Aşırı derecede uyarılmış ay kişilerine de baktığımızda bir parça delilik görürüz. Ayrıca biz evrenin vajinal dişileri biliriz ki, hormonlarımızın insanlığımıza ettiği, adeta rahimimizin beynimize kaçtığı aylık acayip menstrüel döngülerde hakikaten delirdiğimize kendimiz şahit oluruz. Akıl denilen şeyin yerinde yeller eser.
Şimdi senin Ay'la işaret edilen, alışkanlık, bağımlılık, otomatik tepkiler, güven duyduğun şeyler kangren olmuş, plutonun baltasına takılmış Çok acımasız oldu ama, vallaha ben değil pluto acımasız olan. Affetmez anacım, sen bunları değiştireyim derken, yeni bağımlılıklar ve aşırı güven içeren şeyler oluşturursan kendine yine, işler yolunda gitmez.
Topraksı etkini de var sayarak, düzene oturttuğun, rutine bağladığın, güvenlik duygunun ırzına geçirmediğin, bu olmazsa yapamaz dediğim ne varsa, onları sakladığın halı altından bi çıkar, hatta halıyı da at Ya yazana bakar mısınız, terzi kendi söküğünü dikemez hesabı. Valla kendime de terapi gibi oldu, şu an itibarıyla tekrar ve tekrardan anladım ki ben bunları kendime yazmışım

Yazdıkların çok iyi oldu Felice. İlaç aslında çok dikkate alınacak derecede değil oldukça hafif şekilde. Uzun süredir kendi kendime çözmeye çalıştım ama baktım içimde karanlık daha bir koyulaşıyor. Sadece geçici bir nefes alma gibi olacak. Hayat şeklimi, düşünce kalıplarımı değiştirmeden de zaten kesin çözüm olunması çok zor. Bu dönemleri de atlatacağım eminim.