RE: Kuzey Ay Düğümü Yay Burcunda
KİŞİLİK
Yay Kuzey Düğümü insanı birçok yaşamını öğretmen, yazar, hatip ve satıcı olarak başkalarının nasıl düşündüklerini anlamanın gerekli olduğu pozisyonlarda geçirdi. Öğretmenler, öğrencilerinin düşünce sürecini anlamadıkça ve bilgiyi öğrencinin kabul edebileceği bir biçimde vermedikçe başarılı olamazlar.
Yay Kuzey Düğümü insanı bu enkarnasyona herkesin bakış açısını görebilme yeteneğiyle geldi, ama bu süreçte o kendi gerçeğiyle teması yitirdi. Şimdi o kendi ruhsallığıyla bağ kurmalı ve kendisini yeniden keşfetmelidir.
Anlama yeteneği, bu insanın herkesle her konuda konuşabileceği anlamına da gelir o konuşma yeteneğine sahiptir. Diğer kişinin kafa yapısını anlayabilir ve saatler boyunca havadan sudan konuşabilir, dostça sohbet ve kabullenme yoluyla diğer kişinin kendisini rahat hissetmesini sağlayabilir.
Ama o diğer insanların kafa yapılarının o kadar farkındadır ki, çoğunlukla onların fikirlerine tercüman olmakta aşırıya kaçar. Anlaşılmak için, diğer kişinin sözcükleriyle konuşması gerektiğini düşünür ve çok geçmeden gerçekte ne söylemek istediğini unutur. Bu yüzden, o sezgisinden "bir şey aldığında," onu düzeltmeye ya da "tercüme etmeye" çalışmadan direkt olarak söylemelidir.
KARARSIZLIK
Yay Kuzey Düğümü insanı kararlar vermekte zorlanır. O her iki tarafı da görmeye alışıktır, bu yüzden ne yapacağını bildiğinde bile alternatif bakış açısını da görür ve kafası karışır. Örneğin, eğer kendi kendisine, "Partiye mi gitmeliyim yoksa evde oturup dinlenmeli miyim?" diye sorarsa, hangi seçimin onu mutlu edeceğini içgüdüsel olarak "bilir" ya da "hisseder." Ama sonra o bilişini sorgular: "Evet, evde oturmak beni mutlu edecek ve benim dinlenmeye ihtiyacım var, ama eğer partiye gitmezsem, belki bir şeyi kaçırırım... Öte yandan, gerçekten dinlenmeye ihtiyacım var üst üste üç gecedir dışarıdaydım... Ama bu partiye çok ilginç insanlar gelebilir..." ve bu sürüp gider. Kısa bir süre sonra o bir karara varamaz hale gelir. Bu sorundan kaçınmak için, o ilk "biliş" hissini sorgulamasına izin vermemelidir. Onun sezgisi neredeyse yüzde yüz doğrudur. O sezgisini fark etmeyi, ona güvenmeyi ve onun kendisine yol göstermesine izin vermeyi öğreniyor. Ayrıca, ona gerçekten kader tarafından yöneltilmiş hiçbir şeyi ya da hiçbir kişiyi "kaçırmayacağına" güvenmelidir. O spontane içsel bilişine uygun hareket ettiğinde, her zaman "doğru yolda" olacaktır.
Bu insan kararsızdır, çünkü herhangi bir yöne gitmek için birçok neden düşünür. Bu hiçbir zaman evet ile hayır'ın arasında değildir, o "şu ve şu nedenlerden ötürü evet'tir" ve "başka bir nedenden ötürü, hayır’dır" ve sonunda mesele öyle karmaşık bir hale gelir ki, o hiçbir karar veremez.
Sonradan Fikir Yürütmek
Yay Kuzey Düğümü insanı, güvensizliğinden ötürü, kendisi (ve başkaları) hakkında uzun uzadıya ve sinirlerini yıpratıcı bir biçimde "sonradan fikir yürütür." O sezgisine güvenmez. Geçmiş enkarnasyonlarda o başka insanların yaşamlarının ve fikirlerinin bir parçası olmaya o denli alışmıştır ki, kendi kimliğiyle teması yitirmiştir. Toplumla özdeşleştiği geçmiş yaşamları ona başkalarına güvenmeyi bel bağlamayı öğretmiştir. Ama şimdi sezgisini "mantıkla açıklamaya" çalışmadan kendisine güvenmelidir. O sezgiye mantık uyguladığında, kafası daha da çok karışır.
Bu süreç bu insan için çok acı vericidir. O içsel olarak o denli çatışır bir hale gelir ki, sağlam bir temelinin olmadığını hisseder. O herhangi bir kararın lehte ve aleyhte olan yanlarını görebilir ve olası tüm sonuçlan düşündükten sonra, bu ona bir "kazanmama" durumu gibi gelir. Tüm bu süreç kayıpla ilişkilidir: Farklı seçeneklerin her birinde o ne kaybedebilir? Bu olumsuz veçheye odaklanarak, o giderek daha güvensiz hale gelir.
Oysa bu insanın gerçekte istediği, bir şey kazanmaktır. O hedefine odaklanmış kalmak ve başkalarını düşündüğünde, bu onun istediği şeyi elde etmesine kimin yardımcı olabileceğiyle ilgili olmalıdır. İroni şu ki, o kesin bir karar verdiği anda, evren onu destekler ve her şey kusursuz bir biçimde yolunda gider!
Ancak, bu noktaya erişene dek o çevresindeki insanları çıldırtır, çünkü her kararı tanıdığı herkese danışmak ister. Onun iyi dostları, bu insanın çılgınca, "mantıklı" bakış açılarının ardında aslında neyi aradığını anlayabilir ve sevgiyle onu ilk, sezgisel bilişine yönlendirebilirler. Yay Kuzey Düğümü insanının, hayallerini gerçekleştirmek için, sandığından çok daha fazla yardıma ihtiyacı vardır. Hedeflerine erişmek için direkt olarak evrenden gelecek ruhsal yardıma ihtiyacı vardır ve eğer o buna açıksa, bu enkarnasyonda bu yardımı elde edebilir.
O, hayallerine doğru ikinci basamağa çıkabilmek için alttaki basamağı bırakması gerektiğini öğreniyor. Kayıp, daima daha büyük kazancın bir parçasıdır. Bağımsız bir yaşam tarzının yararlarını elde etmek için, o ebeveynlerine bağımlılığı bırakmalıdır; bir terfinin yararlarını elde etmek için, eski işini bırakmalıdır. O kazanmaya odaklanmalıdır: Hedeflerine doğru ilerlerken ve spontane içsel kilimlerini izlerken yeni bir gelişim, yeni bir çevre ve yeni insanlar kazanmaya.
Yay Kuzey Düğümü insanı sorumluluk duygusunu arzu ettiği bir tepkiyi uyandırmaktan, içsel rehberlik alma yeteneğinin doğru bir kanalı olmaya yönlendirmelidir. Hizmet görevlisi olmak yerine, bu enkarnasyonda o başlatıcı olmalıdır. Eğer o buna izin verirse, bu çok kolaydır! O: "Bunu seçiyorum," ya da "bu yoldan gidiyorum," diye bir karar verdiği anda, yeni bir düzeye erişir. Onun aradaki acı verici süreçten, sonradan fikir yürütme sürecinden geçmesi gerekmez. Yapması gereken tüm şey sezgisel olarak hissettiği şeyin doğru olduğuna güvenmek, sezgisel yolunu izlemeye karar vermektir ve onu gerçekleştirmenin en iyi yolunu bulmak için mantığını kullanmaktır.
Başkalarının nasıl tepki göstereceklerini anlamaya çalıştığında, onun gördüğü şey, o kararını vermeden önce başkalarının nasıl tepki gösterdikleridir. Ama Yay Kuzey Düğümü insanı kararını verdiğinde, bu diğer kişinin tepkisini gerçekten değiştirir. Bu yüzden, bu insan başkalarının ona nasıl tepki göstereceklerini mantık yoluyla önceden tahmin edemez. Karar verme konusundaki tüm deneyimi onu aynı noktaya geri getirir: Bu enkarnasyonda, o sezgisine güvendiğinde ve kendi yolunu izlediğinde, bu iyi sonuç verir.
Muhakeme ve Mantık
Toplumun içinde ve başkalarına bağımlı olarak geçirdiği yaşamlardan ötürü, bu insan hemen herkesle "iyi geçinmeyi" öğrenmiştir. Ve geçmiş enkarnasyonlarda o hedeflerine erişmek için tümdengelimli muhakemeyi kullanmıştır. Toplamış olduğu bilgiye ve çevresindekilerin arzularının farkında olmaya dayanan kararlara varmıştır. Onun kararları tüm etkenleri tartan karmaşık bir sisteme dayanıyordu, bu da onu durumuyla ilgili "doğru yanıt"a götürürdü. Bu süreç geçmiş yaşamlarda onun için iyi sonuç vermiştir; ancak, bu yaşamda, tümdengelimli muhakemenin onun için iyi sonuç vermesi programlanmamıştır. Şimdi iyi sonuç vermesi programlanmış olan şey tümevarımlı muhakemedir. Bu süreç, "doğru yanıt"ı sezgisel olarak bilmeye ve onu pratik düzeyde nasıl gerçekleştireceğini anlamak için mantığı kullanmaya dayanır. Bu, önce çözümü görmeyi ve sonra geriye doğru giderek onun en iyi şekilde nasıl uygulanacağını saptamayı içerir.
Yay Kuzey Düğümü insanı bu enkarnasyonda mantıksız olma iznine sahiptir. Geçmiş yaşamlarda o mantığı aşırı kullanmıştır ve şimdi her şeyi "biraz doğru" olarak görecektir, çünkü o gerçeği herhangi bir bakış açısından görebilir. Dolayısıyla, mantık onu herhangi bir doğru sonuca ya da karara götüremez.
Aşırı düşünmek de bu insana sorunlar çıkarır. O "hayır" demekte zorlanır, bunun nedeni en çok, onun potansiyel bir fırsatı kaçırma olasılığından nefret etmesidir. Ayrıca, o kimsenin iyi niyetini soğutmak istemez. Ama o vermiş olduğu bir kararı iletirken tüm mantıksal nedenlerini açıklamayabilir. O, sadece, o konuda dürüst olmalıdır: "Bana bu fırsatı sunduğun için teşekkür ederim. Bu harika bir fırsat gibi görünüyor, ama ben şu anda başka bir yöne gitmem gerektiğini düşünüyorum." O, bir gerekçe sunmasına gerek kalmadan insanların onun kararlarını kolayca kabul etmelerine şaşıracaktır. Eğer zorlanırsa, her zaman şöyle diyebilir: "Bu yalnızca bir his; bunun için bir açıklamam gerçekten yok." Bu, reddetmek için iyi bir mazeret düşünemediği için, yapmak istemediği şeyleri yapmasından çok daha iyidir. Bu, yalan söylemekten de iyidir: Bu enkarnasyonda, yalanlar onun kimliğini karıştırabilir.
Seçenekler açısından düşünmek ya da konuşmak Yay Kuzey Düğümü insanı için ters etkilidir ve başkalarına seçenekler sunması da onun için iyi sonuç vermez. O açık sözlü olmalıdır: "İstediğim şey budur ve onu isteyeceğim zaman şudur." Eğer diğer kişi bundan hoşlanmazsa gidecek, böylece daha uygun bir kişiye yer açacaktır. Eğer o kişi bundan hoşlanırsa, Yay Kuzey Düğümü insanını destekleyecek ve ona saygı duyacaktır ve ilişki daha yakın bir ilişkiye dönüşecektir. O, olguları sezgisel sürecini başlatmak için bir tramplen olarak kullanmadıkça, olgular da bu insana yardımcı olmaz. Eğer o sonunda bir karara varmak için giderek daha çok olgu arıyorsa, bu sonu gelmeyen bir süreç olur. O kararlarından emin olmak için asla yeterince bilgi elde edemez. Bir karar yalnızca bilgiye dayandığında, o yeni bir bilgi elde ettiğinde fikrini değiştirir.
Ama gerçek değişmez; bu yüzden, o içsel bir hisse ya da sezgisel bilişe dayanan kararlar verirken, o kararda diretme gücüne de sahip olur. Örneğin, benim bu düğümsel pozisyonda bulunan ve sindirim sorunları olan bir müşterim vardı. Bu hanım bu konuda birçok kitap okumuş, ama kendisini iyileştirememişti. O, bir yola girer, yeni bilgiler okur, fikrini değiştirir ve başka bir yöne giderdi. Sonra bir gün, onu kendi gerçeğiyle temasa geçiren bir programa başladı: Üç gün boyunca oruç tuttu ve sonra yavaş yavaş belli bir düzen içinde yemek yemeye başladı ve bedeninin her bir yiyeceğe nasıl tepki gösterdiğine dikkat etti. Sonra içsel deneyimine dayanarak hangi yiyeceklerin ona sorun çıkardığına karar verdi. O şimdi yüzde yüz bir kesinlikle (ki bu insanlar için bu nadir görülen bir şeydir!) beslenme programına bağlılık gösteriyor, çünkü bu karar onun kişisel deneyimine dayanıyor.
Eğer Yay Kuzey Düğümü insanı sezgisel bilişiyle teması yitirmişse, o meseleyle ilgili lehte ve aleyhte olan noktaların bir listesini çıkarabilir ("Yeni bir araba almalı mıyım?" "Bu işe başvurmalı mıyım?"). O, lehte ("Yeni bir araba moralimi yükseltir, özgüvenimi artırır, güvenli bir ulaşım sağlar), ve aleyhte ("Her ay ekstra para bulmam gerekecek; annem müsrif olduğumu söyleyecek; şimdiki arabamı satmak zorunda kalacağım") olan noktaların hepsini alt alta yazmalıdır. Bu onun zihnindeki tüm kaygıları ve nedenleri boşaltmasına yardımcı olur. Her şeyi yazdıktan sonra, o geriye çekilebilir ve durumu objektif olarak değerlendirebilir. Bu süreç onun "büyük tablo"yu görmesini sağlar ve onu sezgisel gerçeğiyle yeniden temasa geçirir.
ZİHNİN YANLIŞ KULLANIMI
AÇIKLAMALAR
Gereğinden çok "açıklama" genellikle Yay Kuzey Düğümü insanı için iyi sonuç vermez. Örneğin, eğer birisi onun hedefine "ters" düşüyormuş gibi yorumladığı bir şey söylerse, o diğer kişinin ne demek istediğini tam olarak açıklamasında ısrar eder. Bunun tekrar tekrar üzerine gider ve diğer kişiyi perspektifinden vazgeçirmek için mantık kullanmaya çalışır. Bu şekilde tartışarak, o aslında en korktuğu şeyi yapmaktadır: Olumsuz fikirleri güçlü bir odağa getirmekte ve ilişkiye olumsuzluk sokmaktadır. Onun, diğer kişiyi sorgulamaktaki güdüsü o kişiyi dinleyip onun hakkında daha çok şey öğrenmek olmadıkça, "önemsiz şeyleri" sessizce geçiştirmesi daha iyi olur. Eğer onun güdüsü birisini kendi bakış açısından vazgeçirmekse, etkileşimde genellikle kaybedecektir.
TARTIŞMALAR
Tartışmalar Yay Kuzey Düğümü insanı için iyi sonuç vermez. O, başkalarının yaşamı onun bakış açısından görmelerine aşırı ihtiyaç duyar. Onun için, bir tartışma iki insan arasında her iki tarafa daha geniş bir görüş verecek uyarıcı bir alışveriş değildir bu insan kendi bakış açısının onaylanmasını ister, bu yüzden tartışmalar kontrolle ilgilidir. Diğerleri bunu hisseder ve çekilme eğilimi gösterirler.
Yay Kuzey Düğümü insanı kendi gerçek fikrini başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışırken, karşı tarafı çok az dinler. Diğer kişinin zihnini kendi istediği şeye uyumlamaya odaklanır. Bu yaklaşım diğer kişiyi geçici olarak zararsız hale getirebilir, ama savaş devam edecektir!
Bu insan bazen istemeden bir tartışmaya girer. Eğer o zihninde bir karar vermemişse, başka bir kişiyi bu kararla boğuşmanın yoğun mantıksal sürecine karıştırmaya çalışabilir. Diğer kişi, çoğunlukla, öfkelenir ve önceden oluşturulmuş bir sonuca varmaya yönlendirildiğini ya da zorlandığını hisseder. Yay Kuzey Düğümü insanı diğer kişinin neden öfkelendiğini anlamaz, ama diğer kişi onun kendisini kişisel olarak uygun olmayan bir görüşü kabullenmeye zorladığını düşünür ve dürüstlüğünü koruma savaşı içinde olduğunu hisseder.
Bu insan tartışmalardan tümüyle uzak kalırsa çok daha iyi eder. Her ne zaman o "mantığını" devreye sokarak bir puan kazanmaya çalışsa, ince bir buz tabakası üzerinde yürümektedir. Böyle ayartıcı anlarda, o içindeki dingin bir yere çekilmelidir.
KENDİ AMACINA GÖRE ETKİLEMEK
Eğer Yay Kuzey Düğümü insanı başkalarını anlama kapasitesini onları aldatmak için kullanırsa, başını derde sokabilir. Bazen bir süre için paçayı kurtarır, ama eninde sonunda bu geri teper.
O olayların mantıklı, lineer gelişimine baktığında sonunda onu zararlı çıkarabilecek gibi görünen bir durumun geliştiğini görür. Paniğe kapılır ve pozisyonunu nasıl güvence altına alabileceğini anlamaya çalışır. Durumun farklı biçimlerde nasıl gelişebileceğine bakar, sonra sonucun onun lehine çıkması için başkalarının düşünüşünü etkilemeye çalışır.
Ancak, bu insan istediği şeyi başkalarını kendi amacına göre etkileyerek elde ettiğinde, onu ancak sonu gelmez bir etkilemeyle elinde tutabilir. Ve bu çok yorucu bir iştir!
Bu enkarnasyonda onun kaderi dünyaya şifa verici gerçeği, iyimserliği ve imanı aktarmaktır. Eğer o istediği şeyi elde etmek için hileye başvurarak kaderini çiğnerse, istemeden kendisinden daha güçlü bir hasmı çeker. Hasmının onu yenmek için yapması gereken tek şey dürüst olmaktır. Eğer o dürüstlüğün bir kanalı olmayı reddederse, gerçeğin onu yenilgiye uğratacağı bir durumu kendisine çeker.
Yay Kuzey Düğümü insanı yaşamı yalnızca mantıksal bir temelden gördüğünde, çoğunlukla, paniğe kapılır. Hepimiz için, işlerin istediğimiz gibi gitmediği ve olası senaryoların korkutucu göründüğü zamanlar vardır. Bu, imanı hatırlamanın zamanıdır. Mantık iyi niyeti ya da büyük tabloda her şeyin bizim hayrımıza işlediği gerçeğini içermez. Eğer bu insan geriye dönüp yaşamına bakarsa, her değişimin onun için gelişme ve ilerleme anlamına gelmiş olduğunu görecektir. İnsanlar kendi beklenmedik harç malzemelerini kattıklarında, bir durumun gelişebileceği binlerce yol vardır. Eğer bir insanın nihai olarak olumlu bir sonuca imanı varsa, olumlu yol kendini gösterecektir.
Zararsız Yalanlar
Yay Kuzey Düğümü insanı çok arkadaş canlısı olduğundan ve insanlarla iyi geçinmek istediğinden, zararsız yalanlar söyleme alışkanlığına kayabilir. Bazen o bunu yakalanmadan atlatabilir, ama sağlam zeminde durmadığını bildiğinden, huzursuz olur. Yalanı sürdürmek için tetikte durması gerekir ve bu gerilim yaratır. Yalan onun için iyi bir karma değildir ve kaçınılmaz olarak nahoş biçimlerde geri teper.
Eğer o "küçük, zararsız bir yalana" izin verdiğinde diğer kişinin ilk anlaşmayı unutacağını ya da onun dürüstlükten "biraz" yoksun davranmasına razı olacağını umuyorsa, bunu unutsa daha iyi olur. "Örtbas etmeye" çalıştığı çeşme kaçınılmaz olarak onun için utandırıcı bir biçimde ortaya çıkacaktır. Ama bir kez bu geri tepmeleri fark ettiğinde, bu insan zihinsel enerjisini "örtbas etmelere" harcamayacak kadar zekidir.
Başkalarıyla başa çıkmak için onları kendi amacına göre etkilemeye çalışmak da Yay Kuzey Düğümü insanını kişisel düzeyde çok sınırlar bu onun fark etmeyebileceği biçimlerde acı verici ve özgürlüğünü gereksiz yere kısıtlayıcıdır. Bu insan, eğer diğer kişiyi kendi amacına göre etkileyemezse, onun iradesini kabullenmek zorunda kalacağından korkar. O, ustaca etkilemenin dışında başka bir gücü olmadığını düşünür. Ama bunun tam tersi doğrudur. Bu enkarnasyonda onun gücü özel yeteneği gerçek'tir. O dürüstçe ve açıkça kendi bakış açısını açıkladığında, başkaları onun söylediklerine saygı duyarlar. Diğer insanlar onun istediği şeyi kabul edecekler ya da daha büyük bir anlayış ve güvene yol açan bir açık sözlülükle karşılık vereceklerdir.
Olumlu Nitelikler
Kazanmak Yay Kuzey Düğümü insanı için çok önemlidir, bu da onun bir karar vermeden önce tüm seçenekleri dikkatle gözden geçirmesinin nedenlerinden biridir. Bu insanın ilerleme arzusu o denli güçlüdür ki, her karar onun için çok önemli hale gelir o bir hata yapmak istemez. Oysa eğer geriye dönüp yaşamına bakarsa, sezgisini izlediğinde, yapacağından korktuğu hataları asla yapmamış olduğunu görecektir. O içsel itilimini izlediğinde, pişman olmaz. Bu insan için nihai sonuç, onun kazanma ve bir sonraki düzeye erişme arzusudur kazanma arzusu onun için doğru ve sağlıklıdır.
Bu enkarnasyonda, o başkalarının düşüncelerinin girdabından kaçmak istiyor; yeni bir düzeyde canlılık istiyor. Bu yüzden, kararlarını eski düzeyden düşünmeye dayandırması onun kazanmasına yardımcı olmayacaktır; bu, onu aynı yerde saplanıp kalmış halde tutacaktır. O, ona her ne enerji ve canlılık duygusu veriyorsa ona güvenmelidir, onun aradığı "kazanma" budur. "Kazanmak" onun için bir duygudur bu gelişimdir, ilerleme ve yükselme arzusudur. Böylece, aklına bir fikir geldiğinde ve o, sezgisel olarak, onu yapması gerektiğini hissettiğinde ve eğer buna heyecan verici, canlı bir enerji eşlik ediyorsa, bu onun güvenebileceği bir enerjidir ve aradığı yeni düzeye götürecek olan yoldur.
Yay Kuzey Düğümü insanı için bunun tersi de doğrudur. Bunaltıcı görünen ve onu endişelendiren şey uygun bir seçim değildir. Onun için "hayır" demek daha iyidir, çünkü o durumla ilgili bir şey onun yararına olmayacaktır. Ancak, onun aşırı çalışan zihni müdahale etmeye çalışacak ve şöyle diyecektir: "Bu iyi bir şey ve sen onu yapmalısın vs. vs."
Ama o kendisine sezgisini izleme iznini verdiğinde, içten bir biçimde karşılık verebilir. Ancak, karşılık vermeden önce, ne hissettiğini iyice anlayana dek beklemelidir. Bu insan kendi içinde netlik kazandığında, kararını diğer kişinin kabul edebileceği sevecen bir biçimde sunabilir.
Sezgi
Geçmiş yaşamlarda geliştirdiği mantık, Yay Kuzey Düğümü insanının yaşama olumsuz bir perspektiften bakmanın kendi kendini sabote edici olduğunu anlamasını sağlar. Yaşamımıza ve koşullarımıza nasıl baktığımız duygusal halimizi belirler. Olumlu olanı artırmamız bizi mutlu ve güvenli kılar.
Ne yazık ki, geçmiş yaşamlarında mantığa ve zihinsel kıvraklığa çok fazla güvenmiş olduğundan, bu insan gerçeğin gücüyle teması yitirmiştir. O, keskin sezgisinin uyarıcı işaretlerini görmezden gelip, olumlu düşünmeyi sürdürme eğilimi gösterir, ancak sonra önemli durumların kötü sonuçlandığını görür. O zaman kendisini tümüyle hazırlıksız hisseder o bunun geldiğini görmemiştir.
Bunun tekrar vuku bulmasını önlemek için, o kendisini gelecekteki acıdan "korumak" amacıyla "mantıksal" bir korku yapısı geliştirir. Böylece şöyle bir senaryo gelişir: Mantığı kullanarak, o bir durum hakkında olumlu düşünür ve kendisini mutlu hisseder. Sonra, geçmişte kendisini güvenli hissettiğinde vuku bulan düş kırıklıklarını hatırlar ve korku duyar. Düş kırıklığından kaçınmak için, olası tüm olumsuz sonuçları düşünür, böylece yine korkar ve mutsuz olur. Bu zihinsel jimnastiklerin sonucunda yaşama, diğer insanlara ve kendisine güvenmez hale gelir. Bundan dolayı, bu enkarnasyonda o acıdan kaçınmak için sezgisine güvenmeyi öğrenmelidir.
Mantığı bu insana hiçbir kişinin ya da hiçbir durumun tam bir güvene layık olmadığını söyler. İnsanlar değişir, durumlar farklılaşır, beklenmedik olaylar meydana gelir ve biz hatalar yaparız. Güvenilecek kim vardır? Eğer o geriye dönüp yaşamına bakarsa, bir durumun sonucunu ona her zaman doğru bir biçimde göstermiş olan tek şey sezgisinin net sesidir. Onun güvenebileceği etken budur.
Onun sezgi yeteneğinin nasıl çalıştığının bir örneği olarak, eski korku filmlerini hatırlayın. Bildik bir tema kendini tekrarlayacaktır: Bir kasabanın uzağında, ıssız bir tepenin üzerinde perili bir ev vardır. Bir otomobil dolusu genç gülerek, tasasız bir halde oraya yaklaşmaktadır. Onlar perili evin önünden geçerlerken, kamera lastiklerden birine zumlanır ve birden lastik patlar. Kameranın çekimlerinden ve ürkütücü müzikten ötürü seyirci şöyle düşünür: "O eve girmeyin!" Kamera, gençlerden birinin yüzünü yakından gösterir ve sezgisel olarak o da bunu bilmektedir! Eğer o eve girerlerse korkunç şeyler olacaktır. Ama onun arkadaşları tasasız ve güvenlidir, bu yüzden o hissettiği içsel uyarıyı önemsemez ve arkadaşlarını izleyerek eve girer ve gerçekten de korkunç şeyler vuku bulur.
Bu, Yay Kuzey Düğümü insanı için mükemmel bir öyküdür. O ne olacağını her zaman önceden bilir. Sezgisini önemsemeyip, mantığını kullanarak ya da başkalarının ne düşünecekleri kaygısıyla bir durumun içine girerse, daima kaybeder ve bazen korkunç şeyler olur. O içsel itilimini dinlediğinde ve sezgisini izlediğinde, daima kazanır. Yaşamı sihirli bir hale gelir; o tuzaklardan kaçınır ve başarıyı deneyimlemeyi sürdürür.
NEŞELİLİK
Yay Kuzey Düğümü insanı olumlu, neşeli ve cana yakındır. Başkalarıyla mutlu, tasasız bağlara sahiptir ve yardımsever bir yaradılıştadır. O, Rehberlerinden ve Melekler'den gelen içgörüye uyumlanmıştır ve daha yüksek ilhama açıktır. Bu insan doğal olarak iyimserdir ve onu beklediğini hissettiği sonuçları elde etmek için çok çalışmaya gönüllüdür.
Düşünceleri ona olumsuz mesajlar veriyor olsa bile, o yine de, gelecek için olumlu beklentilerle hareket eder. O korkularından söz edebilir, ama davranışında iyimserliğini izler. Eğer kendine düşeni yaparsa, onun için iyi şeylerin vuku bulacağını bilir.
Yay Kuzey Düğümü insanı başaracağı hissini taşır ve onun neşeli mizacını destekleyen budur. O ters gidebilecek her şeyi görür, ama yine de harekete geçip onu yapar o neye mal olursa olsun. Bu insan olumsuz hale geldiğinde, bu onun aşırı düşünmesinden kaynaklanır. Geçmiş yaşamlarda onun zihni aşırı faaldi, bu yüzden şimdi onun yapacağı en iyi şey, işleri yüksek benliğine bırakmak ve Rehberlerinden kendisine doğru yönü göstermelerini istemektir. Zihnini gevşettiğinde, olumlu sonuçlara olan doğal imanı yeniden oluşacaktır.
Yay Kuzey Düğümü insanının başkalarıyla paylaşabileceği en büyük yeteneklerden biri, insanların olumsuz düşünceleri aşmalarına yardımcı olma ve olumlu bir bakış açısını nasıl edineceklerini gösterme konusundaki özgün yeteneğidir. Onun yazıları ya da konuşmaları bunu insanların zihinlerini olumlu sonuçlara iman etmeye yönlendirmeyi hedeflediğinde, mesajı, duyan herkes tarafından çok iyi karşılanır. Ayrıca, o başkalarının bir durumun aydınlık yanına odaklanmalarına yardımcı olduğunda, kendi düşünüşü de daha aydınlık hale gelir.
|