Değerlendir:
  • 16 Oy - 2.63 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Haritada arkadaşlıklar ve karşılıklı empati
Yazar Mesaj
UquRx Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 72
Üyelik Tarihi: Jun 2011

Rep Puanı: 3

Mesaj: #1
Haritada arkadaşlıklar ve karşılıklı empati
Astrolojinin en azından benim açımdan zarar veren boyutlarının olduğunu düşünüyorum ki bunun da, 'bir şekilde bu işle ilgilenirken kendimi huzursuz hissetmemden kaynaklanıyor' fikrinden yola çıkarak başladığını söyleyebilirim..Hatta şuanda son düşünceme göre astrolojinin var olduğuna dair düşüncelere kayıtsız kalamıyorum maalesef ama din ve bende yol açtığı hasarları düşününce(kişisel birşey sonuçta, kimseyi bağlamaz ve herkesi aynı etkiliyor olmasa gerek), astrolojinin büyü gibi var olduğunu ama ilgilenilmemesi gerektiği çıkarımımı iyice benimsedim.Ama gel gelelim yine de tam anlamıyla kopamıyorum ve şuan çelişkili bir görüntü çizmeyi göze alarak , bir konuda yardım isteyeceğim en azından varlığını yapıcı boyutta kullanabilmek adına..

Arkadaşlarla ilgili problem yaşıyorum, yani iki gün önce çok iyi anlaştığımı düşündüğüm bir arkadaşımla bir şekilde yanlış anlaşmalar oluyor ve karşımdaki arkadaşım dediğim kişi nefret ettiğim kişiye dönüşebiliyor ve bu artık çok sık olmaya başladı.Aslında şöyle; bir şekilde alttan almamayı öğrendim ve haklı olduğumda(kendince herkes haklı) susmuyorum ,üzerimden yapılan esprilere kayıtsız kalamıyorum, uyumlu olmuyorum yani beni yakından gözlemleyen çevreme göre.
Acaba durum benim onların söylediklerini yanlış anlamamdan mı kaynaklanıyor olabilir(önyargılı dinlemek gibi), yoksa gerçekten beni tahrik eden bir çevrem olması ihtimali mi daha kuvvetli? Hepinizin eleştirilerine açığım , yapıcı eleştirilerin çok olduğunu görüyorum hep bu forumda..Haritam üzerinden cevap vermek istemeyenler de böyle durumlarda susarak uyumlu görünmeyi mi yoksa , susmayarak arkadaşlarını kaybetmeyi dahi göze alıyor olmayı mı doğru buluyorlar?Lütfen yorumlarınızı bekliyorum..

pladicus
http://imageshack.us/f/338/astro2gw01uqq6178321.gif/

whole sign
http://imageshack.us/f/13/astro2gw01uqqhw69312354.gif/
10-13-2012 02:50 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
UquRx Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 72
Üyelik Tarihi: Jun 2011

Rep Puanı: 3

Mesaj: #2
RE: Haritada arkadaşlıklar ve karşılıklı empati
Hakikaten çok detaylı bir konu aslında. Teşekkür ederim yorumun için impromotive.

pladicus
http://imageshack.us/f/338/astro2gw01uqq6178321.gif/

whole sign
http://imageshack.us/f/13/astro2gw01uqqhw69312354.gif/
10-13-2012 05:35 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
zeynepece Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 111
Üyelik Tarihi: Dec 2011

Rep Puanı: 5

Mesaj: #3
RE: Haritada arkadaşlıklar ve karşılıklı empati
Arkadaslar Hakan Kırkoglu Astroloji ıle ılgılı bir metın yayınlamıstır.Onu sızlerle paylasmak ıstıyorum.




Gezegenin etkisi sözü aslında yanlış bir kullanım ve bizim neden-sonuç ilişkisi aramamızdan kaynaklanıyor. Halbuki Jüpiter'den ya da Mars'tan gelen ve davranışımızı spesifik yönde değiştiren, etkileyen bir ışın yok. Astroloji yalın hali ile bir işaret dilidir ve bir OKUMA gerektirir. Filan gezegen şurada olduğu için böyle yapıyorum ya da yapmak zorunda kalıyorum diyemeyiz çünkü onun orada olma durumu sadece bir yansımadır, işarettir. Kuşkusuz işaretlerin ötesinde göremediğimiz şeyler de var. (gayb)
Ayrıca buna bağlı olarak hataları gezegenlere yükleyemeyiz, onlar sadece işaret ederler. Satürn işi yok da seni rahatsız etmeye mi geldi. Kendimizi evrenin merkezinde görmemeliyiz.
Hakan Kırkoglu
10-14-2012 09:26 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
ekinoks Çevrimdışı
Mars Vip
*****
Mars Vip
lt=
Mesajlar: 376
Üyelik Tarihi: Sep 2011

Rep Puanı: 43

Mesaj: #4
RE: Haritada arkadaşlıklar ve karşılıklı empati
Kainattaki herşey kusursuz.Kusurlu olan kendi algımız..Bu durumda iç ve dış alemi uyumlu yapmaktır belkide amaç ?Nasibimizce ...!
10-15-2012 08:59 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #5
RE: Haritada arkadaşlıklar ve karşılıklı empati
(10-13-2012 02:50 AM)UquRx Yazılan:  Astrolojinin en azından benim açımdan zarar veren boyutlarının olduğunu düşünüyorum ki bunun da, 'bir şekilde bu işle ilgilenirken kendimi huzursuz hissetmemden kaynaklanıyor' fikrinden yola çıkarak başladığını söyleyebilirim..Hatta şuanda son düşünceme göre astrolojinin var olduğuna dair düşüncelere kayıtsız kalamıyorum maalesef ama din ve bende yol açtığı hasarları düşününce(kişisel birşey sonuçta, kimseyi bağlamaz ve herkesi aynı etkiliyor olmasa gerek), astrolojinin büyü gibi var olduğunu ama ilgilenilmemesi gerektiği çıkarımımı iyice benimsedim.Ama gel gelelim yine de tam anlamıyla kopamıyorum ve şuan çelişkili bir görüntü çizmeyi göze alarak , bir konuda yardım isteyeceğim en azından varlığını yapıcı boyutta kullanabilmek adına..

Arkadaşlarla ilgili problem yaşıyorum, yani iki gün önce çok iyi anlaştığımı düşündüğüm bir arkadaşımla bir şekilde yanlış anlaşmalar oluyor ve karşımdaki arkadaşım dediğim kişi nefret ettiğim kişiye dönüşebiliyor ve bu artık çok sık olmaya başladı.Aslında şöyle; bir şekilde alttan almamayı öğrendim ve haklı olduğumda(kendince herkes haklı) susmuyorum ,üzerimden yapılan esprilere kayıtsız kalamıyorum, uyumlu olmuyorum yani beni yakından gözlemleyen çevreme göre.
Acaba durum benim onların söylediklerini yanlış anlamamdan mı kaynaklanıyor olabilir(önyargılı dinlemek gibi), yoksa gerçekten beni tahrik eden bir çevrem olması ihtimali mi daha kuvvetli? Hepinizin eleştirilerine açığım , yapıcı eleştirilerin çok olduğunu görüyorum hep bu forumda..Haritam üzerinden cevap vermek istemeyenler de böyle durumlarda susarak uyumlu görünmeyi mi yoksa , susmayarak arkadaşlarını kaybetmeyi dahi göze alıyor olmayı mı doğru buluyorlar?Lütfen yorumlarınızı bekliyorum..

Yükselen Oğlak + Yükselen Neptün + Ay-Venüs kavuşumunu düşünürsek bazen safça, kibar, uysal, durgun davranışlarla arkadaş grupları içinde KOLAY LOKMA izlenimi veriyor olabilirsin.

Arkadaş dediğin kişilerin sadece çevrendeki belki okulunla yada benzeri bir ortak bağ ile MECBURİ YANYANA GELDİĞİNİZ kişilerden oluşabileceğini düşünüyorum ki eğer böyle ise onlara çokta arkadaş gözüyle bakmasan olur fikrindeyim.
Böyle gruplarda yüzeysellik önplanda olabiliyor ve sıkça gözlemlediğim şey DAHA SESSİZ, SAF KARAKTERLERLE DALGA GEÇME EĞİLİMLERİ olan ve bunu marifet bilen tipler hiçte az değil.

Elbette senin durumun bu anlattığımdan farklı olabilir bilemiyorum. Durum farklı ise aşağısını okumana gerek yok gülücük

Eğer haklıysam ve çevrendeki bazı tipler, etrafındaki kişileri eleltirip dalga geçmeyi EĞLENCEYMİŞ gibi gören yapıda ise kısa ve öz şekilde net cevap vereceğim ( öyle tiplere karşım fikrim net )

sittir et onları -bence-

10-18-2012 05:33 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
UquRx Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 72
Üyelik Tarihi: Jun 2011

Rep Puanı: 3

Mesaj: #6
RE: Haritada arkadaşlıklar ve karşılıklı empati
(10-18-2012 05:33 AM)Neptunian Yazılan:  Yükselen Oğlak + Yükselen Neptün + Ay-Venüs kavuşumunu düşünürsek bazen safça, kibar, uysal, durgun davranışlarla arkadaş grupları içinde KOLAY LOKMA izlenimi veriyor olabilirsin.

Bunun daha çok dediğin gibi okul nedeniyle bir araya geldiğim kişiler için böyle olduğunu düşünüyorum yani saf görünen ve konuştuğumda da belki evet kibar olabilirim ki konuşmaya fırsatı olanlar nadirdir. Konuşmadıklarımınsa malesef beni "tınmaz ve hatta selamsız" biri olarak tanımlayacaklarını düşünüyorum ve bu da beni üzmüyor değil . Çünkü arkadaşları çok olanların yardım edeni de çok oluyor ki manevi düzen de birlik olmak üzerine kurulmuş gibi geliyor bana.
"bense kendimi insanları izleyen uzaylı gibi hissediyorum " :D Ne yapıyorlar,birbirlerine nasıl davranırlar diye inceliyorum hakikaten. İlköğretimde hiç böyle değildim,çok sosyal ve sevilen biriydim açıkçası. Belki o zaman daha yükselen oğlak etkinliği başlamamıştı ne diyim gülücük
(10-18-2012 05:33 AM)Neptunian Yazılan:  Arkadaş dediğin kişilerin sadece çevrendeki belki okulunla yada benzeri bir ortak bağ ile MECBURİ YANYANA GELDİĞİNİZ kişilerden oluşabileceğini düşünüyorum

Bunu arkadaş kelimesinin anlamını düşünerek mi söyledin yoksa benim karakterimin yalnızca buna imkan veriyor olabileceğine ihtimal verdiğin için mi?




Aslında benim durumum daha çok hatta bu yorumu belki de hissederek yeni yazdın,senin söylediğinin tam tersine anlaşılmam üzerine kurulu ki bugün de patlak verdi.Kimsenin benimle dalga geçtiği falan yok aslında.11. ev yayda tr mars ,10. ev akrepte tr merkür var.Zaten 1 yıldır da plüton 1. evimde mc jüpiter ve güneşle olumlu açıları var.Yani astrolojinin bizim durumumuzu yansıtan simgeler olduğunu kabul edersek günde 4-5 saat uyuyorum ve huysuzum bu yüzden belki de. Böylece rahatlıkla tartışabiliyorum ve yanımda konuşmayan bir arkadaşımı da ( çok üzülerek) bir yıldır eleştiriyorum.Aslında nedeni yok değil.Burada da belki yanlış anlaşılabilirim ama şu kadarını söylemem gerekirse; hayatınıza karanlık bir neptünyenin arkadaş olarak girdiğini düşünün.Yani dışardan inanılmaz iyiliksever bir imaj ve ağzını hiçbir şey karşısında açmayan biri ama sadece sizin bildiğiniz ve normalde sizin kötü kabul ettiğiniz bir yanı var diyelim. Herkesin kötü yanı olabilir diyerek hoşgörülüsünüz.Ama bilinçaltınız bunu kabul etmiyor ve her bir araya gelişinizde kötü bir elektrik alıyorsunuz sanki kara bir bulut gelmiş içinden çıkamıyorsunuz gibi hissediyorsunuz.Dolayısıyla, jüpiter başak eleştiri bombardımanı başlıyor...O sustukça sen daha çok konuşuyorsun ve durum çözüme kavuşmadıkça da eleştiriler devam ediyor.O ise kendisini hala bu arkadaşı için feda ediyor, susuyor ,susuyor, neyi neden söylediğimi ,ona neyi anlatmak istediğimi anlamıyor.Bana göre anlıyor ama belli etmek istemiyor , ben de somut bir şey görmedikçe deliye dönüyorum. Böylece 5 para etmez bir insana dönüşüyorum.. gülücük Bravooo..Çünkü o meleği ben hergün azarlıyorum... Dolayısıyla bir gün geliyor onu azarladığın için sen azarlanıyor oluyorsun ve hergün de ileride bu durum yüzünden kötü durumlara düşebileceğinin sıkıntısını yaşıyorsun..
Aslında zorlu bir manevi sınav dönemi oldu belki de bu 1 yıl hayatımda ve ben sınavı geçemeyince "sınavdan nasıl kaçarım"ın yollarını üretmeye çalıştım diyebilirim kendimce.Bugün ise kaçmayı başardım gibi görünüyor her ne kadar başkaları tarafından azarlanarak da olsa.. Herşeyin özeti bu . Umarım hayırlısı olur..

Dolayısıyla bu konuyu en çok bu yüzden açtım diyebilirim, benim hayatım hep arkadaşlarla uğraşmakla mı geçecek.. :S

pladicus
http://imageshack.us/f/338/astro2gw01uqq6178321.gif/

whole sign
http://imageshack.us/f/13/astro2gw01uqqhw69312354.gif/
10-18-2012 10:02 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
UquRx Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 72
Üyelik Tarihi: Jun 2011

Rep Puanı: 3

Mesaj: #7
RE: Haritada arkadaşlıklar ve karşılıklı empati
(10-14-2012 09:26 PM)zeynepece Yazılan:  
Arkadaslar Hakan Kırkoglu Astroloji ıle ılgılı bir metın yayınlamıstır.Onu sızlerle paylasmak ıstıyorum.




Gezegenin etkisi sözü aslında yanlış bir kullanım ve bizim neden-sonuç ilişkisi aramamızdan kaynaklanıyor. Halbuki Jüpiter'den ya da Mars'tan gelen ve davranışımızı spesifik yönde değiştiren, etkileyen bir ışın yok. Astroloji yalın hali ile bir işaret dilidir ve bir OKUMA gerektirir. Filan gezegen şurada olduğu için böyle yapıyorum ya da yapmak zorunda kalıyorum diyemeyiz çünkü onun orada olma durumu sadece bir yansımadır, işarettir. Kuşkusuz işaretlerin ötesinde göremediğimiz şeyler de var. (gayb)
Ayrıca buna bağlı olarak hataları gezegenlere yükleyemeyiz, onlar sadece işaret ederler. Satürn işi yok da seni rahatsız etmeye mi geldi. Kendimizi evrenin merkezinde görmemeliyiz.
Hakan Kırkoglu
[/font]Bu arada şuan aklıma gelen bir şey var.Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, ben şimdiye kadar birçok kere arkadaşlarımla astroloji üzerine konuşup tartışmış ve hala da bu tartışmaları sürdüren biriyim .Astrolojinin her yönü hakkında olabiliyor tartışmalarımız. Zıt düşüncelerin hoşgörülü bir şekilde bir araya getirildiği ortamlarda oldukça fazla fikir alışverişi oluyor ve sonuçta bu fikirlerin bir araya getirilmesi ve konuyla ilgili elde ettiğim bilgi birikimini de bir araya getirdiğimde benim yenisini elde edip eskisini çürütecek verilerim olana kadarki süreç içerisinde geçerli saydığım bir doğrum oluyor.Açık söylemem gerekirse astrolojiyi kabul edebilmem, gezegen etkilerinin kontrolünün Allah'ın bu eşsiz sistemi içerisinde olmasına dayanmaktaydı.Gezegenlerin etkisinin olduğu düşüncesini de bundan 4 yıl önce okuduğum Ahmet Hulusi'nin Din ve İnsan adlı kitabından almıştım ki bu kitap beni çok etkilemişti.Düşüncelerini çok sağlam zeminlere dayandırıyordu ama Amerika'daydı. Amerika'da oluşu beni neden ilgilendirmişti?Çünkü bundan 3 yıl önce, Ahmet Hulusinin kitabından elde ettiğim diğer bazı bilgilerin çaresizce ya da yanlış şekillerde kullanımı beni bazı şeyleri sorgulamaya ve Mahmut adlı bir astroloğa danışmaya itmişti.Oldukça ilginç biriydi ki söyledikleri neticesinde Yahudilik ve Masonlukla ilgili de oldukça fazla araştırma yapma şansım olmuştu. Söylediğine göre tv tamamen mason kontrolü altındaydı ve bu kişi, bazı kitap yazan din alimlerinin yazılarından hatalı kısımları kanıtlarıyla birlikte göstererek de sitesinde yayınlayan yani aynı zamanda dinle de oldukça alakalı bir astrologtu.(Çok fazla da ilginç yönü vardı aslında ama daha fazla detaya girmesem iyi olur)Ona birgün Ahmet Hulusi'yi sordum ve bana verdiği cevap onun neden Amerika'da yaşıyor olduğunu sorgulamaya yönelikti...Şimdi alıntı yapmış olduğum yazıya gelirsek;[font=Arial, Helvetica, sans-serif][highlight=#fffbe2] (5774)- Rebî de aynısını rivayet etmiş ve şu ziyadeyi kaydetmiştir: "Allah'a yemin olsun. Allah hiç kimsenin ne yaşamasını, ne ölmesini, ne de rızkını herhangi bir yıldıza bağlamıştır. Bunu söyleyenler Allah hakkında yalan düzüyorlar ve kendilerine bahaneler uydurup avunuyorlar." [/highlight]
[font=Arial, Helvetica, sans-serif] Bu hadisi okuyana kadar yıldız etkilerinin varlığına inanmıştım ,çünkü dış dünyada gördüklerimin astrolojik verilerle çelişmiyor olması (benim gözlemimce) zaten oldukça da ilgimi çeken bu konuya yani astrolojiye beni bağlıyordu..[/font]
[font=Arial, Helvetica, sans-serif]Dolayısıyla , beni yoran bu konunun yanlışlığı üzerinde durup ilgilenmeme kararı aldığım bir döneme girmiştim.[/font]
[font=Arial, Helvetica, sans-serif]Şimdiyse gezegenlerin sadece bir belirti olduğu fikri ve gezegenlerin etkilerinin varlığını kabul etmediğin sürece de(ki eski kabulümüzde de zaten bu etkinin Allah tarafından olduğu düşüncesi vardı) bu sistemin şirke girmeyecek olması beni birazcık da olsa rahatlatıyor.Neden sadece birazcık rahatlatıyor,çünkü hadise göre hiçbir şey yıldızlara bağlanmamış ;belki bu belirti dahi olmalarını reddeden bir söz bile olabilir.[/font]
[font=Arial, Helvetica, sans-serif]
[/font]

[font=Arial, Helvetica, sans-serif]ve sonuçta ortaya bunun dışında 2 ayrı çıkarım atılıyor..[/font]
[font=Arial, Helvetica, sans-serif]
[/font]

[font=Arial, Helvetica, sans-serif]1) Ahmet Hulusi [/font]
[font=Arial, Helvetica, sans-serif]a) 'Yıldızların ışınlarının oluşu' düşüncesinde yanılmıştı ki kitabında "ben de yanılabilirim daha iyi bir düşünceniz olursa benim fikirlerimi de kabul etmeyin" diyen, insanı bu konularda araştırmaya , düşünmeye tabir-i caizse itekleyen birisidir.[/font]
[font=Arial, Helvetica, sans-serif]b) Bahsettiğim astrolog haklıydı yani Ahmet Hulusi de diğerleri gibi yanlış fikirleri yaymak için çabalayan misyonerlerdendi.[/font]
[font=Arial, Helvetica, sans-serif]
[/font]

[font=Arial, Helvetica, sans-serif]2) Her insan inandığı düşünceye kendi inancı doğrultusunda kılıf uyduracaktır. Yani sürekli imtihan ediliyor olduğumuz bir yerde , astroloji gibi derin ve her kesim tarafından varlığı kabul edilmeyen diyelim bir konu için, olumlu birşey söylersek bu , astrolojinin sadece bir fal olduğu düşüncesinin gerçekliğinde , bizim gibi buna düşkün olanların Hakan Kırkoğlu'nun düşüncesinin doğruluğuna kolay kanmamız anlamına gelip,boş işlerle uğraşıyor olduğumuzu gösterirken [/font]
[font=Arial, Helvetica, sans-serif]astrolojinin doğru bir ilim olması gerçekliğinde Hakan Kırkoğlu'nun başarı çıkarımlar yapan biri olduğunu gösterir..[/font]
[font=Arial, Helvetica, sans-serif]
[/font]

pladicus
http://imageshack.us/f/338/astro2gw01uqq6178321.gif/

whole sign
http://imageshack.us/f/13/astro2gw01uqqhw69312354.gif/
10-20-2012 04:36 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Presence
Kayıtsız

 
Mesaj: #8
RE: Haritada arkadaşlıklar ve karşılıklı empati
Selam Uqurx kardeş;

Varlığa dair iki tanım ortaya atılabilir.

Birincisi varlığı algının yarattığı; dolayısıyla algının yarattığı bir evren dışında evrenin olmaması gerekiyor. Bir maddeye dokunurken; aslında onun tözüne (ruhuna) dokunduğumuz yaklaşımını doğurur. Doğayı bizim algımız yaratıyor...

İkincisi ise DOĞA'nın algıdan bağımsız da var olduğudur.

Kafanızı sözcüklerle oynayarak bulandırmak istemiyorum. Net ifadelerle varlığa dair olan uzlaşmazlığı dile getiriyorum sadece.

Doğa yine aynı doğa. Fakat algı iki seçenek arasında kalır. Ya benimsemek ya da gelişim...

Yukarıda ifade edilmeye çalışılan husus aslında yöntem farklılığıdır.

Biri tümevarım diğeri tümdengelim bir yöntemdir.

Eğer bir insan tümdengelim yöntemiyle varlığı tanımlamaya kalkışırsa KENDİ TİKEL VARLIĞINI TÜMEL OLARAK görme evresine geçer. Kendisini TANRI'nın-ALLAH'ın-ELOHİM'in-AHURA MAZDA'nın... yerine koyar ve yine bunu KENDİSİ üzerinden yapar. Adeta yaratıcısını insani özelliklerle -daha çok kendi özellikleriyle- kimlikleştirir.

Astrolojide bile bu kimlikleştirme girişimini görmek mümkün.

Güneşin gök kubbedeki herhangi bir görüntüsüne göre güneşe değişik insani kimlikler kazandırılır.

İster inanın, ister inanmayın; siz bilirsiniz.

Öte yandan, algıdan bağımsız var olan bir evreni kabul edersek; zaman içerisinde evrenin sınırlarının artıyor olduğunun keşfini ve bununla birlikte doğada keşfedilmeyi bekleyen her ayrıntıyı, doğadan her defasında farklı özel bilgi elde eden TİKEL ALGIYA SAHİP insan ortaya çıkarır.

-

Ben dinlerle de ilgiliyim; dinlerin evrimleşmesiyle kavram düzeyinde TANRI'nın varlığını nasıl tanımladıklarını düşünmeye çalışıyorum.

Ve yine ister inanın, ister inanmayın; tarih boyunca insanlar nesneyi özneyle (kendisiyle) benzeştirerek kendi ESTETİK NESNELERİNİ yaratmışlar. Ki bunlara PUTLAR denir.

O putlar; onu yaratan öznenin kendi soyutluğunun sınırlarında dolaşan ve öznesi olmadan yaratılamayan bir estetik nesnedir (=özel varlık).

Ve o putu yaratan toplumdaki diğer bireylere göre farklı olan sanatçı vasfındaki bir insandır. Bu sebepten ötürü sanat eseri sanatçı sayesinde nesneden estetik nesneye yani 'ÖZEL BİR VARLIĞA' dönüşür.

Ama bu dönüşümde sanatçı varlığı tasarlayıp bitirdikten sonra onu seyircisine teslim eder. Çünkü o seyirci var olmadan; onların özel nesneye yükleyecekleri kendi öznel kişileştirmeleri olmadan ESER bütünlenemez. (Yaratılmış bir çok sıfat; o sıfatı yaratan öznenin kendisinde gördüğü bir özelliğin dışavurumudur. Bu nedenden ötürü estetik nesne bir tek seyirci ile de bütünleşebilir, bir çok seyirci ile de. Her bir bütünleşme estetik nesneyi tasarlayan insan ile onu kendi algısına göre tamamlayan insan arasındaki iletişime dayanır.)

Bu nedenden dolayı; her sanat eseri onu izleyen seyirciyle ancak bütünleştirilebilir. Gerçek sanat eseri; onu izleyecek olanları içermeyen bir tasarım değildir. Bilakis seyircisinin de öznelliği ile ESTETİK NESNEYE kendi anlamını yükler. Böyle bir eser çok yalın bile olabilir. Fakat tamamlayıcı (bütünleştirici) estetik nesneden daha karmaşık bir soyutluğu olan SEYİRCİDİR.

Konuyu TİKEL ve TÜMEL ayırımına tekrar getirmek ve bu bağlamda insanların tekrar 'şey' hakkında düşünmesini istiyorum.

Madem biz tikel canlılarız ve 'n' sayısına ulaşmaya çalışıyoruz; o halde bu 'n' sayısına hala çok uzağız çünkü bir çok parça bizi 'n' sayısına ulaştırmıyor ve 'n' sayısının nerede, nasıl olduğunu bilmiyoruz.

Madem biz tümel canlılarız ve 'n' sayısından 1'e doğru parçalanıyoruz; o halde 'n' sayısından yine çok uzaktayız çünkü her önermeyle birlikte BİRLİĞİMİZ bir parça daha üretmiş olur. Biz; üretilmiş olan YENİ önermeye göre 'n' sayısına yeni bir yaklaşım getirebiliriz. Ve bu kez de TÜMEL varlıklarımız çatışır (Tanrıların savaşı). Bir sürü oluşmuş olan yeni parça da aynı şekilde 'n' için farklı bir önermede bulunabilir. TÜMDENGELİMİN kaderi budur. Sürekli farklılaşmak zorunda.

Ama tümevarım ( 'n' sayısına erişme ) TANRI kavramına kesin bir tanım yükleyemez. Çünkü 'n' sayısı için her önerme tikel bir önermedir.

Şimdi; yukarıda yazılanları birleştirip astrolojinin nasıl bir yöntem olduğunu tekrar düşünelim:

astroloji oluşmuş olan her insanın insani özelliklerini sözcüklere hapsedilmiş kavramlarla bildiğini iddia eder bir yapıdadır.

bir insan kendi varlığını kavram düzeyinde bilemezken ASTROLOJİ bildiğini iddia eder.

halbuki insan içkin değildir sadece (kavrama hapsedilmiş), aşkın da olabilir (kavramı delebilir).

oysa kavram bir çok nesnede ortak olan özelliklerin genel bir tasarımıdır.

bu açıdan bakarsak 'ŞEY' dediğimiz tanımsızlık herhangi bir kavrama indirgenemez. Dolayısıyla gerçekte gelişkin-yetkin bir varlık VARLIĞI tanıyıp, tanıtabilendir.

Descartes 'Düşünüyorum o halde varım' derken düşüncenin (cogito'nun) varlığını kanıtlayamaz. Buna karşılık Kant 'Düşünmeye cesaret ediyorum' der, düşünceyi yetkin bir idea olmaktan çıkarır ve deneyselliğin önünü açar.

Dil; insanın soyutluğunu yeterince karşılayabilecek düzeyde gelişkin bir araç olmadığı için 'şeylerin doğası' üzerine düşünemeyiz yeterince.

'Şey' derken aslında henüz var olmamış bir hiçlik durumundan bahsederiz. Oluşan koşulu karşılayacak kelime henüz türetilememektedir çünkü bilinç henüz gördüğünü kavrama aşamasındadır.

'Şey' Kavramı üzerinden nesneye uyarlanabilen öznel kavrayışlar elde etmek için insanın zaman algısının kaybolması veya farklılaşması gerekir. ‘Normal’ çalışma düzeninden kopup aşırı çağrışımlar elde ederek anlam arayışı üst düzeye çıkarsa, fark edilebilir öznel veya kavramsal gerçekliği çok daha hızlı bir şekilde elde edebilir.


Görülen 'şey' köken olarak daha önce karşılaşılan bir başka 'şeye' benziyor olabilir. (Ampirik yaklaşım)

Ama keşfedilen daha önce hiç görülmemiş bir yeni ayrıntı, bir parçadır.

Bütün ‘şey’ artık çok farklı algılanır.

Hata aslında perspektiftedir: ister tek bir noktadan çıksın, ister tek bir noktaya varsın...

Perspektifte bütün açılar tek bir noktadan çıkar veya tek bir noktaya varır.

O nokta için perspektifin bir anlamı yoktur.

Çünkü bütün perspektiflere sahiptir.

Nokta gibi bir şeye başka türlü bir tanım da muhakkak yapılabilir.

'şeye' uygun kelimeler üretebilmek için mevcut dile hakim olmak öncelikli hedeftir. Dilin bütün işlevselliği tanıtılamayan şeyin yeni bir görüngesini oluşturmaktır. Bütünden gelen ‘şey’ kavramı, her bir yeni tanımda kendi sınırlarının tanımlanmış nesneye bağlı olmadığını ortaya serer. ‘Şey’ ister tanımlanmış, ister tanımlanmakta güçlük çekilen olsun; varlığın mutlak öznel belirsizliğinden ve öznel ifadenin üretiminden meydana gelir.

oysa MEVCUTUN ötesindeki dillerdeki kavram karşılıkları ile kullanılan dilin örtüşmemesi bizim 'şeylerin doğası' hakkındaki düşüncelerimizi farklılaştırır.

Batı'nın doğu oryantalizmi ile doğunun batı oryantalizmi arasındaki algı farkı, ‘şeylerin doğası’ hakkında birbirlerine doğru yönelimi olan zıt bir çok bakış açısının, karşılığı olmayan veya anlaşılamayan dilsel ifadelerinin bir sonucudur.

gerçek; hiç bir zaman temelde öznel ama sonradan nesnel olma özelliği kazanmış kanıtlara dayandırılan algıya ait değildir.

var olduğumuz sürece ilk nasıl var olduysak o varlığı tekrar ortaya çıkarmaya çalıştığımız ama bir türlü eskisi gibi olmayan ve bütün emeğin ilksel varoluşun ortaya çıkması için tükendiği, kendisini tanımasını sağlayan bir hayat (KENDİNİ BİL).
10-20-2012 03:34 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
UquRx Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 72
Üyelik Tarihi: Jun 2011

Rep Puanı: 3

Mesaj: #9
RE: Haritada arkadaşlıklar ve karşılıklı empati
Merhaba impromotive,
Anlaşılan o ki felsefeye benim uzak olduğum kadar yakın birisiniz.
Felsefe konularıyla ilgili çok fazla bilginiz var ve bunları geniş anlamlarıyla tanımlama becerileriniz gelişmiş olabilir.

Benimse varlığı ve bilgiyi araştıran bir bilime en fazla kendi düşüncelerim boyutunda ilgim var. Yani ; şimdiye kadar birçok konuda fikir üretmiş filozofların kendilerinden önce ortaya atılan fikirlerden de yeni bir çıkarım yapabiliyor olmalarını ancak,kendilerine daha mantıklı geleni alıp ki bu genelde sonuncusu veya buna en yakın olanıdır, yine kendilerinin birşeyler üretmek için düşünüyor olmalarına bağlıyorum.


Demek istiyorum ki; çok büyük bir ihtimalle önemli şeylere değiniyor ve hatta bunların daha basite indirgenip de benim de anlayabileceğim düzeyde olmasını sağlamak istiyor olabilirsiniz. Belirtmeliyim ki benim anlayabileceğim düzey bu değil gülücük

Yani, fikirlerimi yazılarımda da belki net ifadelerle savunamıyor olmamın kafa karışıklığımın bu anlamda ne kadar güçlü boyutlarda olduğunu anlatacağını düşünüyorum ki sizin bana yardım etmek isterken ,tamamen benim bu durumumu göz ardı ediyor olmanızı üzülerek ve anlayışınıza sığınarak bu yolla belirtmek zorunda kalıyorum.

Yani düşünün ben sadece lisede bir dönem felsefe dersi görmüş ve dersi de sadece katıldığı münazara sonucu 5 getirmiş biriyim. :D İş, felsefe bilgilerini kullanarak çıkarımlarını ifade etmeye geldiğinde sınıfın en düşük notunu alacak kadar da bilgisiz ve dolayısıyla da bu yönden size göre eksiğim..
Aydınlanmama yardımcı olmak isterseniz mümkünse seviyeyi aşağı çekebilir misiniz en azından bundan sonraki yazılarınız için ? gülücük

pladicus
http://imageshack.us/f/338/astro2gw01uqq6178321.gif/

whole sign
http://imageshack.us/f/13/astro2gw01uqqhw69312354.gif/
10-20-2012 04:50 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Presence
Kayıtsız

 
Mesaj: #10
RE: Haritada arkadaşlıklar ve karşılıklı empati
elimden geldiğince yöntem değiştirmeye çalışıyorum, sizin ve bir çok insan için iletişim şeklimi ayarlamalıyım haklısınız.

yukarıda yazılanlar özetle şunu ifade ediyor.

ya siz de bir çok insan gibi TANRISINIZ (tümelsiniz-sınırsızsınız) ve insanlar tarafından üretilmiş ve birbirleriyle çatışan tanrılarla da çatıştığınız için aslında algı hatalı bir yargı üretiyor. O zaman yaratıcı TEK olmaz, Politeizm'den bahsedebiliriz. Ve bu açıdan bakarsak tanrıların veya dinlerin savaşındayız.

öte yandan siz de kimse gibi bir TANRI değilsiniz (tikelsiniz-sınırlısınız) ve üretilmiş olan her kavram da bu açıdan TİKEL-SINIRLI bir kavramdır (TANRI KAVRAMI TİKELDİR-SINIRLIDIR) Ve bu nedenden dolayı tanrı veya tanrılar hakkında herhangi bir bilgi sahibi olmamız mümkün olmaz. çünkü 'n' sayısındadır. birlerle, ikilerle ifade edilemez. hepsini içerir, aynı zamanda hiç birini de içermez. kendisine içkin değildir, aşkın olmadığı gibi. doğada varlık olarak var olan hiçbir şey SINIRSIZ değildir. UZAY bile. Tanrı varlık aleminde olamaz. O zaman sınırlı olur. Onun sınırı yoksa o halde var olmamış olması gerekir. Var değilse, hakkında herhangi bir tanım da yapılamaz. Çünkü varlık tanımdan çıkarılamaz.

başka bir ifadeyle; insan ya doğanın bir parçasıdır,

ya da doğa insanın bir parçasıdır.

bir başka ifadeyle; tanrı düşünülmüş, düşünce yoluyla zorunlu olarak var edilen bir varlıktır. gösterilen bir varlık olamaz.
10-20-2012 05:01 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir