(10-18-2012 05:33 AM)Neptunian Yazılan: Yükselen Oğlak + Yükselen Neptün + Ay-Venüs kavuşumunu düşünürsek bazen safça, kibar, uysal, durgun davranışlarla arkadaş grupları içinde KOLAY LOKMA izlenimi veriyor olabilirsin.
Bunun daha çok dediğin gibi okul nedeniyle bir araya geldiğim kişiler için böyle olduğunu düşünüyorum yani saf görünen ve konuştuğumda da belki evet kibar olabilirim ki konuşmaya fırsatı olanlar nadirdir. Konuşmadıklarımınsa malesef beni "tınmaz ve hatta selamsız" biri olarak tanımlayacaklarını düşünüyorum ve bu da beni üzmüyor değil . Çünkü arkadaşları çok olanların yardım edeni de çok oluyor ki manevi düzen de birlik olmak üzerine kurulmuş gibi geliyor bana.
"bense kendimi insanları izleyen uzaylı gibi hissediyorum "
Ne yapıyorlar,birbirlerine nasıl davranırlar diye inceliyorum hakikaten. İlköğretimde hiç böyle değildim,çok sosyal ve sevilen biriydim açıkçası. Belki o zaman daha yükselen oğlak etkinliği başlamamıştı ne diyim
(10-18-2012 05:33 AM)Neptunian Yazılan: Arkadaş dediğin kişilerin sadece çevrendeki belki okulunla yada benzeri bir ortak bağ ile MECBURİ YANYANA GELDİĞİNİZ kişilerden oluşabileceğini düşünüyorum
Bunu arkadaş kelimesinin anlamını düşünerek mi söyledin yoksa benim karakterimin yalnızca buna imkan veriyor olabileceğine ihtimal verdiğin için mi?
Aslında benim durumum daha çok hatta bu yorumu belki de hissederek yeni yazdın,senin söylediğinin tam tersine anlaşılmam üzerine kurulu ki bugün de patlak verdi.Kimsenin benimle dalga geçtiği falan yok aslında.11. ev yayda tr mars ,10. ev akrepte tr merkür var.Zaten 1 yıldır da plüton 1. evimde mc jüpiter ve güneşle olumlu açıları var.Yani astrolojinin bizim durumumuzu yansıtan simgeler olduğunu kabul edersek günde 4-5 saat uyuyorum ve huysuzum bu yüzden belki de. Böylece rahatlıkla tartışabiliyorum ve yanımda konuşmayan bir arkadaşımı da ( çok üzülerek) bir yıldır eleştiriyorum.Aslında nedeni yok değil.Burada da belki yanlış anlaşılabilirim ama şu kadarını söylemem gerekirse; hayatınıza karanlık bir neptünyenin arkadaş olarak girdiğini düşünün.Yani dışardan inanılmaz iyiliksever bir imaj ve ağzını hiçbir şey karşısında açmayan biri ama sadece sizin bildiğiniz ve normalde sizin kötü kabul ettiğiniz bir yanı var diyelim. Herkesin kötü yanı olabilir diyerek hoşgörülüsünüz.Ama bilinçaltınız bunu kabul etmiyor ve her bir araya gelişinizde kötü bir elektrik alıyorsunuz sanki kara bir bulut gelmiş içinden çıkamıyorsunuz gibi hissediyorsunuz.Dolayısıyla, jüpiter başak eleştiri bombardımanı başlıyor...O sustukça sen daha çok konuşuyorsun ve durum çözüme kavuşmadıkça da eleştiriler devam ediyor.O ise kendisini hala bu arkadaşı için feda ediyor, susuyor ,susuyor, neyi neden söylediğimi ,ona neyi anlatmak istediğimi anlamıyor.Bana göre anlıyor ama belli etmek istemiyor , ben de somut bir şey görmedikçe deliye dönüyorum. Böylece 5 para etmez bir insana dönüşüyorum..
Bravooo..Çünkü o meleği ben hergün azarlıyorum... Dolayısıyla bir gün geliyor onu azarladığın için sen azarlanıyor oluyorsun ve hergün de ileride bu durum yüzünden kötü durumlara düşebileceğinin sıkıntısını yaşıyorsun..
Aslında zorlu bir manevi sınav dönemi oldu belki de bu 1 yıl hayatımda ve ben sınavı geçemeyince "sınavdan nasıl kaçarım"ın yollarını üretmeye çalıştım diyebilirim kendimce.Bugün ise kaçmayı başardım gibi görünüyor her ne kadar başkaları tarafından azarlanarak da olsa.. Herşeyin özeti bu . Umarım hayırlısı olur..
Dolayısıyla bu konuyu en çok bu yüzden açtım diyebilirim, benim hayatım hep arkadaşlarla uğraşmakla mı geçecek.. :S