Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8
akrep etkili kadınları tutabilene aşkolsun aşırı derecede ihtiraslı,tutkulu kadınlar bunlar,kafaya koymuşlarsa yaparlar bittii o kadar
hürremde belki akrep olabilir,merkürü belki ikizlerdir de olabilirliği var
Lise yıllarında tarih hocamızın anlatığına göre aralarındaki yıldırım aşkıymış.Papaz kızı olan Hürrem eline geçeni fırlatıp sağa sola savururken Kanuniye de dokundurmayı ihmal etmemiş ve onu bu deli cesareti ile cezbetmiş.
Hürrem'le aşk yaşamaya başladıktan sonra harem'in ucundan kıyısından geçmemiş,Hürrem'in kendisine soğuk davrandığı günlerde halet-i ruhiye'sini "cehennem" olarak tabir ettiği,yazdığı şiirlerden de çok duygusal olduğu anlaşılan padişah.Aşkı sadece tensel değil duygusal da yaşadıkları şiirlerinden çok belli olmuyor mu?
Alıntı:hürremde belki akrep olabilir,merkürü belki ikizlerdir de olabilirliği var
yapma tuci.
güneşi akrep olanın merkürü ikizler olur mu
söylemeyim diyorum ama dayanamıyorum.
filmi izlerken çok gaza geldim.ulan ben kral olsam dedim kendi kendime.
ben kral olucam , ömür boyu hürreme tabi olucam peh
kanuni süleymana yakıştıramadım.
o dünyayı , hürremnde onu yönetmiş .
muhteşem yüzyıl
hakkında en fazla spekülasyon yapılan iki konuyu (harem ve 4. murat) birleştirip bir roman yazmayı düşünüyordum bu yüzden harem ile ilgili bazı araştırmalarım vardı.
öğrendiklerimden ilk aklıma gelenler haremin lady okulu gibi bir okul olduğuydu.
haremde yetişen cariyelerden yüzde doksanı ücretli işçi ve evlenip gidenlerden oluşuyordu v.s..
Tarihçi Halil Inalcık;
"Harem bir fuhuş yuvası değil, bir okuldu"
"Hayal ve fantazi dolu, kulaktan duyma tasvirler"
"...Dikkate değer ki, 16. yüzyülda III. Murat için de aynı şey söylenmiştir. İngiliz Elçiliği Katibi P. Rycaut, Padişah'ın geceyi geçireceği cariyeyi seçmek için iki sıra dizilmiş cariyeler arasından geçerken, beğendiği kızın önünde mendil bıraktığını söyler ki bunun tamamı fantaziden ibarettir." İngiliz elçinin tanık olmasının mümkün olmadığı böyle bir olayı nakletmesi "Haremde lezbiyenliğin yaygın olduğunu" söylemesi kadar uydurma ve geçersizdir.
duydum ki mendilli bi sahne varmış..
bu dizinin yayından kaldırılmasını şiddetle istiyorum. izlemedim sinirimden izleyemem zaten. hangi hakla bilmeyenlere ve yeni nesile böyle abuk saptırılmış bir tarihi dizi izletirler. bu dizi yayınlanırken kültür bakanlığı nerededir? hergün basbas bağıran tarihçilere rağmen nasıl bu derece pervasızlıkla batılı tarihçilerin karalama dolu yayınları kaynak olarak alınabilir???
Binyediyüzlü yılların başında İstanbul'a gelen İngiltere Büyükelçisi'nin eşi Lady Montague'nin hatıraları batılıların pek hoşuna gitmedi. Hareme girebilen Lady'nin yazdıkları daha önceki ve sonraki batılıların yazdıklarına ters düştüğü için, gerek o dönemde, gerekse daha sonra Lady Montague'yi yalancılıkla itham eden pek çok yazar çıkacaktı. O'nun ülkesi olan İngiltere'de üstelik de 1800'lü yıllarda, evli bir erkek çok rahatlıkla karısını gazeteye "ihtiyaçtan satılık ev kadını" ilanı vererek satabildiği için, Osmanlının saraya giren kadın köleye maaş bağlamasını, eğitim vermesini, sonra da değerli çeyiz ve mücevherleri ile saraydan âzâd etmesini elbette anlamakta zorlanacak ve inkâr yolunu tercih edeceklerdi.
(ALINTI.www.nuveforum.net)
http://www.nuveforum.net/188-osmanli-tar...rcek-yuzu/
1960’ lı yıllarda haremin restorasyonunda görev alan Fransız tarihçi olan Robert Anhegger ile evli olan Mualla Anhegger’den konumuzla alakalı bir bölümü aktarmak istiyorum:
“Haremin Avrupalıların yazıp çizdiği ile hiçbir alakasının olmadığını fark ettim. Harem Padişahın dilediği kadınla yatması için düzenlenmiş bir kurum değil. Mimarisi bile buna göre düzenlenmemiştir. Padişahın cariyeleri görebilmesi ve aralarından birini seçebilmesi mümkün değil. Kapılar daireler ve geçişler buna göre planlanmamış. Cariyeler yirmibeş kişilik koğuşlarda yatıyor; üst kata yatan kalfaların sıkı denetimi söz konusu… Padişahın kalkıp cariyeler bölümüne geçmesi için kuş olup uçması lazım! Harem bir üniversite gibi düşünülmüş cariyeler ise öğrenci. Zaten cariyelerin yaşadığı bölümün kapısında “Allah’ım bize de hayırlı kapılar aç” yazıyor ve bu yazı doğrultusunda çoğu padişah tarafından çeyizleri verilip evlendirilmiş. Çünkü cariye köle değil cinsel köle hiç değil bence doğru deyim cariyenin padişahın evlatlığı olduğudur. Ve gerçekten de evlatlık gibi hoş tutulup iyi eğittikleri anlaşılıyor. Haremin mimarisi düzenlenirken burada yaşayan herkesin bir dakika bile boş kalmaması hedeflenmiş olmalı. Harem; sanki askeri bir teşkilat. Bu askeri teşkilat düşüncesini haremi restore ederken sık sık fark ettim. Haremdekiler son derece iyi yetişmiş terbiye edilmiş zeki ve yetenekli kimseler. Yalnızca güzel değil aynı zamanda zeki de olanlar devlet kademelerinde yükselmek istiyorlar. Bunda şaşılacak yada ayıplanacak bir yön göremiyorum. Kendilerine güvenen erkekler gibi haremin kadınları da şanslarını sonuna kadar zorluyorlar. Sanılanın aksine yükselmek için dünya güzeli olamaya gerek yok. Kendisine verilen eğitimi en iyi özümsemiş olan güzel yazan güzel konuşan bu yarışa avantajlı başlıyor…”
Alıntıdır..
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8