[Luli]

14 Nisan 2010 saat 15:30 sularında Koç Burcu’nda, arka planında gerilimi yükselten Satürn-Uranüs karşıtlığının vurgulandığı, bir yeniay (Güneş-Ay kavuşumu) yaşıyoruz. Bu yeniay, Koç Burcunda olduğu için ‘ben’ demeyi öğreneceğimiz yeni bir başlangıç tohumunu içeriyor. Ancak ‘ben’ derken tepkisel kararlar almaya ve acele etmeye de çok yatkın olduğumuzu söylemeliyim.

Ne istediğini bilenler ve kararlı olanlar için harekete geçmek kolay olacak; fakat sadece tepkisel bir acelecilik içinde olanlar için, şimdiye kadar emek verdikleri hedeflerinden uzaklaşmak da aynı derecede hızlı ve yıkıcı olabilir. O yüzden ani ve tepkisel kararlara dikkat etmek, verilen sözleri değiştirecek adımları atmak için durumu yeniden gözden geçirmek faydalı olabilir. ‘Esneklik’ ve ‘biz’ olmak için atılacak yeni adımlar bu dönemin anahtar tavsiyeleri olabilir.

Başlayacağınız tüm yeni girişimlerde açık, net ve kendiliğinden olabilmeniz size kolaylık sağlayacaktır. Aksi halde niyeti gizli ve hedefi belirsizleşen güç savaşları içinde bulabilirsiniz kendinizi. Ya da sadece farklı olmak adına, farklı davranarak kendinizi merkeze aldırma çabalarının hiç de beklemediğiniz bir şekilde sonuçlanması olasılığını arttırırsınız. O yüzden tıpkı bir çocuk gibi şimdi açık, net ve direk olma zamanı. Eğer bunu yaparken, konuşma ve iletişim kurma üslubunuza da dikkat ederseniz o zaman değişimin içindeki sınırlarınızı, köprüleri yıkmadan esnek bir şekilde savunabilir ve ifade edebilirsiniz.

Önümüzdeki iki hafta, ne için savaştığınızın farkında olmanız çok önemli, nasıl bir inat uğruna ve kiminle ne için savaştığınızı analiz etmeniz yapıcı ve gerçekçi olmayı kolaylaştırır. Güç savaşlarına dikkat edin; enerjinizi, kendinizi merkeze alan yeni başlangıçlar için kullanmanız yaşam kalitesini, mutluluğu ve yaratıcılığı arttırırken, güç savaşları içinde kalmak ve hedeflerinizi ne pahasına olursa olsun sabit tutmaya çalışmak yada tam tersi dışsal koşullara göre sürekli kendinizi ayarlamaya çalışmak sizi çok fazla yıpratabilir ve depresyonu tetikleyebilir.

‘Ben’ merkezli olmak dışında, şu anda önemli olan diğer mevzu, ‘verimli olmak’ olabilir. Verimli olabilmek sizin kendi iç dünyanızla ne derece bağlantıda olduğunuza göre değişecektir. Eğer bu bağlantı zayıfsa o zaman sadece dış dünyanın ve aşina olduğunuz geleneksel yapının sesine kulak verme eğiliminde olabilirsiniz. Sorgulamaya gerek duymadan kabullenir ve sizden beklenen adımı atarsınız. Oysa şimdi bu eski yöntemin geride bırakılma zamanı. Eski yöntemlerin değişmesi veya en azından esnemesi gerekiyor. Değişime açık olduğunuz oranda özgürleşebilir ve birey olarak kendi yolunuza devam edebilirsiniz, aksi halde dışlanma korkusunun bedeli, bitmek tükenmek bilmeyen bir savaşın içinde kalmayı kabullenme mecburiyeti doğurabilir. Bunun sizin savaşınız olup olmadığını ayırt edebilmeniz için kendinizi pratik uygulama safhasında (anlık hareketlerinizde ve kararlarınızda) fark etmelisiniz. Böylece bırakabilir ve yeniliğe yer açabilirsiniz. Şimdi yalnız ve tek başınıza durmayı göze alamazsanız; oradan kaçarak, sadece içinizdeki öfkeyi büyütürsünüz. Değişimin sorumluluğunu üstlenip farklı bir adım atarak, öfkeyi değil kendinizi büyütmeyi seçmek sizin elinizde. Eğer bu amaca hizmet edecekse, bencil ve ısrarcı olabileceğiniz bir başlangıcı ertelemeyin.


Meltem Ersoy