İnsanoğlu, Dünya’nın alışılmış yaşam formlarının geliştirdiği, kolektif zihinde kalıp haline dönüşen her şeyi bir kenara bırakacağı, tarihinde yepyeni bir sayfa açacağı köklü bir değişim sürecinin başlangıç noktasında durmaktadır. Göksel işaretler, yaşanacak olan bu köklü değişimlerin şimdiye kadar yaşanan politik, ekonomik, kültürel paradigma değişimlerinden çok daha fazlası olduğunu göstermektedir. 2013 yılında maksimuma varması beklenen güneş aktiviteleri, artan evrensel ışınımlar, gezegen geçişleri ve dizilimleri bu köklü değişim sürecinde başrol oynayacak...
Bazı bilim insanları Güneş’in elektromanyetik radyasyonunun hızlandırıcı bir etkisi olduğundan söz etmektedir. Güneş’ten gelen partikülleri bize ileten güneş rüzgarları merkezi sinir sistemimizi, beyin aktivitelerimizi ve hormonlarımızı hızlı ve etkili bir biçimde uyarır. Bunun sonucunda insan bilincinde önemli değişimler gerçekleşir. Son dönemlerde dünyada gelişen kitlesel uyanışlar artan güneş aktivitelerinin tetiklediği bilinç gelişmesinin bir sonucudur.
Güneş’ten gelen ışınlar bireyleri ve toplumları bilinç kaymasına hazırlamaktadır, ama şüphesiz aynı zamanda agresif insan zihninin yarattığı kaos ve kargaşa atmosferi de oluşmaktadır. Güneş aktivitelerinin yoğun olduğu dönemlerde kitlesel isyanlar, devrimler, savaşlar da görülebilmektedir. Her şeyin iki farklı yüzü olduğu gibi, güneş aktivitelerinin de ortaya çıkarttığı iki farklı yön vardır ve hangi yönde ilerleyeceğimiz, bilinçli ya da bilinçsiz seçimlerimizle alakalıdır.
Dışımızda ne oluyorsa, içimizde de o oluyor. Güneş’ten kaynaklanan partiküller, evrensel ışınımlar ve gezegenlerin elektromanyetik etkileri Dünya’nın manyetik alanı üzerinde şiddetli değişimlere sebep oluyor ve bu değişimler sonuç olarak bizleri, insanoğlunu etkiliyor. Bunun sonucunda sosyal, kültürel, siyasal, ekonomik kargaşalar oluşabiliyor.
Bu kargaşalı gözüken süreçten korkacağımıza, bilinçliliğimizi hızlı bir şekilde yükseltecek güneş rüzgarı dalgasını ve bu dönemde etkin olan gezegen pozisyonlarının ortaya çıkartacağı yüksek frekanslı enerjiyi kendimizde ve çevresel koşullarımızda gerekli değişimleri yapmak, potansiyellerimizi gerçekleştirmek ve hayat amacımızı oldukça kısa zamanda yerine getirebilmek için eşsiz bir fırsat olarak görebiliriz.
2012-2015 yılları arasında etkin olacak yoğun güneş aktiviteleri ve gezegensel irtibatlar, doğal afetler, virütik salgınlar, siyasal ve ekonomik alanda yaşanması muhtemel büyük streslerin yanı sıra bilimsel ve teknolojik platformda çok önemli gelişmelere de işaret ediyor. Zihinsel ve sanatsal yaratıcılığın tavan yapacağı, kişisel gelişim anlamında da kuantum sıçraması niteliğinde gelişim yaşanabilecek bir süreçte olacağız. Astrolojik etkiler bizlere aktif durumdaki olasılıkları göstermekte, birer potansiyel olarak ortaya çıkmaktadırlar. Nasıl sonuçlar elde edeceğimiz, bu etkileri nasıl kullanacağımızla, bilincimizi neye odaklandığımızla çok ilgili.
Evet, etkin gezegen dizilimlerinin ve güneş aktivitelerinin de etkin olacağı beklenen bu süreçte büyük çaplı doğal felaketlerle, finansal depresyonlarla, siyasi çalkantılarla karşı karşıya kalabiliriz. Ama eğer bilincimizi doğru odaklar, gerçekte kim olduğumuzun ve yaşamını yönlendirme konusunda üzerimize düşen sorumluluğun farkına varır, kendimizde ve çevremizde gerekli düzeltmeleri yaparsak, güneş aktivitelerinin ve gezegen dizilimleri neticesinde kriz yaratacak olaylar yaşanılması kaçınılmaz olmaktan çıkabilir. Bu aktif süreçte sorumluluğumuzun farkına varırsak, bilinçli bir şekilde bir şeyleri değiştirmeye çalışırsak, bu değişim dünyanın enerji matrisi üzerinde olumsuz etkileri azaltabilir, hatta olumlu etkiler yaratabiliriz.
Kanımca tüm çevresel streslere rağmen umut dolu bir geleceğe uzanan köprünün başındayız. Bir nevi “geçiş” sürecindeyiz. 2012-2015 yılları arasına denk gelen güneş maksimumu, önemli gezegen geçişleri ve dizilimleri, insanoğlunu mecburi olarak ileri itecek ve gerçek “Maksimum”una ulaşmasını sağlayacak bir geçiş sürecine girildiğini işaret etmektedir. Astrolojik göstergeler bu yaz aylarından itibaren oldukça hareketli, tempolu, değişim enerjisinin kendisini belirgin bir şekilde göstermeye başlayacağını işaret ediyor.
Hepimiz değişeceğiz, bu nedenle değişime kendi isteğimizle ne kadar erken başlarsak o kadar iyi olur. İçinden geçmekte olduğumuz bu aktif sürece nasıl hazırlandığımız çok önemli. Ayrıca farkında olalım ki kendimizden sonraki nesillerin geleceğini yakından ilgilendiren seçimler yapmamız gereken bir süreçteyiz. İdeal geleceği inşa edebileceğimiz seçimler yaparak onun oluşmasına yardım edebiliriz…
Maksimum adını verdiğim son kitabımda bu konuya geniş yer veriyorum ve şu soruların cevaplarına odaklanıyorum:
Nasıl bir sürece ilerliyoruz? Bizi neler bekliyor?
Güneş aktiviteleri, manyetik değişimler, gezegen dizilimleri bizi nasıl etkileyecek?
Biz bu süreci nasıl etkileyebiliriz?
Yeni oluşumlar sürecinde bizim ne türde katkılarımız olabilir?
Kişisel ve toplumsal olarak nasıl hazırlanabiliriz?
Kendi maksimumumuzu nasıl yakalayabiliriz?
Kitaba ulaşmak isteyenler için ilgili linki aşağıya kopyalıyorum.
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=603530
Sevgi, ışık ve umutla…
Öner DÖŞER
22 Mayıs 2012, Salı
ASTROLOJİ OKULU