[nev_bahar]

SİNASTRİ - İlişkiler Haritası Çıkarma
Kendi haritanızı bir sayfada açın, sonra partnerinizin haritasını çıkartıp diğer sayfada açın. Elinize bir kağıt kalem alıp kendi haritanızdaki gezegenler onun kaçıncı evine düşmekte, sonra tam tersi onun gezegenleri sizin hangi evlerinizde düşmekte. Örnek: Onun Güneşi 1.evimde, benim Satürnüm onun 8.evinde gibi. Bu işlemi bitirdikten sonra gezegenler ve evler ne ifade ediyormuş okuyup karşılaştırın. Partnerimiz bize ne etkilerde bulunuyor, neleri ılımlamaya gitmeliyiz karakterimizde vs.
Sinastri haritalarında en önemli 2 gezegen Venüs ve Mars olduğundan bunlardan bahsedeceğim.

VENÜS' e Özgü Nitelikler Kazandırmak:

İyi Yönde Kullanılırsa: Cezbetmek, rafine etmek, ısıtmak, yatıştırmak
Kötü Yönde Kullanılırsa: Baştan çıkarmak, manipule etmek, uyutmak

Cazibe: Venüs'ün anahtarı budur. Birisi size Venüs'e özgü nitelikler kazandırırsa, büyük olasılıkla bu duygudan hoşlanacaksınız. Bu nasıl bir duygudur?
Hissedecekleriniz bu şahsın Venüs'ünün haritanızdaki hangi gezegenle temas kurduğuna bağlıdır. Eğer Venüs'ü (diyelim kendi haritasında
Venüs'ü 9.evdeyken sizin haritanızda 5.eve tekabül etmekte ve o evinizde sizin kendinizin merkürü bulunmakta, merkürünüz ile onun venüsü etkileşimde bulunur bu durumda)
Merkür'ünzü etkilerse, aklınız çelinir. Bu şahsı büyüleyici bulursunuz. Eğer Neptün'ünüze Venüs'e özgü nitelikler kazandırırsa, o zaman büyü ve hayret duyularınız uyarılır. Venüs'ü Satürn'ünüzle temasa geçerse, Satürn'e özgü duygularla -bu erkek veya kadın, sanki erişilemez bir ideali temsil ediyormuşçasına- sizi hasret ve saygı duygularının bir karışımıyla çeker.
Geçmişe dönüp baktığınızda acılarınıza "peki o vakitler bu venüs neredeydi?" dediğinizde bilin ki Venüs'ün hep kötü yönlerini kullanmışsınızdır.
Eğer birisine Venüs'e özgü nitelikler kazandırırsanız, bu insana kendinizi dürüstçe sunmaya çalışın. O erkek veya kadın sizden çok şey bekliyor,
büyük olasılıkla uzun vadede verebileceğinizden daha fazlasını. Başlangıçtan itibaren gerçeklerin disiplinini kullanarak darbeyi hafifletin.

MARS'a Özgü Nitelikler Kazandırmak:

İyi Yönde Kullanılırsa: Heyecanlandırmak, atılganlaştırmak, uyandırmak
Kötü Yönde Kullanılırsa: Dehşet salmak, sinirlendirmek, kızdırmak

Tutku. Adrenalin. Sıcaklık. Ateş. Bunlar Mars'la ilgili kelimelerdir. Tutkusuz bir yaşam. Tutkusuz bir evlilik. Bu sözler birer suçlama gibidir.
Veya ölüm cezasına çarptırılmak gibi. Tutkudan kaçar sonra da özlemle geriye dönüp bakarız. Onun için çok şey verir -sonra kontrol edebilmek için mümkün olduğunca çabuk bastırıveririz.
Mars'ın termostatının iki ayarı vardır: dondurucu ve kaynatıcı. Mars'ın zorluğunun nedeni budur. Fazla yoğunluk/yoğunluk eksiği.
Öğrenmemiz gereken asla yarı yola kadar gittikten sonra, korku ve "ahlak" gibi nedenlerle donup kalmamaktır. Daima ileri, daha derinlere gitmeliyiz.
Mars'sal anlamda "şiddetin" birçok çeşidi vardır. Sağlıklı bir cinsel ilişkide şiddet olmadan seks olmaz. Güveni öldürür ve güven olmadan sevgi de ölür. Başka bir şiddet türü: "Dürüstlük"! Sıkıntı yaratan dürüstlük. İfade edeni kıran ve duyanı daha da kıran dürüstlük.

Eğer sevdiğiniz birisi sizin planetlerinizden birine Mars'a özgü nitelikler kazandırırsa, o noktada çatışma çıkacağından emin olabilirsiniz. Bu kulağa geldiği kadar karamsar bir cümle değildir. Bu mücadeleye gereksinimiz vardır. Bu planet gerektiği kadar canlı değildir. Görmekten, öğrenmekten korktuğu bir gerçek vardır. Bu gerçek "o kadar berbattır" ki planetin enerjisinin çoğu savunmaya harcanmaktadır. İyileşme başlayınca, büyük olasılıkla bir an için size Mars'a özgü nitelikler kazandıran eşinizin, bir düşmana dönüştüğünü veya en azından yanlış yönlendirildiğini düşüneceksiniz. Belki de gerçek vardır, duymak istemediğiniz bir gerçek. Korkunuza hakim olun. Öfkenize hakim olun. Dinleyin ve öyle karar verin. En kötü koşulda doğru olmayan bir şey dinlemiş olursunuz. Bu o kadar da kötü değildir: yanlışları düzeltin. Her koşulda ortaklığınıza beraber büyümenin tehlikeli, leziz, tutkulu çizgisini katmış olursunuz.
Tutku genellikle her şeyi büyüterek çarpıtır: Sesinizin tonuna dikkat edin. Acısı unutulmayacak şamatacı, yıkıcı bir laf etmekten kaçının. Fazla nazik olmaya gerek yok, ama aptalca aşırı uçlara da kaymayın.
Kendinizi Mars'a özgü nitelikler kazandırır durumda bulursanız, eşinizde temas ettiğiniz planetin sizi de -Mars'ınızı- etkilediğini unutmayın. Haritalararası açıdaki planetin kimliği ne olursa olsun, Mars'ınız uyarılır.


Onun Gezegenleri Hangi Evlerinize Düşmekte:
Örnek 12.ev:

Onikinci evimizi etkileyen birisi hayatımıza "Hazineni nereye koyduysan kalbin de oradadır" diyerek girer hayatımıza.
Önemsediğimiz şeylere ve egomuzla özdeşleşmemize bakmaya zorlar. Eğer büyümeye ve yüksek benliğimizle birleşme gereksinimi
kabullenmeye gönüllüysek, bu insan ruhsal, mistik bir telimize dokunur. Ama eğer bunlara gönüllü değilsek,
bu insanı piyanonun kapağını parmaklarımızın üstüne indiren birisi gibi görürüz. Aklımız karışır, kişiliğimizi yitiririz.
Savunmaya geçip kişiliğimizi ispatlamaya çalışır, kendimizi istediği şekilde tanımlamaya hakkımız olduğunu belirterek tepki veririz.
Veya tekrara dayalı, alışkanlık yaratan, sersemletici davranışlarla kendimizi uyuşturmayı seçer,
benliğimizin derinliklerinden gelen çağrıya kulaklarımızı tıkarız. Dışsal yaşamımızı verimli bir şekilde sürdürmek için daha enerjimiz olur.

Eğer eşiniz planetler yerleştirerek on ikinci evinizi etkiliyorsa ve siz yukarıda verdiğimiz senaryoyu yaşamaktan kaçınmak istiyorsanız,
kendinizi sorgulamaya hazır olun. Hepimizin dünyada bir rolü vardır: kişiliğimiz, dış benliğimiz.
Nasıl bir portre oluşturduğunuza bakmaya hazır olun. Yaşam, duygu ve ruh aktörden kaynaklanır.
O içsel varlıkla özdeşleştirmeyi öğrenince, bu karakterin kostümleri, aksesuarları ve söylediği sözler önemini kaybeder
-ve siz kendinizi bağımsız hissedersiniz. Bir oyun bittiğinde aktörler gardıroplarına ve dekora ne olacağıyla ilgilenirler mi?
Onlar yaratıcılığın kendilerinde olduğunu bilirler. Gerçek olan budur. Oyun gelip, geçicidir, oynandığı sürece ilginçtir
ve iyi oynanmaya değer, ama önemli olan oyunun kendisi değildir. Bu şekilde hayata yoğun bir tarafsızlıkla bakabilme duygusu
ve onu takip eden neşe onikinci evinizi uyaran bir partnerden alabileceğiniz armağanlardır.

Eğer sevgilinizin onikinci evini harekete geçiriyorsanız, onun ruhani lideri olmadığınızı unutmayın.
Eşinizin yaşamındaki varlığınız gerçeğin bu düzeyiyle yüzleşmesine yardımcı olabilir,
ama sizin oradaki varlığınızın amacı kendi yöntemlerinizle gelişmeyi sağlamak değildir -bu egoizmin bir başka çeşididir.
Varlığınızın eşinizin yaşamı üzerindeki etkisi dışsal kişiliğiyle özdeşleşmeyi bırakması olasılığını arttırmaktır.
Bu etki partnerinizi ürkütebilir, hem de hiçte küçümsenmeyecek nedenlerle. Hepimizin dünyada etkin bir takım işlevleri olan
bir dış benliğe ihtiyacımız vardır: böyle bir şey yoksa bu deliliğin tanımıdır. Eşinizi kişiliğinden tümüyle yoksun bırakmayın.

Kaynak: Gökyüzü Ortaklıkları-Steven & Jodie Forrest