Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz.

Tam Görünüm: 2010 Haftalık ve Aylık Gökyüzü Hareketleri
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Siteyi normal görüntülemek için, Buraya Tıklayın
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47
TRANSİT YORUMLARI (Almira)
Sevgili Almira,
Bugünlerde gökyüzünde oluşan Saturn – Pluton karesi, senin Güneşini olumlu etkiliyor. Bu transitle herhalde yurtdışına gidersin artık…Güneşin 9. Evde sana öğrenmeye dayalı bir kişilik kazandırıyor. Özellikle yabancı kültürleri öğrenme, yabancı ülkelere gitme, oralarda yaşama, yabancı kurumlarda çalışma, yabancı kişilerle ilişkiler…gibi potansiyeller veriyor….Bunların yanında tabii ki akademik kariyer potansiyelini de unutmamak lazım… Saturn transiti kişiye gercekleştirme potansiyeli verir… Bu yukardaki konularda neyse ihtiyacın, onu hemen belirlemeni ve o yolda ilk adımını atmanı öneririm. Gerisi kolay gelecektir.Saturnün 7. Evinden transit yapması, bu adımların partner bağlantısı olduğunuda göstermektedir. Partnerinin sayesinde yurtdısında kendini gösterme ihtiyacı da diyebiliriz… zaten yanlış hatırlamıyorsam böyle bir durum da vardı galiba…
Plutonun haritandaki Neptun ü tetiklemesinin önemi yoktur, fakat yanındaki merkür hala daha etki altındadır. Şöyle ki; zirve yolunda (kendimi “en iyi” nasıl hissederim?) düşüncelerinde köklü değişimler yapmışındır, ya da yapmak üzeresindir. Ve natalda ki Plutona yaptığı 60 lık açı da senin korkularınla bir sekilde başedebilmeni, onları tanımanı ve kolay olaylarla bunlarla nasıl başedeceğini gösteriyor…Pluton 8. Evinde ve üstelik akrep burcunda cok güçlüdür.Sana, başkalarını derinden etkileme yeteneği verirken, öbür yandan da derinden etkilenmeye, manyetik etkilere ihtiyacın oldugunu da göstermektedir. Ve bu uzun sürecek transitte bu potansiyelin de ortaya çıkacaktır. Bu zaman içinde okült bilgilere yanaşma potansiyelin de artabilir. Gizli bilimler, maddenin ötesini arastırma istekleri…mesela bu dönemde Simyacı yı okumanı cok tavsiye ederim.Pluton Ay bağlantın da bu transitten nasibini alacaktır ve bu dönemde ( yaklasık iki sene) parapsikolojik potansiyelin de uyanabilir. Sezgilerin artar, telepatik güçlerin artabilir…ve bunlar hep olumlu olaylarla gelişecektir.
Ancak Natal da,Ayın hemen yanında duran Marsın, Plutonla yaptığı sert açıdan dolayı, bu süre içinde kızgınlıklarını, öfkeni, tepkini hic bir zaman içine atmamanı öneririm. Çünkü haritandan dolayı buna çok meyillisin, ama Bu transit süresi içinde bir sekilde enerjini hemen gösterirsen, hem sen, hem de çevrendekiler cok daha rahat edeceklerdir. Zaten belki de ögrenmen gereken en önemli şeylerden biri de budur. Transit gecince, zaten artık yeniden doğmuş gibi hissedersin kendini ve herşeyi içine atan Almira gidecek, herşeyi dışa vuran Almira ortaya çıkacaktır…
Jupiter transiti ASC noktana geliyor…ve gelirken de Güneşine dik açı yapacak… Balık burcunun 15 – 16 derecesine kadar (efemerix yanımda olmadığı için bakamıyorum zamanına) senin kişiliğine, şahsiyetine dokunuyormuş gibi algıladığın herseyi aşırı büyütme , pire için yorgan yakma potansiyeli verecektir…Ama bunu bilirsen, o zaman tabii ki bu enerjiyi daha olumlu kullanabilirsin. Olayları büyütmen, detayları imajine etmenle, senaryolar yazmanla ilgilidir…Çünkü bu transit senin neptun ve merkur bağlantını da tetikliyor, bir cok detay aklına gelir ve büyütürsün normalde… Ama bir projede çalışıyorsan bu zamanda cok sey aklına gelecektir, kimsenin düşünemediğini düşünebilir, öngörebilir ve herkesten farklı olabilirsin. Hem Jupiter transiti hem de Saturn transiti ile nataldaki Uranusün tetikleneceği için yepyeni seyler bulabilir, kendinle ilgili keşifler yapabilirsin. Aklını çok daha özgür bırakmayı da bu süreçte öğrenebilirsin. Kalıplardan kurtulmak, düzeni değiştirmek, daha radikal, daha sıradışı düşünmek gibi şeyler aklına gelecektir ve bunları realize etmek istersin…ve bunları kendi çapında ne kadar gercekleştirirsen o kadar mutlu olacaksın. Jupiter transitinin yaptığı sert açıyı olumlu hale getirmek her zaman mümkündür, çünkü madalyonun öbür yüzünde çok iyimser ve pozitif bir enerji vardır.
Jupiter yukselen evine girince ne olacak… herkes bilir ki…eyvah kilo alacağım…
Aslında bunun sebebi şudur: Jupiter iyimserlik, pozitif düşünce veeee büyütme potansiyeli veriyor…1. Evin konusu : kendimiz, bedenimiz, fiziksel Ben…dısarıdan nasıl algılandıgımız… ehh bu kadar basit düşünürsek bedenimiz büyüyecek düşüncesiyle beraber iştahımız da açılır, kilo da alırız…Ama bile bile lades olmaz, değil mi? Haritaya baktığımızda bu enerjiyi nereye akıtabiliriz ve kilo almaktan nasıl kurtuluruz u bulmamız lazım…
Mesela kalorileri yakman için spora baslayabilirsin, en azında gunlük yuruyuslerini cogaltabilirsin, ayrıca kafaca, düşüncede cok yogun olman lazım ki yemek için fazla düşünme bu süre içinde… demek ki bazı hobiler, bazı ugraslar edinebilirsin kendine bu süre içinde…ama eminim ki bu zaman içinde bir suru yemek davetleri de alacaksındır…çünkü test olacaksın.
Kendinle ilgili kesiflerde bulunabilrsin ve onun detaylarına cok rahat yoğusabilirsin... Yaşayacağın olaylara odaklanarak, farkında olmadığın duygularını da keşfedebilirsin...

Sözüm meclisten dışarı :
Jupiter 1. Evine giren bayanların bedeni hamile kalarak da büyür ve bu da aslında cok güzel, harika bir değişimdir…Bu enerjiyi ben, evli bir kadın olsam, Almiranın ki gibi bir haritaya sahip olsaydım ve cocuk istiyor olsaydım kesin planlardım…
Mühim olan transitlerle oluşan ve hissettiğin enerjiyi nasıl kullanacağınızdır. Hic bir sey yapmaz ve otobüs bekler gibi beklerseniz, o zaman zorlanırsınız, hayat seninle istedigi gibi oynar… mesela başkalarına örnek olsun diye seni kullanabilir…Halbuki enerji senin için geliyor, anlamını doğru bilmeli ve istediğin gibi kullanmalı, doğru yere akıtmalısın, avantajını görmelisin….ve değişmelisin…

Sevgiyle kalın…gülücük)
yazıyı çok beğendim.aklıma takılan , bu 15 ocaktaki yeniay ın etkileri
Serpil Doğançay ı cok iyi tanırım, hem aynı lisede okuduk, hem aynı iş yerinde çalıştık uzun süre.
Astrolojiye ben başlatmıştım onu ve bizde 1 sene okuduktan sonra ezoterik astrolojide kendi yolunu buldu. Bence kendi konusunda cok basarılı bir yazı. Ama kozmik bilinç ile, enerjilerle ilgilenmeyenler icin anlaması zor tabii.
Her tutulma yeni baslangıclara adımdır aslında fakat herkes icin gecerli olmayabiliyor... Serpil yazısında bu yeni baslangıcları global anlamda herkes icin yazmış, bence dogru yapmış, çünkü bu 2010 daki tutulmalar öncü burcların baslangıclarında oluyor, ve tabii ki yeni baslangıclara odaklanmak gerekiyor. Özellikle 26 Hazirandaki ay tutulması oglak, koc, yengec ve terazi burclarının ilk haftası içinde doganları ya da bu burclarda ilk 6-7 derecelerde kişisel gezegenleri olanları etkileyecektir. İçinde bulunulan toplum, kişileri cok derin etkiliyor ve genelde korkuluyor (Pluton etkisi) Ama surası da bir gercek ki, korku yerine sevgiyi evrene saldıgımızda, cok seyler degisecektir... Sevgiyi verebilmek için , karsılıksız ve beklentisiz bir sekilde evrene salmak cok önemlidir. Bunu yapabilmeniz icin bence 4 önemli şart var... Baska yere yazmıstım bunu, bilmiyorum sizlerle paylastım mı?

1- Saglıklı bir beden... bedeninize özellikle 2010 da cok özen gösterin. saglıksızsanız, sevgiyi filan veremezsiniz, çünkü hep hasta organınıza odaklanır, onu düşünürsünüz...

2- Korkunuzu yenmeniz gerekiyor, hicbir seyden korkmayınız. Korkuyu yenmeniz icin ögrenmeniz, bilgilenmeniz cok önemli... 2010 yılı bilginize cok sey katacagınız bir yıl olmalı. Korkularla degil sevgi, hic bir sey veremezsiniz...

3- Optimist ve iyimser düşünce... her ne olay yasıyorsanız, daha iyimser bir tarz sergilemeye ve tam tersini de düşünmeye çalışınız.Kötümser bir tarz ile sevgi iletilemez...

4-Doğa ile sık sık bütünleşmeye çalışın. Bir agaca bakarken seyretmeyin, icindeki faaliyetlere odaklanın ve ne kadar muthis ve özel oldugunu düşünmeye çalışın. Serpilin de yazdığı gibi insanlar aslında aynı iskelete sahiptirler ama herkes özeldir, özel yapan iskelet değil, onu tasıyan beyinlerdir. Gözümüzle değil, hep beynimizle görürüz ve içimizdeki programlar nasılsa o sekilde algılarız... ve programda sevgi varsa , hep sevgi dolu algılamak ile sevgi dağıtabilirsiniz.
Yansımalar dunyasında yaşadığımızı unutmamak lazım, ne yansıtırsak onu alıyoruz... Düşünceler frekansları meydana getiriyor ve oldugu gibi her ne dusunursek, nasıl bir frekansta düşünürsek, korku frekansı mı, sevgi frekansı mı...aynen evrene iletiliyor ve canlı bir varlık olan dünyamız da bundan cok etkileniyor...Bugun okyanusun binlerce metre altında yanardaglar patlıyorsa, 140 km karelik dev bir buz dagı Güney Kutbundan kopup Avustralya ya yaklasıyorsa, iklimler değişiyorsa, bunların hepsi bizim yansıttıklarımızla oluyor. Ve dünyamız da buna isyan ediyor... ve diyor ki, benim bu sene bir tek seye ihtiyacım var... SEVGİ ye...

sevgiyle kalın...

Félicé

2010 tüm bireyler, toplumlar, devlet ve ekonomik sistemlerin mecburen değişmek ve dönüşmek üzere olacağı bir dönemin başlangıcı. Değiştirmek istediğiniz ne varsa, risk alıp üstüne gidin..Zaten değişim mecburi ise, kendi istediğimiz yönde ve bilinçli olmalı..O zaman çokta korkmaya gerek kalmaz.
Böyle yazıyorum ama, değiştirmek istediğim şeyler o kadar büyük risk gerektiriyor ki, kendi isteğimle yapmayıp yaptırılırsa daha az suçluluk psikolojisi yaşayacağımı düşünüyorum:D
güzel bir yazıydı evet ve şu kısmı çok tuttum ;

Alıntı:Oglak toplumu simgeler. Her burc karsisindaki burcla cok onemli etkilesim icindedir. Oğlağın karşısındaki ve onu tamamlayan burç Yengeç.
Oglak burcunun karsi burcu olan Yengec, ev ve aile ise, Oglak ev ve ailenin icinde oldugu buyuk aile, yani toplumdur.
Yengec su ise, Oglak suyu koydugumuz kaptir. Yeni bir kaba geciyoruz bu yil.
Oncelikle bu iki tutulma, daha once de ifade ettigim gibi bizi yeni bir programa yonelik guncelliyor:J
Blgisayarlar guncellendikten sonra kapatilir yeniden calistirilir. Iste bizler de ayni durumdayiz. Fislerimiz 31 Aralik tutulmasi ile cekilip, 15 Ocak gunes tutulmasi ile yeniden takiliyor sanki.:J
15 Ocak Tutulma
15 Ocak Cuma sabahı saat 9’u 10 geçe (İstanbul saatiyle) Oğlak Burcu’nda bir Güneş Tutulması olacak. Daha önce aynı derecede 19 yıl önce bir tutulma olmuştu. 1991 yılında yaşadıklarınızla bu yıl önünüzde olan dinamizmi karşılaştırabilirsiniz. Gerçi bu yılın dinamizmi daha zorlayıcı olacağa benziyor. Ancak gene de yapacağınız kıyaslama size hayatınızdaki genel huzursuzukla ilgili bir bilgi verebilir.
Gökyüzünde huzursuzluk var. Acımasız olmaya yatkınlık var, verilen kararlarda objektiflik eksikliği olabilir. Otorite sahibi kişilerin denge ve eşitliği gözetmeye yatkın olmadığını da ekleyebilirim. Bu nedenle sanırım yılın başındaki bu tutulma iş hayatında çalışanları, büyük holding ve kurumsallaşmış şirketlerde yapılan değişiklikleri daha da stresli ve huzursuz hale getirecektir.

Kişisel boyutta baktığımızda, kendi bütünlüğümüzü sağlamakta zorlanabiliriz ve kendi seçimlerimizin sorumluluğunu üstlenmek istemeyebiliriz. Hatta bu konuda büyük bir direnç gösterip, dışsal kuralları ve gereklilikleri büyük bir acımasızlıkla kendimize dayatabiliriz. Böylece gerçekte almak istediğimiz kararları değil de; almak zorunda olduğumuzu düşündüğümüz kararları seçeriz. Kabullenme ve oluruna bırakma gücümüze kolayca ulaşamayabiliriz. Statü ve gelecek endişesini fazla abartılı bir şekilde yaşayabiliriz. Diğer yandan uzun süredir uğraştığımız bir çalışmanın neticesini de alabiliriz. Ancak bunun için geçmişte gerçekten üzerimize düşeni yapıp yapmadığımız kıyasıya bir değerlendirmeye tabi olacaktır. Yani başarı kolay gelmeyecek. Eğer şu andaki sonuçtan memnun değilseniz, o zaman bu yılı her gün kendiniz olmaya yönelik küçük adımlarla yavaş yavaş değiştirmeye büyük özen göstermenizi tavsiye ederim. Eğer boş verip bırakırsanız, hedeflerinizden iyice uzaklaşabilirsiniz. Şimdi kendinize ve gelecekteki hedeflerinize büyük bir dikkat ve gerçekçilikle yaklaşma zamanı. Bu konuda kendinizi ve içsel ihtiyaçlarınızı ciddiye almanız gerekiyor. Sadece statü ve dışsal hedefler nedeniyle ulaşacağınız başarıya odaklanmak memnun olmanızı sağlamayacaktır. Hatta böylesi bir odaklanma, sizi sevgiden uzak ve çok yalnız da bırakabilir.

Bu tutulma karamsarlığı arttıran bir tablo oluştuyor. Ancak bu durumun bir de iyi yanı var. O da gerçekçi olmamızı sağlaması. Gökyüzü değişimin kaçınılmaz olduğunu bir kez daha tüm çıplaklığıyla gözlerimizin önüne seriyor. Gerisi sizin kendi hayatınızı, kendi önceliklerinize ne kadar odaklanarak yaşadığınıza bağlı olarak şekillenecek. O yüzden bu Güneş Tutulması yakınlarında alacağınız kararlara ekstra dikkat etmenizi öneririm. Ne fazla karamsar ve ne de fazla hırslı olmadan biraz yalnız kalıp ve kendi sesinizi dinleyip, küçük adımlar atmaya özen göstermenizi tavsiye ederim. Acele etmeyin...statünüz ve gelecekle ilgili tüm hedefleriniz önümüzdeki bir yıl içinde önemli değişimlerle tekrardan şekillenebilir. Şimdiye kadar öncelikleriniz sadece dış dünyaya göre şekillendiyse belki şimdi gerçeklere, yani “kendinize” ve bütünlüğe uyanma vakti gelmiştir. O yüzden dış dünyadaki değişim, tümden kendi iç dünyasından uzaklaşmış kişiler için ilk anda üzücü ve yıkıcı olabilir. Gerçekler bazen haksızlık dedirtecek derecede acımasız olabilir. Siz kendinize dönebilesiniz diye, bazen dışsal yapılar tamamen değişir. Taahhüt zamanı ve bu taahhüdü neye niçin verdiğinize dikkat edin.

İlişkilerdeki dengeyi sağlamak da oldukça zor bu dönemde. Esnek olup kendi tepkilerinizi gözden geçirecek zamana ihtiyacınız olabilir. Böylece önünüzdeki alternatifleri gerçekleştirmek için, pratik adımlar atabilme şansınızı yükseltebilirsiniz. Bu hafta açıklanan pek çok karar sonradan tekrardan gözden geçirilecek, o yüzden acele etmeyin.

Meltem Erdağ Ersoy 10 Ocak 2009
15 Ocak Tutulma II

Güneş tutulması sırasında Oğlak Burcunda bir yığılma var; yani bu tutulma bir şekilde kendi hayatınızın otoritesi olma ve büyüme mücadelesini gündeme getirecek. Üstelik verdiğiniz kararlarda yalnızsınız. Eski çabaların ve gösterilen emeklerin karşılığının alınması konusu çok önemli bir hale gelecek. Tepkisel olmayı kolaylaştıran fırsatlar, değişimi de tetikleyecek. Özgürleşme ve farklılaşma ihtiyacını gerçekleştirebileceğiniz fırsatları bulabileceksiniz. Önemli olan bu fırsatın içinde sadece kendinizi temsil eden gerçekçi kararlar alabilmeniz. Aksi halde akıntıya uyup, kolayca deneyimin kıyısında kalmaya çalışarak, boş verebilirsiniz de.

Tutulma esnasında, Merkür de Oğlak Burcu’nda geri hareketindeyken durağanlaşıp ileri hareketine geçecek. Yani tutulmanın içinde yoğun bir Merkür enerjisi olduğunu söyleyebiliriz. Bu da iletişime ve anlaşmalara ekstra dikkat etmemiz gerektiği anlamına geliyor. Tutulma öncesi sabırsızlığın iyice arttığını söyleyebilirim. Yeni başlangıçlara duyulan ihtiyaç belki bir gereklilik halini alabilir. Yada en azından bu hissi verebilir. Stratejik olup biraz geriye çekilmekte ve kendi sesinizi duymaya çalışmakta büyük fayda var, çünkü dışsal olaylar oldukça zorlayıcı, baskıcı ve kafa karıştırıcı olabilir. Pek çok eski mevzu şimdi acele çözüm beklermişcesine önünüze yığılabilir. Çözüm için öncelik sıralaması yapmanız gerekebilir. Ayrıca bu durum içinde bulunduğunuz koşullarda sahip olmanız gereken yada beklenen bilgilere henüz sahip olamadığınızı ve gerçekçi planlar yapabilmek için objektifliğe olduğu kadar, zamana da ihtiyacınız olduğuna işaret ediyor. O yüzden her nekadar aceleyle çözüm arasanız da, bu tutulma zamanı, biraz beklemeye ve geriye çekilip hem kendinize hem de içinde bulunduğunuz dışsal koşullara dışarıdan bakmaya ihtiyacınız olabilir. Sağduyunuzla önemli ayarlamalar yapabilirsiniz. Kendi iç sesinize Merkür geri giderken (16 Ocak’a kadar) daha kolay ulaşabilirsiniz.

Merkür, tutulma günü ilerleyen saatlerde, ileri hareketine geçecek ve 3 gün aynı derecede kalacak. Bu üç gün (16-18 Ocak), Aralık ayının başlarından itibaren sonuçlandırmak istediğiniz kontratları ve yeni girişimleri sonuçlandırabilir ve beklediğiniz haberleri alabilirsiniz.

Satürn, 13 Ocak’da geri gitmeye başladığı için şimdiki öncelikleriniz Aralık ayında olduğundan daha farklı olabilir; farkındalığınız ve gerçekler şimdi daha başka adımlar atmanızı gündeme getirebilir. Bunlara dikkat etmeniz, kendi bütünlüğünüz (başarı) için gerekli olabilir. Satürn, Mayıs ayının sonuna kadar geri gidecek. Bu önemli dönemde ilişkilerinizi ve taahhütlerinizi yeniden değerlendireceksiniz. İlişki kuruş biçiminiz, bu ilişkilerde kendinizi ortaya koyma yaklaşımınız ve uzlaşma arayışınızdaki kriterler yeniden şekillenecek. Daha önce nasıl bir yaklaşım içindeyseniz bunların gerçekleşen sonuçlarıyla karşılaştırma yapıp, şimdiki adımlarınızı buna göre değiştirebilirsiniz. Böylece Satürn size kendinize uygun bir dış dünya kurabilmeniz için Mayıs ayının sonuna kadar bir ‘yeniden yapma’ koşulları sağlamış oluyor. Satürn Nisan ayına kadar Terazi Burcu’nda geri gidiyor, sürecin son iki ayı ise (Nisan-Mayıs) Başak Burcu’nda geçecek. Bu açıdan son iki ayın koşulları başlangıca göre daha farklı olacak. Satürn Başak’da geri giderken, son iki buçuk yılda yarım kalan işlerinizi ve hedeflerinizi tamamlamanız için önemli bir zamana sahip olacaksınız. Bunu bir fırsat gibi veya bir gereklilik gibi görebilirsiniz. Ancak dışsal koşullar size son iki yılın sonuçlarını taşıyabilir. Bu açıdan farkındalığınızı arttırdığınız oranda gerçekliğin içinde kalıcı bir yapı kurabilecek yeni seçimler yapabilirsiniz. Bu açıdan özellikle geçtiğimiz Ekim ayının çözüm bekleyen olayları tekrardan karşınıza çıkabilir. Yani eğer Ekim ayının dinamikleri sizin farkındalığınızı değiştirdiyse bununla ilgili yeni adımları Nisan ve Mayıs aylarında atmanız Haziran ve Temmuz aylarında sizi rahatlatabilir. Eğer gene de güç savaşına veya aynı kalma mücadelesine devam edip, değişim yapmazsanız, o zaman Ağustos ayında oldukça ızdıraplı değişimlerin içinde fazla söz hakkınız olmadan sürüklenebilirsiniz.

Haziran ayının ilk haftasına kadar sağduyunuza kulak vermeniz ve hemen burnunuzun ucunda sizi bekleyen fırsatlara dikkat etmeniz, gelecekde spekülatif riskler içinde olmanızı önleyebilir.
Önümüzdeki 9 ayın dinamikleri çok hızlı bir şekilde değişiklik gösterdiği için vakit ayırdıkça bu konularda yazmaya devam edeceğim. Taktir edersiniz ki bende bu yoğun değişimlerden payıma düşeni yaşayacağım için ne kadar vakit bulup siteye vakit ayırabileceğimi bilmiyorum. Çünkü her şey bir biri ardına çok hızlı bir şekilde değişiklik gösteriyor ve yoğunlaşıyor. Tutulmalar da bu süreci daha hızlı ve gergin hale getirebiliyor.

şimdi Satürn, Terazi Burcunda geri gitmeye başlayacağı için ve tutulma Oğlak Burcunda olduğu için, belki ilişkiler üzerine ciddi şekilde kafa yormak zamanı olabilir. Bu konuda kitaplar ukumak, danışmanlık almak veya ilişkinizde kendi sorumluluğunuzu üstlenmek zamanı diyebilirim. Sınırlarınızı, taahhütlerinizi ve önceliklerinizi yeniden gözden geçirmek ve eşit ilişkiler kurabilmek için büyümek zamanı diyerek bu yazıyı bitirmek istiyorum.
Sevgiler hepinize,

Meltem Erdag Ersoy 13 Ocak 2010
güneş tutulması benim 2.evimde merkürümle kavuşum halinde ve ayıma 90(4.ev) derece plüton (10)a 120 derece açı yapacak...etkilerinin neler olabileceği hakkında kısaca yorum rica edebilirmiyim...
merkür 7.ev yöneticisi üstelik...ve ay akare yapması endişelendiriyor biraz beni..
(01-13-2010 12:13 AM)uranus Yazılan: [ -> ]Serpil Doğançay ı cok iyi tanırım, hem aynı lisede okuduk, hem aynı iş yerinde çalıştık uzun süre.
Astrolojiye ben başlatmıştım onu ve bizde 1 sene okuduktan sonra ezoterik astrolojide kendi yolunu buldu. Bence kendi konusunda cok basarılı bir yazı. Ama kozmik bilinç ile, enerjilerle ilgilenmeyenler icin anlaması zor tabii.
Her tutulma yeni baslangıclara adımdır aslında fakat herkes icin gecerli olmayabiliyor... Serpil yazısında bu yeni baslangıcları global anlamda herkes icin yazmış, bence dogru yapmış, çünkü bu 2010 daki tutulmalar öncü burcların baslangıclarında oluyor, ve tabii ki yeni baslangıclara odaklanmak gerekiyor. Özellikle 26 Hazirandaki ay tutulması oglak, koc, yengec ve terazi burclarının ilk haftası içinde doganları ya da bu burclarda ilk 6-7 derecelerde kişisel gezegenleri olanları etkileyecektir. İçinde bulunulan toplum, kişileri cok derin etkiliyor ve genelde korkuluyor (Pluton etkisi) Ama surası da bir gercek ki, korku yerine sevgiyi evrene saldıgımızda, cok seyler degisecektir... Sevgiyi verebilmek için , karsılıksız ve beklentisiz bir sekilde evrene salmak cok önemlidir. Bunu yapabilmeniz icin bence 4 önemli şart var... Baska yere yazmıstım bunu, bilmiyorum sizlerle paylastım mı?

1- Saglıklı bir beden... bedeninize özellikle 2010 da cok özen gösterin. saglıksızsanız, sevgiyi filan veremezsiniz, çünkü hep hasta organınıza odaklanır, onu düşünürsünüz...

2- Korkunuzu yenmeniz gerekiyor, hicbir seyden korkmayınız. Korkuyu yenmeniz icin ögrenmeniz, bilgilenmeniz cok önemli... 2010 yılı bilginize cok sey katacagınız bir yıl olmalı. Korkularla degil sevgi, hic bir sey veremezsiniz...

3- Optimist ve iyimser düşünce... her ne olay yasıyorsanız, daha iyimser bir tarz sergilemeye ve tam tersini de düşünmeye çalışınız.Kötümser bir tarz ile sevgi iletilemez...

4-Doğa ile sık sık bütünleşmeye çalışın. Bir agaca bakarken seyretmeyin, icindeki faaliyetlere odaklanın ve ne kadar muthis ve özel oldugunu düşünmeye çalışın. Serpilin de yazdığı gibi insanlar aslında aynı iskelete sahiptirler ama herkes özeldir, özel yapan iskelet değil, onu tasıyan beyinlerdir. Gözümüzle değil, hep beynimizle görürüz ve içimizdeki programlar nasılsa o sekilde algılarız... ve programda sevgi varsa , hep sevgi dolu algılamak ile sevgi dağıtabilirsiniz.
Yansımalar dunyasında yaşadığımızı unutmamak lazım, ne yansıtırsak onu alıyoruz... Düşünceler frekansları meydana getiriyor ve oldugu gibi her ne dusunursek, nasıl bir frekansta düşünürsek, korku frekansı mı, sevgi frekansı mı...aynen evrene iletiliyor ve canlı bir varlık olan dünyamız da bundan cok etkileniyor...Bugun okyanusun binlerce metre altında yanardaglar patlıyorsa, 140 km karelik dev bir buz dagı Güney Kutbundan kopup Avustralya ya yaklasıyorsa, iklimler değişiyorsa, bunların hepsi bizim yansıttıklarımızla oluyor. Ve dünyamız da buna isyan ediyor... ve diyor ki, benim bu sene bir tek seye ihtiyacım var... SEVGİ ye...

sevgiyle kalın...

4 şartın hiçbirini taşıdığımı düşünmüyorum =)
gülücük)) alemsin valla ne diiim... taşıman gerekmiyor ki zaten...sen bir sey tasimiyorsun belki ama kimbilir kac kişi seni tasıyordur....hani filmlerde filan görmüşündür... Hindistanda veya afrikada kabile reislerini, adamları omuzlarında bir taht ta tasırlar...bazen fillerin ustunde de tasınır... altın varak süslemeli incik boncuk kaplı tahtlar... yakında transit yorumlarını yazmaya baslayacagım, bakalım bu da gözüküyor mu...gülücük))
JÜPİTER BALIK BURCUNDA

Jüpiter kişinin inançlarının, emellerinin, geleceğe ait uzun vadeli planlarının ve gelişmeyi ifade eden durumların dönüşümünü sağlayan önemli kozmik bir güçtür. Transit Jüpiter’in her hangi bir evden geçişi yaşamın o alanı ile ilgili daha kapsamlı deneyimlere ve ileri bir anlayışın kazanılmasına yardımcı olur. Etkisi genişletici, rahatlatıcı ve olgunlaştırıcı olarak hissedilir. Jüpiter transitleri en kolay hissedilen ve anlaşılan yıldız etkisidir. Jüpiter burçlar kuşağındaki transitini yaklaşık 11,8 yılda tamamlar. Bir burçta ise yaklaşık on üç ay kalır. Jüpiter’in kare ve karşıt açılarında güvenle hareket etmeye itilir, yapmak istediklerinizi ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmeye çalışırsınız.

Jüpiter’in etkisi altında bir şeyi gereğinde fazla yapmanız bazı sorunları da beraberinde getirebilir. Fazla yeme içme, çalışma, kazanma hırsı, eğlenme, spor yapma, gereğinden fazla sosyal ilişkiler kurma ve risk alma gibi. Jüpiter transiti her ne kadar olumlu olarak algılansa da doğum haritanızdaki yıldız konumlarına ve açılarına göre olumsuz etki yaptığı durumlarda olabilir. Olumsuz etkileşimde enerjinin boşa harcanması ve aşırı genişleme eğilimi söz konusudur.

Jüpiter kişiyi en çok yükselen burç çizgisi ile ( ASC noktası ) kavuşum yaptığında etkiler. Bu konumda Jüpiter transiti enerjinizi artırırken, sosyal hayatınızda canlanma olur. Aynı durum Jüpiter’in Güneş’inizle oluşturduğu birleşim sırasında da yaşanır. Jüpiter’in doğum haritanızdaki planetler ile birleşimi oluştuğu evin konumuna göre amaçlarınıza ulaşmanız için gerekli enerjiyi açığa çıkararak itici güç oluşturur. Jüpiter döngüsünün önemini, yalnız kariyer, iş ve para ile ilgili değişiklikler olarak değil, aynı zamanda felsefi ve ruhsal yönden kişisel ve içsel gelişimin ifadesi olarak da düşünmelisiniz. Zira Jüpiter’in getirdiği bolluk ve mutluluk kalıcı olmayabilir.

Jüpiter 18 Ocak 2010 tarihinde Balık burcuna geçiş yapacak ve hızla ilerleyerek 6 Haziran 2010 tarihinde Koç burcuna geçecek. Koç burcunda hareket eden Jüpiter 23 Temmuz 2010 tarihinde geri hareket ederek 9 Eylül 2010 tarihinde Balık burcuna geri dönecek ve Balık burcundaki transitini 22 Ocak 2011 tarihine kadar sürdürecek.

Not: Jüpiter genişletme ve büyütme ile ilgili bir planet olduğu için bulunduğu ev konumunda işler iyi gidiyorsa daha da iyi, ama eğer kötü gidiyorsa daha da kötü yaşanabilir. Bu yüzden Jüpiter transitlerini doğru değerlendirmek için, bireyin doğum haritasını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Eğer doğum haritasında kare ve karşıt açıda yerleşmiş olumsuz etki alan planet varsa kişi bu etki altında fırsatlar ile karşılaşsa bile önüne çıkan bazı engeller nedeniyle seçenekleri değerlendiremeyebilir. Ya da değerlendirmek için gerekli donanıma sahip değilse fırsat kaçırabilir. Bu etki altında istenilip de yapılamayan şeyler ve kaçırılan fırsatlar kişi üzerinde ekstra bir baskı yaratarak depresyona neden olabilir.

Unutulmaması gereken şey; hiçbir insan tamamen kötü veya tamamen iyi olmadığı gibi, hiçbir transit de tamamen olumlu ya da tamamen olumsuz değildir. Bir Satürn transitinin tüm etkilerinin olumsuz olmadığı gibi, bir Jüpiter transitinin de tüm etkileri olumlu değildir. Bunun yanı sıra açığa çıkan kozmik enerji de doğum haritalarındaki yıldız yerleşimlerine göre her bireyi farklı etkiler. Sıradan astrologların söylediği gibi “Jüpiter burcunuzda, süper şanslısınız ” diye bir şey yoktur.

Örneğin: 2010 yılında Balık burcu süper şanlı yorumlarına ben katılmıyorum. Bu yorumu yapan astrologlar, 6. evdeki Mars’ın geri hareketini ve 8. evdeki Satürn transitini unutuyorlar. Özetleyecek olursak, Jüpiter transitini hem bireyin doğum haritasını göz önünde bulundurarak hem de Jüpiter’in olumsuz yanlarını göz önünde alarak ve diğer transit yıldız etkilerini de düşünerek değerlendirmek gerekiyor. Bu nedenle aşağıda yazmış olduğum Jüpiter’in burçlar üzerinde olası etkilerini okurken, yazdıklarımın genel etkiler olduğunu ve size özel etkilerinin mutlaka doğum haritanız ile bağlantılı olarak değerlendirilmesi gerektiğini unutmamalısınız.

Jüpiter Balık burcunda hareket ettiği süreç içinde insanların birçoğunun büyüme ve genişleme güdülerini artıracak. Bu etki altında daha duyarlı hareket edecek ve manevi anlamda arayış içinde olacaklar. Tüm dünyada Jüpiter’in etkisi ile kardeşlik ve birlik duyguları güçlenecek, yardım kuruluşları ile ilgili gelişmeler, manevi ve dini konular ön planda olacaktır.

Ancak kimi zaman aşırı hassasiyet ve duygusal tepkiler nedeniyle olayların dramatize edilerek duygu sömürüleri de söz konusu olabilir. Yine Jüpiter’in Balık burcu geçişinde sanatsal çalışmalarda, moda ve güzelliğe ait olan her şeyde önemli gelişmeler yaşanacak ve tıbbi araştırmalarda ilerlemeler kaydedilecektir. Alternatif iyileştirme yöntemlerine, yoga meditasyon ve ruhsal arınma gibi yöntemlere, bilinmeyene ve astroloji gibi çalışmalara ilgi artacaktır.
Yorumları okurken öz burcunuzdan çok yükselen burcunuzu dikkate almanızı öneriyorum.

http://www.astromagazin.com.tr/astrogund...k-burcunda
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47
Referans Adresler