Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz.

Tam Görünüm: 2010 Haftalık ve Aylık Gökyüzü Hareketleri
Şu anda Hafif Görüntüleme modundasınız. Siteyi normal görüntülemek için, Buraya Tıklayın
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47

Derin

Sakin kalmamız, ani kararlar almamamız gereken bir hafta başı bizi bekliyor. Özellikle de Pazartesi ve Salı günlerinde adımlarımızı dikkatli atmamızda fayda var ...

Hafta boyunca etkin olacak ve özellikle de Salı günü tetiklenecek olan Mars-Satürn karesi, Çarşamba günü kesinleşecek ve etkisi maksimum hissedilecek. Bu iki gezegen astrolojide “kötücüller” olarak anılırlar. Sert açıları, daha fazla mücadele ve engellerle baş etme gerekliliğini gösterir. Klasik dönem astrologlarına göre bu ikilinin kavuşum ve uyumsuz açıları, insanlar arasında ve daha da çok ülkeler arasında huzursuzluklara, bazen savaş rüzgarlarının hızlı eseceğine, yönetimde söz sahibi kişilerin saldırılara uğrayacağına, halkın yönetimlerden memnuniyetsizliğine, grevler ve protestolara, fırtına ve kasırgalara, depremlere işaret eder…

Pazartesi günü Ay Başak burcunda hareket ediyor. Çalışmak, organize ve planlı hareket etmek ve detaylarla uğraşmak gereken bir gündeyiz. Huzursuz ve tedirgin edici enerjiler iş başında, dikkat! Sağlık ve hizmet konularında sorunlar yaşanabilir. Sabah saatlerinde Ay-Merkür karesinin iletişim alanında tedirgin edici etkileri henüz devrede olacak. Tartışmalardan uzak kalmak, ani karar almamak en doğrusu. Sabah saatleri seyahatler, alım-satım işleri, mesajlar göndermek, eğitsel çalışmalar, etkin kişilerle irtibat kurmak, anlaşmalar ve yazışmalar yapmak için uygun gözükmüyor. Öğle saatlerinde Ay-Jüpiter karşıtlığının abartılara yatkınlaştıran, duygusal tepkileri ön plana çıkartan etkileri devreye giriyor. Öğle sonrasındaki saatlerde etkinleşecek Ay-Uranüs karşıtlığı, elektrikli ve gergin bir atmosfer yaratabilir. Koşullar beklenmedik şekilde yön değiştirebilir. Ani stres yaratan durumlarla karşılaşabiliriz. Öğle sonrasındaki saatler de seyahatler ve taşınmalar, kamusal görevi olan kişilerle görüşmeler, evlilik, havacılık, elektrikle alakalı işlere girişmek, tehlikeli işlere girişmek için uygun gözükmüyor. 14:21’de boşluğa düşecek olan Ay, akşam saatlerinde 21 Aralık 2010 tarihinde gerçekleşen tam Ay tutulması derecesini tetikleyecek. Ay tutulmasının güçlü enerjisinin sadece küçük bir kısmının boşalacağını düşünebiliriz. Ay akşam 19:38’de Terazi burcuna giriş yapıyor ve gerginlikleri dengelememize yardımcı oluyor. Öte yandan, Güneş-Plüton kavuşumunun baskın ve etkili enerjilerini güçlü bir şekilde hissedeceğimiz bir gündeyiz. Bu kavuşumlarda uç noktalar yaşanır, yapıcı ve yıkıcı enerjiler bir aradadır. Ateşli ve dinamik bir yapı ortaya çıkar. Kişisel amaçlarına ulaşma arzusu uğrunda baskı ortaya koyma eğilimi yüksektir. Zor mücadelelere girmeye ve bunlarla baş etmeye hazırlıklı olmalıyız!

Salı günü boyunca Ay Terazi burcunda hareket ediyor olacak. Sabaha karşı saatlerde Ay-Plüton ve Ay-Güneş karesi etkinleşiyor. Yani Ay, Güneş-Plüton karesini tetikliyor ve güçlü enerjileri aktive ediyor. Pazartesi günkü yüksek gerginliğin ardından, mevcut enerjiyi daha da arttıracak bu tetiklenme, bazı yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Öfke patlamalarına açık bir gündeyiz. Özellikle de sabah saatlerinde. Öğleye kadarki saatlerde yeni başlangıçlardan, ani kararlardan, etkin kişilerle görüşme yapmaktan kaçınmamızda fayda var. Karşı cinsle, ebeveynlerimizle, otoriteyi temsil eden kişilerle, iş ilişkilerimizde stresler yaşamamak adına daha esnek ve toleranslı, sakin kalmayı başarmamız gerekiyor. Akşam saatlerinde Ay-Mars karesi ve ardından da gece saatlerinde Ay-Satürn kavuşumunun gergin ve yıpratıcı riskler taşıyan etkileri belirginleşiyor. Riskli işlere girişmemek, sağlığa dikkat etmek, sabırlı ve sakin kalmaya çalışmak, şartları fazla zorlamamak yerinde olacak…

Çarşamba gününün çoğunluğunda Terazi burcunda hareket edecek olan Ay, huzur ve dengenin sağlanmasının önemine dikkat çekecek. Sabah saatlerinde Ay-Merkür arasındaki altmış derecelik uyumlu açının etkisiyle, konuşma ve yazışmalarımızda diğer kişiler üzerinde daha etkin olabiliriz. Tabii önemli anlaşma ve el sıkışmalar açısından, Merkür’ün geri harekette olduğunu unutmamak ve detaylara çok iyi odaklanmak gerekiyor. Akşam saatlerinde Ay-Neptün üçgeninin uyumlu enerjisi devreye giriyor ve günün gerginliğini biraz olsun yumuşatıyor. Ruhsal ve mistik konulara eğilmek, kabullenici olmak, fedakarlığı ve anlayışı ön plana çıkartmak sayesinde huzursuzluklardan uzaklaşabiliriz. 17:05’te boşluğa girecek olan Ay, gece 22:50’de Akrep burcuna geçiş yapana kadar boşlukta kalacak. Bu saatler arasında girişeceğimiz işlerden sonuç almamız zor gözüküyor. Gün boyunca etkin olacak Mars-Satürn karesi “kontrollü hareket” etmemiz gerektiğini gösteriyor. Çok uç noktalarda da olsa, bu ikilinin uyumsuz açılarının bastırılmış gerilimlerden kaynaklanan olayları, şiddet ve yaralanmaları doğurabilen tarafını dikkate almalıyız…

Perşembe günü Akrep burcunda hareket edecek olan Ay, duygusal anlamda derinleşeceğimiz ve sezgilerimizin öne çıkacağı bir günde olacağımızı gösteriyor. Sabah saatlerinde etkinleşecek Ay-Plüton arasındaki altmış derecelik uyumlu açı, duygularımızı daha etkin bir şekilde ifade edebileceğimizi, korumacı ve yardımsever yönlerimizi başkalarının iyiliği için etkin bir şekilde ortaya koyabileceğimizi işaret ediyor. Öğle saatlerinde Ay-Güneş altmışlığının olumlu, destekleyici etkileri devreye giriyor ve günün geri kalanının daha rölantide geçebileceğini gösteriyor. Öğle sonrasındaki saatler etkin ve unvanlı kişilerle birlikte işlere girişmek, onlardan yardım görmek, seyahatler, değişik şeyler organize etmek, yeni arkadaşlıklar kurmak, sosyal ilerleme sağlayacak durumlar, edebi veya dini konularla ilgili girişimler için uygun gözükmekte. Ailevi, sosyal ve işle ilgili alanda uyumlu enerjiler ağırlık kazanıyor…

Cuma günü boyunca Akrep burcunda hareket edecek olan Ay, tutkularımızın dikkat çekeceği, aşkla ilgili temaların ön planda olacağı bir günde olacağımızı gösteriyor. Sabah erken saatlerde Ay-Mars arasındaki uyumlu açının olumlu etkileri devrede olacak. Enerji ve efor gerektiren işler için bu saatleri kullanabiliriz. Öğle sonrasındaki saatlerde Ay-Venüs kavuşumunun aşk ve tutkuları ön plana çıkartan etkileri devreye giriyor. Zevkle alakalı şeyler, aşkla ilgili konular, eğlenmek, yeni giysiler giymek, güzel gözükmek, rahatlamak ve gevşemek gibi olumlu etkileri aktif eden öğle sonrasındaki ve akşam saatlerine kadar uzanan bu zamanları iyi değerlendirmeliyiz. Akşam saatlerinde Ay-Jüpiter üçgeni, ki en şanslı açılardan birisidir, ardından Ay-Neptün karesi, ardından da Ay-Uranüs üçgeni etkin olacak. Bu şartlarda, şans oyunlarında bazılarımız çok şanslı olurken, bazılarımız da beklediğimizi bulamayabiliriz. Yeni yıla girerken, Ay boşlukta olacak, ama her koşulda Ay’ın en son açısı Uranüs ile üçgen olacağından, yeni yılın bizlere yeni fırsatlar, değişimler getireceğini, farkındalık ve aydınlanma enerjisinin yüksek olacağını söyleyebiliriz.

Cumartesi günü boyunca Yay burcunda hareket edecek olan Ay’ın hiç temel açısı yok. Bu da bize yeni yıla umutla ve iyimser bakış etkisinin ön planda olacağı, daha sakin ve az olaylı bir günde olacağımızı göstermekte. Yılın yorgunluğunu çıkartmak, geleceğe yönelik planlarımızı gözden geçirmek ve hatta imgelemek için çok uygun bir gündeyiz…

Pazar günü boyunca Ay Yay burcunda hareket ediyor. Biraz rutin dışına çıkmak, yeni ve farklı şeylerle ilgilenmek, bir şeyler öğrenmek, gezip tozmak, eğlenmek için güzel bir gün. Sabah saatlerinde etkin olacak ve etkisi öğle sonrasındaki saatlere kadar sürecek Ay-Satürn altmışlığı, ailevi konularla ilgilenmek, yaşça daha olgun kişileri ziyaret etmek, bahçe ve toprak işleriyle uğraşmak, doğada vakit geçirmek için uygun gözüküyor. Akşam saatlerinde devreye girecek Ay-Merkür kavuşumu, eski bilgilerimizi gözden geçirmek, kendimizi gerçekçi bir bakış açısıyla yeniden değerlendirmek, konuşmalar ve sohbetler yapmak, gezip tozmak, son zamanlarda gidip göremediğimiz yerleri ziyaret etmek için ideal saatlerde olacağımızı gösteriyor.

Haftanın burçlara göre değerlendirmeleri için tıklayınız…

http://www.uzmantv.com/kategori/astroloj...alik-yorum



21 Aralık 2010 Ay Tutulmasının Ardından

Dünya ve özellikle de Türkiye açısından çok önem taşıyan bir tutulma yaşadık. Pek çok kişiler, her ne kadar bizler açıklamalar yapsak da, tutulma günü büyük bir olay beklediler. Bu beklentinin oluşmasında medyanın çok büyük payı var kuşkusuz. Konuları derinlemesine ele almaktan ziyade, yüzeysel ve özensiz bir şekilde sunmaya meraklı medyamız, Susan Miller gibi tecrübeli bir astrologun bile sözlerini speküle ederek büyük bir olay yaşanacak şeklinde aktardılar muhtemelen. Geçenlerde katıldığım bir televizyon programının sunucusu bana bunu hatırlattığında ve Susan Miller’in yanıldığını söylediğinde, büyük bir olasılıkla bir tek gün için bir yorumda bulunmamış olduğunu, ama bu şekilde yansıtıldığını düşündüğümü söyledim.

Medyada astrolojiyle uğraşan bizlerin yazdıklarımızı abartılı ve korkutucu şekilde ortaya koyma eğilimi var. İki gün önce bu benim başıma geldi. Özene bezene hazırladığım ve en uygun şekilde yayınlanmasını rica ettiğim bir röportajım yayınlandığı gün gazetede kullandıkları (hem de ana sayfadan) felaketvari manşeti görünce sıkıntıdan ne yapacağımı bilemedim. Röportörü aradığımda, yazının içeriğini elinden geldiğince makul vermeye çalıştığını, ama başlığı atma kararının yayın yönetmeni tarafından alındığını söyledi. Bu benim güvenerek daha evvelce de röportaj verdiğim bir gazeteciydi. Güya seçiyoruz, ama nafile sanırım... Kime güveneceğiz? Hiç mi röportaj vermeyeceğiz? Web sitelerimizde bu türde konuları olabildiğince geniş işliyoruz. Tabii ki gazete ve dergilerde bu denli geniş işleme imkanları yok. Yazının içeriğinden bir kısım alacaklar. Ama neden hep en olumsuz gözüken taraflarından, en olmadık şekilde alıp, üstelik de büyük iddialar ortaya koymuşuz gibi yayınlıyorlar? Bu röportajları vermekteki amacımız daha fazla kişinin okumasını, bilgilenmesini, yönlenmesini sağlamak. Maalesef amacını bulmadığı gibi, bir de tam tersi etki yaratıyor! Dilerim önümüzdeki süreçte İkizler/Yay ekseninde oluşacak tutulmalar medyada büyük çaplı değişiklikler oluşturur, taşları doğru yerlerine oturtur...

Evet, bazı tutulmalarda, beklenen pozitif veya negatif olaylar yakın süre içerisinde cereyan edebiliyor ve dramatik sonuçlar doğurabiliyor. Ama, değerli bir öğrencim olan Dinçer Güner’in de Facebook’ta çok güzel izah ettiği gibi, nasıl ki bir virüsü ilk aldığımızda vücudumuzdaki yıpratıcı etkisi hemen devreye girmiyor ve hastalık ancak vücut zayıf düştüğünde ortaya çıkıyorsa, tutulmaların da etkisi en zayıf olan bölgelerde veya zamanlarda ortaya çıkıyor. Kısacası, 21 Aralık 2010’da yaşadığımız tam tutulmanın etkilerini henüz deneyimlemeye başladık ve bu etkiler önümüzdeki yaklaşık altı aylık sürece yayılıyor. Bu dönem içinde belli zamanlarda tutulmanın tetiklediği olaylar gerçekleşecek ve tutulmanın sembolize ettiği koşullar hissedilmeye devam edecektir.

Tutulmalar Zodyak’taki 360 dereceden ikisine adeta birer çentik bırakırlar. Bu dereceler Güneş tutulmasında Ay ve Güneş'in bulunduğu Zodyak derecesinin bulunduğu derece ve tam karşısına düşen derece; Ay tutulmasında ise, Ay'ın ve Güneş'in bulundukları karşıt Zodyak dereceleridir. Daha sonra bu hassas derecelerden geçiş yapan gezegenler, bu hassasiyetleri, kendi doğalarına göre ortaya çıkaracakları olaylarla vurgularlar. Astroloji'de, tutulmaların en az takip eden altı aylık süreci etkiledikleri söylenir. Bu daha uzun olabilir (bazen 3,5 yıl kadar). Bu yüzden etkilerin ortaya çıkması, tetikleyici olarak adlandırdığımız gezegenlerin, bu hassas derecelerden ne zaman geçiş yapacağına bağlıdır. Astrologlar işte bunu takip ederler ve beklenen pozitif veya negatif olayların gerçekleşme tarihlerini bu şekilde öngörürler.

Bu arada, 21 Aralık tam Ay tutulmasıyla ilgili yazımda tutulmanın tetiklediği ülke astroloji haritalarından bahsetmiştim. Adını sıraladığım ülkeler arasında İran ve Japonya da vardı. Başka hangi ülke haritalarının tetiklendiğini görmek isteyenler için yazının linkini veriyorum: http://www.onerdoser.com/Y19_1_21-aralik...i-ii-.html

Haftanın bu son gününde, tutulma civarında gerçekleşmiş olaylardan bazılarına göz atalım. Gelişen önemli olaylar ve yapılan önemli açıklamalar tutulmanın mesajlarını nasıl da taşıyorlar görelim…

İran'da deprem: 7 ölü

21 Aralık 2010

İran'ın güneydoğusunda dün akşam meydana gelen 6,5 büyüklüğündeki depremde, ilk belirlemelere göre, 7 kişi öldü, yüzlerce kişi de yaralandı.

http://www.haberturk.com/dunya/haber/584...ak-kaymasi
Japonya'nın güneyinde, 7,4 büyüklüğünde deprem meydana geldi
21 Aralık 2010

Merkez üssü Bonin Adaları olan yerin 14 kilometre altında meydana gelen depremin ardından başkent Tokyo’nun 1000 kilometre güneyinde bulunan Chichi ve çevre adaların güney kıyılarına 2 metrelik dalgaların ulaşabileceği uyarısı yapıldı. Depremden 40 dakika sonra Chichi’de deniz seviyesi 30 cm yükseldi.

http://www.sondepremler.org/haber/japony...nde-deprem

UFO'ların Türkiye ilgisi

22 Aralık 2010

Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi'nden Haktan Akdoğan'ın yayımladığı fotoğraflar UFO'ları bir kez daha gözler önüne serdi. Akdoğan “Önümüzdeki dönemde de UFO gözlemlerinin tüm dünyada ve Türkiye'de çok ciddi bir şekilde artacağını ve 2011 ile 2012 yılının UFO gözlemleri açısından en önemli yıllar olacağını öngörmekteyiz” şeklinde bir açıklama yaptı.
http://www.milliyet.com.tr/ufo-larin-tur...efault.htm

Çirkin Saldırı
22 Aralık 2010

Pınar Karşıyaka, Kıbrıs Rum Kesimi’nde Apoel ile oynadığı grup maçında Rum seyircilerin saldırısına uğradı. Maç bitiminde kafilemizin üzerine gaz bombaları atan taraftarlar soyunma odası koridorlarına kadar gelip, sopalarla oyuncularımızı dövdüler
http://spor.milliyet.com.tr/cirkin-saldi...efault.htm

İsrail’den Gazze’ye Saldırı Uyarısı

23 Aralık 2010

Son bir haftada Gazze'den İsrail'e roket saldırılarının artmasını değerlendiren bir İsrailli askeri yetkili, bölgedeki Hamas hakimiyeti sürdükçe yeni bir savaşın kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/201...gaza.shtml

Kolombiya’da Toprak Kayması

24 Aralık 2010

Güney Amerika ülkelerinden Kolombiya'nın güneybatısında yer alan San Gerardo kasabasında meydana gelen toprak kaymasında, ilk belirlemelere göre 13 kişi öldü ve 27'den fazla kişi de yaralandı.

http://www.haberturk.com/dunya/haber/584...ak-kaymasi

Ahmedinejad: Kapitalizmin Sonu Geldi!

23 Aralık 2010



Ahmedinejad, ''Herkesin bildiği gibi kapitalizmin ekonomi ve düşüncesi çıkmaza ve yolun sonuna gelmiştir. Bu fikir ki insanları kurtarma ümidiyle ortaya çıkmıştı ve insanoğlunun menfaatlerini koruma, barış ve refahı getireceği ümidiyle bütün milletlere gelmişti. Bugün yolun sonuna gelmiştir'' diye konuştu.



http://www.haberaktuel.com/ahmedinejad,-...50630.html

Afetlerde doruk yılları: 2011 ve 2013
26 Aralık 2010
‘Yerkürede oluşacak olağanüstü değişimler’ raporuna göre, 2011-2015 yılları arasında büyüklüğü 7 ve üzeri deprem beklenen ülkeler arasında Türkiye de var.
http://www.milliyet.com.tr/afetlerde-dor...efault.htm


Yurdun her tarafından yangın haberleri geliyor. İşte birkaç tanesi…
Özel Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi'nde yangın
26 Aralık 2010

Zeytinburnu'nda bulunan Özel Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi'nde yangın çıktı. Huzurevi bölümünde çıkan yangın, itfaiyenin müdahalesiyle kısa sürede söndürüldü. Yangında ölen ya da yaralanan olmadı.

http://www.habervin.com/haber-60247-ozel...angin.html

Kış Ortasında Orman Yangını

26 Aralık 2010 / 12:01



Yaz sezonunda Türkiye’de en fazla orman yangınının çıktığı Muğla’da kış ortasında da orman yangını çıktı.



http://www.haberkapisi.com/haber/kis-ort...240386.htm



Artvin'deki yangın kontrol altında

26 Aralık 2010



Artvin'de akşam saatlerinde başlayan ve örtü yangını şeklinde devam eden yangın, kontrol altına alındı.



http://www.haber61.net/news_detail.php?id=72393



Haftanın haberlerini 21 Aralık 2010 Tam Ay Tutulması yazımdaki tahminlerimle karşılaştırarak okumanın daha anlamlı olacağını düşünerek yazının linkini veriyorum:

http://www.onerdoser.com/Y19_1_21-aralik...i-ii-.html



Öner DÖŞER

26 Aralık 2010, Pazar

ASTROLOJİ OKULU

Derin

Birlikte hareket etmenin ve kararlar almanın zorlaştığı bir hafta. İşbirlikleri, pazarlıklar ve uzlaşmalar yavaşlıyor, hatta çıkmaza giriyor. Bu zorluğa bir de kontrol etme ihtiyacının ve şüpheciliğin artmasını da eklerseniz, haftanın dinamiği bir hayli yoğun oluyor. Destek sağlayabilecek en önemli unsur, iletişim. Konuşarak ve tartışarak yeniden değerlendirmeye açık olursanız ve bunu yaparken esnek olmaya önem verirseniz; daha az zorlanırsınız. Güç savaşlarına ve provokasyonlara karşı dikkatli olun; kendinize bunun sonunda neyi hedeflediğinizi sorun? Kendinizle bol-bol konuşun bu hafta. Gizli ve karanlıkta bırakmaktan ve yokmuş gibi yapmaktan çok daha iyidir.



Haftanın başında günlük tempo oldukça hızlı başlıyor, iletişimde bazı gecikmeler ve yanlış anlaşılmalar Pazartesi günü problem olabilir. Acele etmeden detayları bir daha sorup emin olmakta fayda var. Devamlı değişen koşullar zaman-zaman oldukça sıkıntılı olabilir. Rutinin dışına çıkan çözümler bulmanız ve esnek olmanız gerekebilir.



Pazartesinin özelliği, değişime karşı esnek ve toleranslı olmak; Salı ve Çarşamba günü ise önemli olan dengeyi sağlamaya çalışmak. Ayrıca bunun için yavaşlamaya razı olmak gerekebilir. İşlerin sonuçlanması beklediğinizden daha uzun zaman alabilir, sabrınızın denendiğini düşünecek kadar uzayan bazı işler planlarınızı ve önceliklerinizi yeniden gözden geçirmenize sebep olabilir. Bilgi akışındaki değişime göre kendinizi yeniden adapte etmek zorunda kalabilirsiniz. Bu iki gün ciddi, disiplinli ve sorumluluğu üstlenir olabildiğinizi göstermenizi tavsiye ederim. Tüm taahhütlerinize hak ettiği önemi vermeye çalışın.



Diğer yandan romantizmin ve ideallerin de yükseldiği zamanlar bunlar. Bu yüzden de işleriniz aksıyor ve konsantre olmakta zorlanıyor olabilirsiniz. Kendi ideallerinize ve hayallerinize kaçma isteği öylesine cazip bir hal alıyor ki, yapmak zorunda olduklarınızı görmek istemeyebilirsiniz. Veya gerçeklerden kaçıyor olabilirsiniz. Böyle olunca da otoriteyle sorunlar veya öncelik belirlemek zorlayıcı bir hal alabilir. Eğer kendinizi bu son duruma yatkın hissediyorsanız, en iyisi hafta başında iyi bir program ve listeleme yapıp, bu listeye sadık kalmaya çalışın. Kendinizi fazla sıkmadan bunu yapabilirseniz rahat edersiniz. Bu sayede Perşembe günü daha rahat bir gün olarak geçebilir ve kendinize de vakit ayırabilirsiniz.



Genel olarak harcama eğiliminin arttığı bir haftaya giriyoruz. İsterseniz bütçenizi de hafta başı planlayın, yoksa kolayca aşırıya kaçabilirsiniz. Özellikle Perşembe, bu yönüyle dikkat çekici.



Cuma günü giderek rahatlayan bir tempo ve eğlenmeye uygun bir rehavet içinde yeni yıla gireceğiz. Arkadaşlarla olmak, eğlenmek ve rahatlamak için süper bir gün. Fakat fazla içki tüketmeye karşı dikkatli olun, hiç farkına varmadan sınırları kolayca aşabilirsiniz. Pek çok kişinin son dakika programı değişebilir. İletişim kaynaklı yanlış anlaşılmalar olabilir, çifte kontrolde fayda var.



2011



Kış haritası ve yeni yıla giriş haritası önümüzdeki yıl için ekstra bir strese işaret etmiyor. Umarım 2011, geçtiğimiz yıldan daha fazla stresli olmayacak. Değişim için zorlayıcı ve yoğun bir yıl geçirdik, önümüzdeki yılın Nisan, Temmuz ve Ağustos ayları gene aynı şekilde zorluklara işaret ediyor. Genel olarak bu yıllar daha ziyade önemli bir geçiş dönemini temsil ediyorlar. Ancak 2011’de tolerans ve hoşgörü daha azalacak. Bu nedenle tepkisel gerginlikler kimi zaman yıkıcı olabilecek şekilde ortaya çıkabilir. Özellikle Nisan ayı bu şekilde ön plana çıkıyor. Dünyasal olaylar, azalan tolerans ve empati yoksunluğuyla, ani tepkisellik ve hükmedici bir acelecilikle yönlendirildiğinde akışın bir anda kontrolden çıkma olasılığı çok yüksek. Bu açıdan isyanların, ayaklanmaların ve otoriteyle olan problemlerin daha da artacağını söyleyebilirim. İlk altı ay, sabırsızlığın sakarlığa varan düşüncesizliği ve tedbirsizliği ön plana çıkarması tahammülleri ve kurulu düzeni çok zorlayabilir. Gene de eğer herkes kendi üzerine düşeni yapar, sorumlu bir yetişkin olmaya ve kendi kişisel doğrusunu bulmaya gerekli önemi verirse, toleranslı bir dengenin yıkıcı olmayı engelleyeceğini düşünüyorum.



Finansal açıdan yılın bazı dönemleri aşırıya kaçan harcamalara ve hesapsız bir çözülmeye işaret etse de, yaptırım getiren sonuçların 2012’nin ikinci yarısından önce ortaya çıkma olasılığı düşük. Kişisel olarak dikkatli olabilir ve kendi hedeflerinizi parasal alanda dağılma ve genişleme üzerine değil de daha ziyade makul bir koruma ve sadeleştirme üzerine odaklayabilirsiniz. Ya da tek hedefinizin para kazanmak olmadığı seçimleri de hayatınıza katarak bu dengeyi sağlayabilirsiniz. Özellikle dışsal şartlarda oluşan gerilimin arttığı 2011 Yaz ayları için bunu mutlaka tavsiye ederim.



Yılın en önemli ve farklı konusu sezgilere, birliğin önemine ve hoş görüye yapılan vurgu olacak. Bilimsel, endüstriyel, enerji ve sağlık alanında hayal gücümüzü zorlayan pek çok yeniliğin tohumları atılabilir, bazıları sonuçlanabilir. Ekolojik dengenin sağlanması ve salgın hastalıklar için zaman-zaman önemli stresler ortaya çıkabilir, bazen yıkıcı tepkisel potansiyel çok yükselecek; fakat gene de düzen ve dengenin, eşitliği gözeten bir otoriteyle veya hukukla sağlanmasının mümkün olduğunu düşünüyorum. Fakat 2012’de durumun daha kritik bir dönemece geleceğini ve tahammülü zor bir belirsizliğe ulaşabileceğini de not etmek isterim.



2011 yılında özellikle Balık ve Koç burçları değişimin ön saflarında olacak. 1960- 1969 yılları arasında doğanlar için de önemli bir dönüm noktasından bahsedebiliriz.



Hepinize daha anlamlı ve hoş görüsü bol bir yeni yıl dilerim.



Sevgiler,



Meltem Ersoy 21 Aralık 2010
3 Ocak Pazartesi


Yeniay ve güneş tutulması öncesinde ,eski projeleri tamamlamak ve kamusal işleri halletmek için bugün güzel bir gün.Sabah saatlerinde 09.39'da Oğlak burcuna geçecek olan Ayın konumu bunu destekliyor.Haftanın bu ilk iş günü duygusal ve ailevi meselelere odaklanmak zor olacaktır.Sorumlulukları yerine getirmek için gerekli enerji evrenden iletiliyor.


Öğle saatlerinde Astroidlerden Ceres 21 Marta kadar kalacağı Kova Burcuna girerek el sanatlarıyla üretime dayalı iş kolunda çalışanları destekleyen bir enerji oluşturup,üretimin hızlanmasını sağlıyor.

Satürn ve Vesta arasında ki 60 derecelik açı iş konusunda alınacak desteklerin ve sağlanacak olanakların habercisi.Bu görünüm sizi bir iş koliğe çevirirken çalışanlarınıza köle muamelesi yaptırır.İş yerinizde gerginlik istemiyorsanız aman dikkat edin derim.


Akşam saatlerin Ay,Pluto ve Pallas kavuşuyor.Parapsikoloji ve Okültizmle alakalı çalışmalar yapmak için harika bir zaman dilimi.Bu birleşim bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlayan evrensel enerjiyi de bizlere sunuyor.Şifacılar ve bioenerji uzmanları enerjilerine enerji katacaklar.


Evet büyük kozmik enerjiye çok az bir zaman kaldı.Yarın Venüs Neptün karesinin getireceği potansiyel bir kaos olabilir ama yine de yeniay dan dolayı pozitif bir gün olacak diye düşünüyorum.


Yarından önceki bugünü Edcar Cayce'nin okumalarından bir bölümle bitiriyorum..



Her deneyimin varlık için amacı vardır.Kişi başkalarıyla olan ilişkilerine özen göstermeden yalnızca kendini hoşnut etmeyi yeğlerse ,bunlar ona korku ve kuşkuyu getirir,kin ve düşmanlık duygularını körükleyerek bir çok yaşamın yıkımına yol açar.Yaşamın her aşamasında aşağılayıcı ve zararlı şeyler böyle üretilir.Sonunda yeteneklerden bir bölümü yitip gider,yaratıcı ifade olanakları azalır ve varlığın deneyiminde yıkıcı güçlerin dahada artmasına yol açılmış olur..

Arzu CENGİZ

Astro Benefik
4 OCAK URANÜS JÜPİTER KAVUŞUMU



Bilincin ve uyanışın sembolü Uranüs ve Jüpiter 4 Ocak 2011 de son kez birleşiyorlar.Daha önce Haziran ve Eylül 2010'da Sheat sabit yıldızıyla kavuşmuşlardı.Sheat insani ve dünyevi açıdan kötü talihle ve ölümcül olaylarla ilişkilendirilir.Bu görünümü kötücüllerden Satürn ve Pluto'nun sert açıları da etkilemişti.

Çin ve Pakistan'daki yıkıcı sel felaketleri bu manifestonun dünyevi açılımına verilebilecek en büyük örnek.

Bir çok insanın kendini ifade ederken bencilce davranmasına yada küçük düşürücü hareketlere maruz kalmasına sebep oldu.Bu dönemde özellikle Eylüldeki kavuşum sonrasında uyku problemi yaşayanların sayısında ki artışı yadsıyamayız.




Ve şimdi son kez 2011 Ocakta 27 derece Balık burcunda yan yana geliyorlar.Fakat bu kez kötücül planetlerden gelecek olan sert etkiler yok. Kötü talihin habercisi sabit yıldızlar da yok.



Jüpiter ve Uranüs'ün, Venüs'le 120 derecelik olumlu açısı kişilerin daha kendini bilir davranışlar sergilemesini sağlarken,yeni keşiflere,dinsel ve ruhsal aydınlanmalara kapı açacak.

Venüs aşk ve güzelliktir.Duygusal yakınlık ve aşk macerasıdır.Aşk ilişkilerinde uyum ve mutluluk getirecek olan bu enerji yeni aşklara yelken açtırırken hali hazırda ki ilişkileri uyandırmak için kıvılcım etkisi yapacak., Bu birleşim Güneş tutulmasından 4 saat sonra oluşacağı için etkileri daha güçlü ve kalıcılığı daha uzun sürelidir.

Venüs aynı zamanda paraya hükmeder,Jüpiter ise finansal konuların kaynağıdır.Bu kozmik enerji Uranüs'ün etkisiyle çabuk ve hızlı yoldan para kazanmak isteyen yatırımcıları borsaya yönlendirecek.

Tüm bu olumlu etkileri tersine çevirebilecek olan hem ilişkilerde hemde finansal konularda gerçeklerden uzaklaştırıcı etkilere sahip Neptün Venüs karesini gözden kaçırmamalıyız.Gerçekten uzak hayallere ulaşmak için seçilecek yanlış ortaklar ve ortaklar yüzünden kaybedilecek paraları gösteren bu sert açı
gizli ilişkiler yüzünden kaybedilecek itibarın ve uğranacak maddi zararın da habercisidir.

Doğum haritanızda Başak Balık aksının 25-29 dereceleri arasında planetleriniz varsa veya bu dereceler köşe evlere düşüyorsa, SİZ Jüpiter ve Uranüsün birleşiminden en çok etkileneceklerdensiniz.


Evet yine seller,depremler,yangınlar olacak insanlar ölecek,doğa acımasızca yine katledilecek..
Biriken enerjinin biraz acıda olsa boşalması bu yok oluşlar...İnsanoğlunun kendi ettiğini bulması..


Ama kişisel olarak ne kadar çok arınırsak şişkin egomuzdan ,ne kadar daha az abartısız yaşarsak ,hayata daha iyimser bakabilmeyi becerebilirsek, başkasında ki kendimizi görebilirsek..yani kısaca kendimizi görmeyi gerçekten becerebilirsek..İşte o zaman her şey daha güzel olacak..


Bende ki sen,sende ki ben için sevgiyle kalın hepiniz.


Arzu Cengiz

Astro Benefik
Davet

4 - 23 Ocak 2011 Dönemi

Jüpiter – Uranüs Kavuşumu 2093'e kadar son kez Balık'ta.



Genel olarak büyümesini istediğiniz yeni başlangıçlar için çok uygun bir dönem, çünkü bütün gezegenler ileri hareketinde ve bu durum başlatacağınız yeniliğe hız katabilir. Bu proje eğer sıra dışı anlamlı bir farklılığı gündeme getiriyor ve birlik beraberliğin hayrını temsil ediyorsa, kendiliğinden büyüyüp gelişmesi daha kolay olabilir. Büyüme ve genişleme sizin için çok öncelikliyse o zaman 19 Ocak’tan (dolunay) önce başlangıçları tamamlamalısınız. Eğer küçültme ve bitirme hedefleniyorsa o zaman 19 Ocak’tan sonrasını kullanmanız daha elverişli olabilir.



Bu dönemde eğer dış dünyadan bir çağrı alırsanız gereksiz sınırlar koymayın kendinize, biraz daha az ciddiye alın rutini. Hep çabaladığınız başarıyı ve sonuç odaklı olmayı oluruna bırakın, biraz daha hafif atın adımlarınızı. Boşluğa, boş kalmaya izin verin, yani evrenin sembollerinin size ulaştırmasına müsaade edin. Farklı olun bu hafta. Bir es verin hayata, uzun zamandır yapmak istediğiniz o farklı şeyi yapın, adımlarınızı hafifletin biraz, ayak sesleriniz duyulmasın bir müddet. Dinleyin sessizliği, fısıldayın biraz gelene ve çağrıya, bakalım neler konuşacaksınız hayatla aranızda...size özel. Şu aralar hem suçlayıcı hem de bağışlayıcı sesler bir arada çıkarlar. Dengeyi siz sağlayacaksınız, aşırıyı hemen ayırt edersiniz…size dengeli davranmayacaklar bu aralar; bunu kendinizden önce diğerlerinden beklemek aşırı iyimserlik olur.



Planlarınızı sık sık değiştirmeniz gerekebilir. Hem esnek olmakta hem de romantik hayallerinizi ‘bugün ve burada’ya odaklamakta zorlanabiliriz. Zorlayıcı bir ay geçirdik. Enteresan sürprizlerle karşılaştık, belki coştuk ama aynı coşkuyu gerçekleştirmek için yeterince gerçekçi adımlar atamadık veya beklediğimizden daha yavaş gelişiyor her şey. Ya da belki boş vermeyi daha en başta seçtiniz ve tüm bu değişikliklere rağmen kendinizi hayattan soyutladınız. Duvarların içine kaçtınız. Bu da dengenin kantarını olumsuz olan yöne devirdi. Dışarıdan gelen çağrılara kulaklarınızı tıkamayın. Sihirli bir dönem bu…farklı bir masal ve aşina olduğumuz tek bir kahramanı yok; çünkü Jüpiter ve Uranüs (2093’e kadar) son kez Balık’ta birlikteler. Ümit ve iyimserlik özgürleştirir ve iyileştirir bu hafta. Hayatınıza yepyeni bir anlam katar gruplar ve birlikte yapacaklarınız. Yeni bir yolculuk var önünüzde bu farklı çağrıyı kaçırmak istemezsiniz.



Diğer yandan gündelik gerçekliklerle ve görevlerle aslında uğraşmak istemediğiniz bir dönem. Bu yüzden günlük detaylara odaklanmakta zorlanabilirsiniz. Aslında kimi zaman 4 Ocak civarında gelişen mevzularla ilgili yeni kararlar vermek ve belki de harekete geçmek durumundasınız. O yüzden gerginlik ve seçim yapmanın zorluğunu hissedebilirsiniz. Eğer bahsettiğim boşluk ve oluruna bırakma deneyini azıcık hayatınıza aldıysanız, belki şimdi olasılıkları arttırmış olabilirsiniz. ‘Bırakmak’ hiçbir şey yapmamak değildir. Aşırı müsamaha değildir. Tembellik hiç değildir. Tam tersine, ne olup bittiğini anlamak için pür dikkat kesilmek demektir. Odaklanma gerektirir, ama bilinene değil; hemen burnunuzun ucuna. Gelen böceğe, çalan telefona, önünüzde sırada bekleyene, size verilene, sebepsiz olana, ürpertiye, çağrıya dikkat gerektirir. Her şeyden önemlisi de kabullenme gerektirir. Yoksa bırakamazsınız kafanızdaki kurguyu ve geleceği. Siz bırakamayınca çok meşgul olur hatlar ve semboller ulaşamaz size. Ya hep telefondasınızdır, ya da planlarınızla konuşuyorsunuzdur, siz mi onların peşinde onlar mı sizin peşinizde karışır her yer ve kaos böyle başlar. Başını sonunu bilemezsiniz. Oysa tam da kaos olmasın diye, bilerek başlamıştınız. Bir daha aynı hataları yapmayacağım diyerek bilinçli olarak kontrolü arttırmıştınız.



En başa dönelim, 2010 Yaz mevsimini bir daha hatırlayın, neye başlamak istediniz ve ertelediniz? Sizden ne istediler ve siz görmezlikten geldiniz? Neyle meşguldünüz? O meşguliyet sizi tatmin etti mi? Hoşnutsuzluk için hangi bahaneler vardı? Şimdi hemen önünüzde durana odaklanabilir ve yolunuzu değiştirebilirsiniz. Tek bir koşul var, içinde olduğunuz ‘an’a hemen ertelemeden gelivermeniz. Randevunuz ‘bugün’ ve bu ‘an’la. Davetiye ‘evren’ den.



Yazan Meltem Ersoy 5 Ocak 2011
7 Ocak Cuma
Venüs Yay Burcunda
Bugün Venüs 4 Şubata kadar kalmak üzere Yay burcuna giriyor.8 Ekim-- 18 Kasım arasında 42 gün süren retrosu Yay'a geçişini geciktirdi.Gecikmelide olsa şimdi Yay'ın ateşi daha coşkulu daha hareketli tavırlarla,daha çok gezmek, seyahat etmek ve yeni yerler keşfetmek isteğiyle etkilemeye başlayacak kişileri.
İlişkilerde özgür olma ve bağımsızlık isteği baskındır.Para harcama konusunda aşırıya kaçılabilir.Oysa ki bu görünüm iyi kullanılırsa özellikle eğitim konusunda başarılara imza attırabilir.Yay'ın Dünyadaki yaşam amacı hedefleri büyütmek ve sonsuz bilginin peşinden koşmaktır.Venüs'le kavuşunca hedefe aşk ve ilişkiler konusuda dahil oluyor haliyle.Akrep burcundayken egoist,inatçı,dengesiz duyarsız ve istikrarsız tavırlar sergilerken şimdi daha zeki,becerikli,duyarlı ve dürüst davranışlar sergileyecek ,kişileri de ilişkilerinde bu şekilde etkileyecek..

Güneş Satürn Karesi


Venüs'ün coşkusuna dur diyebilecek bu kozmik etkileşim daha derin düşüncelere daldırırken Güneş'in hayat veren enerjisini engelleyici etkiler oluşturacak.Bu görünümün olumlu yanı ruhsal yükselmeye destek olmasıdır ve daha alçak gönüllü tavırlar sergiletir insanoğluna.

Benlik duygusu ve tutucu davranışların stres yarattığı bir enerjidir.Dışa dönük kişiler diğerlerini kontrol etmek ve eleştirmekle mutsuzluklarını ifade ederken,içe kapanık karakterler kendileriyle ilgili karamsar düşüncelere girerler. Aslında her iki tarafın davranış şeklinin altında yatan sebep güvensizlik duygusudur.Unutmamak gerekir ki Güneş Satürn karesi bilgi ve sabrın doğru yolda kullanımıyla bilgeliğe götüren bir birleşimdir.

Bu kozmik enerjinin karmik etkilerine bakacak olursak , kişilerin kendi ihtiyaçlarıyla ilgili korkularıyla yüzleştirecek insanları.Yalnızlık korkusu,parasız kalma korkusu,aldatılma korkusu gibi.. parasız kalma korkusu,aldatılma korkusu gibi..

Bu Akşam 21.00'den sonra Kova burcunda ki Ay, Neptün ve Chiron'la kavuşuyor. Anlaşılması zor duygular içine sokan bu birleşim bir çeşit duygusal boğulma hissi yaşatır insana.Tam da Ayın boşlıkta olacağı bu saatlerde kendinizi keyifsiz hissedebilirsiniz..Kendinizden kaçmak için alkol yada uyuşturucu maddelere yönelebilirsiniz.Bu görünümün olumlu yanı üstün sanatsal yaratıcılıktır.

Bugünün temsilci Tarot kartı XII-THE HANGED MAN(Asılan Adam)
Yeni yaşam yolumu bulabilmek için eski çıkmaz yolumdan vazgeçmeliyim ve kadere bırakmayı bilmeliyim diyor

Arzu CENGİZ

Astro Benefik
11 Ocak Salı




Merkür,Jüpiter karesi


Merkür,Uranüs karesi


Yüksek seviyedeki gerilimi hissettiğinize eminim.Dünden beri Merkür 5 tane gökyüzü elemanıyla çeşitli açılar yaptı.Bugünse Uranüs ve Jüpiterle aralarında netlik kazanan kare açı özellikle haberleşme ve ulaşım konularında uyumsuzluklar yaşanacağının göstergesidir.


Kişisel görüşmelerinizde iddiacı olmamanızı karşınızdakini zorlayıcı konuşmalar içine girmemenizi özellikle tavsiye ederim.


Uranüs Merkürle ne zaman sert bir şablon çizse gökyüzünde, dilini tutamamaktan dolayı birçok ilişkinin zora girdiği ve hatta bittiği bilinir.Aslında açık sözlülükle alakalı bir durumdur bu .Gerçeği söylemek karşı tarafı zedeler söyleyiş tarzından dolayı.Bu bir iletişimsel isyandır aslında. Sürüden kopuş sürüyü reddediştir.Okuldaki isyan,evdeki isyan,işteki isyan ve ilişkilerde ki isyandır.
Sonuç;sürüyle düşman olabilirsiniz.


Jüpiterinde bu şablonun içinde olması olaylara kibir ve abartıyı da katarak daha da çekilmez hale sokuyor..Bugün birisi karşınıza çıkabilir ve filozofça bir tavır takınarak - Bak aslında söylememem gerekirdi ama bilmen lazım diye gerçekle yüzleştirmek gibi bir amaç edinmiş gibi görünebilir size.Yada siz bu davranış içine girebilirsiniz..Bu bir düzen bozma eylemidir sakın unutmayın.Hemde sinir bozucu bir eylem..İçinde netlik olmayan ama sanki netmiş gibi görünen yada gösterilen..


Bugün daha dalgın olabilirsiniz.Yanlış anlamaya ,yanlış anlaşılmalara müsaitsiniz.Geleceğe yetişmek amacıyla şimdikini unutabilirsiniz.Elektrikli aletlerle ilgili sorun yaşayabilirsiniz yada değerli bir mücevherinizi kaybedebilirsiniz.Dikkat lütfen.


Merkürün Neptün ve Chirondan aldığı 60 derecelik destek açısı hala devam ediyor.Özellikle holistik sağlık , alternatif ilaçlar ve tedavi yöntemleri konusunda en son bilgileri öğrenip uygulamanızı öneririm.Bu konu hakkında verdiğim linkten Devrim Dölen'in yazısını okumanızı tavsiye ediyorum..http://www.derki.com/astrolojik/item/2587-astrolojide-bitki-sifaciligi

Yarın saat 13.31'de Koç burcundaki İlk dördün fazı gücü ispatlama ve kabul ettirmek için agresif tavırlara sebep olacak.Bunun yanında yeni fırsatlarla karşılaşabilirsiniz..Yarın ola ki yeni bir diet programına başlamak istiyorsunuz.Bence başlamayın 19 Ocaktaki Dolunayı bekleyin

AstroBenefik
Ocak Ayı Gökyüzü Enerjileri


Yazar Serpil Doğançay



21 Aralık ve 4 Ocak tutulmaları pek çoğumuzun hissettiği gibi oldukça önemliydi. Eski bilgiler, eski enerjiler döngüsünü kapıyor. Yeni bir dönem, atılan yeni temellerin üzerinde oluşturacağımız yeni “bizler” geliyor…Geliyoruz!:J

Bizi sarıp sarmalamış olan kimliklerimizden özgürleşme zamanı demiştik. İşte tüm bunlar başlıyor ve zorlanıyor olabiliriz. Çok normaldir.

Çatışma, gerilim ve öfke genel olarak tetiklendi bu ay. Korkular tetiklendi. Bu duyguların tetiklenmesi de normaldir. Kimliklerden özgürleşebilmek, ait olmadığımız yerlerden uzaklaşabilmek, en yüksek ihtiyacımıza yol alabilmek kolay değil. Yeni başlangıçlar yapabilmek kolay değil. Belki bundandır zorlanmamız. Belki tanımadığımız duygular içindeyiz. Belki de başkalarının öfkelerine ve sözle saldırılarına maruz kaldık. Ortak bilincimizde şu anda zorlayıcı enerjiler var ve pek çoğumuz bundan payımıza düşeni alıyoruz.

Ya da bizler öfkeli yönümüzü zaman kompartımanlarında hapsetmiş olabilir miyiz? Ve şu anda o vechelerimizle yüzleşiyor olabilir miyiz?

Ayrıca, tutulmalarla tetiklenen yüksek ve bizi geleceğe taşıyan enerjilere de uyumlanıyoruz bu günlerde. Zorlanma yaşıyorsak, paniğe kapılmayalım.

Eril enerjinin harekete geçme dürtüsü de güçlü bir şekilde gündemde bu ay. Eril yönümüzle yeni başlangıçlara adım atabiliyoruz çünkü. Ancak içimizdeki eril enerjiye bir bakalım, ne durumdayız?

Av Mevsimi adlı filmi çoğumuz seyretmişizdir. Belli başlı 4 eril karakter vardı filmde. İdris, “deli” lakaplı Laz bir Polis. İçindeki sevgi de, öfke de, coşku da dışarı taşıyor. Sevgi uğruna cinayet işleyebilecek kadar gözü kararabiliyor. Bir taraftan sevdiğine zarar veremeyecek kadar şefkatli ama diğer taraftan kontağı bir attı mı gözü hiçbir şey görmüyor. Başa çıkamadığı öyle bir ateş var ki içinde! onu yakıp kül ediyor. Çok sevilesi ama çok zor bir eril enerji yansıtıyor. Sevgisi karanlıklarını daha da arttırıyor. Sevgisi egosunun kontrolü altında. Dengede değil…. Batdal, içine doğduğumuz ve artık sonlanmakta olan sistemin Güç kavramını bize muhteşem bir şekilde işaret eden bir eril enerji. Paranın ve ünvanın gücüne sahip. Herşeyi yapabileceğine inanıyor. Yaşamı ”ya avlamak, ya avlanmaktır” diye tanımlıyor. Sevgisi uğruna tüm gücünü gözünü kırpmadan kullanıyor. Sevgisi karanlıklarını büyütüyor onun da. Çünkü sevgisi egosunun kontrolünde. Dengede değil. Hasan, çömez lakaplı bir yeni mezun. Yaşam deneyimi yok. Yaşamı şu anda okul ve bilgi olarak gören bir genç iken, deneyimledikleriyle zamansız bir şekilde olgunlaşmaya fırlatılıyor. Satürn’ün zaman döngüsünden aniden çıkıyor ve kitaplardaki teorik bilgilerden hayatın gerçeklerine geçiş yapıyor. Ama arada kalıyor. Sevgi ve karanlıkların arasında kalıyor. İçindeki karanlıkları fark edemeden, dışarıdaki karanlıkların içine dalıyor cinayet davasıyla. Dengede değil. Filmde bir karaktar daha var ki!...Ferman…sadece o dengede bir eril enerjiyi yansıtıyor. Filmde ve yaşamda galip gelen Fernan’ın dengede olan eril enerjisi oluyor. Ferman, İdris’in amiri. Emekli olmak üzere. Olgun. Çok şey görmüş geçirmiş bir yaşam bilgesi. İçindeki sevgiyi de öfkeyi de yaşıyor! Ama ne öfkenin ne de sevginin içinde kaybolmuyor! Bilgelikle yol alıyor. Herşeyi dozunda yaşıyor. Lakabı Avcı…Elinden hiçbir dava kaçmamış. Kendi karanlıklarını ve dışarıdaki karanlıkları bilgelikle “avlıyor” Ferman.

4 Ocak Güneş tutulması ile bir anlamda içimizdeki ve dışımızdaki eril enerji de tetiklendi. Ama hangisini seçeceğiz? İçimizde hepsi var…İdris de var, Ferman da, Batdal da, belki Hasan bile…Eğer çatışma ve öfkenin içine düştüysek ve aynı şekilde karşılık veriyorsak, sevgi dolu olsa da öfkesine hakim olamayan İdris veya sevgi için başkalarına çok acımasız olabilen Batdal ile buluşuyoruz…kendi karanlıklarımıza düşüyoruz başka bir deyişle. Eğer öfkemizi ve sevgimizi gerektiği yerde gerektiği gibi ifade ediyor ama “içine düşmüyorsak” Ferman oluyoruz. Gerçek bir avcı!…Karanlığı bilgelikle avlayan tarafımızla buluşuyoruz o zaman.

Duygularımız çok önemli. Hem kendimizi, hem çevremizi duygularımızla etkiliyoruz. Birbirimizin duygularından etkileniyoruz. Ortak bilinçteki duygulardan etkileniyoruz. Ve bu günlerde ortak bilinçte gerilim var, öfke var.

Kuşlar bile yem için birbirleriyle kavga ediyorlar bu günlerde:J)

O halde, hep birlikte değiştirmeye niyet edelim bu ortak duyguyu. Düşmeyelim içine. Av Mevsimi’ndeki Ferman olalım hep birlikte. Hakim olalım kendimize. Avlayalım kendi karanlıklarımızı bilgelikle.

Bu ay Satürn otoriteyi sorgulatıyor. Baskı hissediyor olabiliriz üzerimizde. Gemileri yakmayalım. Bu baskı, karşıdan değil kendi içimizden de geliyor olabilir.

“Arzın duygularıyla değil, Semanın aklıyla hareket edelim”.

Merkür kitlesel bilinçaltındaki öfkeyi, korkuları tetikliyor, özellikle Ay’ın Koç burcunda olduğu 11-13 Ocak tarihlerde ve koç burcunda büyüyen Ay’da bunu hissettik.

Merkür 14 Ocak tarihinde Oğlak burcuna geçiyor. Kitlesel korku ve gerilim etkisi devam ediyor ancak biz bu enerjiyle baş etmeyi de öğreniyoruz bu süreçte. İçimizdeki sevgiyi ve olumlu duyguları ortaya çıkartan ortamlarda olmaya özen gösterelim. Ortak bilinçteki karanlığı değil, aydınlığı besleyelim.

Merkür-Pluton birleşmesi 15-22 Ocak arasında etkili olabilir. Özellikle olumluya odaklanalım. Manipülatif ortamlarda değil, olumlu duygular içine girebileceğimiz ortamlarda olalım. Dış dünyadan gelen olumsuz bombardımanların içine düşmeyelim. İçsel gücümüze odaklanalım. Zihin gücümüzü elimize almak için önemli bir fırsat bu.

Lütfen hatırlayalım, biz hangi frekansta isek, o frekanstaki olaylara ve kişilere çekiliyoruz. Öfkenin içine düştüysek, frekansimızı düşürdüysek, işte o zaman kuşların bile kavga edenleri çıkabiliyor karşımıza:J Enerjimizi yüksek tutalım bu ay.

15- 16 Ocak, Neptün, Şiron , Ay açısı para ve berekete güven duygumuzu temize çekmeye yöneltiyor bizi. Bereketimizi iç ve dış bilgilerle kendimiz yaratıyoruz, hatırlayalım. Açığa çıkmayı ve berekete dönüşmeyi bekleyen sonsuz yeteneklerimiz var hepimizin. Ya da açığa çıkmış ama henüz yeterince sahiplenilmemiş olan. İşte gökyüzü bize bunu hatırlatıyor. “Aşk ve tutku duyacağın işi yap ve o yola kendi zamanında girmek için kendine de evrene de güven!” diyor.

4 Ocak tutulması bizi içimizdeki gerçek hedeflerimize yöneltmişti. Gerek kariyer, gerek ilişkiler, yani genel anlamda yaşamsal. Arada derede kalmak yok bu seneki enerjilerde. Seçimler var…cesaretle yola çıkmak var…hareket var. Yola çıkmayı istememize rağmen korkuyla oturduğumuz yerde kalmak için ısrar edersek, koltuğumuzla birlikte yola çıkartabilir bizi 2011 enerjileri:J

19 Ocakta saat 23:22 gibi Yengeç burcunda dolunay gerçekleşiyor. O tarihe kadar duygularımız büyüme evresinde, dolunay günü doruk seviyeye ulaşıyor. Merkür-Pluton birleşimi de etkili dolunayda. O yüzden de, dolunaya kadar olumlu duyguları büyütebilmemiz ve ne hissedersek hissedelim “şükürde” olabilmemiz çok önemli. Ev, aile, toplum,ilişkiler, iç dünya-dış dünya, otorite konuları gündemde dolunayda.

Satürn, en dip noktaya vurmayı “bildiniz ”, çıkın artık diyor dolunayda. Sistemin eski enerjisinden çıkın artık diyor. Elinizden, kolunuzdan, paçanızdan çekmek isteyebilir bu enerji sizi aşağıya…bazen çevrenizdeki kişilerin eliyle yapabilir bunu…Duygularınıza kapılmayın. Düşmeyin, yola devam edin diyor.

“Arzın duygularıyla değil, semanın aklıyla hareket edelim”.

20 Ocak’ta Kova burcu başlıyor. Bu sene de geçen sene olduğu gibi sert olabilir hava koşulları. Bazen fırtınalarla gelebilen özgürlük ve foton enerjisi Kova. Biz ne kadar güçlü ve ne kadar gerçeğimizde olursak iç ve dış fırtınalarla o kadar kolay başa çıkabiliriz. Ferman olabilmeyi hatırlayalım:J

22-25 Ocak ilişkilere yönelik önemli farkındalıklar, gelişmeler ve bazılarımız için ilişkilerimizde şifalanmalar yaşayabileceğimiz günler olabilir.

26 Ocak 14:58 gibi Akrep burcunda küçülen Ay var, oldukça önemli. Karanlıklar küçülüyor! Mutlaka değerlendirelim! Hem kendimiz hem dünya ve insanlık için niyet ve dua, meditasyon vs. yapalım.

En büyük bolluk ve bereket gezegeni Jupiter 22 Ocak akşam saatlerinde Koç burcuna geçiyor. Koçlar için ve hepimizin Koç alanı için yeni bir dönemi ve fırsatları tetikliyor. Koç burcu kendimize gidişi simgeliyor. Jupiter’i olumlu bakışla ve şükürle karşılayalım.

Satürn 26 Ocaktan itibaren Terazi burcunda geri gitmeye başlıyor. Bize verdiği bilgiler daha derin ve daha sorgulayıcı olabilir. İlişkilerimizde idris’ler, Batdal’lar değil, kafası karışık Hasan’lar değil, Fermanlar olmamızı hatırlatacak bize. Sevgimizi egomuzdan bağımsız yaşamamızı, karanlıklarımızı bilgelikle avlayarak aydınlatmamızı da. Çünkü karanlıklarda da sevgi var…ama kendini sevmeyen bir sevgi o…

30 Ocak akşamımdan başlayan, 31 Ocak sabahına uzanan Pluton-Ay birleşimi var Oğlak burcunda. Rüyalarımızda şifalanma yaşayabilir, bilgi alabiliriz. Olumlu niyetlerle yatalım.

Kendi içsel gücümüzde ve dengemizde kalmayı hatırlayacağımız ve birbirimize hatırlatacağımız bir ay diliyorum. Yaşama baktığımız pencereyi dış müdahalelere maruz bırakmayalım:J. Temelimizi attık Ocak ayı başında, cesaretle yola devam...
KOVA DÖNEMİ VE DOLUNAY
17-23 ocak
Haftaya Merkür ve Pluto gezegenlerinin tam kavuşum yapması ile başlıyoruz. Tam derece ile kavuşum açısı en etkili astrolojik olaylardandır. Zeka ve düşünme şeklini temsil eden Merkür ile derinlik, gizem ve büyük gücün timsali olan Plutonun kavuşumu; derin düşünce, ikna kabiliyeti, araştırma potansiyeli, sezgisellik, büyük zihinsel faaliyeti vaad ediyor. Peki bu durum nasıl ortaya çıkacak bu hafta? Jupiter Uranus ikilisinin bize hazırladığı çeşitli fırsatların realize edilebilmesi için şartları biraz zorlayabileceğimizi, kapasitemizi zorlayarak mevcut durumu lehimize çavirebileceğimizi gösteriyor. Güneş Mars ikilisinin Jupiter’i açıktan desteklemesi bu konuda tüm cesaretimizle ortaya rahatça çıkabileceğimizi deişaret ediyor. Ay Neptün dansı ise hayallerimizin ve sezgilerimizin bize sessizce eşlik edeceğini müjdeliyor. Karşınımıza çıkabilecek engellerin aslında yoğun konsantrasyonla rahatlıkla çözülebilieceğini söyleyebiliriz. Sorundan çok çözüm yollarına odaklanırsak çıkış yolunun karşımızda belireceği muhakkak. Gereksiz elektriklenmelere kapılmamayı önerebilirim.
Salı günü Ay Yengeç burcuna geçiş yapıyor. Kendimizi daha evcimen, daha sevecen ve duygusal hissedeceğimiz bir gün olacak. Merkür-Plüto ikilisine karşıt açı yapacağı için biraz gerginlik ve asabiyet olablir. Günün ilerleyen saatlerinde ise biraz daha yorgun ve depresif hisler sarabilir. Buna izin vermeyin. Saturn devrede demektir. Ay ile sert bir kavgaya karışacaklar. Biz sadece ortaya çıkacak olan fırsatlara ve nasıl realize edebileceğimizle ilgilenip, olumsuzlukların bizi aşağı çekmesine müsade etmeyelim.
Çarşamba günü Güneş ve Jupiter’in tam açısı mevcut. Müjdeler olsun. Artık her zaman sözünü ettiğimiz fırsatların karşınıza çıkarak görünür olması kuvvetle muhtemel. Üstelik aynı günü gecesi 29 derecede yani zodyağın son derecesinde bir dolunay gerçekleşecek. Dolunay başlamış olduğumuz işlerin tamamlanmasını sembolize eder. Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız ve meyve vermesini beklediğimiz işlerin finalize edilmesi söz konusu. Çok heyacan verici değil mi? Yengeçteki dolunay daha içsel olduğumuz, aile ve duygusal güvencemizin ön plana çıkacağı bir dönemi işaret eder. Ev, aile ve mülk konuları ya da bilinçaltı veya kendini tanımaya odaklı bir dönemdeyseniz artık çözümleneceğini söylemek mümkün. Bu dolunay ayrıca anne ile ilgili bir temayı da anlatabilir.
Perşembe günü Kova Burcu dönemi başlıyor. Bağımsızlık isteği, özgürlük, idealizm ön planda olacak. Üstün insan ve sevgi temasını temsil eden Kova burcu hayallerin gerçeğe dönüşebileceğinin de işaretini taşır. Maddiyattan ziyade fayda sağlamaya yönelik bir dönemin geldiğini gösteriyor. Yoğun bir iletişim ve akılcılık ön planda olacak.. Jupiter’in ve Mars’ın da desteği ile hayallerin gerçek olmaması mümkün mü? Plüto’nun Jupiter ile yapacağı duello bizi biraz daha fazla dogmatik ve kavgacı hatta kendimizi olduğumuzdan fazla abartmayı da verebilir.
Cuma sabahı Aslan burcundaki Ay Venus ile güzel bir uyum içinde olacak. İlişkilerimizde daha coşkulu, duygularımızda abartılı olabiliriz. Hoş duygular içinde olacağız. Saturn ile Venus uyumlu açısı ise ilişkileri daha somut bir aşamaya taşınabileceği ve uzun sürekli yeni anlaşmaların da yapılabileceğini gösteriyor.
Cumartesi günü Başak burcundaki Ay Plutoya açık destek veriyor. Duygusal ama kontrollu olacağımız bir gün olacak. Pazar günü ise nihayet Jupiter Koç burcuna geçiş yapıyor. Koç burcu öncü burctur ve Zodyağın ilk burcudur. Bir döngüyü başlatır. Jupiter bolluk bereket ve büyüme getirir. Yani Jupiter’ın Koç burcunda olması üstelik Uranüs gibi ani beklenmedik gelişmeleri sembolize eden bir gezegenle kavuşum halindeyken neler yaşanabilir bir düşünsenize. Koç burcunun kişisel haritanızda temsil ettiği alanlarda her türlü yeni ve umulmadık fırsatlar çıkacaktır karşımıza. Hazır olun. Şimdiden çok heyecanlı. Jupiter’in Koç burcundaki ziyeretinin bu ilk gününde gökyüzündeki açılar biraz sert olacak. Bu da olayların ortaya çıkıp bizi neşeye boğmadan once hafif bir gerginlik yaratabileceğini gösteriyor. Her şerde bir hayır vardır diyerek güzel günlerin müjdelerini vermek istiyorum. İyi haftalar diliyorum. Sevgiyle kalın.
Didem Can
Ana SayfaHarita Analizi (Danışmanlık)DuyurularBurçlarYurda Hal31 Ocak – 06 Şubat 2011 Haftası


Bu Hafta Venüs’ün Uranüs’le olan karesinin etkisi sayesinde (tam kare 03 Şubat) değişikliklere açık olacağımız bir hafta yaşayacağız. Uçuk, kaçık zevklerimizi yansıtan harcamalar yapabilir, mesela giymeye cesaret edemeyeceğimiz bir kıyafetle bir toplantıya katılabilir, normalde bize göre uçuk olan bir oje renginin bir anda tırnaklarımızı süslediğini görebiliriz. Sevdiklerimize karşı sevgimizi her zamankinden daha farklı ortaya koymak isteyebiliriz. Aynı zamanda kutlamalar, kalabalık eğlence ortamları da bu hafta çok cazip olabilir. Harcamalarımızda beklenmedik bir abartıya kaçmamız da söz konusu olacaktır fakat yine de sürpriz ve beklenmedik kazançlar da devreye girebilir.

01 Şubat – 05 Şubat tarihlerinde tam kavuşum halinde hareket eden Güneş ve Mars harekete geçiren aktif etkisini geçen haftadan beri gösterse de bu hafta Mars’ın canlandırıcı etkisini çok daha kuvvetli hissedeceğiz. Sosyal ortamlarda aktif olabileceğimiz gibi, kendimizi çabucak hararetli tartışmaların ortasında bulabiliriz. Bedensel ve zihinsel enerjimizin yoğun olacağını göz önünde bulundurursak, aktif ve üretken bir hafta geçirme fırsatına sahip olduğumuzu anlayabiliriz. Hedeflerimize doğrudan odaklanabiliriz. Başkaları bizleri hedefimizden uzaklaştırmak istese bile, biz yolumuzdan dönmeyecek, “hayır diyecek enerjiye sahip olacağız. Bu etki biraz zayıflayarak da olsa, bir sonraki hafta da kendini hissettirecektir. Ayrıca Güneş’le Mars’ın Kova burcundaki kavuşumu, toplumsal anlamda dur diyemediğimiz konularda sesimizi yükseltebileceğimizi gösteriyor. Toplumsal, hatta evrensel duyarlılığımızın arttığı ve düşüncelerimizin özgürce ifade edildiği bir hafta yaşayacağız.

03 Şubat saat 04.30’da Kova burcunda gerçekleşecek olan Yeniay bir ay süresince objektif yanımızın daha ağır basmasına, mesafeli fakat dostane bir tutum içinde olmamıza, kendimize dışarıdan bakmamıza olanak sağlayacaktır. Ayrıca daha sosyal, daha aktif olacağımız, sevdiklerimiz ve dostlarımızla aktif vakit geçirmekten hoşlanabileceğimiz bir aylık dönemin başlangıcı. Ayrıca Kova burcundaki Yeniay yeni ilişkilerin kurulmasına da uygun zemini sağlayacaktır. Ancak olası kaza ve yaralanma risklerini de gündeme getirebilecek olan bu Yeniay bize genel anlamda açık ya da kalabalık ortamlarda dikkatli olmamızı da salık veriyor. Yeniay ile daha detaylı bilgiyi aşağıda Ay Taktikleri bölümünde bulabilirsiniz.

Ay Taktikleri – Bu Hafta




30 Ocak 2011 saat 16.55’ten 02 Şubat 2011 saat 01.22’ye kadar Ay Oğlak burcunda küçülmekte; Pluto’nun enerjisini de bize yansıtan Ay ani gerginlikler yaşayabileceğimizin habercisi. Jüpiter’den alacağı etkiyi de buna eklersek, girişken ve atılımcı davranışlarımızın, iş ve kariyer beklentilerimizi harekete geçirme fırsatına sahip oluyoruz. Farklı fikir ve projelerinizi dikkatle gözden geçirelim, Yeni Ay’la birlikte harekete geçirebileceğimiz fikirleri kenara not edelim. İş hayatı ile ilgili derlenip toparlanması ve ortadan kaldırılması gereken konularla ilgilenmeliyiz.Duygusal hayatımızda biraz daha mesafeli olabiliriz. İlişkilerimizdeki olası problemleri herhangi bir duygusal kriz yaşamadan tartışabiliriz.

02 Şubat 2011 saat 01.22’den 04 Şubat 2011 saat 12.25’e kadar Ay Kova burcunda Yeni Ay fazında (Yeni Ay 03 Şubat saat 04.30); Daha aktif olacağımız sosyal olacağımız bu günlerde arkadaşlarımızla ve sevdiklerimizle birlikte vakit geçirmek çok doğru olacaktır. Aktif ortamlarda kaza riskinin daha fazla olabileceğini göz önünde bulundurmalıyız.

Yeni Ay dileklerimiz ve yeni başlangıçlarımız için bize fırsatlar sunar. Bu Yeni Ay’ın teması ise dostluk, arkadaşlık, aşk, işten gelen paranın artması, güçlü ve nüfuzlu insanların desteğini kazanma, sosyal sorumluluk projelerine başlama, çocuklara yönelik çalışmalar olacak. Ancak Kova burcu gelecekle ilgili umut ve arzularımızı temsil ettiği için, geleceğe yönelik hayatınıza yön vermesini istediğiniz konuları da destekleyecektir. Bu yüzden Kova Burcu joker özelliğindedir ve Her türlü dilek ve yeni başlangıç için de uygundur.

Yeni Ay’da dilekte bulunurken, ya da yeni bir projeye başlarken illa ki ritüel yapmak zorunda değiliz. Kendimiz için en uygun yöntemi kendimiz seçebiliriz. İster dua, ister meditasyon, ister kolaj çalışması, ister imgeleme ya da olumlama yapabilirsiniz. Belki de hepsini birden yapmak isteyebilirsiniz. Bu tamamen kendi seçiminize bağlıdır. İnanarak yaptığınız çalışma her zaman en iyi çalışmadır. Fakat illa ki ritüel yapmak istiyorsanız, Hava grubuna ait bu Yeni Ay’da dileklerinizi pencereden dışarıya söyleyebilir, rüzgarla birlikte uçmasını sağlayabilirsiniz.

04 Şubat 2011 saat 12.25’ten 07 Şubat 2011 saat 00.47’ye kadar Ay Balık burcunda büyümekte; İştahımızın artabileceği, bağımlılıklarımızın bizi daha fazla esir alabileceği günler. Bunun dışında ruhsal gelişiminiz ile ilgili bazı adımlar atmak istiyorsak, ya da bir seminer katılmak ya da bu konular ile ilgili bir kitaba başlamak istiyorsak doğru zamandayız. Balık’ta büyüyen Ay ruhsal, spiritüel yanımızı geliştireceği gibi, hayal dünyamızı da aktive edecektir. Ancak iş dünyamız bu konularla alakasızsa, önemli işleri bugünlerde bir kenara bırakmak mantıklı olacaktır.

Ay Taktikleri’ni daha detaylı öğrenmek istiyorsanız; tüm ayrıntıları “Ay Taktikleri” kitabında bulabilirsiniz:

http://www.dr.com.tr/Search.aspx?kw=ay+t...&media=999

Sevgiler

Yurda Hal – 24 Ocak 2011
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47
Referans Adresler